HABER MERKEZİ- Hıristiyanların inancına göre Hazreti İsa’nın öldükten sonra dirildiği güne Paskalya (Ostern) denir.
Her yıl 22 martla 25 nisan arasındaki günlerde, ayın dolunay devresinden sonraki ilk pazar günü kutlanır.
Kelime, İbranice «pesah» (geçiş) sözünden gelmiştir. Katoliklerle Ortodokslar arasında Paskalyanın tarihi bakımından ayrılıklar vardır. Ortodokslarınki, Katoliklerinkinden 12 gün sonra gelir. Paskalya’da boyalı yumurta yemek, eğlenceler tertiplemek adet olmuştur. Hıristiyanlıktaki en eski ve en önemli bayramdır. İsa’nın çarmıha gerildikten sonra 3. günde dirilişi kutlanır. Doğu ve Batı kiliseleri arasında farklılıklar olmakla beraber, Paskalya dönemi yaklaşık olarak Mart sonundan Nisan sonuna kadar olan dönemdir. Her sene sabit bir tarihte gerçekleşmeyen ve dünya kiliselerinin çoğunda Pazar günü kutlanan Paskalya Günü ise, Kıyam Yortusu, Diriliş Pazarı ya da Diriliş Günü olarak da adlandırılır.
Gelenekler
Paskalya tüm Hıristiyanlar tarafından kutlanır. Yaygın olarak kiliselerde düzenlenen ayinlerin dışında, kutlandığı ülkeye göre değişik gelenekler vardır. Bunlar arasında en yaygını şahısların birbirine genellikle çikolatadan yapılan Paskalya tavşanı ve Paskalya yumurtası hediye etmesidir. Avusturya’da olduğu gibi.
Paskalya, perhizle denilen aslında oruç ile geçen beş haftalık (Büyük Perhiz/Oruç) bir hazırlık dönemi ile son haftayı (Kutsal Hafta) kapsar. Paskalya Günü’nde ( Hz. İsa’nın Diriliş Günü) sona erer. Tabii bunların hepsi Yeni Ahit yani İncil’e göre ayarlanmış ibadetlerdir. Kur’an’ı Ker’im’de Hz. İsa peygamber olarak büyük bir sevgi ve özellikler ile anılır ama çarmıha çekilme veya dirilme yoktur. Vefatı göklere Allah’ın yanına çekilme diye sade bir şekile verilir.
Hiristiyanlar kendi yöresel geleneklerine göre mesela Paskalya Günü için evlerde özel çörekler (Paskalya çöreği) yapılır; haşlanmış yumurtalar boyanır ; mumlar yakılır; dualar okunur.
Türkiye Türk vatandaşı Süryanilerin mesela temmuz ayında kutladıkları Meryem Ana Paskalyası adı verilen yortu da Paskalya kavramı içine girer.
Katolik Kiliseleri’nde, Paskalya gecesi ayininde yeni ateş kutsanır, Paskalya mumu yakılır; Kitabı Mukaddes’ten bölümler okunur, vaftiz törenleri yapılır. Hıristiyanlığın başlangıç döneminde vaftiz törenleri, yılda yalnızca bir kez, Paskalya gününde yapılırdı.
Rum ve Rus Ortodoks Kiliselerinde gece ayinlerinden önce kilise dışında bir ayin alayı düzenlenir. Alay kiliseden çıkarken hiç ışık yakılmaz; dönüşte ise, İsa’nın dirilişini simgelemek için yüzlerce mum yakılır.
2. yüzyıl
Mısır’daki esaretten kaçışına veya İsrailoğulları’nın ilk doğan çocuğunun canının bağışlanmasına gönderme yapar. Pavlus İzmir Efes’ten „Pascha’mız İsa bizim için kurban edildi.“ diye yazmıştır; ancak Efesli Hristiyanlar Çıkış’ın İsa’nın ölümü’nden bahsettiğini duyan ilk insanlar değildi.
Cermen, Sami, Roman ve Kelt dilleri
Günümüz İngilizcesi’ndeki Easter sözcüğü eski İngilizcedeki 899 yılından önce ortaya çıkan Eastre ya da Eostre sözcüğünden türemiştir. Günümüz Almancası’ndaki karşılığı Osterndir. Paskalya sözcüğü Hollandaca’da Pasen, İskandinav dillerinde ise påske (Danca ve Norveççe), påsk (İsveççe), páskar (İzlandaca) and páskir (Faroece) olarak geçmektedir.
Arapça ve diğer Sami dillerini konuşan Hristiyanlar İbrani sözcük Pesa ile aynı kökten gelen adlar kullanırlar.
Tüm Roman dillerinde Paskalya sözcüğünin kaynağı Latince Pascha sözcüğüdür. İspanyolcada Pascua, İtalyanca ve Katalancada Pasqua, Fransızcada Pâques, Portekizcede Páscoa ve Rumence’de Paşti sözcükleri kullanılır.
Tüm günümüz Kelt dillerinde Paskalya sözcüğü Latinceden türemiştir.
Bazı Batılı dillerde Paskalya yerine kullanılan Easter, Ostern vb. sözcüklerin kökeni Cermen Takvimi’ndeki Eostur (Nisan) ayıdır. Bu ay, adını Anglosakson Pagan tanrıçası Eastre’den alır.
TARİH
İsa MS 29–33 yılları arasında çarmıha gerildi. Paskalya bayramına dair en eski kayıtlar 2. yüzyıla aittir, bununla birlikte İsa’nın dirilişinin anılması muhtemelen daha eski tarihlere dayanır.
İsa’nın dirildiği günü belirleme hususu, 8. yüzyıla kadar Doğu ve Batı kiliseleri arasında başlıca tartışma konularından biri oldu. Anadolu‘ daki Hristiyanlar İsa’nın çarmıha gerildiği günü, Yahudilerin Pesah (Hamursuz Bayramı) olarak kutladığı, baharın ilk dolunayından sonraki 14. gün (Yahudi Takvimi’ne göre 14 Nisan) olarak belirlediler. Diriliş gününü de –haftanın hangi gününe geldiğine bakılmaksızın– bundan iki gün sonrası, yani 16 Nisan olarak belirlediler. Ancak Yahudi Takvimi’nde de adı Nisan olan bu ay, günümüzde kullandığımız Gregoryen Takvimi’ndeki Nisan ayı ile örtüşmemektedir. Modern Mart ve Nisan aylarının bir kısmını kapsamaktadır. Batı Kiliseleri’nde ise İsa’nın bir Pazar günü dirildiğine inanıldığı için, Yahudi 14 Nisan’ından sonraki ilk Pazar günü „Diriliş Günü“ kabul edildi. Zamanla diğer kiliseler de bu geleneğe uydu ve kutlamalar Pazar günü yapılmaya başlandı. Günümüzde Quartodesiman (14ncü güncü) denen ve Diriliş gününü haftanın hangi gününe geldiğine bakmaksızın kutlayan kiliselerin sayısı oldukça azdır.
325 yılındaki İznik Konsili’nde, Paskalya’nın bahar ekinoksundan (21 Mart) sonraki ilk dolunayın ardından gelen Pazar günü kutlanması kararı alındı. Bu nedenle Paskalya, Gregoryen Takvimi’ne göre 22 Mart ile 25 Nisan arasındaki Pazar günlerinden birine denk gelir. Doğu Ortodoks Kiliseleri, Jülyen Takvimi’ni temel aldıkları için kutlamalar genellikle Protestan ve Katolik kiliselerinden sonra gerçekleşir. Ayrıca yine Ortodoks kiliselerinde Paskalya’nın Yahudi Pesah Bayramı ile aynı güne denk ‚gelmemesine‘ dikkat edilir.
20. yüzyılda Paskalya bayramı için sabit bir tarih belirleme çalışmaları yapıldı. Özellikle Nisan ayının ikinci pazarı üzerinde durulduysa da uygulamaya geçilemedi
PASKALYA DÖNEMİ VE GÜNÜNÜN BELİRLENMESİ
Hristiyan inancında, İsa’nın ms 29 ila 33 yılları arasında öldüğü kabul edilir. Paskalya bayramına dair en eski kayıtlar 2. yüzyıla aittir, bununla birlikte İsa’nın dirilişinin anılması muhtemelen daha eski tarihlere dayanır. İsa’nın dirildiği günü belirleme hususu, 8. yüzyıla kadar Doğu ve Batı kiliseleri arasında başlıca tartışma konularından biri oldu. Anadolu’daki Hıristiyanlar İsa’nın çarmıha gerildiği günü, Yahudilerin Pesah (Hamursuz Bayramı) olarak kutladığı, baharın ilk dolunayından sonraki 14. gün (Yahudi Takvimi’ne göre 14 Nisan) olarak belirlediler.
Diriliş gününü de haftanın hangi gününe geldiğine bakılmaksızın bundan iki gün sonrası, yani 16 Nisan olarak belirlediler. Ancak Yahudi Takvimi’nde de adı Nisan olan bu ay, günümüzde kullandığımız Gregoryen Takvimi’deki Nisan ayı ile örtüşmemektedir. Modern Mart ve Nisan aylarının bir kısmını kapsamaktadır. Batı Kiliselerinde ise İsa’nın bir Pazar günü dirildiğine inanıldığı için, Yahudi 14 Nisan’ından sonraki ilk Pazar günü „Diriliş Günü“ kabul edildi. Zamanla diğer kiliseler de bu geleneğe uydu ve kutlamalar Pazar günü yapılmaya başlandı.
Günümüzde Quartodesiman (14ncü güncü) denen ve Diriliş gününü haftanın hangi gününe geldiğine bakmaksızın kutlayan kiliselerin sayısı oldukça azdır. 325 yılındaki İznik Konsili’nde, Paskalya’nın bahar ekinoksundan (21 Mart) sonraki ilk dolunayın ardından gelen Pazar günü kutlanması kararı alındı. Bu nedenle Paskalya, Gregoryen Takvimi’ne göre 22 Mart ile 25 Nisan arasındaki Pazar günlerinden birine denk gelir.
Doğu Ortodoks Kiliseleri, Jülyen Takvimi’ni temel aldıkları için kutlamalar genellikle Protestan ve Katolik kiliselerinden sonra gerçekleşir. Ayrıca yine Ortodoks kiliselerinde Paskalya’nın Yahudi Pesah Bayramı ile aynı güne denk ‚gelmemesine‘ dikkat edilir. 20. yüzyılda Paskalya bayramı için sabit bir tarih belirleme çalışmaları yapıldı. Özellikle Nisan ayının ikinci Pazar’ı üzerinde durulduysa da uygulamaya geçilemedi.
KÖKENBİLİM
Türkçe’ye Rumca Pashalia sözcüğünden türeyerek giren Paskalya sözcüğünün kökeni İbranice Pesah kelimesine dayanır. Latince ve Yunanca’ya da İbranice’den geçen bu kelime „dokunmadan geçmek“ anlamına gelir ve İsrailoğulları’nın Mısır’daki esaretten kaçışına veya İsrailoğulları’nın ilk doğan çocuğunun canının bağışlanmasına gönderme yapar. Bazı Batılı dillerde Paskalya yerine kullanılan Easter, Ostern vb. sözcüklerin kökeni Cermen Takvimi’ndeki Eostur (Nisan) ayıdır. Bu ay, adını Anglosakson pagan tanrıçası Eastre’den alır.
PASKALYA ADETLERİ
Paskalya tüm Hıristiyanlar tarafından kutlanır. Yaygın olarak kiliselerde düzenlenen ayinlerin dışında, kutlandığı ülkeye göre değişik gelenekler vardır. Bunlar arasında en yaygını şahısların birbirine genellikle çikolatadan yapılan Paskalya tavşanı ve Paskalya yumurtası hediye etmesidir. Paskalya, perhizle geçen beş haftalık (büyük perhiz) bir hazırlık dönemi ile son haftayı (kutsal hafta) kapsar. Paskalya Günü’nde (Diriliş Günü) sona erer. Paskalya Günü için evlerde özel çörekler (Paskalya çöreği) yapılır; yumurta (boyalı paskalya yumurtası) haşlanır; mumlar yakılır; dualar okunur.
Süryanilerin temmuz ayında kutladıkları Meryem Ana Paskalyası adı verilen yortu da Paskalya kavramı içine girer. Katolik Kiliselerinde, Paskalya gecesi ayininde yeni ateş kutsanır, Paskalya mumu yakılır; Kitabı Mukaddes’ten bölümler okunur, vaftiz törenleri yapılır. Hıristiyanlığın başlangıç döneminde vaftiz törenleri, yılda yalnızca bir kez, Paskalya gününde yapılırdı. Rum ve Rus Ortodoks Kiliselerinde gece ayinlerinden önce kilise dışında bir ayin alayı düzenlenir. Alay kiliseden çıkarken hiç ışık yakılmaz; dönüşte ise, İsa’nın dirilişini simgelemek için yüzlerce mum yakılır”