HABER MERKEZİ
PKK Kürt toplumunda meşru savunma bilinci yarattı
İşte böyle bir süreç derinliğine ve genişliğine işletilirken, buna karşıt bir duruşla I. Dünya Savaşı’nın ortaya çıkardığı sistemin Kürt birey ve toplumunda yok etmek istediklerini tersine çevirerek, Kürt bireyi ve toplumunu özgürlük düşüncesi, örgütlülüğü ve eylemiyle kendisi haline getiren ve yeni bir yaşam çizgisine yöneltmeyi öngören PKK gelişmesi ortaya çıkmıştır. PKK’nin böyle bir tarihsel sürecin tersine çevrilmesi ve ona karşıt olarak geliştiği bir gerçektir. Kürt bireyi ve toplumu üzerinde uygulanan her türlü yok edici saldırıya karşı bir tepki ve var olma hareketi olduğu, özgürleşme sürecini ifade ettiği tartışma götürmez bir gerçektir. Tamamen Kürt toplumu ve bireyi üzerinde uygulanan bu yok etme sürecinin karşıtı olarak ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla her bakımdan birey ve toplumu kendine getirme, kendisi için yapma, özgür birey ve toplum gerçeğine çekme, böylece baş aşağıya gidişi tersine çevirerek özgürlük çizgisinde, Kürt bireyi ve toplumu için yeni bir yaşam sürecini başlatmayı ifade eder PKK gerçeği. Bu anlamda ruhu, duygusu, düşüncesinden maddi ekonomik yaşamına kadar, Kürt birey ve toplumuna yöneltilen her türlü saldırı karşısında birey ve toplumun özgürlük ve demokrasi çizgisinde savunulması hareketidir PKK. Saldırı ne kadar kapsamlı, derin, çok yönlü ve sarsıcıysa savunma da aynı düzeyde kapsamlı, derin ve sarsıcı olmuştur. Buradan baktığımızda PKK’nin 20. yüzyılda Kürt toplumuna dayatılan sürecin karşıtı olduğu, tersi olduğu, toplumsal gidişi onun tersine çevirmeyi öngördüğü açıktır. 20. yüzyılda Kürt birey ve toplumuna dayatılan onu yok etme amacı temelindeki dış saldırı olduğuna göre, PKK gerçeği de bütün bu alanlarda Kürt birey ve toplumunun kendi öz dinamikleriyle kendisini savunması hareketi olma gerçeği vardır. Bu bakımdan PKK beyinsel köleleştirmeye, sömürgeleştirmeye uğratılmak istenen Kürt bireyi ve toplumunda, özgür var olma ve kendini savunma bilinci yaratmıştır. Her şeyden önce bir meşru savunma bilincidir. Hem de çok yönlü bir bilinç, sadece öyle kaba saldırılar karşısında kendini savunma ekonomik, sosyal baskı ve sömürü karşısında birey ve toplumu savunma değil ruhuyla, kültürüyle, duygusuyla, düşüncesiyle bütün yaşam özellikleriyle birey ve toplumun özgürlük temelinde savunulmasıdır. Bu anlamda derin bir savunma bilincini ifade ediyor. PKK böyle bir süreçte ortaya çıkan ve bir savunma gerçeği oluyor. Her şeyden önce bir savunma bilincini ifade ediyor. Çok yönlü ve kapsamlı bir bilinç, Kürt birey ve toplumunu kendine getiren ve özgürlük temelinde yürüme gücü, iradesi kazandıran bir bilinç. Önderlik gerçeği tamamen böyle bir Kürt bilincinin ortaya çıkmasını içeriyor. Bunu iyi bilmemiz gerekli.
PKK bir meşru savunma gücüdür
Diğer yandan bu bilinçle birlikte, tabii Kürt toplumunun kendini örgütlemeye yönelmesini ifade ediyor. Atomlarına kadar parçalanıp, örgütsüz kılınmış Kürt toplumunu Önderlik düşüncesi etrafında dar bir gruptan başlayarak bir öncü özgürlük partisine, oradan da temel savunma gücü olarak gerillaya, ulusal kurtuluş cephesine, ulusal bilinç ve direnişte kendini var etmeyi esas alan yeni bir halk duruşu ve birliğine ulaştıran bir örgütlenme durumudur. Kürt toplumu temel örgütsel açıdan PKK’yle yeniden bir örgütlenme süreci içerisine girmiştir. İnkar ve imha sisteminin toplumun dağıttığı bütün örgütlenmelerine karşılık demokratik uluslaşma temelinde, yine ulusal özgürlük ve demokrasi temelinde yeni bir örgütlü birey ve toplum yaratma sürecinin başlatılmasını içeriyor. Bu örgütlenme düzeyi en azından bilinç düzeyinde, Kürt insanının yeniden ulusal demokratik çizgiye kavuşturulması çerçevesindedir. Her türlü inkarcı ve imhacı bilinci reddetmeyi içermektedir. Buna karşı büyük bir ulusal diriliş devrimini ruhta, duyguda, bilinçte ve iç ilişkilerinde yaşamasıdır. Böyle bir örgütlülük düzeyine toplumsal çapta ulaşmayı ifade ediyor. Tabii bu örgütlenmenin bilince dayalı bir irade bütünlüğü, birlikte yaşam isteme haline gelen, böyle bir örgütlülüğün sürükleyici, öncü sağlam örgütleri var, partisi var, cephesi var, gerillası var. Bunlar temel örgütlerdir ve önemli örgütlerdir. Buna dayalı olarak çeşitli kurum ve kuruluşları gelişiyor. Kadın, gençlik örgütlülüğü ortaya çıkıyor. Bir de böyle bir bilinç ve örgütlülüğe dayalı savunma eylemini ifade ediyor PKK.
PKK pratiğinin baştan sona bir savunma eylemi olduğunu kimse inkar edemez. O konuda herhangi bir yanlış anlama ve tartışma söz konusu olamaz. Çünkü tümüyle bir savunma bilincini içeriyor. Bütün örgütlenmeler, toplumun yok edilmek istenen gerçeğinin tersine çevrilmesi ve kendini yaşar bir toplum haline gelmesini hedefleyen örgütlenmelerdir. Bu temelde geliştirilen eylemin de ideolojik, siyasi, askeri bütün boyutlarda bir savunma eylemi olduğu tartışma götürmez. Kısaca I. Dünya Savaşı ardından yok edilme sürecine sokulan ve bilinç, örgütlülük ve eylemsel duruş bakımından her şeyi kaybederek, adeta kendisi olmaktan çıkan Kürt toplumunun özgürlük ve demokrasi bilinci temelinde, yeniden kendine getirilerek örgütlü ve eylemli kılınmasını sağlayan bir harekettir PKK. Bu bakımdan her düzeyde Kürt toplumuna ve bireyine dayatılmış saldırı karşısında aynı kapsamda ve derinlikte bir meşru savunma duruşu, eylemi, bilinci, hareketi oluyor, örgütlülüğü oluyor. PKK’yi böyle bir meşru savunma gerçeği olarak tanımamız, anlamamız gerekli. Şöyle de ifade edebiliriz; 20. yüzyılın başından itibaren dayatılan inkar ve imha süreci altında her şeyini kaybetmekte olan Kürt toplumu, Önder Apo gerçeği ve PKK’yle yeniden kendine geliyor. Kendinin olmaya ve özgür bir duruş kazanmaya yöneliyor. Yani yeniden kendi çıkarlarını gören, o temelde örgütlenip direnen bir halk gerçeği haline geliyor. Özgür bir halk olarak imha sürecine karşı direniş içerisinde, dünyaya yeniden doğuyor. 90’ların başında gerçekleşen ulusal diriliş devrimi kesinlikle bunu ifade ediyor. Bu bakımdan da PKK’yle birlikte Kürt bireyi ve toplumu yeniden kendine geliyor. Kendisi için oluyor. Bir meşru savunma bilinci, örgütlülüğü ve eylemi kazanıyor. Kısaca meşru savunma duruşu kazanıyor.