HABER MERKEZİ –
4-13 Mayıs 1990:
PKK 2. Konferansı, yaklaşan 4. Kongreye Önderlik hazırlığı olarak Mahsum Korkmaz Akademisi’nde yapıldı. Konferansa Akademide yoğunlaşan kadro bileşimi katıldı. Konferansı Önder Abdullah Öcalan yönetti ve her konuda kapsamlı değerlendirmeler yaptı. Konferans siyasi ve askeri süreci değerlendirerek kongre düzeyinde kararlaştırılıp planlanması gereken hususları netleştirdi. Yine gerillaya dayatılan her türlü çeteciliği eleştirip mahkûm ederek, çeteci eğilimlere karşı ideolojik-örgütsel çizgi mücadelesinin geliştirilmesi gerektiğini kararlaştırdı. Sonuçlar ülkeye aktarılarak bu temelde kongre yapılmak istendiyse de, yaşanan önemli siyasi ve askeri gelişmeler kongrenin yapılmasını geciktirdi.
26 Haziran 1990:
PKK Merkez Komite üyesi İsmail İbrahim Yoldaş, Başkale’de düşmanla girdiği bir çatışmada şehit düştü. İsmail Yoldaş, Özgürlük Hareketimize Rojava Kürdistan’dan katılan ilk grubun öncüsüydü.
24 Temmuz 1990:
PKK Merkez Komite üyesi Harun(Şehmus Yiğit) Yoldaş, Gerdî Alanında Hacıbeg Suyu yakınında eğitim verirken yaşanan kaza sonucu şehit düştü. Amed’in Çermik İlçesinde doğmuş ve Dersim’de öğrenci iken Cuma Tak ve Mehmet Sevgat ile birlikte harekete katılmıştı.
2 Ağustos 1990:
Irak ordusu Kuveyt’e girdi ve bir gecede işgal etti. Kuveyt Yönetimi ülkeyi bırakıp kaçtı. Önceden işgale göz kırpmış olan ABD Yönetimi, işgali bahane ederek bir yandan Saddam Hüseyin Yönetimine karşı bölgesel ve küresel ittifak oluşturmaya, bir yandan da başta körfez olmak üzere Ortadoğu’ya asker ve silah yığmaya yöneldi. Böylece “Körfez krizi” denen gerginlik ve mücadele süreci başladı. Bu durum, müttefiki olan Irak Yönetimini destekleyemeyen Sovyetler Birliği Yönetimindeki çöküş sürecini hızlandırdı. ABD Yönetimi, gereken hazırlıkları yaptıktan sonra 17 Ocak 1991 şafağından itibaren havadan Bağdat’ı bombalamaya başladı. 27 Şubat günü Körfez’den Kuveyt’e çıkarma yaptı ve Irak ordusuna ağır bir darbe vurdu. Bunun üzerine Saddam Hüseyin Yönetimi kuzey ve güneydeki askerlerini Bağdat çevresine geri çekti ve böylece bir anda Irak fiilen üçe bölünmüş ve Güney Kürdistan devlet egemenliğinden kurtulmuş oldu. Bu durum, hem dünya ve bölge açısından ve hem de Kürdistan açısından yepyeni bir siyasi ve askeri sürecin ortaya çıkması anlamına geldi. Küresel ve bölgesel düzeyde daha sonra yaşanan siyasi ve askeri gelişmeler Irak’ın bu durumu üzerinde yükseldi. Ortaya çıkan durumu değerlendiren Önder Abdullah Öcalan, hem Saddam Hüseyin Yönetiminin tümden gidici olduğunu, hem de bu durumun ABD’yi güçlendirmediğini, tersine zayıflattığını belirtti.
26-31 Aralık 1990:
PKK 4. Kongresi, Güney Kürdistan’ın Haftanîn Bölgesinde gerilla denetimindeki özgür alanda yapıldı. Birinci kongreden sonra Kürdistan’da yapılan ikinci kongre oluyordu. Önder Abdullah Öcalan, 4. Kongreyi “Gerilla Kongresi” olarak tanımladı. Kongreye değişik savaş bölgelerinden gelen 80 civarı kadro katıldı. Kongre hem Körfez krizi ile başlayan yeni süreci ve hem de dört yıllık savaş pratiğinin sonuçlarını değerlendirdi. Gerillaya dayatılan çeteciliği mahkûm etti. Çeteci pratiğinden dolayı Şemdin Sakık hakkında soruşturma kararı aldı. Önderlik çizgisinde parti öncülüğünün geliştirilmesini kararlaştırdı. Yine ordulaşmanın büyütülmesi, kızıl alanlar yaratarak kurtarılmış bölge oluşturulması gibi kararlar aldı. Kongre dayatan Körfez Savaşının ağır etkisi altında gerçekleşti. Dolayısıyla hızla tamamlanıp savaş bölgelerine ulaşabilmek için bazı gündem maddeleri hafifletildi. Özeleştiri platformu yerine Önderliğe bireysel özeleştiri raporlarının yazılmasıyla yetinildi. Yeni bir Merkez Komite seçilerek kongre çalışmaları tamamlandı. Zaten kongre tamamlandıktan çok kısa bir süre sonra Körfez Savaşı başladı. Birinci Kongreye katılmış ve Diyarbakır Cezaevinde yatmış olan Mehmet Şener, gerilla karşıtı düşüncelerini sinsi yöntemlerle kongrede etkili kılmaya çalıştıysa da başarılı olamadı.
Mart-Mayıs 1991:
Önder Abdullah Öcalan, hem cezaevi pratiği ve hem de gerillaya olumsuz yaklaşımı nedeniyle 4. Kongre sonrası Mehmet Şener’e pratik görev vermeyerek, netleşmesi için soruşturma açtı. Mehmet Şener, soruşturmayı yürüten Sarı Baran ve Abdurrahman Kayıkçı tarafından kaçırılıp Rojava’ya geçirildi. Burada “PKK Vejin” isimli örgüt kurduğunu açıklayarak partiyi bölücü faaliyetlere yöneldi. Zindanları etkilemek istedi. Önder Abdullah Öcalan, gerilla karşıtı bu provokatif-tasfiyeci eğilimi mahkûm etti. Tasfiyeci grup fazla zararlı olmadan engellendi. Ancak etkisini gidermek zaman aldı ve enerji tüketti. Bu durumu değerlendiren Önder Apo, zindandan çıkan kadroları Akademi’de toplayarak zindan konferansı yapmaya karar verdi.
7 Haziran 1991:
“Tercüman Yusuf” adıyla tanınan PKK Merkez Komite üyesi Abdulkadir Bekiroğlu Yoldaş, Cudi Dağında şehit düştü. Hasankeyfli Arap kökenli olan Yusuf Yoldaş, uzun süre Önder Abdullah Öcalan’ın yanında tercüman olarak görev yürütmüştü. Daha önce 29 Mart 1991 tarihinde de Cudi-Haftanin hattında Kara Ömer(Haydar Altun) Yoldaş şehit düşmüştü.
8 Haziran 1991:
Önder Abdullah Öcalan’ın değerlendirmeleri temelinde, Güney Kürdistan’da oluşan boşluğu özgürlük çizgisinde doldurmak üzere Partiya Azadiya Kurdistan(PAK) kuruldu. 1992 Ekim ayındaki Güney Savaşında KDP ve YNK güçleri en çok PAK’ı hedefledi.
19 Haziran 1991:
PKK Merkez Komite üyesi Mahir(Ahmet Güler) Yoldaş, Serhat Alanında düşmanla girdiği bir çatışmada şehit düştü. Mahir Yoldaş, Akif Yılmaz, Mahir Can ve İdris Ökmen’le birlikte Serhat alanından Özgürlük Hareketimize katılan ilk grubun içinde yer almıştı.
7 Temmuz 1991:
Gerilla mücadelesinin yarattığı demokratik siyaset ortamını değerlendirmek amacıyla kurulmuş olan Halkın Emek Partisi-HEP’in Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın, kontrgerilla tarafından kaçırılarak katledildi. Hapis yatmış, tutarlı ve mücadeleci bir yurtseverdi. Cenazesi birkaç gün sonra Ergani yakınlarında bulundu ve Amed’te yüz binlerin katıldığı tarihi bir cenaze töreni ile toprağa verildi. Cenaze törenine saldıran TC kontrgerillası tarafından yirmiden fazla yurtsever katledildi. Vedat Aydın olayı hem halk serhildanlarının hem de kontrgerilla saldırılarının doruk yapmasını ifade etti.
23-28 Ağustos 1991:
PKK 1. Zindan Direniş Konferansı, zindanlardan çıkmış 50 civarında kadronun katılımıyla Mahsum Korkmaz Akademisi’nde yapıldı. Konferansı Önder Abdullah Öcalan hazırladı ve yürüttü. Konferans öncesi önemli bir tartışma ve hazırlık süreci yaşandı. Konferans, 1982 Zindan Direniş Çizgisi ile çelişen duygu, düşünce ve yaklaşımları mahkûm eden ve Önderlik çizgisiyle bütünleşmeyi sağlayan önemli kararlar aldı. Mehmet Şener tasfiyeciliğinin zindanlardaki etkisinin tümden aşılmasını sağladı. Gerçekleştirdiği eleştiri ve özeleştiri düzeyi ile zindandan çıkan kadroları ve partinin zindandaki kadro gücünü gerilla gerçeği ile buluşturdu.
20 Ekim 1991:
Türkiye’de erken genel seçim yapıldı. Bir tür darbeyle Genelkurmay Başkanı olan kontrgerillacı Doğan Güreş’in hazırladığı topyekûn faşist özel savaş konseptini imzalayan Başbakan Mesut Yılmaz, erken seçim kararı aldı. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Paris Kürt Konferansına gittikleri gerekçesiyle partiden attırdığı Kürt milletvekillerinin kurduğu HEP ile seçim ittifakı yapmak isteyince, Önder Abdullah Öcalan bu politikayı uygun buldu ve böylece seçime SHP-HEP ittifakı ile girildi. Seçim sonucunda DYP-SHP koalisyon hükümeti kuruldu. Halkın Emek Partisi-HEP, SHP listesinden yirminin üzerinde milletvekili çıkartarak mecliste grup oluşturma hakkı kazandı. Böylece halk serhildanlarıyla birlikte meclise kadar giren bir demokratik siyaset alanı ortaya çıktı. Önder Abdullah Öcalan, bu durumu ‘yaşanan sert ve keskin mücadelenin biraz yumuşatılması’ olarak değerlendirdi.
20 Aralık 1991:
PKK Merkez Komite üyesi Mervan(Aydın Adsay) Yoldaş, Siirt merkezde bir düşman komplosunda şehit düştü. 3 Ocak 1992 günü ise, Merkez Komite üyesi Hayri(Mehmet Salih Şahin) Yoldaş Tatvan kırsalında çığ düşmesi sonucunda şehit oldu.
21 Mart 1992:
Nusaybinli Rahşan Demirel, İzmir Kadifekale’de Newrozu kutlamak amacıyla kendini ateşe verdi. Olayın metropollerdeki Kürtler üzerinde olumlu etkisi oldu.
11 Mayıs 1992:
Garzan Eyalet Komutanlığında görev yürüten Ozan Mizgin(Gurbet Aydın) Yoldaş, Tatvan’da girdiği çatışmada şehit düştü. Ozan Sefkan’la birlikte HUNERKOM’un kuruluşunu gerçekleştirmiş ve Avrupa Sorumluluğu görevinde bulunmuştu.
14-16 Ağustos 1992:
15 Ağustos Atılımının yıldönümünde “PKK ayaklanma yapacak” gerekçesiyle TC Devleti Şırnak’ta katliam yaptı. Yüzlerce insan katledildi ve yaralandı. Yüzlerce ev ve işyeri tahrip edildi. Devlet benzer katliamları daha sonraki süreçte diğer kent ve kasabalarda da sürdürdü. Şırnak katliamını protesto etmek amacıyla 17 Ağustos günü Hewlêr ve Süleymaniye’de geniş katılımlı halk gösterileri yapıldı. Bu protestoları engelleme amacıyla KDP’nin yönelttiği saldırıda Necbir Yoldaş şehit düştü.
Eylül 1992:
TC Devletinin Suriye ve Lübnan Yönetimleri üzerindeki ağır baskısı sonucunda Mahsum Korkmaz Akademisi’nin Lübnan’daki eğitim faaliyetleri durduruldu.
20 Eylül 1992:
Kürt Bilgesi Musa Anter, “Faili meçhul” denen bir kontrgerilla saldırısında Amed’de katledildi. Serhildanları engellemek ve ezmek amacıyla yurtsever halkı hedefleyen kontrgerilla saldırıları işte bu düzeye ulaştı.
4 Ekim 1992:
Güney Kürdistan Parlamentosunun 2 Ekim günü aldığı “PKK Güney Kürdistan’dan çıksın” kararı ardından 4 Ekim günü TC-KDP-YNK güçleri birlikte ve ABD desteğinde başta Haftanîn ve Xakurkê olmak üzere PKK’nin tüm sınır hattındaki gerilla güçlerine ve üslerine yönelik topyekûn askeri saldırı başlattı. Saldırılar aynı zamanda PAK(Partiya Azadiya Kurdistan) güçlerini de hedefledi. İki-üç hafta boyunca sert çarpışmalar yaşandı. Gerilla güçleri tümden kuşatılıp ezilmek isteniyordu. Haftanîn güçleri üç haftayı aşkın süre direndikten sonra ağırlıklı olarak Botan’a geri çekilme yaptı. Zap-Avaşîn güçleri de sınır üzerine geri çekildi. Xakurkê Yönetimi içinde ise teslimiyetçi bir eğilim gelişti. Kuşatma durumu ortaya çıkınca Ferhat(Osman…) tarafından anlaşmaya oturularak YNK denetimindeki Zelê alanına çekilindi. Bunu kabul etmeyen bazı gerilla birlikleri ise Şemdinli sınır hattına çekildiler. Dersimli Bêrîtan(Gülnaz Karataş) Yoldaş ise, son mermisine kadar direnip silahını kırdıktan sonra “Biji Serok Apo” diyerek 25 Ekim günü kendini uçurumdan attı. Bu gelişmeleri değerlendiren Önder Abdullah Öcalan, doğru gerillalaşamamayı eleştirdi ve teslimiyet eğilimini mahkûm ederek PKK’nin direnme çizgisinin Şehit Bêritan Çizgisi olduğunu belirtti. Bu savaşa PKK Tarihinde “Güney Savaşı” dendi.
12 Ekim 1992:
PKK Merkez Komite üyesi Şiyar(Kazım Kulu) Yoldaş, Botan’ın Gabar Dağında düşmanla girdiği çatışmada şehit düştü. Partiye çok genç yaşta katılmış olmasına rağmen, farklı alanlarda önemli görevler yürüttü.
Ocak-Mart 1993:
Önder Abdullah Öcalan, Güney Savaşının yarattığı tahribatları gidermek, gerilla çizgisinde bir düzeltme ve toparlanmayı sağlamak üzere tüm gücü eğitime aldı ve komutanın parti çizgisinde özeleştiri vermesini geliştirdi. Hazırladığı talimatlar temelinde tüm komuta gücü özeleştiri raporu hazırladı ve parti platformlarından geçti. Böylece önemli bir düzeltme ve hazırlık düzeyi ortaya çıktı.
17 Mart 1993:
TC Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile ilişkide olan Celal Talabani’nin girişimi ve aracılığıyla Önder Abdullah Öcalan, 20 Mart’tan başlamak üzere 25 günlük süreyle ateşkes ilan etti. Gerilla güçlerine saldırılmadığı müddetçe gerilla güçleri eylem yapmayacaktı. Gelişmeler pozitif olursa durum değerlendirilip ateşkes uzatılabilecekti. Ateşkes ilanı Lübnan’da yapılan basın toplantısı ile gerçekleşti. Ateşkese ilgi beklenildiğinden de yüksekti. Nitekim 25 gün sonra ikinci bir basın toplantısı yapılarak ateşkes uzatıldı. Ancak 17 Nisan günü ateşkesin muhatabı olan Turgut Özal’ın “Öldüğü” açıklandı. Önder Abdullah Öcalan “Öldürüldü” diye değerlendirdi. Bu temelde TC Yönetimini ele geçiren Güreş-Ağar-Demirel-Çiller çetesi, hem PKK’ye yönelik topyekûn özel savaş konsepti temelinde saldırı yürüttü, hem de devlet içindeki Özal yanlılarını ezdi. Böylece ateşkes stratejik bir gelişmeye dönüşememiş, taktik bir adım düzeyinde kalmış oldu. Kürdistan’da savaş şiddetlenerek ve derinleşerek sürdü.
…Haziran 1993:
Kürdistan’ın değişik bölgelerinden ve yurtdışından seçilmiş temsilciler “Kürdistan Ulusal Meclisi-KUM”u oluşturmak üzere Zelê’de toplandı. Başlangıçta yoğun bir ilgi gören bu çalışma, gelişmesi için gereken siyasi-askeri zemini ülkede bulamadığı için yürütülemedi.
26 Kasım 1993:
Almanya Federal Meclisi aldığı bir kararla PKK’yi “Suç örgütü” sayıp yasakladı. Düsseldorf mahkemesi ise, ancak meclisin bu kararına dayanarak, 24 Ekim 1989- 7 Mart 1994 tarihleri arasında yargılamaya çalıştığı PKK’lilere ceza verebildi.
28 Ocak 1994:
Zelê kampı Türk savaş uçaklarınca bombalandı.
2 Mart 1994: TC Meclisinde dokunulmazlıkları kaldırılan DEP’li milletvekilleri tutuklandı. Bir kısım milletvekili tutuklanmamak için yurtdışına çıktı. 16 Haziran günü Demokrasi Partisi-DEP kapatıldı.
5-15 Mart 1994:
1993-1994 kışında Mahsum Korkmaz Akademisinin devamı olarak Parti Merkez Okulu açıldı ve kadro eğitimine başladı. İlk devrenin sonunda 15-21 Mart arasında Parti Merkez Okulunda PKK 3. Konferansı yapıldı. Konferansa devre bileşimi ve alanda bulunan kadrolar katıldı. Önder Abdullah Öcalan devre boyunca sosyalizmin sorunlarını, kadın ordulaşmasını ve doğru partileşme görevlerini değerlendirmiş, “İşbirlikçi-çeteci” ve “Erken iktidar hastalığı” eğilimlerini eleştirip mahkûm etmiş, böylece güçlü bir hazırlık yapmıştı. Dolayısıyla 3. Konferansta güçlü değerlendirmeler yapılıp önemli kararlar alındı. Bu temelde Demirel-Çiller-Güreş-Ağar çetesinin topyekûn özel savaş saldırılarına karşı topyekûn devrimci direnişin hazırlıkları yapıldı.
21 Mart 1994:
Kürdistan’da artan saldırıları ve Avrupa devletlerinin TC katliamlarına verdiği desteği protesto etmek amacıyla Bêrîvan(Nilgün Yıldırım) ve Ronahî(Bedriye Taş) adlı kadın devrimciler, Almanya’nın Mannheim kentinde bedenlerini ateşe verip kendilerini yaktılar. Önder Abdullah Öcalan bu tutumu “Mazlum Direnişçiliği” ve “Ateşte yanarak özgürleşme” olarak değerlendirdi.
14 Nisan 1994:
Daha sonra Parti Kongremiz tarafından Merkez Komite onur üyesi olarak seçilen gerilla komutanı Cuma(Selim Ülker) Yoldaş, Cudi Dağında TC ordusuyla yaşanan çatışma içinde şehit düştü. Bu olayın 1994 yılı boyunca Botan’da gelişen direniş üzerinde etkisi oldu.
2 Mayıs 1994:
KDP ile YNK arasında iç çatışma başladı ve Güney Kürdistan Yönetimi Hewlêr ve Dühok merkezli olmak üzere ikiye bölündü. 1995 yılında ABD ve TC Yönetimleri KDP ile YNK’yi PKK’ye karşı yeniden bir araya getirmek için İrlanda’nın başkenti Dublin’de görüşmeler başlattı.
15 Ağustos 1994:
Tarihi 15 Ağustos Gerilla Atılımının onuncu yıldönümünde Önder Abdullah Öcalan, Parti Merkez Okulu’nda kutlama töreni ve güçlü değerlendirmeler yaparak “Diriliş tamamlandı, sıra kurtuluşta” dedi. 31 Ağustos akşamı ise Parti Merkez Okulunu toplayarak yaptığı değerlendirmede “Bizi yok edeceğini söyleyenler kendileri yok olup gittiler, ama biz dimdik ayaktayız” dedi.
27 Eylül 1994:
PKK Merkez Komite onur üyesi Zeynel(Celal Barak) Yoldaş, Dersim’de düşmanla girdiği çatışmada şehit düştü. Zeynel Yoldaş uzun süre TC zindanlarında esir kalmış ve tarihi zindan direniş çizgisini gerilla komutanlığına taşımıştı.
9 Ekim 1994:
PKK Merkez Komite Üyesi ve gerilla komutanı Azime(Mihriban Saran) Yoldaş, Botan’ın Herekol Dağında düşmanla girdiği çatışmada şehit düştü. Azime Yoldaş, 1980’li yıllarda yurtdışına çıkan ve Lübnan-Filistin sahasında eğitim gören parti kadroları arasındaydı. Yine Hakkâri merkezde parti çalışmalarını ilk başlatan kadroydu.
8-27 Ocak 1995:
PKK 5. Kongresi, değişik savaş cephelerinden ve farklı çalışma alanlarından gelen 231 asli delege ve 86 oy hakkı olmayan delegenin katılımıyla Güney Kürdistan’ın Haftanîn alanında yapıldı. Önder Abdullah Öcalan, Kongreye yazılı bir rapor ve ayrıca kapsamlı değerlendirmeler sunarak, paradigma değişiminin felsefi ve ideolojik ipuçlarını ilk kez burada verdi. Kongre “PKK’lileşelim Savaşı Kazanalım” şiarıyla yürütüldü. Reel sosyalizmin çözülüşü ardından PKK’nin yaptığı ilk kongre oluyordu. Dolayısıyla parti amblemi değiştirildi, programda kısmi değişiklikler yapıldı, yeni bir tüzük ve gerilla yönetmeliği hazırlandı. Önder Apo 5. Kongreyi “Reform Kongresi” olarak tanımladı. Kongre önceki dört yılın kapsamlı savaş pratiğini eleştiri ve özeleştiri temelinde değerlendirmeye tabi tuttu. Zelê, Zagros ve Amed pratikleri yargılandı, yönetim yazılı raporlarla özeleştiri platformuna çıktı. Kongrede partileşme, ordulaşma ve kızıl siyasi iktidarlaşma üzerine kapsamlı kararlar alındı. Bir yargılama ve düzeltme kongresi olarak Merkez Komitenin yeniden seçimiyle çalışmalar tamamlandı. Önder Abdullah Öcalan kongrenin Metîna’da yapılmasını isteyerek, olası bir TC operasyonuna karşı hazırlık yapılmasını ve askeri güçlerin gerilla takımları biçiminde yeniden örgütlendirilmesini planlamıştı. Kongre bu konularda Önderliği anlamada ve uygulamada zayıf kaldı. Nitekim kongre ardından yapılan Merkez Komite toplantısında ve sonraki süreçte Önder Apo, bu durumu düzeltmek için önemli bir mücadele yürüttü.
8-18 Mart 1995:
- Özgür Kadın Kongresi 250’yi aşkın delegenin katılımıyla Güney Kürdistan’ın Metîna alanında yapıldı. Önder Abdullah Öcalan kongreye kapsamlı değerlendirmeler sundu. Daha önce Ferhat tasfiyeciliği tarafından Zelê’de yapılmaya çalışılan sözde kadın kongresi Önder Apo tarafından reddedilmiş ve bu durumun eleştirisi temelinde güçlü hazırlıklar yapılmıştı. Kongre kadın özgürlük çizgisi, özgün kadın örgütlülüğü ve kadın ordulaşması üzerine kapsamlı değerlendirmeler yaptı ve tarihi kararlar aldı. Özgün ve özgür kadın örgütlenmesi olarak “Yekîtiya Azadiya Jinên Kurdistan-YAJK” kuruluşuna karar verdi. Bu temelde özgün kadın birliklerinin kuruluşunu kararlaştırdı. YAJK Yönetimini seçerek çalışmalarını başarıyla tamamladı. Ancak kongre ardından yapılan yönetim toplantısı, TC ordusunun başlattığı “Çelik Operasyonu” nedeniyle biraz zorlandı.
https://www.nuceciwan61.com/2020/11/24/pkk-kronolojisi-bolum-1/
https://www.nuceciwan61.com/2020/11/26/ozgurluge-uyanisin-kronolojisi-bolum-2/
https://www.nuceciwan61.com/2020/11/29/ozgurluge-uyanisin-kronolojisi-bolum-3/