HABER MERKEZİ – Size bir şehidimizi hatırlatayım. Şehit Bêrîtan. Güney savaşında şehit düşen Gülnaz Karataş (Bêrîtan) arkadaş, özgürleşme yönünde büyük bir çabaya sahipti. Bana gönderdiği raporda “Önderliğin çözümlemelerinden yararlanarak bir roman denemesi yapmak istiyorum” diyordu. Bizde hiç kimse şimdiye kadar böyle bir söz söylememişti. Oldukça ilgili bir arkadaştı. Bu arkadaşı bir görüp tartışsaydım iyi olurdu diyordum. Daha sonra şahadet haberi geldi. Çok kahraman bir kızdı. Rubarok karakol eylemine takım komutanı düzeyinde katılmış ve bu eylemde yaralanmıştı. Yaralı olduğu halde, Güney savaşı cephesinde en önde tavır almış; orada da mermileri tükeninceye kadar mevzide kalmıştı. Kayalıkta uçurumun kenarında Bêrîtan’ın etrafını çeviriyorlar, çembere alıyorlar. “Teslim ol” diyorlar. Ama Bêrîtan bunun gerçekten böyle olmadığını biliyor, özgürlüğüne düşkün, bu durumu kendi onuruna yedirmiyor. “Siz düşmanla işbirliği yaptınız, Güney’den Kuzey’in devrimine saldırıyorsunuz, sizler hainsiniz, size teslim olmam” diyerek kendini uçuruma atmıştır. Bêrîtan sonsuz özgürlük ve Önderlik çizgisine sahipti. Benim için önemli olan Bêrîtan çizgisinin savaşımıdır. Ben kimsenin askeri olamam, benim mücadelem özgürlük mücadelesidir. Peşmergeler işte gidelim PKK’deki bayanları alalım diye yaklaşıyorlar, yaklaşımları ortada bunlarla neyi koruyacaksın. İşte esas aldığım özgürlük çizgisi budur. Ama o Kürt gericiliğine teslim olmam diyor, özgürlüğü esas alıyor. O kızın özgürlük onurunu korumak boynumuzun borcudur.
Bu anlamlı ve çok cesur bir eylemdir. Aslında teorik olarak güçlüdür; salt yurtseverlik veya direnişçilikten kaynaklanmayan, aynı zamanda çözümlemeleri de oldukça derinliğine anlamaya çalışan birisidir; çünkü onları daha da boyutlandırmak istiyor. Bu durumu bu yoldaşımızdan iyi bir çözümleyici çıkabileceği anlamına geliyor. Anlamakta kararlı olan ve bunun için her türlü kahramanca direnişçiliği sergileyecek kişilikler de çıkıyor ve buna değer vermek gerekiyor. Bu arkadaşın anısına iyi karşılık vermek gerekecektir. Bunlar öyle basite alınacak kişilikler ve tavırlar değildir.
Bizim Jeanne D’Arc’ımız
Beni takip eden kadınlar var. Gerici zihniyetin karısı, kızları olmaktan daha rezil bir şey olamaz. Yüzlercesinin anısına akıllı ve edepli bu kızlarımızın siyasette kendilerini güçlendirmeleri, karılaşmaya düşmemeleri, kişiliklerini korumaları gerekir. Karılaşan kadın karılaşan halktır, karılaşan kadın karılaşan ülkedir. Tek başına yaşamayı göze almaları gerekir, ölümü göze almaları gerekir. Vasiyetim ve öğüdüm budur. Bêrîtan bize vasiyettir. O kızı unutabilir miyiz? O mesajdır, bize çağrıdır. O bizim için bir Jeanne D’Arc’tır. Onun gibi yüzlercesi var. Onu esas alacağız, onurumuzdur. Onun eylemi sevdanın, onurun eylemidir. Biz onun olduğu yerdeyiz. Son ferde kadar savaşacağız. Şeref ve özgürlük için, onur için savaşacağız.
Kızlarımızı uyaracağım. Kadınlarımız bu konuda çok uyanık olmak zorunda. Beş bin yıllık bir fırsat yakalanmış. Her birine, hepinize birer saray bile verseler yüzlerine tükürün. Kızlar kıyameti koparsın, tekrar sizleri cendereye sokmak istiyorlar. Büyük bir oyun var kadınların üzerinde. Herkes dağdan inse bile, onlar kendilerinin onurlu barışı sağlanıncaya kadar mücadele edecekler, inmeyecekler.
Aranızdan güçlü özgürlük önderleri çıkmazsa, kendinizi yaratamazsınız. Özgür kadın tipinizi yaratamazsınız. Çok ilkeli olmak kadar, yalın bir pratiğe de sahip olacaksınız. Eğer gelişemezseniz, yaşantınızın da bir anlamı olmaz. Çok ucuz bir tarzda, bir erkeğe dayalı yaşamak sizler açısından çok kötü bir durumu ifade ediyor. Özgürlüğü tutturamayan, bir sosyal ilişkiyi, bir aile ilişkisini, özgürlüğü baştan köreltmez mi? Tabii ki köreltir. Her şeyden önce özgürleşecek kadına, kadının özgürlük önderliğinin çıkabileceğine inanmak gerekir.
Erkeklik dünyasını sarsmak
Yapmanız gereken işler az mıdır? Düzeltmeniz gereken, çaba sarf etmeniz gereken şeyler yok mudur? Özgürlük çabanız ne kadardır? Bu anlamda sarf edilen çabayı destekliyoruz. Yaşam her gün bir savaş biçimiyle ve bunun çabasıyla yüklenecek görevlerle yüklüdür. Başınızdaki erkeklik dünyasını sarsmadan, yıkmadan yenisini yapmak mümkün değil. Bir erkeğe dayanılarak asla yaşanılamaz. Bu nedenle diyorum ki, günlük ilişkilerinize dikkat edin. Yeniden yapılandırma, özürlük önderlerini yaratma çabalarınız nerede? Bakıyorum, fazla çabanız yok. Mücadeleye kadınların katılması gerekiyor ki, bu oldukça saygıdeğer bir çabayla sonuç alınması gereken bir durumdur.
Devrim, savaş, askeri, siyasi örgütlenme gibi, birçok görev yürütülürken, özgün bir görevin olduğunu asla, hiçbir zaman unutmamakla, sürekli göz önüne getirmeyle özgür kalabilirsiniz.
Ben gerçekçi bir adamım. Bu konularda çok gördüğünüz, bildiğiniz kişiliklere benzemem. Benim ölçülerim çok farklı! Kadın konusunda da öyleyim. Belki de bildiğinizin, sandığınızın çok ötesinde ve üstündedir. Böyle normal, sıradan bir düzen adamı olmak, kendi güdülerine göre, ihtiyaçlarına göre yönünü çevirmek gibi bir sıradanlık bende fırsat bulamaz. Ben, kadın dünyasının her zaman sömürgeciliğin etkisi altında olduğuna ve kadının çalınmışlığına inanıyorum.
Kıvanç verici yeni yaşam süreci
Dolayısıyla sizlerin çalınmışlıktan, kandırılmışlıktan kurtulmanız gerekir. Özgür kadın çözümlemesi, özgür kadının ortaya çıkış olanağını burada bulmamız, en çok kıvanç duyduğum ve buna “başardık” diyebileceğim çalışmalardandır. Kadın özgürlüğü altın harflerle değerlendirilebilecek tarihi bir çalışmadır. Sonuçları, yaşam üzerinde mutlaka etkili olacaktır. Özgürlük dünyasına büyük bir temel teşkil etmekte, ekmek-sudan daha önemli bir çalışmadır.
Eğer biraz ısrarlı takipçisi olursanız, göreceksiniz en anlamlı yaşam kurulacaktır. Ama bu mücadele isteyecektir. Unutmayın ki, tüm önemli özgürlük adımları mücadele ile kazanılır. Bir özgürlük ne kadar değerliyse, uğruna o kadar çaba, mücadele, hatta savaş verilir. Kolay kazanımlar bilin ki fazla değerli değildir. Zor kazanılanlar, en değerli olanlardır.
Burada yeniden yaratıldınız, yeni yaşamın özgür ve kabul edilebilir sınırına getirildiniz. Bundan sonraki adımları atmak tamamen size bağlıdır. Toplum sizinle daha bir zenginleşir, yoldaşlar sizinle daha başarılı yürüyüşler yapabilirler. Bu kıvanç verici yeni bir yaşam süreci olacaktır. Horlanmış, ciddiye alınmayan, hep arkalarda idare edilen yaşam mahkumu kadın yerine; saygı kazanmış, eşitliğe yakın, bir yük değil yaşamın güçlü bir ortağı olmayı bilen adımlara sahip kadın kazanılması ve uğruna her şeyin verilmesi gereken özgür kadın olacaktır. Bundan sonra da bu temelde yaklaşacağız ve başaracağımıza da inanıyoruz.
Son tahlilde bütün bu zorlukların sonucu kazanmak ve özgürlük ise, bütün bu kahramanca direnişler yerindedir.
Önder Apo’nun farklı tarihlerde yaptığı çözümlemelerden derlendi.
Kaynak: NewayaJin