HABER MERKEZİ –
“İNTİKAM! Kürt namusuna sürülen lekeyi temizlemek için. İNTİKAM! Süngülenen yüzbinlerce Kürt yavrularının feryadını dindirmek için İNTİKAM! Girdaplara atılan, ateşlerde yakılan gelin ve kızlarımızın Kürdistan afakında oğuldayan eninlerini teskin için…” (Şehit Nuri Dersimi’nin Kürt gençliğine Hitabesinden)
Direniş anlatısını iliklerine kadar yaşayanlar anlam adaletinden yana tavır sahibi olurlar. Adanmış bedellerin derin bilgece hüznü ile yaratılan değerlere yaklaşanlar kolay kolay vicdan kırımına uğramazlar. Köksüz ruhsuzluğa meydan okuyan duygunun ve hissin çığlık çığlıkğa haykıran isyansı dilini yaşamla buluşturanlar ve özgürlüğe arındırılmış yürekleriyle yaklaşanlar en ucuzundan devrimci mücadeleye paha biçmezler. Kürtlüğünü özgürlüğün ruhsal atmosferinden solanlar koşullar ne olursa olsun mücadeleye inanç kırılması yaşamazlar. Özgürlük ve demokrasi sorunlarını zihninde ve pratiğinde çözmüş insanlar anı anına gerçek devrimci yaşamın tadına varıyorlar ve pratiklerinde farkındalık yaratıyorlar!
Anlam adaleti kazanmış her onurlu Kürt genci emsalsiz bedellerle yaratılan Apocu devrimin tarih bilincine sahip çıkmalı ve bu kutsal mirasın her anını tarihselleştirerek gelecek çağlara taşımalıdır. Faşist düşman ibretlik barbarlık utanç tarihlerini kutsarken ve safsata tarihlerini idealleştirirken bizler binlerce şehidin kanıyla yarattığımız değerleri neden tarihselleştirecek bir bilinci hakkıyla örgütliyemiyoruz? Bunun müzelerini uluslararası arenanın kalbinde neden yaratamıyoruz? Ki her şehid bir isyan gerekçesidir vicdanlarımıza. Bu canlı hafıza müzeleri yüzleşmeler yaratacak ve kurumsal tarihe ışık tutacak yeni nesillere. Asla unutulmayacak bir onur mirası olarak gençlikte hafıza ve bilinç oluşturacak düşmana karşı. Bu bile binlerce intikam örgütünü yeşertecek ve hayata geçirecek bir potansiyele fazlasıyla sahiptir!
Faşizmin yalanları toplumda sanal ve eklektik bellekler yaratmaya çalışırken emsalsiz fedakarlıklarla ve can pahasına yaratılan bunca diri bedel neden görünür kılınmıyor?Hacı Lokman Birlik, Heybet Ana Heykeli, Çiyager ve Zerya’nın direniş tarihi halk akademileri, Sur, Nusaybin, Şırnak ve tüm öz savunma fedaillerinin her birinin adı bir kurum ve tarih yaratma gerekçesidir. Öz yaşam öyküleri sanat, sinema ve edebiyat eserleri hafıza müzelerini yaratma borcumuzdur. Gelin hafıza müzelerimizi ülkemiz Kürdistan da kurma seferberliği başlatalım Baharın direnişçi Newroz ruhuyla! Dağlarımızın yeşeren bahar çiçeklerinin ismini Uğur kaymaz, Ceylan Önkol koyalım ki nazlı ülkemizin kalbinde nabızları ilelebet atsın diye!
Faşist düşman bağrından insanlığın en saygın devrimini çıkaran Kürt halkına düşüncede, dilde, duyguda, kültürde, kimlik ve kişilikte sürekli bir bölünmüşlük yaşatılmak istiyor. Kürdü Kürtten çalma cinayeti her gün işleniyor. Burada yok edilmek istenen onurlu ve kadim bir halkın destansı devrim hafızası söz konusu. Devrimin onurla yarattığı değerler tarihini toplumsal bellek de kalıcılaştıracak bir şekilde kazımamız gerekiyor. Mücadele ve inşa diyalektiğini her alanda doğru oturtmalıyız. Düşman gerçekliliğini an be an bilince çıkararak intikam bellek tarihimizi de diri bir öz savunma refleksi olarak toplumda yaratmalıyız.
İnsanın ruhuna dokunan hüzünlü Kürdi bakışı Kürdistan’ın dağına taşına nakş etme zamanıdır. Kürdün yaşadığı her santim vatan toprağı vicdanından hesap soran bir tanrısal tanıklığı temsil eder. Kürdi Mitolojik öz hesap sorarcasına mekana sinmiş o tanrısal vicdandan bakar borçlu insana. Atalarımızın, Analarımızın, Şehitlerimizin ruhu, emeği, dili, kültürü, kutsal direniş davaları, Aşkları, sevdaları, vedaları ve ihanetlere uğramışlıkları sinmiş kadim Kürdün toprağına. En dar zamanlarımızda bile semalarımızda bizleri asla terk etmeyen o sezinlediğimiz cesaret duygusudur yüreklerimize ateş harı olan Şehitlerimizin zafer zılgıtları.
Dili, kültürü, tarihi, Ülkesinin, şehrinin, köyünün ve insanının adı yasak, mezar taşına bile kendi dilinde ismini yazması yasak kılınmış bir TC faşizminin siyahileridir Kürt halkı. Bundan dolayıdır ruhu ve benliği örselenmiş açık ve sürekli kanayan bir yaraya sahiptir.. Özgürlük tutkusundan yoksun bırakılmak istenmiş Kültürel soykırım kıskacında bir halk Kürt halkı. Bu Kürt halkına çok ağır bir ruhsal yük bindirmiş. İlelebet zamanın bizlere mirasıdır vatanımız Kürdistan. 8 bin yıllık mazisi olan ve ne yazık ki 80 yıllık ömrü bile olmayan bir barbarlık tarafından her tarafı yapay ritüelleriyle kendisine ait kılınmak isteniyor. Bundandır canını halkının varoluşuna katık yapan fedailik Kürt tarihinin başkaldırısını örgütlüyor. Kürdün toprağına sinmiş özgürlük ruhunu dünyada gelse çıkaramayacak!
Canlı devrimden beslenen belleğimiz büyük bir yüzleşme, inşa ve kurumlaşmayı zorunlu hale getiriyor. Koca Şehirlerimizi insanlarımızla birlikte yakıp yıktılar. Tarihin görebileceği en barbar alçaklıklara imza attılar. Paramiliter kontraları bizleri hep katlediyor amsa hesap vermiyor. Öldürülene davalar açılıyor. Mezarlıklarımızı bombalıyor, Şehitlerimizin kutsal naaşlarını acılı Annelerimize posta ile göndererek tarifsiz acılar yaşatılıyor. Kürt halkına bu barbarlığı bir yazgı gibi sineye çekmesi isteniyor. Onurlu Kürt halkını öldürenlere faşist düşman hukuku bir cezasızlık ve muaf zırhı sunuyor. TC faşist hukuk mekanizması topluma karşı işlenmiş suçların tarih yazımıdır. Soykırım noter kurumudur TC faşist hukuku! Bu garabet işgal ve düşman hukukuna boyun eğdirilmek isteniyor. Ucuz bir ölümü bize yazgı olarak dayatanlara karşı pahalı bir fatura çıkarmak gerekiyor!
Bakın daha dün faşist TC düşman hukuku Kürt genci Kemal Kurkut’u kendi faşizm yasaları çerçevesinde öldürdüklerini açıkladı ve resmen kabul etti! Bu karar Kürt halkı için bir misilleme karinesidir; Sahipsiz kalan Kemal Kurkut’un keman notalarından ortaya çıkaracağımız intikam destanının, hesap sorma yiğitliğinin bellek tarihini yazmakla yükümlüyüz. Kürdün Özgürlük notaları asla sahipsiz kalmayacak! Kemal kurkut’unun Kemanı yakın zamanda Demokratik özerk Kürdistan marşının notalarını çalacak. O halde Kürdün varoluşsal özgürlük hukukuna göre TC faşizmini ayakta tutan bütün dayanakları ortadan kaldırmak meşrudur! TC faşizmi için Kürt halkını öldürmek yasal bir hak haline getirilmişse, Kürt halkı içinde varlığını koruma adına başvuracağı tüm direniş biçimleri meşru ve kutsal bir haktır. Bu karar bile evrensel direniş açısından Kürt halkına meşru bir aktif misilleme ve angajman hakkı doğurmuştur. İşte tamda bu faal Kürt soykırım rejimine karşı Yüce PKK Kürt halkı adına bu meşru müdafaa ve dinamik öz savunma hakkını kullanıyor. Terörizm yaftasını gerçek “terörist” sahiplerine iade ediyor!
PKK tarihsel baş eğmez özgür Kürt ruhunun arınmış kaynağıdır ve anlam bilgeliğine ulaşmanın şaşmaz yol kılavuzudur. Kürdün özgürlük duygusunu canlı tutan berrak bir pınardır Apocu devrim. Mezar taşlarından bile kazınmış ölü tarihimizi tekrar dirilten yaşayan efsanenin adıdır PKK. Newrozlaşan özgür duygu ruhunun dinamik notalarının tarihi yazımıdır. Özgür ve cesur Kürt ruhunu dirilten mucizenin adıdır PKK. Bilgelerin hakikat çeşmesinde ab-ı hayat semahıdır PKK. Yani kendini yeniden yaratmanın koşullarını ortaya çıkaran mucizenin adıdır. Kürt fedailerinin Kızıl kanlarıyla kurumadan durmaksızın akıtılan devrim ırmağıdır Apocu devrim. PKK bizleri bu onurlu devrim tarih yazımının inşacı bir parçası olmaya davet ediyor. Paradigma; insan inşası kendini çare haline getirmek için ilkin Kolektif Kürt toplumsal özgürlük duygusunun yaratılmasını gerektirir. İşte zaman o devrimi inşa zamanı!
Serdem Amed