HABER MERKEZİ –
Önderlik olayı çok kapsamlı bir olaydır. Kürdistan halkının tarihi boyunca doğru bir tarzda kavuşamadığı ve bu yüzden her şeyini kaybettiği bir kurumu teorik ve pratik gelişimi içinde anlamaya, kavramaya ve özümsemeye çalışıyorsunuz. PKK önder örgüt demektir. PKK devrimciliği, önder devrimcilik demektir. PKK tarihi, önderlik tarihi demektir. Bu, bende temsilini nasıl bulur, bütün PKK’lilerde veya bir PKK üyesinde temsilini nasıl bulur? İyi bir PKK’lilikte veya yetersiz bir PKK’lilikte temsilini nasıl bulur? Unutmayalım ki, şimdiye kadar ki tarihimizde kendimiz için önder demeyi bilemedik. Halen önderlik tarzına göre yaşayanlarımız parmak sayısı kadar bile değildir. Bağımsızlık ve özgürlük savaşımının önderi, özgür yaşamın önder gücü, tarzı ve tipi nedir, kimdir, nasıldır? İşte bunları gösteremiyorsunuz. Şuanda en temel sorun budur. Bütün bu çabalarım bir tarihi önderlik boşluğunu doldurmak için değil, önderlik adı altında dayatılan büyük ihaneti ve gafleti açığa çıkarmak ve mahkum etmek içindir. Onun yerine doğru bir önderlik anlayışını, önderlikte teorik düzeyi geliştirmeyi ve daha sonra bunu pratik olarak adım adım ortaya koymayı, yalnız ortaya koymayı da değil yürütmeyi gerçekleştirdim. İşte PKK önderlik tarzı, cephe önderlik tarzı ve ordu önderlik tarzı budur.
Artık kendisi için savaşan bir halk, yenilmeyen bir halktır. Bu işleri kolay mı sanıyorsunuz? Doğru bir önderlik tarzı olmasaydı, yirmi dört saat bile direniş gösterilemezdi. Barzani’ye, Şeyh Said’e, hatta tarihte başkaldırı yapmak isteyenlerin tümüne baktığınızda, ömürlerinin bir haftalık olduğunu görürsünüz. Bunu iyi inceleyin. Kaldı ki, bu önderlikler işbirlikçilik durumundan bile kurtulamamışlar, bağımsızlığa yaklaşamamışlardır. Ona rağmen önderlik yapamamışlar, mahvolmuşlar ve daha kötü durumlara düşmekten kurtulamamışlardır. İsyanlarının bedelini kelleleri ile ödemişler ve hiçbir miras bırakamamışlardır. Kürdistan’da önderlik tarihini değerlendirirken, nasıl bir tehlikeli bitiş tarihini yaşadığımızı göreceksiniz. Mutlak anlamda düşmanın önderliği askeri, siyasi, ekonomik, kültürel, kısacası her düzeyde ne kadar etkin ve egemendir? Bunun yanında şimdiye kadar ki önderliklerin ne kadar işbirlikçi ve bağımlı oldukların göreceksiniz. Bunları görmeden, PKK Önderlik tarzını anlamak mümkün değildir. PKK Önderliğini anlamadan direnmek, özellikle silahlı direnmek çılgınlıktır. Çünkü bunun ucunda ölüm vardır. PKK Önderliğini anlamadan ve gereklerini yerine getirmeden savaşa gitmeyin, dağlara çıkmayın ve halkın saflarına girmeyin. Bunların gereklerini biraz anladığınızda mücadeleye katılabilirsiniz. Yoksa kendinizi neden bela edeceksiniz ki! Anlayın ve işin içine öyle girin. Kendiniz ölçüp biçin, baktınız ki biraz sağlamsınız, o zaman işlere yüklenin.
Kendim için de bunları belirtebilirim: Bu Önderlik nasıl ortaya çıktı, neyi esas aldı, nasıl başlangıçlar yaptı, kendisini bugüne kadar nasıl getirdi? Tüm bu konularda beni inceleyin, bol bol tartışın, hatta gerekirse eleştirin. Bu bir halk önderliğidir, kendi tarihimizin büyük bir boşluğunu doldurma girişimidir. Bunu tartışmak ve kavramak, kendini kurtuluşa hazırlamak ve militan yapmak demektir. Biraz yaşama, saygıya, ölçüye ve edebe gelin. Bu sizin için çok önemli bir fırsattır. Benim gibi birini her zaman bulamazsınız. Kendimi bu işe nasıl adadığımı bir ben bilirim, hiç olmazsa bundan yararlanın. Önderliksel bir gelişme yaşadığınızda kendinizi ve insanlığı kazanmanın, hem de ilk defa kazanmanın şanslısı olarak değerlendirin.
Düşmana ve onun önderliğine koşuyor, onun en kötüsünden hizmetinde yaşıyorsunuz. Bunu bozmak çok önemlidir. Çünkü gelişmenin adımını başka türlü atamazsınız. Şimdiye kadar bunları çoktan anlayacaktınız. Eski Kürt tarzıyla önderlik yapılamaz. Kaldı ki bu, önderlik tarzı değildir. Ağaların nasıl en değme işbirlikçi olduğunu biliyorsunuz. Ailenizin ve çevrenizin hepsinin düşmana hizmet etmek için ne kadar yanaştığını biliyorsunuz. Bunlar önder midir? Bunlar işbirlikçi ve uşak bile değildir, ondan da kötüdür. Bunlar kendilerini bir meteliğe satıyorlar. Ben buna uşaklık bile demem. Uşak dediğin hiç olmazsa hizmetinin karşılığında para alır ve bununla iyi bir yaşamı olur. Bizimkilerin yaptığı ise çılgınlıktır. Beterin beteri bir durum yaşanıyor. Hiç kimse ülkesini bu kadar ucuz terk eder mi, bu kadar kendini bilmezin biri gibi yaşar mı? Bunları bir yana bırakın, hiç kimse partimiz içinde Önderlik gerçekleriyle bu kadar çelişir, Önderlikle oynar bir biçimde yaşar mı? Yaşıyorlar işte. Görüyorsunuz ki, bunların hepsi ortadadır. Neredeyse bunun kader olduğunu bana onaylatacaklar. Bu tutumlar karşısında direnme gücümü göstermez de boyun eğersem, “Senin halk dediğin, senin PKKliler dediğin böyle, böyle gelmiş böyle gideceğiz” veya “Her şeyimizle karmakarışığız, nizam filan tanımayız; herkes bildiğini okur, herkesin bir tarzı vardır ve onu uygular” diyeceksiniz. Nizam ve terbiyeye gelmiyor, “Biz eskiden de böyleydik, şimdi de böyle olmak istiyoruz” diyorlar. Bize dayatılan budur.
Bu tutumlarda inkâr var; yoksa önderlik ve siyaset yoktur. Siz “İyiyi yaşamak istiyoruz” diyerek, mecbur kalıp bize geliyorsunuz. PKK’ye koşuyor, “Onda yaşam var” diyorsunuz. Doğru, PKK’de yaşam var, ama o yaşamı PKK’nin nizamı ve ölçülerinin sağladığını bileceksiniz. Başka türlü sizi kimse yaşatmaz. Düşmana koşmakta da serbestsiniz, ama düşman sizi yaşatmıyor. “Biz belalıyız” diyorsunuz, ama belalısınız diye beni de mahvedecek değilsiniz. Ben az çok kendimi koruyacak durumdayım. Sizin bu belalarınızın altında neden ezileyim? “Biz böyle yapabilir ve böyle yaşayabiliriz” diyorsunuz. Komuta ve yetkiyle oynama işte böyle başladı. Böyle yaşayamazsınız.
Tüm bunlar tarihimizle ilgilidir; Önderlik gerçeğinden ne kadar uzak olduğunuz ve ona ne kadar ters düştüğünüzle bağlantılıdır. Kendinizi düzelteceksiniz. Önderlik tarzına, parti ve ordu yaşamına gelmeniz sizin için bu şarttır. PKK’nin nizamına, özüne ve her türlü biçimine birincil planda yer vereceksiniz. Aksi halde sizi kimse yaşatmaz. Ben şimdiye kadar sizi yaşattım. Tabii bunun da nedenleri var. Önderlik gerçeğini inceleyerek bu nedenleri iyi anlamalı, “Önderlik neden bize böyle tahammül edip bizi böyle bir noktaya getirdi?” demeli; halk olarak, PKKliler olarak, hatta gerillalar olarak bunu bol bol tartışmalısınız. Sizi bugüne getirmenin amansızlığını bir ben bilirim. Bu sabrın nedenleri vardır. Bunun başka çaresi de yoktu. Hiç olmazsa bundan sonra sağlam bir çıkış yapmak için bu bir neden olabilir. Bunun için sizi taşımış olabiliriz. Bu biraz da insanlığımızla ilgilidir. Herkes size bir yerinizden vuruyor ve tekmeyi sallıyordu. Biz ise sizinle biraz insanca ilgilenmek istedik. Bir nedeni de bu olabilir. Buna benzer birçok neden sıralanabilir.
Bir gerçeğiniz var: Dünyaya savrulmakla, ülkeyi tümüyle terk etmekle kendinize bir gelecek bulamıyorsunuz. Birbirinizi hiçe saymakla, her türlü örgütsüzlüğü yaşamakla fazla güç sahibi olamıyorsunuz. Hepiniz işsiz güçsüz ve perişansınız. Bunun için size doğru bir önderlik gereklidir. Güney’deki işbirlikçi önderliğin -ne kadar işbirlikçi olduğu da tartışmalı aslında- bir halkı ne hale getirdiğini günlük olarak izliyorsunuz. Öyle bir önderlik kaç para eder? TC’nin dayattıklarını yapıyorlar. Onların da ne yaptığı bellidir. PKK’nin bağımsız ve özgür önderliği, PKK’nin önder militanları bütün bunlara çaredir. Şimdi bakıyoruz ki, onlar da bütün nizamlarımızı ve kademelerimizi bozmakla uğraşıyorlar. Bunlar önderliğe bir cevap olabilir mi? Özellikle PKK içinde hiç kimsenin önderlikle oynamaya hakkı olabilir mi? “Nizam ve disiplin zor iş, bugüne kadar hep başıbozuk geldik, böyle yaşamaya alışmışız” diyeceksiniz. Sizi düşman öyle yapmıştır. Bu yaşamınız normal insani bir yaşam değildir. Bir kendi nizamınıza bakın, bir de TC’nin ordu nizamına, parti nizamına bakın: Göreceksiniz ki, kılı kırk yaracak kadar ölçülüdür. Bize yakıştırılan böyledir. O halde kendi nizamımızı ve ölçülerimiz bulacağız.
Halklar Önderi Abdullah Öcalan