BEHDİNAN – Yazılı bir açıklama yapan PKK Şehit Aileleriyle Dayanışma Komitesi, Dijwar Botan (Mehmet Sait Demir) 7 Aralık 2019’da geçirdiği kalp krizi sonucu şehit düştüğünü belirtti.
PKK Şehit Aileleriyle Dayanışma Komitesi açıklamasında şunları belirtti: “Şehitler halkların varlık ve özgürlük mücadelelerinde en kutsal değerler toplamı, yaşamın en anlamlı ve onurlu ifadesi, ahlaki adanmışlık örneğidirler. Yaşanmışlıklara dair anı ve özlem olup, geleceği yaratan kaynaktır şehitlerimiz. Anı, özlem ve saygınlıklarıyla şimdiki zaman içinde yaşadıkları gibi, geleceğe dair dinmeyen bir özgürlük aşkı ve isyan çığlığıdırlar. Onlar için geçmiş yoktur… Geçmişi, bugünü ve geleceği buluşturan köprüdür onlar. Mazlumun yüreği, yoksulun dili olup, halkların acı ve isyan duygularını silinmez bir imge gibi anılarında taşırlar.
Bu çizgiyi kendisine esas alarak yaşamının son nefesine kadar yaşayan bir şehit yoldaşımız da 1992 yılında Mersin’de özgürlük saflarına katılan, 1973 Siirt Eruh doğumlu, Dıjwar Botan kod adlı Mehmet Sait Demir yoldaşımız olmuştur. Dıjwar Botan yoldaşımız 7 Aralık 2019 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak arkasında büyük bir mücadele birikimi bırakarak şehitler kervanına katılmıştır.
27 yıllık mücadele tarihi içerisinde Bakur, Rojava, Başûr Kürdistan’ında ve kendisine ihtiyaç duyulan her alanda görev ve sorumluluklarını laikiyle yerine getiren Dıjwar BOTAN yoldaşın şehadeti biz yoldaşları için büyük bir kayıp olmuştur.
27 YIL BOYUNCA ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ MÜCADELESİ YÜRÜTTÜ
Bulunduğu her çalışma alanında, yaşam ve çalışmalara katılımıyla tüm yoldaşlarına, bir ayağı olmamasına rağmen hep örnek olmasını bilmiştir. Bu bağlamda devrimci irade ve iddianın, Apocu militanlığın iyi bir temsilcisi olarak tüm zamanlarda yoldaşları tarafında aranacaktır.
1973 yılında Siirt-Eruh’a bağlı Dûdêran aşiretine bağlı bir köyünde dünyaya gelen Dıjwar Botan- Mehmet Sait Demir yoldaş ailesinin Mersin-Tarsus’a zorunlu nedenlerden dolayı göç etmesiyle birlikte sömürge bir ülkenin evladı olarak sömürgecilerin metropollerinde yaşamak zorunda kalmıştır. Özgürlük mücadelesine katılana kadar bu kentte ailesine ekonomik katkılarda bulunmak için birçok emek gerektiren çalışmalarda bulunmuştur. Erkenden emekle tanışan Dıjwar yoldaş, bu emekçi özelliklerini 27 yıl boyunca içerisinde aktif bir militan olarak yer alacağı Kürdistan’da özgürlük ve demokrasi mücadelesinde hep korumuştur.
TC devletinin Kürt halkı üzerindeki özel savaş politikalarının bir sonucu olarak yaşanan köylerin yakılması, boşaltılması sürecinde göç eden ailelerin yoğun olarak bulunduğu Mersin’de yurtsever düşüncelerin etkisinin, özgürlük ve demokrasi hareketine sempatinin duyulmaya başlandığı koşullarda Dıjwar yoldaş da Özgürlük Hareketine sempati duyarak aktif bir şekilde toplumsal hareketlere katılım gerçekleştirirken, faşist TC rejiminin iç yüzünü daha iyi tanıdıkça daha fazla mücadele etmeye başlamıştır. Nitekim mücadeleciliği, edindiği birikim ve tecrübesiyle genç yaşlarda 1992 yılında yönünü yeniden Kürdistan’da kıyasıya mücadele içerisinde olan gerillaya çevirmiştir.
Dıjwar yoldaş henüz genç ve yeni bir gerilla iken, sömürgecilere karşı geliştirilen bir eylem de ağır yaralanarak ayağını kaybetmiştir. Tedavi olmak amaçlı gittiği Suriye ve Rojava ’da 2001 yılına kadar halk içerisinde en ileri düzeyde çalışmalar da bulunmuştur.
9 Ekim 1998 uluslararası komplo ekseninde TC devleti ile anlaşan Suriye rejiminin özgürlük ve demokrasi hareketimize karşı içerisine girdiği yönelimlerin arttığı bir dönemde tüm baskılara rağmen çalışmalar içerisinde rolünü oynamaya devam eden Dıjwar Botan yoldaş, hareketin almış olduğu karar doğrultusunda birçok yoldaşıyla birlikte 2001 yılında yeniden özgürlük dağlarına dönüşü gerçekleştirerek birçok farklı çalışma içerisinde yerini almıştır.
İHANETÇİ-İŞBİRLİKÇİ BOZGUNCULARA KARŞI EN ÖN SAFLARDA MÜCADELE ETTİ
Önderlik sahasında kalan, eğitimini gören bir yoldaş olarak uluslararası komplonun etkileri karşısında devrimci direniş çizgisini temsil eden bir tutum içerisinde olan Dıjwar yoldaş, yer aldığı çalışmalarda üstlendiği görev ve sorumlulukları yerine getirmekte herhangi bir tereddüde girmeyerek hareketimizin başına musallat olan ihanetçi-işbirlikçi-bozguncu çizgi karşısında da doğru bir tutumun sahibi olmasını büyük bir coşku ve moralle almasını bilmiştir. Nitekim Önderliğimizin yaşayan şehitlerimiz diye tanımladığı gazi yoldaşlar, Dıjwar yoldaş gibi gazi yoldaşların öncülüğünde ihanetçi-işbirlikçi bozgunculara karşı en ön saflarda önderliğin yanında yer almasını bildiği gibi, hiçbir ayrım yapmadan, hangi çalışmada yer alınması istenilmişse orada görev ve sorumluluklarını da yerine getirmesini bilmiştir.
Kürt halkının bir eğitmeni olarak da yer aldığı çalışmalarda Kürt halk gerçekliği, Kürt dili, tarihi ve kültürü üzerine yoğunlaşmalarından da geri kalmadı. Bu çalışmalarda ilkesel olarak edindiği bilgi ve birikimi yazılı hale getirerek halka, yoldaşa ve partiye sunmasını da bilmiştir. Yine yoldaşlarının ve partinin kaleme aldığı birçok kitap çalışmasını da Kürtçeye çevirerek Kürt dilinin geliştirilmesine de önemli katkıları olmuştur.
PKK ŞEHİT ÇALIŞMALARINDA YER ALIYORDU
Kürt çocuklarının kendi ana dilleriyle eğitilmesinde, Kürtçe dilinin geliştirilmesi için ana dil çalışmalarında ve en son olarak da PKK şehit çalışmalarında, bu yönlü çalışmalarını hep sürdürmüştür. Yoğun emek isteyen böylesine çalışmalarda şartlar ağır da olsa hep büyük bir coşku, moral, heyecan, inanç ve iradeyle yüklenmesini de bilmiştir.
Uzun yıllar PKK’nin yaşayan bir şehidi olarak, dağda gerilla olmanın ısrarını büyük gazi şehitlerimiz olan Dılgeş Çele, Xebat Xancepek, Cemil Amed, Cahit Eruh, Şernas Guyi, Agit Batmanların iyi bir takipçisi olduğunu her çalışmada göstermiştir.
Bu özelliklerinin yanı sıra, kişilik olarak son derece mütevazı ve gazi olmasına rağmen emekçilikten geri durmayan Dıjwar yoldaş, sevecenliği ve güleçliğiyle de yoldaşları tarafından hep anılacaktır.
Dıjwar yoldaş şahadet anına kadar, başta emekçi özellikleri olmak üzere, yoldaşlarına yoldaş olan özellikleriyle de hiçbir hastalığı, rahatsızlığı kendisine engel görmeyerek en aktif bir şekilde partinin kendisine verdiği tüm çalışmaları eksiksiz bir şekilde yerine getirmeyi bir görev belleyerek, yaşamıştır.
27 yıllık mücadele tarihi içerisinde böylesi yoğun bir emek ve fedakârlıkla yerini alan Dıjwar Botan-Mehmet Sait Demir yoldaşı bir kalp krizi sonucu kaybetmiş olmamız sadece yer aldığı çalışma yoldaşları için değil, tüm mücadele ve yurtsever Kürdistan halkı için de büyük bir kayıp olmuştur.
Bizler onunla yaşamı paylaşan yoldaşları olarak yaşadığımız bu kaybın bıraktığı boşluğu doldurma, onun görev ve sorumluluklarını da üstlenerek çalışmalarımızı daha ileri aşamalara taşımanın kararlılığı içerisinde olacağız. Bunun bilinci ile hareket edildiğinde şehitlere verdiğimiz sözün de gereklerini yerine getirmiş olacağımıza inanıyor, bu temelde şehit Dıjwar yoldaşın şahsında bir kez daha şehitlerimizin önünde saygı ile eğiliyor, Önder Apo’nun ışıklı yolunda şehitlerimizin izinde yürüyeceğimize dair bağlılık ve kararlılık sözümüzü yeniliyoruz.
Dıjwar yoldaşımızın şehadetini halkımıza ve demokratik kamuoyuna duyururken, O’nun ve devrim şehitlerimizin her zaman iyi birer yoldaşı, takipçileri ve de dava arkadaşları olmayı esas alıp özgürlük mücadelemizde onların emeklerini, mücadelelerini, yaşam duruşlarını ve onurlu-direngen iradi duruşlarının iyi bir temsilcisi olacağımızın sözünü veriyoruz. Başta şehit Dıjwar Botan yoldaşımızın ailesi olmak üzere, tüm yurtsever Kürdistan halkını ve Türkiye sol-sosyalist demokratik çevreleri faşizme karşı daha fazla mücadele etmeye davet ediyor ve şehitlerimizin etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz.