HABER MERKEZİ – Kürdistan ve dünya halkları açısından faşist ve ırkçı saldırılar, kadın kırımı, ekonomik buhranlar ve salgın hastalıklar ile bir an önce bitmesi gereken bir yıl olarak görülen 2020, Avrupa’da yaşayan Kürt gençleri açısından kelimenin tam anlamıyla direniş yılı oldu.
Kürt gençleri ve genç kadınları açısından hamlesel bir yıl olarak değerlendirilen 2020 yılında, Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü, Türk devletinin Kürdistan’da yürüttüğü soykırım ve işgal saldırıları, kadına yönelik taciz ve cinayetler, dünya genelinde gelişen ırkçı ve faşist saldırılara karşı düzenlenen eylem ve etkinlikler öne çıkan konular oldu.
Önder Öcalan’a Fiziki Özgürlük
Kapitalist modernitenin yaşadığı sistemsel kriz ve bu krizi aşma çabası olarak Kürdistan coğrafyasında uluslararası güçler ve yerli işbirlikçileri ile sürdürülen Üçüncü Dünya Savaşının en yoğun olarak yaşandığı yer, İmralı cezaevi oldu. Halklar Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve sistematik İmralı işkencesi 22’nci yılındayken, burada Önder Öcalan’a uygulanan teslim alma politikası ise, Öcalan’ın direnişi ile bertaraf edildi. Bundandır ki son avukat görüşmesi olan 7 Ağustos 2019 sonrası avukatların adaya gidişlerine izin verilmezken, 27 Şubat’ta İmralı adasında ‘çıkan yangın’ sonrası Kürt gençleri adeta Avrupa sokaklarını direniş alanlarına çevirdi. Koronavirüsü salgın ve yasaklarına rağmen Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre, Yunanistan, İngiltere, İsveç ve daha birçok Avrupa ülkesinde sokaklarda direniş rüzgarı estiren gençler, yıl boyunca düzenledikleri yüzlerce eylem ve etkinlik ile komplocu güçlere “Öcalan, irademizdir” mesajını verdiler.
Avrupa’da bir heyula dolaşıyor: Bi Hev Re Serhildan
Mücadele tarihi boyunca faşizme, saldırılarının en çok yoğunlaştığı dönemlerde gerçekleştirdiği hamlesel çıkışlarla geri adım attıran, ona büyük darbeler vuran gençlik hareketi, 20 Temmuz tarihinde ilanını yaptığı “Bi Hev Re Serhildan” hamlesi ile adeta sokakları faşizme dar etti.
“Tecride, Faşizme İşgale Son – Bi Hev Re Serhildan” hamlesi ile örgütlenmenin lanetlendiği bu dönemde gençlik kara büyüleri bozmuş, Avrupa’nın birçok kentinde komite, komün ve meclis tarzlarında örgütlenmişlerdir. “Örgütsüz tek bir genç kalmamalı” hedefiyle kapitalist modernitenin kalbinde modernite ve aygıtlarına karşı mücadele eden TCŞ ve TekoJIN, yıl boyunca gerçekleştirdiği 1000’e yakın eylem ile Kürdistan’daki mücadelenin Avrupa’da yankısı oldu.
İşgal ve soykırım saldırılarına karşı her yerde direniş
Uluslararası güçlerin desteğiyle başta Türk devleti olmak üzere bölgedeki işgalci devletler ve işbirlikçi çetelerinin Kürdistan’ın dört bir yanında Kürt halkına dönük gerçekleştirdikleri işgal ve soykırım saldırıları 2020 yılında da sürdü. Bakurê Kurdistan’da daha çok siyasi soykırım saldırılarıyla kendisini gösteren Türk işgalciliği, Kuzey Doğu Suriye / Rojava’da cihatçı çeteleri ve yer yer soykırımcı ordusu, Başûrê Kurdistan’da ise işbirlikçi KDP yönetimi ve Barzanî ailesi eliyle Neo Osmanlı hayalini gerçekleştirmek istedi.
Özellikle Başûrê Kurdistan’da yılın ilk yarısında Mexmûr, Zînî Wertê ve Şengal’e dönük saldırılar Kürt gençleri açısından büyük bir öfke yarattı. Son aylarda ise KDP güçlerinin Medya Savunma Alanları’na yönelik askeri yığınak ve provokatif saldırıları ile Bağdat hükümetiyle Şengal’e yönelik yeni bir ferman anlamına gelen yaptığı anlaşma gençler açısından bardaktaki son damla oldu.
Türk işgalciliğine, cihatçı çetelere ve işbirlikçi yerli ihanet şebekelerine karşı Avrupa’da Kürt gençleri çok sayıda eylem gerçekleştirdi. Onlarca merkezde yüzlerce eylem gerçekleştiren TCŞ ve TekoJIN aktivistleri, Kürt halkının özgürlük iradesine kimsenin engel olamayacağını eylem ve iradeleriyle göstermiş oldu.
Kapitalist modernitenin gerçek yüzü: Irkçılık ve faşizm!
2020 yılında Türkiye ve tüm dünyada insanlığın utanç duyduğu en önemli başlıklardan biri de ırkçı ve faşist saldırılar oldu. Türkiye ve Kuzey Kurdistan’da kurumsallaşmış ırkçılık ve faşizmin Kürt’e, Kürtçe’ye dönük saldırıları hemen her gün yaşanırken, dünya genelinde ırkçı saldırılar ise büyük öfke patlamalarına neden oldu.
Şubat ayında Almanya’nın Hanau kentinde Neonazi’lerin iki kafeye silahlı saldırısı sonucu 5’i Kürt 11 genç yaşamını yitirmiş, Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın birçok kentinde 100’ün üzerinde şehirde eylemler gerçekleştirilirken, Kürt gençleri de çoğu yerde bu eylemlerin öncülüğünü yaptı.
Nisan ayında yine Almanya’nın Celle kentinde 15 yaşındaki Êzidî Kürt genci Arkan Huseyin Xelef, bir Alman ırkçı tarafından katledilirken, dünya çapında öfke patlamasına neden olan saldırı ise ABD’de gerçekleşti. Irkçı bir polis tarafından Afro-Amerikalı olan George Floyd’un kameralar karşısında vahşice katledilmesi sonrası başta ABD olmak üzere tüm dünyada milyonlar “Black Lives Matter” (Siyahların Hayatı Değerlidir) öncülüğünde ırkçılığa ve faşizme karşı meydanlara çıktı. Aylarca süren ve kamusal ırkçılığa karşı süren eylemlerin merkezi ABD olurken, Avrupa’da ise Kürt ve enternasyonalist gençler birçok yerde eylem halinde oldu. Türk ırkçı ve faşist saldırıların da teşhir edildiği eylemlerde faşizme karşı birleşik mücadele ihtiyacı iyiden iyiye kendisini hissettirdi.
Em dibêjin NA!
Kapitalist modernitenin yarattığı küresel salgın koronavirüsü, yılın başından itibaren en önemli gündem haline geldi. Toplumların yaşayışını büyük oranda değiştiren, eskiye göre çok daha fazla eve hapseden, toplumsallığa karşı bireyselliğin teşvik edildiği bu dönemde hiç şüphesiz ki en büyük saldırı kadınlara karşı yapıldı. Kadın emeği görmezden gelindi, işten ilk çıkarılan, tamamen eve hapsedilen, evde şiddete uğrayan, kamusal alanın her anında taciz ve tecavüze maruz kalanlar kadınlar oldu. Kadın kırımı arttı, normalleşti ve rutin haline geldi.
Fakat genç kadınlar, dünya çapında var olan sisteme 2020 yılında da büyük bir karşı koyuş içerisinde oldu. Dünyanın her yerinde genç kadınlar, özelde de Kürdistan’da savaşan kadınlar öncü olarak görüldü ve Önder Öcalan’ın kadın özgürlük paradigması büyük bir ilgi topladı.
Avrupa’da yaşayan genç kadınlar, 2020 yılının başlarında kongrelerini gerçekleştirirken, Temmuz ayında ise ‘Tevgera Jinên Ciwan ên Têkoşer’ ismiyle özgün genç kadın hareketinin ilanını gerçekleştirdi. İlk enternasyonalist genç kadın komünü olan Lêgerîn de bu dönemde TekoJIN bünyesinde kuruldu. Genç kadınlar, örgütleme hamlesi kapsamında başta Almanya olmak üzere, İsviçre, Avusturya ve Fransa’da özgün komite ve komün örgütlenmelerine giderken, eylemsel anlamda da zengin ve yaratıcı tarzda dolu dolu bir yıl geçirdi. Avusturya, Almanya ve İsviçre’de eylemlerin öncülüğünü çoğu zaman TekoJIN ve JXK aktivistleri yaparken, Avrupa çapında düzenlenen gençlik eylemlerinin hemen hepsinde genç kadınlar kendi renkleriyle eylemlerde yer aldı.
Başûrê Kurdistan’da Ağustos ayında genç kadınların öncülüğünde başlatılan “Em Dibêjin NA” (Biz HAYIR Diyoruz) kampanyasına, TekoJIN de yaptığı açıklamayla katıldığını ilan etti. 5 bin yıllık taciz, tecavüz kültürüne ve kadın kırımına karşı “Hayır Diyoruz” diyen genç kadınlar, kampanya kapsamında eylemsel ve örgütleme çalışmalarının yanı sıra eğitsel çalışmalar da düzenledi. Seminer ve paneller ile kapitalist modernitenin ideolojik saldırılarına karşı kadın özgürlük mücadelesine dönük bilinç geliştirmeyi hedefleyen genç kadınlar, Avrupa’daki feminist hareketler ile de bu sene içerisinde ortak çalışmalarda bulundu.
“01.01.2021 tarihinde ikinci bölüm olan “2020 yılında Avrupa’da TCŞ, TekoJIN, JXK ve YXK’nin gerçekleştirdiği eylem, etkinlik ve faaliyetler” videosu paylaşılacak”