HABER MERKEZİ
PKK’nin yürüttüğü ve 40 yılı aşan özgürlük direnişi Kürt toplumunun özgürlük, bağımsızlık, kendisi olarak yaşamanın mücadelesi, her şartta zalimin zulmüne karşı direnişidir. Çok az örnekleri olan bu direniş bu mücadele Kürt halkının ve Ortadoğu insanının umudu olabilmiştir. Hakikate yol alan yolcuların, Mazlum Doğanların, Kemal Pirlerin, Zilanların, Viyanların, Sakine Cansız, Delal Amed, ve daha nicelerinin fedai tarzda öncülüğü ile beden buldu, canlandı Kürdistan özgürlük yürüyüşü. Bu anlamda 40 yılı aşan mücadelemizi başarıya kilitleyen, büyük devrimsel gelişmelerin öncülüğünü yapan, devrim değerleri uğruna fedai tarzda katılım sağlayan ve direniş kültürü geliştiren ve bizleri de tüm toplumu da peşinden mücadeleye çeken, umudu yaratan şehitlerimizin yarattığı değerlerdir bu gerçek. Bizler bu anlamda şahadetinin yıl dönümünde Viyan Soran arkadaşı ve Viyan arkadaş şahsında Kürdistan devrim şehitlerini saygıyla, sevgiyle anıyoruz. Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz, bizlere eylemleri ile verdikleri mesajları doğru okuma ve gereklerini yapma kararlığımızı belirtmek istiyoruz.
Özgürlük mücadelesi içerisinde yaşanan kritik, kader belirleyen dönemlerde sürece öncülük yapan, halkı, kamuoyunu harekete geçiren, çözümsüzlüğü aşan, ön açan eylem biçimleri her dönem gelişmiştir PKK tarihinde. Mazlum Doğan, Kemal Pir, Zilan, Sema, Viyan bu gün Leyla ve adını burada yazmadığım daha nice arkadaşlar mücadelenin en zorlu, kritik aşamalarında var olan seyri değiştirecek tarzda sürece damga vuran eylem biçimlerini geliştirerek öncü olmuşlardır. Biz geride kalanlara da çıkaracağımız dersler, yoğunlaşacağımız konular, kişiliklerimizi değişip dönüştürmemiz için kendimize dönük iç yoğunlaşmalar yaşamamıza vesile olmuşlardır.
Viyan Soran arkadaşın eyleminin özünde bu günde ifade ettiğimiz, eylem ve mücadele gerekçelerimizi çok güçlü oluşturan tecrit durumu karşısında uyarı geliştirmektir. Bu gün de eylem ve mücadele gerekçelerimiz özünde tecridi kabullenmeme, tecride alışmama tutumu olarak dışa vurmaktadır. Özellikle kendi içimizde yaşadığımız geriliklerimizin hızla aşılması ve Önderlik üzerinde geliştirilen işkence ve tecrit politikalarını görmemiz ve bu durumun ortadan kaldırılması için amansız çalışılmamız gerektiği mesajı vermektedir Viyan yoldaş. 1996 ve 1998 yıllarında Önderliğe karşı geliştirilen iç ve dış komplolara karşı ateşten bir çember yaratarak buz tutmuş yürekleri, beyin ve vicdanları eritmek için Zilan, Sema ve Serdar yoldaşlar gibi sürece cevap olma istemi var. Komployu kabullenmeme, daha fazla komplo gerçeğiyle yaşamak istememe var. Bu cümleler Viyan arkadaşın kendi cümleleridir, okuyan varsa mektuplarını bilir. Özgürlük hareketinin bir kadın militanı olarak önderliği sahiplenme var Viyan arkadaşın eyleminde. Her birimizin kendi iç yoğunlaşmamızı yapmaya bir çağrı var. Her birimizin Önderlikle aramızda bir mesafenin oluştuğunu ve bu mesafeyi kat etme sorunlarımızın olduğunu hatırlatma var. Her birimizin yetersiz yoldaşlığımızı görmemizin ve bu temelde kapsamlı özeleştiri içerisine girmemizin gerekliliğini tekrardan hatırlatma var.
Viyan yoldaş aslında eylemini faşist, Türk çete devletinin merkezinde yapma planını ifade ediyor mektuplarında. Faşizmi en üst düzeyde halklara, kadınlara ve inançlara dayatan devlet ve kurumları karşısında halkı uyarma, duyarlılığa davet etme amacı taşımaktadır. Kürdistan’ın her yerinde halka, kadın çocuk demeden, gözü dönmüş bir tarzda vuran, katleden, ceza evlerine atan bir saldırı ve imha etme konsepti bu gün olduğu gibi o dönem de devredeydi. Özellikle ceza evlerine yönelik keyfi uygulamalar, tecrit ciddi boyutlarda yaşanmakta ve insanlarımız bu duruma alıştırılmak istenmekteydi. Bunun için her dili kullanma, her kesime hitap etme politikası yürüttü devlet. Sinsi planlarla süreci götürmek isteyen devlet bir taraftan Kürt sorunun çözümünü tartıştırarak diğer taraftan insan hakları, Avrupa Birliği üyesi ülke kriterlerini tartışıp buna göre bir Türkiye yapılanması tartışmaları yürütmekteydi. Başta Önderliğe, halka ve özgürlük hareketine karşı yürütülen topyekûn saldırı ve komplo bu tarzda tartışma ve gündemlerle üstü kapatılarak yürütülmekteydi. Bu tartışmalarla toplumu, kurumları ve örgütü meşgul eden, yoğunlaşmaları farklı yöne kaydıran bir tarz esas almaktaydı. Ama alttan alta ise halkı her fırsatta bastıran, kadınların giyiminden, gülüşüne her hareketini gündemleştiren, yaşamına müdahale eden, ceza evlerine zorla, esir alarak koyan, insanları bütün haklarını yok sayarak pervasızca yönelimleri ile sonuç alamaya çalışmaktaydılar. En önemlisi de halk ile Önderliğin arasına bir mesafe koymak, Önderlik ve halkı, Önderlik ve örgütü birbirinden koparmak amaçlanmaktaydı. Ve Viyan yoldaşın eylemi bu anlamda hepimize bu gerçeği görmemiz, bu uygulamalar karşısında hepimizi uyaran, özellikle kendi iç sorunlarımızdan sıyrılıp Önderliğe kilitlenmemiz gerektiği mesajıydı.
Yine özellikle Kürdistan’da çok bilinçli, planlı, örgütlendirilerek yaygınlaştırılan, köleliği, düşürülmeyi amaçlayan fuhuş merkezlerine karşı eylem yapmayı hedefliyor. Kürt toplumunda yetişmiş, sonradan Önderliğin özgür kadın düşüncesiyle tanışmış, özgürlük saflarına adım atmış ve Kürdistan’ın güney parçasından bir kadın olarak düşmanın kadın üzerinde oynadığı oyunları çıplak bir biçimde görme var. Kürt halk Önderinin erkek egemenliğini çözümleyerek kadının iradesini, gücünü, kimliğini açığa çıkarma, kadını hak ettiği değeri, saygıyı ve sevgiyi göstererek yeniden kadın olmanın bilinciyle buluşturduğunun derin bilincindedir Viyan yoldaş. Önderlik özgür kadın felsefesinin, ideolojisinin kadını yaşamın her alanında söz ve irade sahibi kıldığı, kölelik zincirlerini kırarak her yerde, evde, iş yerinde yaşamın her alanında öz güç, öz irade ve öz bilinçle varlığını sağladı. Bu durumdan rahatsızlık duyan, kadının gösterdiği gelişmeleri kendisinin varlığı için büyük tehlike olarak gören devlet ve iktidar güçleri özellikle Kürdistan’da kadının her anlamda ve her alanda bitirilişinin planlarını devreye koydu. Devlet ve iktidarların kadın politikalarının tehlikelerini gören, değerlendiren, bunun karşısında ne yapılabilir tarzında yoğunlaşma, planlama, istem ve çabalar gelişmektedir Viyan arkadaş şahsında. Kişilik olarak kendisini tamamlamış, Önderliğin kadın özgürlük çizgisi ve kurtuluş ideolojisinde derinlik sağlamış, devrimci militan kişiliği kendisinde oturtmuş bir kadın olarak içinden geçilen süreci doğru okuma var Viyan arkadaşta. Bu gün Leyla Güven yoldaş şahsında da görüldüğü gibi süreci doğru okuma ve gerekleri yapma sorumluluğu yüklemekteler bizlere de bu yoldaşlar.
Biz geride kalanlar için halk, toplum, örgüt militanları, kadınlar, gençler süreç karşısında görev ve sorumluluklarımızı bilmek, unutmamak, layıkıyla nerede olursak olalım, her çalışmaya Mazlum Doğan, Kemal Pir, Zilan, Sema, Viyan, Leyla Güven’in ruhuyla, bilinciyle cevap olmak gerekliliği kendini dayatmaktadır. Bu anlamda bu arkadaşların anısına her yerde mücadeleyi yükselmek gerekmektedir. Tecride alışmayacağımızı çalışma tempomuz ve eylemsellikleri büyüterek, yaygınlaştırarak göstermemiz gerekmekte. Bu vesileyle 15 Şubat uluslararası komplonun 20. yılına da girmekteyiz. Bu anlamda her neredeysek düşmanı büyük darbeleyecek çalışmadan tutalım eyleme kadar performans sergilemeliyiz.
Solin BAHAR