HABER MERKEZİ – PKK Merkez Komitesi açıklamasında şunları belirtti: “Kürt halkı ve Özgürlük Hareketi olarak 43’üncü Şehitler Gününü ve Şehitler Ayını yaşıyoruz. Önder Abdullah Öcalan’ın “Benim gizli ruhum gibiydi” dediği büyük devrimci Haki Karer yoldaşın 18 Mayıs 1977 tarihinde Antep’te TC kontrgerillası tarafından alçakça katledilişi üzerinden 42 yıl geçti. Bu 42 yıl boyunca Kürdistan’da özgürlük adına her şey Haki Karer’in anısına bağlılık temelinde yapıldı. Şehadetinin 42’nci yıldönümünde Büyük Devrimci Haki Karer yoldaşı ve şahsında tüm özgürlük mücadelesi şehitlerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz. Kırk üçüncü şehitler yılında amaçlarını başarma ve anılarını yaşatma mücadelemizi çok daha güçlü bir biçimde geliştireceğimizi belirtiyoruz.
Yine 18 Mayıs, 12 Mart 1971 askeri-faşist darbesine karşı gelişen devrimci direnişin önderlerinden İbrahim Kaypakkaya’nın 1973 yılında Diyarbakır’da işkencede katledilişinin de yıldönümü oluyor. Şehadetinin 46’ıncı yıldönümünde TKP-ML Önderi İbrahim Kaypakkaya’yı ve şahsında tüm Türkiye devrim şehitlerini saygı ve minnetle anıyoruz. Anılarını Halkların Birleşik Devrim Hareketinde yaşatıyor ve amaçlarını birleşik devrim mücadelemizde başarıyoruz.
Önder Abdullah Öcalan öncülüğündeki Kürdistan Özgürlük Devriminin, Büyük Devrimci Önderler Mahir Çayan, Deniz Gezmiş ve İbrahim Kaypakkaya anısına başlatıldığını ve büyük enternasyonalist devrimci Haki Karer’in anısının örgütlenmesi ve eylemli kılınması olduğunu çok iyi biliyoruz. Haki Karer’in anısına sahip çıkma temelinde her Mayıs ayı tarihi direnişlerin geliştirildiği ve büyük şehitlerin verildiği bir ay oluyor. Haki Karer yoldaşın şehadetinin daha birinci yıldönümünde 19 Mayıs 1978 günü Hilvan’da Halil Çavgun yoldaşın şehadeti ile başlayan bu süreç, zindanda, dağda ve serhildanda devam ederek bugüne kadar geliyor.
Bu temelde şehadetinin 41’inci yıldönümünde Hilvan gençliğinin ve halkının önderi Halil Çavgun yoldaşı, şehadetlerinin 22’nci yıldönümünde 16 Mayıs 1997 Hewlêr katliamının şehitleri Salih, Hêlîn ve Ozan yoldaşlar öncülüğündeki 34 şehit yoldaşı, şehadetlerinin 37’inci yıldönümünde 17 Mayıs 1982 zindan direniş şehitleri Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Eşref Anyık ve Mahmut Zengin Yoldaşları, 21 Mayıs 1985 tarihinde Urfa’nın Bozova ilçesinde şehit düşen gerilla komutanı Sabri Gözübüyük yoldaşı, 25 Mayıs 1988 tarihinde Şemdinli’de şehit düşen PKK Merkez Komite üyesi Ahmet Kesip yoldaşı, yine 25 Mayıs 2002 tarihinde şehit düşen Kayseri’nin fedaileri Eriş ve Andok yoldaşları, şahıslarında tüm özgürlük mücadelesi şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyor, amaçlarını başarma sözümüzü yineliyoruz. Tüm yoldaşları, halkımızı ve demokratik güçleri şehitler gerçeğini doğru anlamaya, Mayıs ayı boyunca kahraman şehitlerimizi anma etkinlikleri düzenlemeye ve şehitlerimizin anısına özgürlük hamlemizi daha güçlü geliştirmeye çağırıyoruz.
PARTİMİZ ŞEHİTLERİMİZİN ÇİZGİSİNDEDİR
Bilindiği gibi, 42 yıldır Kürdistan’da parti ve direniş adına her şey Haki Karer yoldaşın anısına gerçekleşmiş bulunuyor. Önder Abdullah Öcalan ‘Doğru yaşam şehitler gerçeğidir’ diyor. ‘PKK’nin bir şehitler partisi olduğunu’ belirtiyor. Şehitlerimizin PKK biçiminde yaşayan canlı gerçeklerimiz olduğunu ifade ediyor. Parti ve özgürlük mücadelemizin şehitler zincirinden oluştuğunu söylüyor. Bu çerçevede tüm mücadele adımları şehitlerin anısına doğru sahip çıkma temelinde ve şehitlerden alınan güçle atılıyor. PKK’nin resmen kuruluşu, Hilvan ve Siverek direnişleri, 1982 büyük zindan direnişi, 15 Ağustos gerilla atılımı, 1990 halk serihildanları ve ulusal diriliş devrimi, kadın özgürlük devriminin başlayıp gelişmesi, paradigma değişimi ve demokratik uluslaşma, en son gelişen ‘Tecridi kıralım, faşizmi yıkalım ve Kürdistan’ı özgürleştirelim’ direniş hamlesi, bunların hepsi Haki Karer’le başlayan kahraman şehitlerimizin anısına gerçekleşmiş bulunuyor. Hareket ve halk olarak kırk iki yıldır Haki Karer’in anısına yaptıklarımız, 43’üncü yılda neler yapacağımızın da göstergesi ve kanıtı oluyor.
Bunlar temelinde Kürt halkı ve Özgürlük Hareketi olarak 43’üncü şehitler yılına ‘Tecridi kıralım, faşizmi yıkalım ve Kürdistan’ı özgürleştirelim’ direniş hamlesi ile giriyoruz. Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlayıp zindanlara, dört parça Kürdistan’a ve dünyanın dört bir yanına yayılan Büyük Açlık Grevi Direnişi yaklaşık altı buçuk aydır devam ediyor. Zindanlarda 30 Nisan 2019 günü 15 devrimci tarafından başlatılan Büyük Ölüm Orucu direnişi, 15 devrimcinin daha katılımı temelinde tam bir kararlılıkla sürüyor. Kahraman gerilla güçlerimizin faşist-soykırımcı zihniyet ve siyasete öldürücü darbeler vuran ve AKP-MHP faşizminden hesap soran eylemleri Kürdistan’ın dört bir yanına yayılıyor. Başta yiğit Kürt anaları olmak üzere kadınlar ve gençler öncülüğünde halkımızın ve dostlarımızın özgürlük eylemleri her tarafta gelişiyor.
İşte bu topyekûn özgürlük direnişi, bir yandan AKP-MHP faşizmini daha derin bir çöküşe götürdüğü gibi, bir yandan da 43’üncü Mayıs şehitler ayını daha büyük bir direniş ve kahramanlık ayı haline getiriyor. Bu temelde faşist Tayyip Erdoğan diktatörlüğü iyice sıkıştırılmış ve dört bir yandan kuşatılmış bulunuyor. Böyle bir sıkışma ve çöküş korkusu nedeniyledir ki, sekiz yıldır İmralı’da görüş yaptırmadığı avukatları 2 Mayıs günü İmralı’ya götürerek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşme yaptırmak zorunda kalmış bulunuyor. Söz konusu özel savaş yöntemiyle tarihi özgürlük hamlemizi engelleyebileceğini ve büyük direnişi kırabileceğini sanıyor. Oysa bu direniş hamlemiz geçen altı buçuk aylık süre içinde birçok özel savaş girişimini boşa çıkarmış ve daha şimdiden tarihi sonuçlar yaratmış bulunuyor.
DİRENİŞ HAMLEMİZ BİRÇOK PLANI BOŞA ÇIKARDI
Herkes çok açık bir biçimde görüyor ki, ‘Tecridi kıralım ve faşizmi yıkalım’ direniş hamlesi içinde birçok ABD ve Rusya planı boşa çıkartıldı, Baxoz’da DAİŞ faşizminin tarihi yenilgisine yol açıldı, 31 Mart’ta AKP-MHP faşizmine tarihi bir seçim yenilgisi yaşatıldı ve en son olarak İmralı kapıları aralanıp tecridi kırmanın önü açıldı. Çöküş sürecindeki Tayyip Erdoğan yönetimi, ömrünü uzatabilmek için Önder Abdullah Öcalan ve İmralı’daki diğer üç tutsak yoldaşın yeni bir demokrasi deklarasyonu yayınlamasına izin vermek zorunda kaldı. Her ne kadar AKP-MHP faşizmi bir özel savaş yöntemi olarak ve mevcut direnişi kırma ve zayıflatma amacıyla böyle davranmış olsa da, 2 Mayıs görüşmesinin ve yayınlanan bildirinin mevcut direniş hamlesinin bir kazanımı olduğu ve bütün bunların direnerek kazanıldığı açıktır. Bu nedenle yaratılan kazanımlar son derece önemlidir. Önder Abdullah Öcalan’ın, başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye’nin tüm sorunlarının temel ve tek çözüm gücü olduğu gerçeği herkes tarafından bir kez daha çok açık bir biçimde görülmüştür.
Bu temelde biz, 2 Mayıs görüşmesini ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın arkadaşlarıyla birlikte yayınladığı demokratik çözümün önünü açıcı 7 maddelik deklarasyonu önemsiyoruz. Başta Türkiye’nin antifaşist demokratik güçleri olmak üzere Ortadoğu ve dünyanın tüm barışçı ve demokratik güçlerini, İmralı’dan gelen bu 7 maddelik demokratikleşme deklarasyonunu çok yönlü tartışmaya, burada ifade edilen ilkelere sahip çıkmaya ve bunların gerçekleşmesini engelleyen İmralı tecrit sisteminin ortadan kalkması için mücadele etmeye çağırıyoruz. Dünyanın dört bir yanından İmralı tecrit sisteminin kırılması için yükselen sesleri ve yapılan çağrıları önemsiyor, bu konumda olan herkese teşekkür ediyor, söz konusu demokratik tutum ve mücadelenin daha çok geliştirilmesi gerektiğini belirtiyoruz.
‘ŞEHİTLERİMİZİN BİZE GÖSTERDİĞİ DOĞRU YOLDA YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Çok açık ki, ‘Tecridi kıralım ve faşizmi yıkalım’ direniş hamlemiz daha şimdiden önemli kazanımlar sağlamıştır ve bu temelde İmralı tecrit sistemini paramparça ederek kesin başarıya da ulaşacaktır. Şimdiye kadar her şeyi direnerek ve bedel ödeyerek kazandık, bundan sonra da direnerek ve de bedelini ödeyerek kazanacağız. Bu temelde kahraman şehitlerimizin bize gösterdiği doğru yolda yürümeye devam edeceğiz. Bu biçimde büyük şehidimiz Haki Karer’in ve diğer şehitlerimizin anısına her zaman sahip çıkacağız. Bu çerçevede altı buçuk aydır süren ‘Tecridi kıralım ve faşizmi yıkalım’ direniş hamlesinin tüm kahraman şehitlerini saygı ve minnetle anıyor, amaçlarını başarma sözümüzü yineliyoruz. Başta Leyla Güven ve ölüm orucu direnişçileri olmak üzere tüm açlık grevi direnişçilerini ve başta Kürt anaları olmak üzere özgürlük hamlemize katılan herkesi saygıyla selamlıyor, üstün başarı dileklerimizle birlikte direnişin başarı getireceğine dair kesin inancımızı ifade ediyoruz. Hiçbir özel savaş oyununun AKP-MHP faşizmini ayakta tutamayacağını, faşist-soykırımcı zihniyet ve siyasetin son demlerini yaşadığını ve pek yakında yıkılıp gideceğini belirtiyoruz.
Bu temelde şehadetinin 42’nci yıldönümünde büyük şehidimiz Haki Karer yoldaşı ve tüm Mayıs ayı şehitlerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyor, başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızı ve demokratik güçleri AKP-MHP faşizmine karşı ‘Tecridi kıralım ve faşizmi yıkalım’ direniş hamlesine çok daha güçlü katılmaya ve özgürlük eylemlerini her alana yaymaya çağırıyoruz.”