HABER MERKEZİ
PKK’nin öncülük ettiği Ulusal Kurtuluş ve Özgürlük Mücadelesi’nin halklaşmasını en güzel ve çarpıcı şekilde bu slogan ifade etmektedir. Halk serhildanlarda kendi sloganlarını kendisi bulmuş ve haykırmasını bilmiştir. Özellikle anaların, kadınların serhildanın başında yer almaları ve çektikleri zılgıtlar düşmanda büyük korkuya yol açarken, halkımıza da büyük bir moral ve güç vermiştir. Bu serhildanlar gençlerin akın akın gerilla saflarına katılımını sağlamıştır. Önderlik Kürt serhildanı bayram gibidir. “Yaşamı zehir olmaktan çıkardı” dedi. Serhildanlar ya da halk eylemleri sadece cenaze törenleri ve yürüyüşlerle sınırlı kalmadı. Yaygın kepenk kapatma, kontak kapatma eylemleri, okul boykotları, özel savaş basınını red etme, protesto eylemleri şeklinde çeşitlenerek yaygınlık kazandı. Önderlik bu dönemi ?Diriliş başarıldı, sıra kurtuluşta şeklinde tanımladı. Kürt halkı, üzerindeki ölü toprağı attı. Gömüldüğü iddia edilen beton mezarı parçaladı. Kafasında kurulan karakolları yıktı ve korku duvarlarını aştı. Cesaret, kişilik, kimlik ve özgür bir iradenin sahibi oldu. Kimliğini yeniden kazandı. Bu bir diriliş devrimidir. Bu var olma ve kendini yeniden yaratma iddia ve kararlılığıdır. Özgürlüğünü kazanana kadar mücadele etme azmidir. Serhildanlar 7’den 70’e her Kürt insanında büyük bir değişim ve dönüşüme yol açtı. Duyguda, düşüncede ve ruhta yaşanan devrimci bir değişimdir bu. Sömürgeci sistemden kopuşu ve öz gerçekliğine dönüşü, kendi kökleri ile buluşmayı ifade etmektedir. Kendi ulusal ve kültürel hakikatını keşfetmenin heyecanı, coşkusu, morali yaşanmaktadır. Heval Abbas bu süreci şöyle değerlendirmektedir; Bu bakımdan serhildanlar bir kimlik ve kişilik devrimidir. Ulusal, kültürel değerleriyle yaşamayı esas alan insanı ortaya çıkaran devrimdir. Soykırımı durdurma ve boşa çıkarma devrimidir. Bu birey düzeyinde böyle olduğu gibi, toplumsal düzeyde de böyledir. Bir bütün toplum olarak Kürt toplumuna dayatılmış inkarı, soykırımı durdurma, boşa çıkarma, kendisini, kendi ulusal kimliğiyle, kültürüyle bir toplum olarak tanımlayıp bu temelde örgütlenerek, örgütlü bir toplum biçiminde yaşamayı esas almayı, öngörmeyi ifade etmektedir. Serhildanların anlamı budur.
Ulusal Diriliş Devriminin temel anlamı budur. Düşman da PKK’nin halklaşmasını ve halkla bütünleşme düzeyini erkenden fark etmiş ve bunu kendi sömürgeci sistemi için en büyük tehdit ve tehlike olarak görmüştür. Serhildanların önüne geçmek ve halkı sindirmek için özel savaşın her türlü kirli yöntemini devreye koymuştur. Halkın üzerinde sistematik olarak devlet terörünü estirmiştir. Vedat Aydın’ın cenaze töreninde, Cizre ve Nusaybin newrozlarında ve daha bir çok yerde açıktan halkın üzerine ateş açılmış, halkımızdan onlarca insan katledilirken yüzlercesi de yaralanmıştır.
92 Ağustosunda Şırnak’ta halk ayaklandı adı altında büyük bir katliam yapmıştır. Kulp ve Lice katliamları bu çerçevede hayata geçirilmiştir. Gözaltı ve işkenceler günlük rutin uygulamalar haline gelmiş, yurtsever halkımızdan binlerce insan zindanlara doldurulmuştur. Sömürgeci TC sistemi kendi hukukunu bile hiçe sayarak oluşturduğu paramiliter güçlerle yurtsever halkımızı hedeflemiştir. Jitem ve Hizbi Kontra oluşumlarıyla faili meçhul adı altında binlerce insanımız katledilmiştir. Sokak ortasında infazlar veya kaçırılıp ortadan kaybetmelerle Kürdistan?da korku iklimi hakim kılınmaya çalışılmıştır. Gerilla ve halkı birbirinden koparmak için binlerce köy yakılıp yıkılarak boşaltılmıştır. Balığı yakalamak için suyu kurutma yöntemi özel savaşın kirli uygulamalarından biri olarak diğer devrimlere karşı olduğu gibi Kürdistan’da da yaygın olarak devreye sokulmuştur. Buna karşılık Önderlik partinin halkla buluşmasının her zaman yol, yöntem ve kanalarını oluşturmayı esas almıştır. Biri kapatılınca başka bir yol ile halka ulaşmayı ve halkla iletişim sağlamayı başarmıştır. Devlet terörüyle serhildanlar ezilmeye ve halk sindirilmeye çalışılınca Önderlik serhildanı geriye çekerek başka yolları devreye koymuştur. 90’lı yıllar boyunca bunu basın-yayın, kültür, siyasal alan vb bir çok kanal üzerinden sürdürmüştür. 90 yılında Toplumsal diriliş dergisi ile halka ve ögrencilere hitap edilmeye çalışılmış, sonrasında haftalık ve günlük gazeteler yayın hayatına başlamıştır. Özgür Halk dergisi ve Özgür Gündem gazetesi ile başlayan bu çizgi her zaman kendisini üretmesini bilmiştir. Dergi ve gazeteler sık sık kapatılsa da yeni isimlerle yayın hayatına aynı çizgide devam etme kararlılığını gösterebilmiştir. Bu çerçevede alternatif bir özgür basın geleneği ve çizgisi yaratılmıştır.
Düşmanın tüm faşist saldırılarına karşı bu çizgiden ve basın yayın çalışmalarından taviz verilmemiştir. Bir çok basın emekçisi katledilmiş, kaçırılıp kaybedilmiş, gazete bina ve büroları bombalanmış olmasına rağmen her zaman gazete ve degileri halka ulaştırmanın değişik yolları bulunmuştur. Basın yayın çalışmaları önemli bir propaganda imkanı yaratmıştır. O zamana kadar Önderlik gerçeği ve parti daha çok gerilla ve silahlı mücadele yönüyle bilinmektedir. Önderlik ve Parti basında artık açıklamaları, ideolojik ve siyasal değerlendirmeleri ile yer almaya başlar. Kürt ve Türk kamuoyuna hitap etme ve gündem oluşturma imkanı doğmuştur. Basın çalışmaları en önemli propaganda aracı durumuna gelir.