HABER MERKEZİ
27 Kasım 1978’den günümüze kadar uzanan 43 yıllık soluksuz bir mücadele. Öğrenci gençlikle başlayan ve günümüzde gerilla ordusu haline gelen bir hareket. Önder APO’nun dediği gibi, ‘Sonu gelmemiş bir roman PKK’. Kürtlerin en uzun isyanı. Kürtlerden başlayıp, Ortadoğu ve dünya halklarına yayılan bir devrim hareketi. Dünya’yı karşısına almış bir grup genç ve kadınla başlayan irade ve inançla günümüze kadar gelen bir hareket.
PKK özgürlük hareketini anlatırken, en çokta PKK’li Kürt kadınlarının duruşu gelir akıllara. PKK’den önce silik, yok sayılan, öldürülüp Dicle’ye, Fırat’a atılan, çığlıkları Dersim dağlarında yankılanan kadınların iradesiydi, PKK…
Anneler görmüştük çocukları ağlarken sesleri düşmana gitmesin diye göğsüne bastırıp boğan, kadınlar görmüştük kanlarıyla Dicle’yi sulayan, kadınlar görmüştük çocuğunun cesedi kokmasın diye buzdolabında saklayan, 13 yaşında berdel edilip çocukluğu elinden alınan…
PKK hareketi Kürdistan Özgürlük Mücadelesi olarak ortaya çıktı. Fis köyünden günümüze kadar kadınlardan ayrı yürütülmedi özgürlük mücadelesi. Kadın her zaman bu mücadelenin içerisinde yer aldı. İlk mücadelesini ise PKK’ye gelmek için verdi, sadece Kurdistan’ı parçalayan düşmanla değil, Dünya’yı esir alan erkek egemen zihniyete savaş açtı kadınlar. Dağlara çıktılar ait oldukları yerlere. Kadınlar PKK’de var oldular kendilerini var ettiler.
Evin bir köşesinde varlığı-yokluğu belli olmayan kadınlar dağların doruklarına özgürlük için uçtular. İnsanlık adına, başladılar savaşa, önce Kürdistan sonra Dünya kadınlarına ulaştılar. Şimdi kadın orduları var ve dünyanın her yerinden gelen kadın savaşçıları.
Bugünlere kolay gelinmedi tabii, kadınlar her zaman iki kat fazla köleleştirilmişlerdi, zincirlerini kırmaları daha zordu. Ama bu zincirlere itaat etmenin arkalarından gelecek olan nesil için ne anlama geldiğini biliyorlardı bu yüzden ilk HAYIR’larını bu köleci zihniyete söylediler.
KADIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİN’DE BİR ÖNDER: SAKİNE CANSIZ
Önder Apo kadınlarla yoldaş olmak adına, Kürt toplumunun feodal yanlarını yonttu. İlk bu düşüncelere yoğunlaştığında, ‘Kadından devrimci olmaz’ diyenlere en güzel cevabı ise Kadın Özgürlük Ordusu oldu… Dünya’ya kendilerini Kadın Özgürlük Mücadelesi olarak tanıtan bu kadınlar her kadına hitap etti. Özlerini aradılar dağlarda. Bunun en güzel örneklerinden biri Sakine Cansız yani şehit Sara oldu. ‘Hep Kavgaydı Yaşamım’ kitabında da anlattığı gibi özgürlük için ilk önce ailesinden başladı mücadeleye. En olmaz denilenlere ulaştı. En yapılamaz denilenleri yaptı. Kadın direnemez diyenlere karşı Amed Zindan’nındaki direnişe adını yazdırdı Şehit Sara… Esat’ın korkusu oldu… Dersim’in kızıl saçlı devrimci kadını Şehit Sara, uçurumlardan atlayan kadınların çığlığını hissetti içinde. Devrim adına canını feda etmeyi göze aldı. Kadınlığa yapılan tanımları yıkmak Şehit Sara’nın yaptığının ta kendisiydi. Kadını yeniden tanımladı.
PKK’DE KADIN PARTİLEŞMESİNİN İLK ADIMLARI
1986 yılında gerçekleştirilen PKK’nin III. Kongresi PKK hareketi açısından zorlu bir kongre olur. Bu kongreye Fatma Yıldırım ve Semir isimli, parti tarafından provokatör olarak değerlendirilen ve parti çizgisini saptırmaya çalışan şahısların yaklaşımları derinlikli bir çözümlemeye tabi tutulur. Fatma ve Semir’in yaratmak istediği provokatif yaklaşımlar açığa çıkarılıp mahkum edilerek etkisiz kılınır. Bu kongre PKK ile PKK çizgisini saptırmak isteyenler arasında bir hesaplaşma kongresi olur.
Uzun bir tartışma ve netleştirme sürecinden sonra önemli bir kararlılık düzeyi de açığa çıkarılır. En çok üzerinde durulan ve netleştirilen bir husus da kadının özgürlük ve örgütlenme sorunu olur. PKK’de yoğunlaşan kadın katılımlarının bir isim ve örgütlülük altında örgütlenmesini de şart kılar. Bu temelde PKK’nin III. Kongresinde PKK’nin cephe örgütlenmesi olan ERNK’ye bağlı YJWK kurulur; 1987 yılının Kasım ayında kurulan YJWK (Yekitiya Jinên Welatparezên Kürdistan- Kürdistan Yurtsever Kadınlar Birliği) beklenilen kapsama ulaşamaz ve kadın örgütlülüğüne yeterli perspektifi oluşturamaz.
SERHILDANLARDA ÖNCÜ: KÜRT KADINLARI
Kürdistan tarihinde birçok defa serhildanlar yaşanmıştır. Bu serhildaların en etkililerinden olan 90’lı yıllardaki ayaklanmalarda, kadın devrimciler her anlamıyla öncülük rolünü üstlenirler. Ve tüm zorlanmalara rağmen kadınlar mücadele içinde kendilerini varederler.
1990 ve ’95 yılına kadar olan süreç, Kürt halkının faşist Türk devletinin baskı ve zulmüne karşı ayaklandığı, sesini yükselttiği süreçler olur. Binevş Agal’ın 1989 yılının Ocak ayında Cizre’de işgalci Türk devleti tarafından katledilmesi halk üzerinde büyük bir etki yaratır. Kürt halkının serhildan hareketini başlatmasını tetikleyen olay da, Binevş Egal’in katledilmesi olayı olur. Halk içerisinde faaliyet yürüten Binevş Egal, kadın militan duruşuyla Botan halkını etkiler ve direnişi bir efsane gibi anlatılır. Efsaneleşen bu kadın militan, yüzlerce, binlerce kadın ardılını da yaratır. Ve bu serhildanlara ön cephede öncülük eden Kürt kadınları olur. Serhildanların yoğunlaştığı Cizre, Mêrdîn, Silopi ve Botan bölgesinin diğer illerinde halkla ilişki içerisinde olan, üslup, duruş, halkçı özellikleri ve örgütleme kabiliyetiyle halkı yoğun bir biçimde etkileyen Şehit Binevş, serhildanlarla sahiplenilir. Binevş Egal’in direnişçi ruhuyla serhildanlar yükseltilir. Kürt halkı bu kadın militanın duruşunda başarıyı ve PKK’nin gücünü görür.
1990 ile ’95 arası süreçte, Kürt halk ayaklanması dalga dalga Kürdistan’ın tüm illerine yayılır. Kürt kadınının serhildanlardaki öncülüğünü ve PKK hareketinin direnişini sahiplenip mücadele duruş ve tutumlarıyla yükseltme kararlılığı gösteren, Zekiye Alkan Amed’de, Rahşan Demirel İzmir’de, Ronahi ve Berivan yoldaşlar da Almanya’da bedenlerini ateşe verirler. Kürt halkının diriliş ve direniş bayramı olan Newroz, artık bu Kürt kadınlarının mücadele öncülüğüyle daha büyük bir anlam kazanır. Ve Kürt kadın hareketi ilk çıkışını siyasal ve toplumsal alanda geliştirir.
ZİLAN KOMPLOYA CEVAP OLUR
Bir ideolojik yapılanmaya ve geniş bir örgütlülüğe kavuşan Kadın Özgürlük Hareketi, 1996 yılında geliştirilen uluslararası komplo sürecine fedai tarzdaki eylemlerle cevap verir. Kadın militanların komplo karşısındaki duruşu, Kürt Özgürlük Hareketi’ni ve Önderliğini sahiplenen bir duruştur. Komploya karşı ilk fedai eylemi gerçekleştiren (Zilan) Zeynep Kınacı yoldaştır. 30 Haziran 1996 yılında Dersim’de gerçekleştirdiği eylemle Zilan, kadın ordulaşmasının öncü komutanı olarak Kadın Özgürlük Hareketi tarihi içerisindeki yerini alır. Kürt kadının özgürlük hareketini sahiplenme düzeyi ve uluslararası komplo karşısındaki kararlı duruşu, komplocu güçlere de geri adım attırır. Zilan’ın ardılları olarak onlarca Kürt kadın militanı fedai tarzda eylemlerle Zilan’ın takipçisi olur. Güler Otaç (Bermal), Fatma Özen (Rojbîn), Sema Yüce, Şaristan, Berwar, Dîlan, Kurde, Rotînda uluslararası komplonun geliştiği 9 Ekim 1998 yılından 15 Şubat 1999 yılına kadar ya bedenini ateşe vererek ya da bedenine bombalar bağlayıp askeri hedeflere yönelerek Önderliğimiz şahsında Kürt halkına yönelik geliştirilen uluslararası komploya en keskin cevabı verirler. Önder Apo ile kadının ilişkisi özgürlük aşkı etrafında gelişen derin temelleri olan bir ilişkidir. Kadın da kendi özgürlüğünü Önder Apo’nun özgürlüğünde görmekte ve kendisiyle Önderlik arasında binyıllar öncesine dayanan derin bağı görmektedir.
KADIN PARTİLEŞMESİ ÖNDER APO’NUN FELSEFESİ İLE BÜYÜR
Önder Apo, kadın hareketinin gelişim çalışmalarını “yarım kalan projem” diye nitelendirir ve bu projenin kadın özgürlük kimliğine partileşme gerçekliğiyle ulaşması için İmralı cezaevinde de tüm tecrit ve işkence koşullarına rağmen, bu yönlü çabalarını sürdürür. Kürt kadınları da bu projeyi sahiplenerek, tüm dünya kadınlarının kendisini içinde görebileceği, ifade edebileceği partileşmeyi hedeflerler. Böylece 1999 yılının 02-12 Mart günleri arasında, 140 delegenin katılımıyla 2. Kadın Kongresi gerçekleştirilir ve burada PJKK ismiyle kadın partileşmesi ilan edilir. Kadınlar artık sadece askeri çalışmalarda değil, siyasal, ideolojik ve diplomatik sahada da bir kadın partisi olarak örgütlenirler. Genel çalışmalara da parti kimliğiyle katılırlar.
KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ PARADİGMA
Kadın partileşmesi çalışmaları daha sonraki yıllarda Önderliğimizin geliştirmiş olduğu perspektifler ve açığa çıkan ihtiyaçlar temelinde PJA ve PAJK olarak yapılanmalarını devam ettirir. Demokratik Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü Toplum Paradigması temelinde program ve tüzüğünde değişiklikler yaparak 2005 yılında PAJK ismi altında partileşme çalışmalarını daha da genişleterek devam ettirir. Bir ideolojik merkez görevi gören PAJK, toplumsal, siyasal, askeri ve diplomatik alandaki örgütlülüklerini de geliştirir ve Kadın Özgürlük Hareketi KJK çatısı altında Kürdistan’ın dört parçasını da kapsayan bir çatı örgütlülüğüne ulaştırır kendisini. Kadının konfederal sistemi olan KJK çatısı altında örgütlenen ideolojik, askeri, siyasal ve toplumsal alan çalışmaları PAJK’ı ideolojik merkezleri olarak görür.
Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü Toplum Paradigması temelinde kendisini yeniden yapılandıran PKK ve Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi meşru savunma stratejisi temelinde de askeri çalışmalarını ele alıp yeni bir kapsama kavuşturur.
KADIN ORDULAŞMASI: YJA-STAR
HPG (Hezên Parastina Gel-Halk Savunma Gücü) genel ordu yapılanması olurken YJA Star (Yekîneyên Jinên Azad ê Star- Star Özgür Kadın Savunma Birlikleri) da kadın savunma birlikleri olarak örgütlenir.
Kadınların meşru savunma gücü olarak örgütlenen YJA Star, HPG içerisinde özgün ve özerk bir yapılanmaya sahip. Kadın Özgürlük Hareketi’nin meşru savunma gücü olan YJA Star, klasik bir ordu örgütlenmesini aşan, demokratik sosyalizm ekseninde örgütlenen ve kadın gerillacılığı geliştirip yaygınlaştıran bir kadın gerilla ordusudur. Kadın gerillaların Kürdistan dağlarında yürütmüş olduğu özgürlük mücadelesinin büyük birikim ve mirasının da sahibi olan YJA Star, sadece Kürt kadınlarının değil, tüm Dünya kadınlarının meşru savunma gücüdür.
KADINLARIN ÖZGÜRLÜK UMUDU: PKK, PAJK, YJA-STAR
Böylesi zor ve mücadele dolu günlerin ardından PKK’nin içinde gelişen Kadın Özgürlük Mücadelesi bugün dünya kadınlarının sesi haline gelmiştir. Önder APO’nun felsefesi etrafında toplanan onlarca kadın militan, savaşçı ve yurtsever kadın bu mücadelenin bir neferi olurken, mücadeleye bağlılıkları ve fedai duruşu ile kadını dünyaya yeniden tanıtmıştır.
Kapitalist Modernite’nin kadına biçtiği rolle karşı, sahte özgürlük arayışlarının değil de hakikat içerisinde özgür kadına ulaşma çabasında olan onlarca kadın bugün PKK, PAJK, YJA-STAR, HPG bünyesinde özgürlük mücadelesi vermektedir. Kürt kadınıyla başlayan bu mücadelenin içerisinde bugün,Ortadoğu’dan tutalım da Avrupa ve Amerika’dan onlarca kadın yer almaya başlamıştır.
Kapitalizmin çıkmaza düştüğü bugünlerde ise devrimci kadınlar, eylemleri ve duruşlarıyla bir kez daha mücadelenin öncü gücüdür. Cenga Heftanin direnişi şahsında Şehit Beritan’dan aldıkları özgürlük bayrağını zafere ulaştırma yolunda şehit düşen Nucan’lar, Esmer’ler, Zeryan’lar bir kez daha teslimiyet ve ihanetini reddetmiş, özgür bir toplum ve özgür bir ülkenin ancak özgür kadınla inşaa edilebileceğini göstermiştir. Kürt kadınları direnişin öncülüğünü yaparken aynı zamanda KDP işbirlikçiliği Şehit Beritan’ın şahsında boşa çıkartılmıştır. Bugünde işbirlikçiliği, geliştiren KDP Cenga Heftanin Hamlesi kapsamında Şehit Beritan izinde bir kez daha boşa çıkartılıyor. Kadınlara ölüm ve ihaneti dayatan, düşmanın yanında saf tutan, Kürt halkını koruyorum adı altında kendi koltuğunu kabartan KDP, AKP-MHP faşist devleti ile bir kez daha aynı masaya oturmuştur. Fakat şunu da çok iyi biliyoruz ki, ihanet ve işbilirçilik tarihte de açığa çıkmış ve çöp sepetinde kaybolmaya mahkum olmuştur. Bu işbirlikçiliği tarihin karanlığına gömecek olan, yine kadın özgürlük mücadelesidir.
PKK’nin 43. Yılına girerken, kadınlara yaşama hakkını veren, mücadele ve özgürlük ile buluşturan, kadını kendisiyle tanıştıran özgürlük hareketinin kuruluş yıldönümü olan yeniden doğuş bayramını, genç kadınlar başta olmak üzere tüm dünya kadınları ve halklarına bir kez daha kutlu olsun.
Viyan Amed