Her mahallede ve Çarşıda olmak üzere toplam 5 Nöbetçi Grubu oluşturulmuştu.
HABER MERKEZİ – Tam bilinmeyen bir zamanda çok şiddetli bir yağmur yağmış, ardından sel basmıştır. Sel suları çekilince köy meydanında, selin nereden getirdiği belli olmayan bir Karadibek ortaya çıkmıştır. İşte bu Karadibek taşından dolayı, Kürtçede aynı anlama gelen Curnereş ismi verilmiştir. Bu Curnereş 1980’e kadar da vardı. Ve halk tarafından kullanılıyordu. Etrafına bir keçe veya çul sarılır iple bağlanırdı. İçine buğday (Dan) ve bulgur (Danu) konulur ağaç tokmaklarla dövülürdü. İşte, Curnereş ismi bu karadibekten gelmektedir. O zaman birkaç hanelik bir köy iken daha sonra çevreden gelen aşiretlerin birbirleriyle kaynaşmasıyla giderek büyümüştür.
Curnereş önce Siverek ( Gire Sor) ilçesine bağlı olan Uluyazı ( Hoşin ) nahiyesine bağlanmıştır. Fakat Curnereş coğrafik konumu itibarıyla Hoşine göre daha çok geliştiği için nahiye ve köylerin Curnereş’e bağlanmasına yol açmıştır.
1926 yılında Şanlıurfa (Rıha) iline ilçe merkezi olarak bağlanan Curnereş Hilvan adını almıştır. Hilvan ismini ise, Hilvan’ın Güneydoğusunda yer alan, 5 km mesafede olan Helevan ya da Hilvan olarak bilinen köyden almıştır. O köy halen halk arasında Helevan veya Hilvan olarak anılmaktadır. Ancak asimilasyon amaçlı yapılan isim değişikliğiyle şu anki Türkçe İsmi Balkı’dır. Balkı (Hilvan) köyünde çok eski medeniyetlere dayanan birçok tarihi kalıntı ve harabeler vardır.
Nüfus: 1970’lerde yaklaşık 5000. (Şu anda 41 bin’dir)
Geliri: Tarım ve hayvancılık
Konuşulan Diller: Kürtçe, Türkçe, Arapça, Zazaca
(Ermeni kökenli aileler de var, fakat onlar da artık Kürtçe konuşmaktadır.)
Hilvan, Urfa’nın küçük bir ilçesidir. 1970’li yıllarda topraklarına, yönetimine bir kaç aşiret ve ağa hâkimdi. Halkın tamamına yakını işçi ve emekçi, gençliği de emekten yana, sol düşüncelere sahipti. İlçede herkes, özellikle de gençlik birbirini çok iyi tanırdı. Kimin hangi sol guruba dâhil olduğu çok iyi bilinirdi. Bu bağlamda farklı bir-iki küçük grup olsa da bir bütün olarak Hilvan’da gençlik örgütlüdür denilebilirdi.
Haki Karer arkadaşın katledilmesinden bir yıl sonra, Hilvan’da 1978’in 18 Mayısında Haki Karer’in şehadet yıldönümünde Halil Çavgun arkadaşı katlettiler
Haki ile Halil’i vuran güç aynıydı: MİT ve Kontrgerilla! Sadece isim değiştiriyorlardı. Antep’te Sterka Sor; Hilvanda Süleymanlar! Özünde ikisi aynıydı; sadece maskeler değişiyordu.
Halil Çavgun’un katledilmesi Hareket ve Hilvan halkı için bir dönüm noktası oldu.
Önderlik: Nasıl ki Haki arkadaşın katledilmesi Kürdistan’a girişi engellemeye dönük bir saldırıysa, Halil arkadaşın katledilmesi de yerelde kökleşmeyi engellemeye dönük bir saldırıdır. demektedir.
Açık ki, hedeflenen katliamdır!
Bu katliamlara dur demek gerekiyordu. Bu katliamları yanıtsız bırakmak, çok daha ağır kayıplara yol vermek demekti. Belki de grubun tümden imhası demekti. Bu nedenle, Haki ve Halil’in intikamı için mutlaka silahlı savunma yapmak; silahlı direnişe geçmek; MİT’in, Kontrgerillanın hizmetinde ve denetiminde Halil arkadaşı katleden Süleymanların eşkıya çetelerine, Ajanlaşmış, muhbir-işbirlikçi, faşist kişi ve kurumlara karşı mücadele geliştirmek gerekiyordu.
Bu temelde yoğun bir silahlı mücadele başladı. Başta Halil Çavgun arkadaşı katledenler olmak üzere birçok hain, faşist ve işbirlikçi cezalandırıldı.
Altı ay sonra Hilvan Belediye Başkanı, belediye hoparlöründen tüm Hilvan halkına hitaben bir konuşma yapmak durumunda kaldı. Konuşmasında: Beni belediye başkanı olarak seçtiniz! Ben size layık olamadım. Karanlık güçlerin maşası oldum. Hilvan halkı beni affetsin diyerek istifa etti. Böylece 10 kişilik eşkıya grubu hariç, tüm Süleymanlar Harekete teslim oldu.
Bağlı olarak bir süre sonra kimi formaliteler tamamlanarak seçime gidildi. Yapılan seçimle Hilvan Belediye Başkanlığına Nadir Temel arkadaş seçildi.
Aynı zamanda üç kadın arkadaş, Saadet Yavuz, Emine Hacuyusufoğlu ve Dürre Kaya da belediye encümen üyesi seçildi.
Bu, Kürdistan tarihinde bir ilkti.
5 bin yıllık erkek egemenlik sisteminde, Feodalizmin en yoğun yaşandığı bölgede, Üç kadın arkadaşın Belediye Encümen üyesi olarak seçilmesi ve çalışmalara başlaması kelimenin gerçek anlamıyla zihniyette devrimdi!
Tüm kadro ve Parti çalışanları coşkuyla seferber oldu. Kısa sürede halkı da çalışmalara katarak yaşamın her alanında komiteler oluşturuldu:
-Güvenlik Komitesi:
-Mahalle komitesi:
-Köy Komitesi:
-Eğitim Komitesi:
-Halkla İlişkiler Komitesi:
-Maliye Komitesi:
-Adalet komitesi (Halk Mahkemesi):
-İşçi komitesi:
Bu komite çalışmaları kısaca şöyle belirtilebilir:
1-Güvenlik Komitesi:
Her mahallede ve Çarşıda olmak üzere toplam 5 Nöbetçi Grubu oluşturulmuştu. Her grubun sayısı nöbet tutulan yere göre 10 ile 20 kişi arasında değişirdi. Gece-Gündüz grupları ayrıydı. Dönüşümlü olarak devamlı nöbet tutulurdu. Tüm gruplar silahlıydı. Çarşı grubu 14lü, Akrep, Sten, Uzi, Sminof vb. silahlar taşırken, diğer tüm gruplar G1,G3, Kleş, M14, M16, Mavzer, vb. büyük silahlar taşırdı.
Mevcut gruplar Bilenler Bilmeyenlere Öğretir prensibiyle, pratikte silah kullanmayı öğrenmişti. Bu, daha çok Nöbetçi Gruplar için geçerliydi.
Kırsal Kesimde kalan Parti Koruma Birlikleri ise belli aşamalardan geçmiş, çatışmalarda tecrübe kazanmış arkadaşlardan oluşuyordu. Esas olarak 10-13er kişilik iki gruptu. Biri Hilvan’ın Doğusunda, diğeri de Hilvan’ın Batısında faaliyet yürütüyordu. Propaganda görevini de üstlenmişlerdi. İhtiyaç durumunda İki grup birleşiyor, askeri hedeflere eylem düzenliyordu. Bazen büyük bir güç gerektiğinde ise köylüleri de gruba katarak sayı 100 kişiyi geçiyordu.
2-Mahalle komitesi:
Hilvan Dört Mahalle olarak kabul ediliyordu. Bunlar:
Curné Reş (Mıhella Çimdeliye), Mıhella Jor, Kıracé Şıkefta, Mıhella Merzela (Mıhella Sılamana) idi. Bu mahalleler Mıhella Jor ile Kıracé Şıkefta şeklinde iki bölgeye ayrılmış, çalışmalar bu temelde örgütlendirilmişti.
Çalışma kapsamı:
Mahallede olabilecek tüm sorunların çözümü Çözemediği sorunları örgüte bildirmesi
3-Köy Komitesi:
Hilvan’ın bütün köyleri Doğu ve Batı olarak iki bölgeye ayrılmıştı. Yani Hilvan ilçe merkezi temel alınarak Doğusundaki Köyler ve Batısındaki Köyler diye iki bölgeye ayrılmıştı. O zaman (1970’li yıllarda) kaç köy vardı? Mevcut olanaklarla belirtmemin olanağı yok. Ancak şu anda 2015 tarihi itibarıyla Hilvan’ın 64 köy ve beldesi var. Bunlar;
· Ağılmus
· Ağveren
· Akçakepir
· Akçaören
· Alpı
· Anğaç
· Arıca
· Arınık
· Arpalı
· Aslanlı
· Aşağı Ekece
· Aşağıçatak
· Aşağıkamış
· Aşağıkucak
· Aşağıkülünçe
· Atamer
· Aydınlı
· Bahçecik
· Balkı
· Barğaç
· Bölücek
· Bölükbaşı
· Buğur
· Çakmak
· Çat
· Çığıllı
· Doğrular
· Faik
· Gelenek
· Göktepe
· Gölcük
· Gölebakan
· Gülaldı
· Hanmağara
· Hayrat
· İncirli
· Kadıkent
· Karaburç
· Karapınar
· Kavalık
· Kepirhisar
· Kepirkucak
· Kırbaşı
· Korgun
· Kovancı
· Kuskunlu
· Küçük Gölcük
· Malören
· Mantarlı
· Ovacık
· Oymaağaç
· Ömerli
· Özbaş
· Özveren
· Saluca
· Söğütlü
· Sucuhan
· Uluyazı
· Ustahasan
· Uzuncuk
· Üçüzler
· Yakınyurt
· Yeşerdi
· Yuvacalı
Çalışma Kapsamı:
Bir köyde olabilecek tüm sorunların çözümü. Kan davalarından, arazi anlaşmazlıklarına; tırpandan biçerdöver sorunlarına; aile içi sorunlardan, hayvan alıp satma meselelerine kadar tüm sorunların çözümü Çözemediği sorunları örgüte bildirmesi
4-Eğitim Komitesi:
A-Parti Çalışanları kapsamında İhtiyaç olduğu kadar Eğitim Gruplarını oluşturmak; Grupları belirlenen eğitim materyalleri (Serxwebun, Doğru yolu Kavrayalım) temelinde eğitmek; Parti yaşam felsefesini özümsemelerini sağlamaya çalışmak; Özellikle fedakârlık ve Parti değerlerini korumanın önemini kavratmaya özen göstermek
B-Mahallelerde düzeye göre oluşturulan gruplarda ise belirlenen roman, öykü vb. okumak. Eğitime daha açık hale getirmeye çalışmak.
5-Halkla İlişkiler Komitesi:
A-Esnaf ve Sanatkârlara; farklı partilerle ilişkide olanlara; memur ve mesleki gruplara; azınlık ve farklı dini inancı olanlara gitmek, diyalog geliştirmek; onlara mücadeleyi anlatmak; varsa sorunlarını dinlemek ve önerilerini almak
B-Halktan gelen ve örgütte merkezileşen tüm sorunları ilgili alt komitelere bildirmek; çözmesini sağlamak ve denetlemek. Bu konularda örgüte düzenli bilgi/rapor vermek
6-Maliye Komitesi:
Tüm mali işlere bakmak, örgütlemek
Mali Kaynaklar:
A-Halkın bağışları. Kurban derileri, zekât, fitre
B-Halk Pazarı, Dolmuş ve Taksilerden alınan yüzdelik; TMOe ürün getiren her kamyondan alınan ücret
C-Tarım İşçilerini çalıştıran Toprak sahiplerinden alınan yüzdelik
7-Adalet komitesi: (Bu komiteye Halk Mahkemesi de denildi. Mahkeme tutanaklarına da öyle geçti. Güncelleştirerek Adalet Komisyonu diyorum.
Çalışma Kapsamı:
Daha çok diğer komisyonların çözemediği, genel sorunlardan nispetten daha ağır ve daha özgün yanı olan sorunlar ele alınırdı.
Bu Komitede Yönetimden en az bir arkadaş yer alırdı. Ayrıca ihtiyaç durumunda halktan saygın insanlar, toplumsal olaylarda tecrübesi olanlar da Bilir Kişi sıfatıyla bu Komiteye dâhil edilirdi.
8-İşçi komitesi:
İşçilerin çalıştığı yaşamın her alanında faaliyet yürütürdü.
Tarım işçilerin yevmiyesinden, elçiye verilen komisyona kadar; Tırpancıdan biçerdövere kadar çalışma ücretini belirler; işçilerin ucuz çalışmasının ve çalıştırılmasının önüne geçerek haksızlığın zeminini ortadan kaldırırdı. Emeği kutsal görerek işçiden yana belli bir eğilim olsa da her iki tarafın memnuniyeti esas alınırdı.
Örgütsel Durum:
Yönetim Toplantılarına, Karar alma süreçlerine komisyonların sözcüsü durumunda olan arkadaşlar da katılırdı. Kararlar genellikle tartışılarak alınırdı. Fakat uygulama boyutuyla Esas Olarak, tüm çalışmalar Siyasi Komiser ve Askeri Komutanın yetki ve inisiyatifinde yürütülürdü. Sorumluluk da onlara aitti.
Bu çalışmalar elbette ki belli bir aşamadan sonra tedricen biçim kazandı. Öncesinde başta Önderlik olmak üzere tüm belli arkadaşların bizzat çalışması ve emeği vardır.
Anlaşılacağı gibi, bu yoğun çalışmalar sonucunda Mevcut Sistemin tüm kurum ve kuruluşları kelimenin gerçek anlamıyla işlevsiz kaldı.
Hilvan İlçe Yönetimi tamamen hareketin eline geçti. Sadece Tapu Dairesi ile Nüfus Dairesi çalışıyordu. O da Hareket henüz Tapu ve Kimlik veremediği içindi.
Hilvan’da Demokratik Özerklik ve Demokratik Ulus örgütlenmesinin ilk temelleri böylece atılmış oldu.
12 Eylül Darbesinin Lideri General Kenan Evren’in anılarında: 1978 yazında Hilvan üzerinden helikopterle geçtik, darbe yapmaya karar verdik demesi tesadüf veya anlık bir değerlendirme değildir.
Diyarpir DELİBAŞ