BEHDİNAN – Yazılı bir açıklama yapan PKK Merkez Komitesi, “Belçika yargısı PKK ve Kürtler üzerine çok önemli bir karar vermiştir. Çok açık ki, Belçika Yargıtay’ının onaylayarak kesinleştirdiği PKK kararı, esas itibariyle 9 Ekim 1998 ve 15 Şubat 1999 komplolarının hukuki mahkûmiyeti olmaktadır. Kuşkusuz bu karar Kürtler ve demokratik insanlık açısından tarihi öneme sahiptir ve tüm Avrupa siyasetini etkileme gücündedir” dedi.
PKK Merkez Komitesi’nin açıklaması şöyle: “‘Kürt soykırım günü’ olan 15 Şubat uluslararası komplosunun 21’inci yıldönümünü yaşıyoruz. Kürdistan Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı olarak tam 21 yıldır Kürt soykırımını tamamlamak isteyen komploya ve onun sembolü olan İmralı işkence ve tecrit sistemine karşı tüm gücümüzü seferber ederek topyekûn bir özgürlük mücadelesi yürütüyoruz. Yirmi ikinci yılda da bu kutsal insanlık mücadelesini zafer çizgisinde yürütme azmimizi ve kararlılığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
Bu temelde, öncelikle bu tarihi özgürlük direnişinin mimarı Önder Apo’yu ve İmralı Direnişi öncülüğünde komploya karşı her alanda gelişen kahramanca direnişleri selamlıyor, yirmi ikinci yılda da üstün başarılar diliyoruz. ‘Güneşimizi karartamazsınız’ şiarıyla Önder Apo etrafında ateşten çember oluşturarak komploya karşı Önder Apo’yu sahiplenen ve savunan tüm kahraman şehitlerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz. Komploya ve tecride karşı yirmi ikinci yıl mücadelesinde de kahraman şehitlerimizin izinden gideceğimizi ve mutlaka kazanacağımızı belirtiyoruz.
VİYAN SORAN’IN ÇAĞRISI ESAS ALINMALI
Aynı zamanda, 1-2 Şubat 2006 gecesi kendini ateş topu kılarak İmralı işkence ve tecrit sistemini yıkma çağrısı yapan PKK Yeniden İnşa Komitesi Üyesi Viyan Soran Yoldaşın da 14’üncü şehadet yıldönümünü yaşıyoruz. Söz konusu ‘Viyan Çağrısı’nın halkımız tarafından nasıl benimsendiğini ve bu temelde 2006 yılı Şubat ayı boyunca İmralı işkence ve tecrit sistemine karşı ve Önder Abdullah Öcalan’ın özgür yaşar ve çalışır koşullara kavuşmasını hedefleyen tarihi halk eylemliliğinin geliştirildiğini iyi biliyoruz. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızın ve dostlarımızın bu Şubat ayında da aynı çağrıyı esas alarak İmralı tecridini kırma ve uluslararası komployu yenme mücadelesini her alanda yükselteceğine inanıyoruz.
Bu temelde şehadetinin 14’üncü yıldönümünde PKK Yeniden İnşa Komitesi Üyesi Viyan Soran Yoldaşı ve şahsında tüm özgürlük mücadelesi şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Güney Kürdistan gençliğinin ve kadınlarının öncüsü olan, Apocu sorumluluk bilincini ve yaratıcılığı şahsında somutlaştıran, her zaman başarı çizgisinde yürümeyi bilen Viyan yoldaşın anısını yaşatma ve amacını başarma sözümüzü yineliyoruz. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızın Viyan yoldaşın izinden yürüyerek İmralı işkence ve tecrit sistemini yıkacağına inanıyoruz.
KOMPLO İLE ORTADOĞU’NUN DEMOKRATİKLEŞMESİ ENGELLENMEK İSTENMİŞTİR
Bilindiği gibi, 9 Ekim 1998’de başlatılan ve 15 Şubat 1999’da İmralı tecrit ve işkence sistemi olarak devam ettirilen uluslararası komplo Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın imhasını, Kürt özgürlük hareketi PKK’nin tasfiyesini ve bu temelde Kürt soykırımının tamamlanmasını hedeflemiştir. ABD, İngiltere ve İsrail ittifakı tarafından planlanıp yürütülmüş ve tüm iktidarcı ve devletçi güçler bu amaç temelinde kullanılmıştır. Esas olarak kapitalist modernite sisteminin küresel hegemonik güç haline geldiği dönemde ortaya çıkartılan ve Kürt halkını yok sayma ve yok etme anlamına gelen ‘Kürt sorununu’ yaşatma ve çözümünü engelleme saldırısı olmuştur. Bu nedenle, Kürt sorununun demokratik çözümünü Kürt halkının özgürlüğü ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesi temelinde çözmek isteyen Önder Abdullah Öcalan’ı ve PKK’yi imha ve tasfiye etmeyi hedeflemiş, böylece sorunun çözümünü, yani Kürt özgürlüğünü ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesini engellemek istemiştir.
Komplocu güçler, söz konusu amaçları doğrultusunda 21 yıldır tüm güçlerini seferber ederek ve her türlü yöntemi kullanarak Önder Apo’ya, PKK’ye ve Kürt halkına karşı soykırımcı bir saldırı yürütmüşlerdir. Geçen süreçte söz konusu saldırı planları defalarca boşa çıkartılmış ve başarısız kılınmış olmasına rağmen, her defasında yeni planlar hazırlamaktan ve komplocu soykırım saldırısını yürütmekten geri durmamışlardır. Bugün de Kürt soykırımını ve İmralı işkence ve tecrit sistemini devam ettirerek, Kürt sorununun çözümünü engelleyerek, PKK’yi imha ve tasfiye saldırılarını her yerde uygulamaya koyarak, dört parça Kürdistan’da ve yurtdışında Kürt halkı üzerinde hukuksuz ve ahlaksız bir baskı, zulüm ve katliam uygulayarak söz konusu komplocu saldırıyı sürdürmeye çalışmaktadırlar.
ULUSLARARASI KOMPLO SALDIRILARI ONLARCA KEZ KIRILDI
Fakat en ağır insanlık suçu olan söz konusu vahşi saldırıları yürütme çabaları boştur. Çünkü partimiz öncülüğünde halkımızın kahramanca direnişiyle 21 yıldır uluslararası komplo saldırıları onlarca kez kırılmış, komplo planları başarısız kılınmış ve komplocu zihniyet ve siyaset yenilgiye uğratılmıştır. Tam yirmi bir yıldır parti öncülüğümüz, gerilla güçlerimiz, kadın ve gençlik hareketlerimiz, halkımız ve dostlarımız Apocu fedai çizgisinde direnerek komployu boşa çıkartmayı başarmıştır. Yirmi ikinci mücadele yılına işte böyle bir başarı temelinde girmektedir ve bu yılda komployu ve sembolü olan İmralı işkence ve tecrit sistemini yıkmayı hedeflemektedir. Yeni mücadele yılında özgürlük direnişimizin tecridi kıracağı, AKP-MHP faşizmini yıkacağı, Kürdistan’ı özgür ve Türkiye ile Ortadoğu’yu demokratik hale getireceği kesindir.
BELÇİKA YARGISININ KARARI ULUSLARARASI KOMPLOLARIN HUKUKİ MAHKUMİYETİDİR
Nitekim komplo ve direniş ayı olan yeni bir Şubat’a girerken, Belçika yargısı PKK ve Kürtler üzerine çok önemli bir karar vermiştir. Çok açık ki, Belçika Yargıtay’ının onaylayarak kesinleştirdiği PKK kararı, esas itibariyle 9 Ekim 1998 ve 15 Şubat 1999 komplolarının hukuki mahkûmiyeti olmaktadır. Kuşkusuz bu karar Kürtler ve demokratik insanlık açısından tarihi öneme sahiptir ve tüm Avrupa siyasetini etkileme gücündedir. Umarız bu gerçeklik görülür ve söz konusu karar, muhatapları tarafından özgürlük ve demokrasi yönünde, yani Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü yönünde değerlendirilir. Böylece Avrupa siyaseti 21 yıl önce yapamadığını şimdi yapar. 21 yıl önce Önder Abdullah Öcalan’ın sunduğu, ancak kendilerinin değerlendiremediği Kürt sorununun demokratik siyasi çözüm şansını şimdi değerlendirir. Nitekim Önder Abdullah Öcalan, 21 yıl önce hazır olduğu gibi, şimdi de Kürt sorununun demokratik siyasi çözümüne ve bu temelde demokratik müzakereye hazırdır. Her fırsatta ifade ettiği bu durumu 2019 Mayıs’ında yayınladığı deklarasyonda da bir kez daha belirtmiş ve ilgili çevrelere bir kez daha çağrı yapmıştır. Gerisi başta Avrupa siyaseti olmak üzere Kürt sorununu ortaya çıkartan ve çözümsüz kılan güçlerin yaklaşımına kalmaktadır. Mevcut karar ve Kürdistan’da gelişen özgürlük direnişi karşısında söz konusu güçlerin de artık eskisi gibi yaklaşmaları ve davranmaları zordur.
KOMPLONUN 22. YILI MÜCADELESİ ÇOK DAHA YAYGIN VE ETKİLİ OLMALIDIR
Çok açık ki komploya karşı 22’nci mücadele yılına girerken komplocu saldırı sistemi fazlasıyla dağınık ve yenilgilidir. Buna karşı tüm alanlarda yürütülen Kürdistan özgürlük mücadelesi ülke sınırlarını da aşarak bölgesel ve küresel bir demokrasi hareketi haline gelmiş durumdadır. Başta kadınlar olmak üzere dünyanın tüm ezilenleri ve demokratik kamuoyu Kürt halkının yürüttüğü özgürlük ve demokrasi mücadelesinin yanındadır. Artan faşist baskı, katliam, tecavüz ve işgal karşısında dört parça Kürdistan ve yurtdışındaki halkımızın AKP-MHP faşizmine yönelik öfke ve tepkisi doruktadır. Artık herkes için bir tecrit ve işkence haline gelmiş olan İmralı sistemi ile yaşamak istememektedir. Dolayısıyla komploya ve tecride karşı 22’nci yıl mücadelesi çok daha yaygın, etkili ve zengin yöntemlerle gelişecek ve mutlaka İmralı işkence ve tecrit sistemini parçalayarak zafere ulaşacaktır.
Bu temelde tüm parti kadrolarımızı ve gerilla güçlerimizi, başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm yurtsever halkımızı ve dostlarımızı, uluslararası komplo ve komploya karşı mücadele bilincine daha derinden varmaya, tecridi kırma ve komployu yenme irademizi daha güçlü ve keskin kılmaya, komploya ve tecride karşı mücadeleyi Şubat ayı boyunca gece-gündüz demeden her alanda ve her yöntemle yükseltmeye ve 22’nci yılı kesin sonuç ve zafer yılı haline getirmeye çağırıyoruz.”