HABER MERKEZİ
PKK’de şahadet gerçeği, direnmek yaşamaktır gerçeğidir. Direnmeyi bir yaşam biçim haline getiren şehitlerimiz halkımızın ve insanlığın moral kaynaklarıdır. Moral direnme gücüdür. Kürt halkı kırk yıldır direnebiliyorsa bu kaynaktan beslendiği içindir. Kürt halkı morallidir ve bu morali diğer halklara da vermekte, onları da direnişe kaldırmaktadır. Şehitlerin yoldaşlık ilişkileri sıradan iki kişinin ilişkileri değildir. Bu ilişki yeni toplumun özgür bireylerinin özgür ilişkisidir. Onların ilişkilerinde yoldaşlığa amansız bağlılık, güven, birbirini tamamlama, yüceltme, fedakârlık, sevgi ve saygı esastır. Bu ilişkilerde tahakküm, baskı, adaletsizliğe yer yoktur. Bu ilişkiye rahatlıkla aşk ilişkisi diyebiliriz. PKK şehitleri yaşamı anlamlandırırken, ölümü de ortadan kaldırmışlardır. Yaşam varsa ölüm yoktur. Onlar yaşayan gerçeklerdir. Onlar, zamanın kedisidir. Zaman ise oluşturur. Yani onlar oluşum halidir. Eğer PKK’nin kırk beş yıllık bir zamanı vardır diyorsak bunu bir oluşum süreci olarak değerlendiriyoruz demektir. PKK oluşmuş ve bu oluşum bir topluma dönüşmüş ve yeni oluşumlara yol açıyorsa ve bunu şehitleri aracılığıyla yapıyor ise burada ölüm yok demektir.
Bu nedenle Önder Apo PKK’yi tanımlarken PKK, ölümde yaşamı yaratanların adıdır? demiştir. Ölümde yaşamı yaratmak ölümü öldürmektir. Ölümsüzlük iksiri bulunmuştur. PKK, birçok çağdaşı olan örgüt kapitalist sistem karşısında eriyip yok olurken, oluşumunu, akışını, yani canlılığını koruyabilmiştir. Bunu süreklileşen şahadet gerçekliğine borçludur. İlk şehidinden günümüze derinleşen bir çizgi halinde şehitler zinciri hiç kopmamıştır. Her halka bir sonraki halkaya çağrıdır. Ve bu çağrı hep yankı bulmuştur. Bu yankı günümüzde evrensel bir düzeye ulaşmıştır. Önder APO, verili olanı ret ederek yeniyi yaratma eylemine girmiştir. Bu da yepyeni bir ufuk yaratmıştır. Bu anlamıyla PKK insan ufkunun vardığı sınırdır. Şehitlerde bu ufukta olanı ilk gören ve ona doğru yürüyendir. Geleceğe dair hiçbir uz görünün olmadığı koşullarda ufuktaki yeniye inanan şehitler, bu inançlarını en güçlü şekilde dile getirmişlerdir. Kemal Pir bu harekette zaferi görüyorum, Sema Yüce, kadın kurtuluş ideolojisinin yol açacağı sonuçları, bu yepyeni bir şey sözleri ile ifadelendirirken, Çiyager yoldaş sonu muhteşem olacak diyerek ufuk netliğini ortaya koymuştur. Şehidin sözlerinde, eyleminde berraklık hâkimdir. Hiçbir muğlâklığa yer yoktur. Tam bir inanma durumudur şehitlik. İnanmak için gönül gözü gerekir. Gönül gözü olmayan inanamaz. Özellikle PKK’nin ilk şehitlerinin yolun hak yolu olduğunu ortaya koyacak çok güçlü bilimsel kanıtları yoktu. Hatta bilimsel olarak aksi neredeyse ispatlanmıştı.
Bu koşullarda Önder Apo’nun yarattığı ufuk çizgisine kilitlenmek inançla mümkün olmuştur. Varlıkları ile sahip oldukları özellikleri ile yarattıkları etki gücüyle partide ve mücadelede önemli yerlere sahip olan kişilikler, düşmanın öncelikli olarak ortadan kaldırmak istediği kişiliklerdir. Bu kişilerin kalleşçe katledilmeleri durumunda doğacak boşluk çok iyi hesaplanır. Haki Karer hedeflenirken böyledir, Egit hedeflenirken böyledir, Hasan Bindal hedeflenirken böyledir, Hizbil-kontralar Musa Anter ve diğer binlerce yurtseveri hedeflerken böyledir, Şilan hedeflenirken böyledir, Sakine Cansız hedeflenirken böyledir ve en son Delal Amed, Zeki Şengali ve Atakan Mahir yoldaşlar hedeflenirken böyledir. Bu hesap düşman açısından doğru bir hesaptır. Nitekim Türkiye sol hareketi böyle tasfiye edilmiştir. En etkili militan ve kadrolar gidince bu hareketlerin dağılıp marjinalleşmeleri o kadar da zor olmamıştır. Burada da Önderlik ve PKK’nin farkı açığa çıkmaktadır.
Bu şahadetler karşısında nasıl bir tutum alınmalıdır. Önderliğin cevabı, şehidi sahiplenme tarzı çok nettir; mücadeleyi bir üst aşamaya taşırmak. İntikamı daha güçlü ve yaygın örgütlemek! Boşlukları ortadan kaldırıp safları daha da sıklaştırmak! Bu tarz sahiplenme, karşı tarafın bütün hesaplarını boşa çıkartmakla sınırlı kalmadı. Aynı zamanda hem mücadeleyi kesintisiz ileri taşıdı hem de şahadetin anlamlı sahipleneceğini gören on binlerin yola koyulmasına yol açtı. Şehide en iyi sahip çıkanın Önderlik olduğunu bilen on binler yeri geldiğinde gözünü kırpmadan ölümün üzerine yürüdü. Önderlik, tarzı ile şehidin dili oldu. Her birini ayrı ayrı anlamlandırdı, yaşadı, yaşattı. Şehidi unutmayı ihanetle özdeşleştirdi. Onlara doğru sahip çıkmanın hem yöntemlerini hem de araçlarını oluşturdu. Parti, öz savunma güçleri, kurumlar ve halk olmadan şehide doğru temelde sahip çıkmak mümkün olmayacaktır. Önderlik tarafından bütün bunlar yaratıldı.
PKK?deki şehitler yerelde kalmamıştır. Şehidi yerel olandan evrensel düzeye ulaştırma mücadeleyi büyütmek ve bütün insanlık değerleriyle buluşturmakla mümkündür. Şehidi PKK’yi büyütürken PKK ve Önderliği şehidi evrensele taşımıştır. Şehide en güçlü şekilde sahip çıkmanın yolu onu evrensele taşıyabilmektir. Bu gün PKK’nin şehitleri dünya çapında tanınıyorsa, ona en doğru tarzda, mücadeleyi diğer toplumlara yayarak, sahip çıkan Önderlik sayesindedir. Önderlik gerçeğindeki evrensellik kendini şehitlik olgusunda da göstermektedir. Haki Karer evrenselin ilk halkasıdır. Ardından onlar, yüzler gelecektir. Bugün PKK’nin Türk, Arap, Ermeni, Alman, Fransız, Latin Amerikalı, Afrikalı şehidi vardır.
Kemal Pir, Rojbin, Utha, Lêgerin ve diğerleri insanlığı birleştiren ve onu geleceğe taşıyan gerçek karamanlardır. Ulusal sınırları aşarak özgür ve eşit bir toplumsallığın evrensel düzeyde yaşanması umudunu güçlendirmişlerdir. PKK’de vurgulanması gereken bir diğer şahadet gerçeği de kadın şahadetleridir. Hem şahadet biçimi, hem sayısı itibari ile PKK’deki kadın şahadetleri insanlık tarihinde bir ilktir. Kendisi olmaktan çıkarılan kesimlerin başında gelen kadınlar Önder Apo ve PKK çizgisinde kendiliklerini yaratırken uçurumlarda kanatlanmış, kor ateşlerde harlanmış, zindanların dehlizlerinde dimdik durmuş, dağ başlarında çiçeklenmiş, serihıldanlarda sel olup akmıştır. 12 Eylül cuntacıları Sakine’den, bütün apoletliler Zilanlardan, bütün hainler Beritanlardan, insanlık düşmanı DAİŞ’in bütün cellatları Arinlerden boşuna korkmamıştır. Aşkı özgürlükle özdeşleştiren PKK’nin kadın şehitleri dünya kadın hareketine öncülük ederken özgür eş yaşamın gerçekleşmesinin mümkün olduğunu yaşamlarıyla kanıtlayarak en umutsuzların umudu olmuşlardır. Önderliğin bu sahip çıkma tarzı halk tarafından da doğru bulundu ve sahiplenildi. Serihıldanlar şehidi sahiplenme eylemleridir. Berivan’sız bir Cizre, Bagok direnişçileri, Kamuran Dündar’sız Nusaybin, Vedat Aydın’sız Amed ve diğer serihıldanlar düşünülemez. Halkımız ölümüne şehidini sahiplendi. Ve her serihıldan hakikat yoluna koyulan bir katılım dalgası yarattı. Halkımız en değerli varlığı olan evlatlarını kendi elleri ile hak yoluna uğurladı. Önderlik, parti ve halk şehide böyle sahip çıkarken tek tek bizler şehitlerin yaşayan yoldaşları bu sahiplenmeyi kendi şahsımızda somutlaştırmak durumundayız. Onları bu kırkıncı yılda anmak ancak yaşamın sözleri olan şehitleri doğru anlamak ve o sözün gerekleri olan zaferi mümkün kılmakla anlam bulacaktır. Bunun için şehidin yaşamını iyi bilmek gerekir. Şehitler nasıl yaşadı? Verilecek ilk cevap anlamlı yaşadılar olsa gerek.
Onlar yaşamın gerçek anlamını kavrayarak, ona göre nefes aldılar, ona göre son nefeslerini verdiler. Onlar anlamlı yaşamın toplumsallıkla bağını en iyi kavradılar ve şahıslarında bir toplumun bütün değerleri ile yaşadılar. Onlar beşeri olan her şeyi aşarak yaşadılar. Bir anlamda maddenin ötesine geçtiler ve tam bir mana oldular. Nitekim birçoğunun ardında bedenlerinden bir saç teli, bir topuk parçası, bir avuç külden başka hiçbir şey kalmadı. Ama milyonların yüreklerinin ve beyinlerinin aydınlatıcı nuru, ab-ı hayatı oldular. Onlar, büyük düşünüp, büyük hissettiler. Düşündüklerini ve hissettiklerini yaşadılar. Onların yaşamında verili olan, basit olan, küçük olan hiçbir şeyin yeri yoktur. Onlar, saf ve temiz yaşadılar. Asla aldatmadılar. Hakiki bir insan nasıl yaşaması gerekiyorsa öyle yaşadılar. Sistemin bütün gömleklerini soyundular, aklandılar. Bunu yapabilmek için günlük olarak kendilerini arındırdılar. Onlar, Önderlik felsefesinin imbiğinden geçmiş hakiki kişileri olarak yaşadılar. Gerçekle hakiki olanın ne olduğunu açığa çıkaran mihenk taşı oldular. Onlar, PKK’nin ahlaki ilkeleri ile yaşadılar ve PKK’nin yeni ahlaki ilkelerini oluşturdular. Onlar, güzel düşündüler, güzeli hissetler ve güzel yaşadılar. Onlar yaşamın gerçek sanatçıları olarak en güzel şiiri, en güzel romanı, en güzel resmi yarattılar. Bugün PKKde yaşam biraz şiirselse, bir roman tadındaysa ve seyredeni büyülüyorsa bu, şehidin savaş ve mücadeledeki sanatçılığından kaynaklanmaktadır.
KOMÜNAR