PARİS – Konferans’ın öğleden sonraki oturumuna Ekvador’dan Destel el Margen kurumu adına Estefania, Slovenya’dan Demokratik Öğrenciler Kurumu adına Gaj, Kırgızistan’dan KirgSoc adına Bermet, Kurdîstan’dan Tevgera Ciwanên Kurd adına Hüseyin, Sudan’dan Aktivist ve araştırmacılar adına da Muhammed Elnaiem katıldı.
Herkese teşekkür ve sevgilerini ifade eden Estefania konuşmasına şu soruyla başladı: Biz burada, devrimci gençler olarak ne yapabiliriz? Burada olmayan gençleri bu mücadeleye nasıl katabiliriz?
“Amacımız, birliğimizi sağlamak, gençler olarak bu hegemonyayı kırmaktır. Devrimci alternatifimiz de küreseldir. Bazıları, Demokratik Konfederalizmi çok yumuşak bulabilir. Ancak, bu sistem bizlere yeni bir dünya kurmakta imkanlar sunuyor. Örneğin şu an yan yana geldik ve gözlerimizin içine bakarak konuşabiliyoruz. Bu büyük bir şanstır. Güçlerimizi birleştirerek daha güçlü bir hale gelebiliriz.
Bu Dünya’yı, geçmişimizi sorgulayabilir, geçmişi araştırabilir ve Amerika’nın bizleri nasıl işgal ettiği gibi sorunları araştırabiliriz. Kuzey ve Güney yarkürelerdeki şartlar farklıdır. Farklıklarımıza rağmen, her şeye rağmen bütün dünya halkları birbirlerine destek olarak dayanışma içinde olmalıdır.
Bizler, gençler ve genç kadınlar buna nasıl öncülük yapabiliriz? Birbirimize saygı ve dayanışma çerçevesinde , birbirimizin mücadelesini güçlendirerek bu birliği nasıl oluşturabilir ve güçlendirebiliriz?
Daha fazla yoldaşa ihtiyacımız var, daha fazla kişiye ulaşmamız gerekiyor. Aksi takdirde mücadele gücümüz sınırlı olabilir.
Zapatistaların meşhur bir sözüyle devam etmek istiyorum:
‘Eğer örgütlenirsek bizi öldürebilirler, eğer örgütlenmezsek bizi zaten öldürecekler. Bu yüzden örgütlenmemiz gerekir.’ Bizlerde hem irade hem de büyük bir güç de var. Yanıbaşımızda 500 yıllık direniş tarihe sahip Güney Amerika var. Onların bu birikimini sürdürerek yeni nesillere aktarabiliriz. Elbette ki daha güzel günler için hayallerimiz var. Yarınlar gençlerin ve genç kadınların mücadeleleriyle mümkündür.
Slovenya’dan Demokratik Öğrenciler Kurumu adına Gaj şu şekilde konuştu:
“Tüm mücadelemiz ve ahlağımız liberalizm tarafından yıpratılmıştır. Bizler, tüm dünya’da beraber hareket etmeliyiz. Yalnız başımıza başarılı olamamız mümkün değil. Bu nedenle bizleri bir araya getiren ortak değerlere ihtiyacımız var. Farklı farklı şartları olan çok fazla kurum ve örgüt var.
Avrupa’da yapılan çalışmaşların bir çoğu farklı ülkelerede yapılamaz. Burada bir delegasyon sistemi kurarak ilerleyebilir ve yol alabiliriz. Bazen herkes kendi köşesinde tek başına ilerlemeye çalışıyor. Ancak burada da gördük ki bizlerden farklı kurumlar çok fazla yol almış. Dolayısıyla yalnızlığı bırakıp ortak değerler etrafında daha güçlü hareket etmeliyiz.”
Kırgızistan’dan KirgSoc adına konuşan Bermet ise Konferans’ta şu şekilde konuştu:
“Herkese selamlar ve davet için teşekkürler. Buradaki devrimci duruş beni çok sevindirdi. Kırgızistan’da Sovyetler Birliği’nden kalma hâlâ büyük bir yıkıntı var ve halkımız hâlâ Rusya’ya çalışmaya gidiyor ve halkımız orada textilde köle gibi çalışıyor.
Her ne kadar yeni neo liberal sistemde bazıları ‘kölelik yok’ diyorsa da kölelik sürüyor. Özellikle büyük kentler sermayenin merkezi haline geldi. Oraya gidip çalışan insanlar kendi benliklerinden uzaklaşmaya devam ediyor. Sistem de insanları yalnızlaştırmak için işçilerin birbirlerinden nefret etmesini sağlıyor. Bu da yeni bir kölelik olarak değerlendirilebilir.
Sürekli olarak enflasyon yaşanması ve fiyatların artması kooperatifleşme gibi adımları da engelliyor.
Eskiden, dağlık bir ülke olan Kırgızistan kooperatiflerle işliyordu. Kooperatiflerin gelirleri de halka gidiyordu. Fakat şu an bu artı değer sermaye sahiplerine gidiyor. Bu da insanların fakirlikten kurtulmalarını engelliyor. Bizler onların nezdinde artık bizler insan değil biyonik cyborguz, sadece iş gücüyüz. İstediğimiz tek şey insan gibi onurlu bir hayattır.
Burada gördüğüm destek ve dayanışma, daha güzel ve ilkeli bir geleceği ütopya olmaktan daha gerçekleştirilebilir bir hale getiriyor. Burada bir koordinasyon kurabiliriz. Bu da bizleri bu sisteme karşı daha güçlü kılar. Birlikte mücadelemiz daha da büyüyecektir.”
Tevgera Ciwanên Kurd adına Hüseyin Amed şunları ifade etti:
“Konuşmama başlerken bizlere alternatif yaşamı mümkün kılan 1. Dünya Gençlik Konferansını adadığıımız Önder APO’yu selamlıyorum. “Faşizm her yerde örrgütlenmesini sürdürüyor. Faşizme karşı Önder APO’nun oluşturmuş olduğu Demokratik Konfederalizm özellikle Ortadoğu’da ortaya çıkan sorunlara çare olacağı gibi tüm dünyada da ezilen tüm halklar için özgür bir yaşamın mümkün olacağını belirtti. Bundan dolayı Gençlik konfederalizmi stratejik bir öneme sahip. Özellikle Önder APO’nun felsefesinin yaşam bulduğu önemli yerlerden birisi olan Rojava bunun somut bir kanıtıdır. Bundan dolayı değişim dönüşüm evresinde tüm halkların özgür bir yaşama sahip olması için gençler olarak öncü rol oynanamız gerekmektedir. Konuşmamı sonlandırırken Önder APO’nun sözü ile bitirmek isterim “Bizler Genç Başladık Genç Başaracağız!”
Sudan’dan Aktivist ve araştırmacılar adına da Muhammed Elnaiem sözlerine Kürdistan, Önder APO’ya ve Filistin’e özgürlük isteyerek başladı.
Erdoğan’ın Türkiye’nin Netanyahu’su olduğunu belirten Elnaiem Sudan Komünist Partisi’nin mesajını da okudu: Komünist partisi Konferans’a ve katılımcılara sıcak selamlarını gönderdi. Her zaman örgütlenmemiz gerekiyor. Sudan’da 4 yıldır süren iç savaş sol hareketi zayıflatıyor. Bizler sivil bir hükümet taraftarıyız. Bu sivil hükümete ve mahalle komisyonları taraftarıyız.
Kürt hareketinin Demokratik Konferderalizmi’nin Sudan ve Kenya’da uygulanabileceğini belirten Sudan’lı aktivist bunun nedeni olarak da bölge yapısının dikey değil yatay olduğunu ve bir öz yönetim modeline uygun olduğunu belirtti.
Elnaiem “Hep birlikte Kapitalist Modermnite’ye karşı mücadele edelim” sözleriyle konuşmasını bitirdi.
Daha sonrasında ise Konferansın sonuç bildirgesi farklı dillerde okundu. Sonuç bildirgesinin Türkçesi ise şu şekildedir;
GENÇLİK TARİH YAZIYOR KONFERANSI İLKELER BİLDİRGESİ
Önsöz
Dünya gençliği ve bütün bir insanlık olarak, eşi benzeri görülmedik bir yoğunlukta bir sistem kriziyle karşı karşıyayız. Ekolojik felaket her geçen gün daha da kötüleşiyor, savaşlar her yerde yoğunlaşıyor, milliyetçilik ve faşist hareketler tüm dünyaya yayılıyor. Kapitalist dünya sistemi, bitmek bilmeyen kâr hırsını tatmin etmek için çevreyi tahrip ediyor ve nihayetinde insanlığı yaşam
kaynağından mahrum bırakıyor. Bunun sonuçlarını hem kişisel yaşamlarımızda hem de çevremizde sosyal izolasyon, kadın cinayetleri, yoksulluk, sefalet, şiddet ve çevresel felaketler olarak yaşıyoruz. Dehşet verici bir dünyada yetişiyoruz ve bize sunulan bu gerçekliği kabul etmeyi reddediyoruz. Genç insanlar tüm dünyada daha iyi bir gelecek için örgütleniyor ve mücadele ediyor. Bizim için genç olmak, gerçeği, daha iyi bir dünya ve yarınları aramak demektir. Bunu başarabileceğimize inanıyoruz. Bu krize müdahale edecek olan bizler değilsek kim? Bu
felaketler karşısında şimdi harekete geçmeyeceksek ne zaman geçeceğiz? Bu çerçevede, ortak mücadelemizi yeni bir zemine oturtmak için “Gençler Tarih Yazıyor” ağında bir araya geldik.
Birlikte tartışmak, ilişkilenmek, öğrenmek ve örgütlenmek istiyoruz. Bunun için bizler, 40 ülkeden ve 49 örgüt, hareket ve partiden 400’den fazla genç olarak şunu ilan ediyoruz:
1. Mevcut küresel krize çözüm ancak mevcut kapitalist sistemin dışında, yeni, adil ve gerçekten demokratik bir dünya düzen inşa edilerek sağlanabilir.
2. Bu hedefe ulaşmak için dünyadaki tüm devrimci-demokratik ve sistem karşıtı güçlerin birliği gereklidir. “Gençlik Tarih Yazıyor” olarak farklı örgütlenme biçimleri, mücadele yöntemleri ve siyasi geleneklerimizle karşılıklı saygı temelinde çalışıyoruz. Ayrıca, egemen sistem ve onun dünya düzeniyle temelden çelişen tüm mücadele ve direnişlerin dünya çapında birliği için aktif olarak çalışıyoruz.
3. Ortak ağ oluşturma ve örgütlenme çalışmalarımız “çeşitlilik içinde birlik” ilkesine dayanmaktadır. Bizi birleştiren ilkelere, ortak hedeflerimize ve kapitalizme karşı kararlı muhalefetimize odaklanırken, teori ve pratikteki farklılıklara, çelişkilere ve çeşitliliğe de yer bırakıyoruz.
4. Ortak referans noktamız enternasyonalizmin ve başka bir dünyanın realize edilmesinin ancak ezilen tüm insanların tüm dünyada ortak mücadelesiyle başarılabileceğidir. Halkların kardeşliğini ağımızın temel bir değeri olarak savunuyoruz.
5. Her türlü tahakküme, sömürüye, kapitalizme; ve onun ideolojisi olan, toplumu sahte özgürlük bayrağı altında bölen bireyciliğe, ataerkilliğe ve doğanın yıkımını üreten liberalizme karşı mücadele ediyoruz. Ve cinsiyetçiliğe, ırkçılığa ve cinsiyet, kimlik, din, engellilik, dil veya milliyete dayalı her türlü baskıya karşı birlikte duruyoruz.
6. Her türlü işgal ve sömürgeciliğe karşı mücadelemizde birleşiyor ve tüm toplumların meşru öz savunma hakkını tanıyoruz. Her şeyden önce kendi ülkelerimizden yayılan emperyalist politikalara karşı kararlılıkla mücadele etmeyi, mücadele içindeki gençliğin en acil enternasyonalist görevlerinden biri olarak görüyoruz. Tüm halkların kendi kaderini tayin hakkını savunuyoruz. Başta Filistin halkı ve Kürdistan özgürlük hareketi olmak üzere tüm ezilen halklarla dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz.
7. Faşizmi insanlığın ortak düşmanı, faşist ve tarihsel revizyonist eğilimlerin yeniden canlanmasını ise barışa ve toplumlarımızın geleceğine yönelik birtehdit olarak görüyoruz. Bir ağ olarak, anti-faşist mücadelede kararlılıkla halkların ve gençlerin yanındayız.
8. Gençliği her toplumun en dinamik parçası ve her türlü değişimin motoru olarak görüyoruz. Gençliğin kendi gücüne ve bağımsız iradesine dayanan özerk örgütlenmesini, gençliğin öncü rolünün bir garantisi; mücadelelerimiz ve örgütlerimizin sürekli yenilenmesinin anahtarı olarak görüyoruz.
9. Mücadele eden tüm halkların yanında yer alıyor ve tüm ülkelerdeki devrimci mücadelelerle dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz. Abya Yala’nın yerli bölgelerinden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne, Kürdistan’ın özgür dağlarına; Asya’daki kurtuluş hareketlerinin ve antiemperyalist mücadelelerin kalelerine; aynı zamanda Avrupa kıtasındaki ulusal kendi kaderini tayin mücadelelerine ve Afrika’da sömürgeciliğe ve yeni-sömürgeciliğe karşı devam eden mücadeleye kadar bu dünyadaki özgürleştirilmiş ve özyönetimini sağlamış tüm bölgeleri özgür insanlığın ileri karakolları olarak görüyoruz. Geçtiğimiz on yıllarda verilen mücadelelerin kazanımlarını savunmak ortak görevimizdir.
10. Bu dünyanın egemenleri mücadelelerimize karşı birlikte ve koordineli bir şekilde hareket ederken, baskıcı aygıtları bilgi alışverişinde bulunurken ve tüm ulusal sınırlar boyunca muhaliflere ve devrimcilere zulmederken, hareketlerimiz ve mücadelelerimiz genellikle birbirinden izole kalmaktadır. Egemenler dünya çapında koordine olmuş durumdalar, bu nedenle biz de küresel uyum ve uluslararası dayanışma içinde olmalıyız. Hareketlerimizin saldırıya uğradığı ve zulüm gördüğü her yerde birbirimizi destekleyecek ve birbirimize arka çıkacağız. Birlikte tüm devrimci tutsakların özgürlüğü için çalışacağız. Devrimci Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için 10 Ekim’de başlayan küresel kampanyanın ortasında, “Abdullah Öcalan’a Özgürlük – Kürt sorununa çözüm!” kampanyasının taleplerini desteklediğimizi ilan ediyoruz.
İşbirliğimiz ve ortak çalışmamız yukarıda belirtilen ilkelere dayanacaktır.
Farklı düşünme biçimlerine sahip olabiliriz, hareketlerimizde farklı yöntemlere, çalışma biçimlerine ve geleneklere sahip olabiliriz. Kültürlerimiz ve dillerimiz farklı olabilir. Bazılarımız büyük, bazılarımız ise daha küçük hareketlerden geliyoruz. Ancak farklılıklarımızı bir engel olarak görmüyoruz. Aksine bu çeşitliliği bir zenginlik olarak görüyor ve bu temelde birlikte tartışmak, birbirimizden öğrenmek ve güçlerimizi birleştirmek istiyoruz. Farklılıklarımız gücümüzdür, ortak yolumuzda bizi zayıflatmayacak, aksine güçlendirecektir. Temel ortak paydamız kapitalizme olan karşıtlığımız, insanlıkta ısrarımızdır. Küresel kriz, giderek artan savaş, ekolojik felaket, kadınların köleleştirilmesi ve onurlu bir gelecek hakkımızı elimizden almaya çalışan bir sistem karşısında farklılıklarımız ve çelişkilerimiz geri planda kalmalıdır. Bugünün gençleri olarak tarihe karşı yerine getirmemiz gereken bir sorumluluğumuz var. Artık yarını beklemek istemiyoruz, şimdi ve burada özgür bir yaşam inşa etmek istiyoruz. Ve bunun için mücadele etmeye hazırız.
Bu dünyanın ve insanlığın iradeli, güçlü, örgütlü, kendine inanan ve radikal bir gençliğe ihtiyacı var. Mevcut sorunlar kapitalist sistem içinde çözülmeyecektir; kapitalizmin kafesi içinde çözüm aramak hiçbir fayda getirmez. Kapitalizm insanlığı uçurumun kenarına sürüklemiştir. Hayatta kalmamız ancak kapitalizmin yenilgiye uğratılması ve başka bir yaşam ile başka bir dünyanın inşa edilmesiyle mümkündür. Mevcut durumdan çıkardığımız sonuçlar açıkça gösteriyor ki mümkün olan en kısa sürede bir araya gelmek ve örgütlü bir güç haline gelmek zorundayız. İhtiyaç duyulan şey, dünya çapında mücadele eden gençler arasında bir ruh ve güç birliğidir. Eğer 1848’de, bugün hala milyonlarca insanı etkileyen Komünist Manifesto “Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!” diye seslendiyse, bugün biz de bu mirası sahiplenmek ve haykırmak istiyoruz:
“Tüm ülkelerin gençleri, birleşin ve bu dünyayı değiştirin!”
Paris, 05 Kasım 2023
1. Dünya Gençlik Konferansı
“Gençlik Tarih Yazıyor”