HABER MERKEZİ – 45. yılına girerken halkların devrim ve özgürlük umutlarını büyüten egemen sömürgeci sisteme karşı bir çıkış hareketi olan PKK’yi öncü gücü olan kadın boyutuyla değerlendirmek önemlidir. PKK çıkışını feodal-geri aşiretçi yapılanmalara ve sömürgeciliğe karşı işçi ve emekçiler öncülüğünde sınıf temelli örgütlenerek gerçekleştirmiştir. Reel Sosyalizmin çöküşünün ardından Önder APO’nun geliştirdiği çözümlemelerle birlikte sorunlara bu defa daha çok toplumsal-tarihsel boyutuyla yaklaşım geliştirmiş ve bu temelde de kadın özgürlüğünü esas alan ve kadın özgürlüğü üzerinden de toplum özgürlüğünü hedefleyen bir ideolojik çıkış yaratmıştır. Bu nedenle PKK için bir kadın partisi olduğunu belirtmek yanlış olmaz. Önder APO, kadın gerçekliğini fark etmekle birlikte kadına dair çözümlemeler geliştirerek kadının hem kendisini tanımasını hem de mevcut sistem içerisinde bulunduğu duruma karşı mücadele yürütülebilmesinin koşullarını PKK zemininde hazırlamıştır. Önder APO, kadın özgürlük çizgisini gerek sistem karşısında, gerekse de parti içerisindeki geri feodal anlayışlara karşı amansız bir mücadele ile geliştirmiştir. 3. Kongre ile birlikte kadın özgürlüğünü, bunun üzerinden de toplum özgürlüğünü esas alan yaklaşımla reel sosyalizm anlayışından çıkılmış, sınıf temelli yaklaşımlar aşılmıştır. Kadın özgürlük mücadelesinin temelleri atılmıştır. Bununla birlikte kadınlar ilk grup aşamasında PKK içerisinde az sayıda yer alırken, kadının kendisini tanıması ve bilinçlenmesi ile birlikte özgürlük saflarına daha yoğun katılımlar gelişmeye başlamıştır. Bu temelde PKK yeni bir partileşmeyi, sosyal bilimde yeni bir devrimi geliştirmiştir. PKK devrim içerisinde devrim yapmıştır ve PKK’deki bu devrim zihniyeti güçlü bir mücadeleyle gelişmiştir. Önderlik “erkeği öldürmek” belirlemesini yapmış, bunu kendisinde başlattığını belirtmiştir. ‘’Ben içimdeki erkeği öldürdüm’’ demiştir. Önderlik “Çok çalışmam oldu ama bu çalışmaların içerisinde destansı olan kadın çalışmasıdır” diye belirtmiştir. Kadının yaşadığı farkındalıkla PKK’deki kadın kendisini geliştirmeye başlamış, özüyle buluşup devrimci, öncü bir kimliğe bürünmüş ve her geçen gün mücadelesini daha da büyük bir iddia ve kararlılıkla sürdürmüştür. Bu anlamıyla geliştirilen bu mücadele ile birlikte Önderlik tarihte kadın özgürlüğünün önderi, toplum özgürlüğünün önderi olarak tanınacağı gibi PKK’li kadın da tüm dünyada özgür kadın kimliğinin temsilcisi, sembolü olarak tanınmaya başlamıştır.
Sakine Cansız şahsında başlayan bu gerçeklik onlara, yüzlere, binlere varan bir fedailer ordusu yaratmıştır. Sakine Cansız arkadaş partiye katılımını gerçekleştirdikten sonra birçok alanda çalışma yürütmüş ve şahadetine kadar da devrim mücadelesinin kesintisiz yürütücüsü olmuştur. Bu yürüyüşte kadın kimliği ile birlikte önüne birçok engel çıkmış, aile devrim mücadelesinin önünde durmak istemiştir. Fakat Sakine arkadaş tavrını ortaya koymuştur. Kürt feodal toplum gerçekliğinde bir erkek için bunu yapmak belki kolay olabilir ancak bir kadın için bunu yapmak zordur. Fakat Sakine arkadaş özgürlük arayışındaki ısrarı ile bunu başaran ilk militan olmuş ve sembolleşmiştir. PKK’nin çıkışına kadar Kürdistan’da erkeklere mal edilen devrim mücadelesinde yeni, farklı bir çıkış yaratmıştır. Belki birçok öncü kadın sembol tarihte yer almıştır. Fakat evini, ailesini bırakıp kendini bir bütün, sonuna kadar, kararlılıkla özgürlük mücadelesine adama açısından Sakine Cansız örneği bir ilktir. Elazığ’da çalışma yürütürken tek başına faşistlerin içine girip mücadele etmiş, korkusuzca, hiçbir bireysel kaygı gütmeden faşist saldırılarının olduğu süreçte erkek arkadaşların bile gece nöbet tutamadığı sokaklarda o nöbet tutmuş, zindandaki direnişi ile de yine faşist TC rejimini şoke etmiş, çaresiz bırakmıştır. Aynı zamanda Sakine arkadaşın mücadelesi birçok kadına cesaret aşılamış, teslimiyet ve ihanet karşında amansız bir direnişle sembol haline gelmiş, bulunduğu alanlarda kadın-erkek herkesi etkilemiştir. Sakine arkadaş kısa sürede ideolojik ve örgütsel duruşundaki çıkışı ile PKK kuruluş kongresinde yer alan 2 kadından biri olmuştur.
Parti kuruluşundan itibaren kadınlar akın akın mücadele saflarına yönelmiş, bugün PKK hareketi içerisinde binleri aşan fedai kadın gerçekliği açığa çıkmıştır. PKK’nin açığa çıkardığı mücadele ruhu, Önder APO’nun geliştirdiği kadın özgürlük felsefesi kadınların ruhuna öyle bir işlemiştir ki özgür bir yaşam uğruna belki de dünyada eşi benzeri olmayan kadın fedailiği örnekleri açığa çıkmıştır. Beritan (Gülnaz Karataş) arkadaş şahsında PKK hem teslimiyete karşı fedaice bir duruş sergilemiş, aynı zamanda kadın ordulaşmasının temelleri Beritan arkadaş şahsında atılmıştır. Yine belki de dünyada bir ilk olarak Beritan arkadaşın şahadetine bağlılık gereği kadın gerilla ordusu örgütlendirilmiştir.
Özgür ülke, özgür toplum, özgür yaşam uğruna bedenleri ile newroz ateşlerini gürleştiren Zekiye Alkan, Rahşan Demirel, Ronahi-Berivan örnekleri yine kadın mücadelesi açısından tarihte görülmemiş örnekler olmuş, peşi sıra onlarca böylesi örnek tarihin sayfalarında yerini almıştır. İnsanüstü bir irade ile zılgıtlarla gerçekleştirilen bu eylemler ölümden yaşamın yaratıldığı PKK gerçekliği ile bütünleşmenin ifadesi olmuştur. PKK’nin ve özgür kadın kimliğinin yaratıcısı Önder APO’ya yapılmak istenen suikast girişimi karşısında yine dünyada görülmemiş bir örneğe daha tarih Zeynep Kınacı (Zilan) şahsında şahitlik etmiştir. Kendi bedenini bomba yapıp düşmanda patlatarak Önderliğin hareket ve kadınlar açısından önemini göstermiştir. Zilan arkadaşın eylem tarzı hareketimizde bir ilk olmakla birlikte belki de dünyada da böylesi bir fedai eylem tarzı olarak bir ilktir. Bir kadın üzerinden bunun gelişmesi kadının Önderlik ideolojisine verdiği anlamla bağlantılıdır. PKK’deki kadının özgürlük uğruna bu denli fedaice yarattığı ruh eşi benzeri olmayan, sadece karşındaki düşmanı değil tüm toplumu şaşkına uğratan bir gerçekliktir. Kimsenin aklının ucundan geçmeyen, hayal bile edemeyeceği böylesi fedai bir tarzın yaratılmış olması bunu geliştiren ideoloji ve bilincin anlamına varmak açısından oldukça önemli ve anlamlıdır. Daha onlarca örnekle sayabileceğimiz PKK ideolojisinin yarattığı öncü kadın gerçekliği PKK ile kadını bütünleştirmiş PKK’yi kadın öncülüğünde gelişen, büyüyen bir özgürlük hareketi haline getirmiştir.
PKK’deki öncü kadının yarattığı bu ruhun şimdi de canlı tanıklığını yapmaktayız. Her gün Zap, Metina ve Avaşin’de düşmanın her türlü saldırısına karşı kadın öncülüğünde açığa çıkan destansı kahramanlık örnekleri yaşanmaktadır. Her gün genç bedenlerin NATO’nun en büyük ordularını nasıl tarumar ettiklerinin, hezeyana uğrattıklarının tanıklığını yapmaktayız. Düşmanın her türlü teknik imkanına rağmen büyük yenilgi yaşadığını görmekteyiz. Son olarak 26 Eylül’de Sara Goyi ve Ruken Zelal arkadaşlar şahsında Tanrıça Zilan’ın ardılları, günümüzün Zilanları olarak düşmanın beyninde, ruhunda, içinde patlayan birer bomba oldular. Bu kadar istihbarat ve teknik imkanlarına
rağmennasıl imha edildiğinin şahitliğini yaptık. PKK ruhu yenilmezdir. PKK ruhu özgürlük aşkı ile nasıl yaşamalının en büyük cevabıdır. PKK mücadelesindeki kadın kendi direnişi ile buna cevap olmaktadır. Sara ve Ruken arkadaşlar bu direniş geleneğinin en son örnekleri olmuş, faşist TC devletini, ordusunu, polisini bir kez daha hiç beklemediği bir zamanda, PKK’yi bitirdik dediği dönemde şoka uğratmış, büyük darbelemiştir. Özel savaş devleti TC’nin her defasında bitirdik dediği halde 44. yılına giren PKK hareketi her geçen gün daha da büyüyerek kadın öncülüğünde mücadelesine devam etmektedir. PKK hareketi fedai bir harekettir, yenilmezliği de buradan gelmektedir. Önder APO’nun geliştirdiği PKK ideolojisi bugün devrim inancı olan tüm halklara mal olmuş, halklaşmıştır. Sadece Kürdistan özgünlüğünde değil, çıkışı itibarı ile enternasyonal bir karaktere sahip olan PKK hareketi dünyanın birçok ülkesinden devrimcilerin yer aldığı bir hareket haline gelmiştir. Özgürlük arayışı olanlar dünyanın dört bir yanından yönlerini PKK saflarına çevirmiştir.
Önder APO; ‘Yanılgılı ve yalanın egemenliği altında gelişecek bir yaşam kaybedilmiş ve ihanete uğramış bir yaşamdır’ belirlemesinde bulunmaktadır. Toplum içerisinde bu durumun farkına varan yüzlerce genç kadın sistem içerisindeki yaşamın yaşam olarak tanımlanamayacağının farkındalığıyla Önder APO’nun tespitine kulak vermiş ve yanılgılı, yalan bir sistemin içerisindeki yaşamı yaşam olarak kabul etmeyip yönünü PKK saflarına çevirmiştir. Mevcut sistem içerisindeki yaşamın yaşam olmadığı, sahte yaşam alışkanlıkları ile kandırılan bir toplum içerisinde yaşanamayacağının farkına varmışlardır. Önder APO ‘İnsan, hakikati mümkün kılan varlıktır’ demektedir. Mevcut verili sistemi reddedip özgürlük savaşçısı olarak PKK saflarına katılan genç kadınlar birer hakikat arayışçısı ve savaşçısı olarak olmaz denileni, yapılamaz denileni mümkün kılmış ve kapitalist modernitenin sahte güç algılarını yıkarak gerçek gücün özgür irade, özgür düşünce ilkesi ile gelişen örgütlülük ve mücadele olduğunu ortaya koymuşlardır. Geliştirdikleri bu mücadele ile dünyanın dört bir yanında arayışı olan kadınlara umut olmuş ve kadınlar özgür bir yaşamın mümkün olduğunu görmüştür. Bu nedenle 21.yüzyıla kadın direnişleri damgasını vurmuş ve vurmaya devam etmektedir. En son Jîna Amini’nin İran Rejimi tarafından katledilmesinin ardından Rojhılatê Kürdistan ve İran’ dan başlayan serhildanlar dünyanın her yerinde kadınlar tarafından destek görmüştür. Erkek egemen, faşist dikta zihniyetlere karşı kadınlar isyanlarını ortaya koymuşlardır. Tüm alanlarda “JIN, JİYAN, AZADİ” sloganları ile meydanlara dökülen kadınlar Kürt kadın devrimciliğinin, direnişinin yarattığı mücadele ruhunun geldiği noktayı çok açık biçimde ifade etmektedir. PKK’nin kadında yarattı direniş ruhu artık hiçbir biçimde önü alınamaz bir noktaya gelmiştir. Bundan sonrası açısından kadınların yapması gereken PKK’nin yarattığı bu direnişçi ve mücadeleci ruhla tüm kadınların mücadelesini birleştirmek, tüm faşist, erkek egemen sistemleri alt üst etmek, mevcut düzenleri ortadan kaldırarak insanlığı özgür bir toplumla buluşturmaktır. Bunu yapmanın nasıl mümkün olduğunu PKK’deki kadın zaten göstermiştir. Özgürlük şüphesiz bedel ödemeden kazanılamaz. Özgürlük bu kadar kolay olsaydı bunca fedai kadın kendini uçurumlardan atmaz, bedenlerini ateşe vermez, ya da bedenlerini bomba yapmazlardı.
Ancak PKK’deki fedai kadınlar şu gerçekliğin çok iyi bilincindedirler; özgürlük fedakarlık ister, hem de öyle sıradan bir fedakarlık değil, düşmanı darbeleyen, alt üst eden bir fedakarlık ister. Hakikate ermek, hakikatin kendisi olmak böylesi bir fedailiği gerektirir. Çünkü bu hakikatin nihai sonucu yaratılacak olan özgür ülke ve özgür toplumdur. Bu nedenle 44.yılına girerken PKK’nin fedai kadın gerçekliğini doğru anlamak ve yürüttüğü mücadeleyi sahiplenmek, PKK ile kazanılacak olan kadın özgürlüğü için mücadele etmek her birimizin sorumluluğudur. Özelde Kürt kadınları olmak üzere mevcut sistemi kabul etmeyen tüm kadınlar PKK’li kadınların yürüttüğü bu mücadele etrafında kenetlenmeli ve özgür yarınların amansız kavgasında yer almalıdırlar. Onurlu bir yaşam gerçek kadın kimliğine bunu farz kılmaktadır.
Kaynak: Yurtsever Genç Kadın Dergisi