HABER MERKEZİ
Ülke yolu, paha biçilmez kutsal bir yoldur. Ülke yolundan çıkıp, düşman yoluna giden insan tarihi, toplumu ve siyasetine en büyük ihaneti yapmış, o günden bugüne iflah olmamıştır. Birçok kişi, çok zayıf düştü, sesi soluğu çıkmadı. İmkânsız, olanaksız kaldı. Maalesef burada geri kaldı. Şimdi de düşman istediği gibi onunla oynuyor. Neden? Ülke yolundan döndüğü, ucuz bıraktığı için. Bunun için şimdi en büyük görev, ülke yolunu açmaktır. Halkın özgürlüğü için yolu açmak gerekir. Şunu çok iyi bilince çıkarın, eğer ülke yolu yoksa insan ne kadar okumuşta olsa dünyadan hiçbir şey anlayamaz. Ne sevgi olur, ne maddi, ne manevi olarak insan kendini güçlendirebilir. Kimse saygı göstermez, her zaman dünyanın kötüsü olur. Siz şimdi nasıl ki dünyanın kötüsü durumundasınız, ülke dışında da öyle kalırsınız. Bunun için eğer dürüstseniz, kendinize güveniyorsanız ülke yolu size açıldığında büyük bir şans olarak göreceksiniz, paha biçilmezdir. Ben kendim de bunca yıldır bu yoldayım, yüksek okulu da bitirdim, tek başıma bu yola da girdim ve imkansız da olsa, bütün dünya bize düşman da olsa, bu yoldan değerli yol yoktur dedik. Bu yolda ki yaşamdan daha değerli başka bir yaşam yoktur dedik ve şimdiye kadar böyle geldik. Sonuçta ne çıktı, bu yol; güç olma yoludur, şeref yoludur, başarının yoludur, her türlü im-kanın yoludur, kendini yeniden yaratmanın yoludur. İnsanın düşmanını, kendini tanıdığı bir yoldur. Sonuçta insan ülkesine sahip çıkarak bu yaşamın yolunu açabilir.
Şimdi siz ilk önce iflah olmak istiyorsanız imkanlarınız ne kadar küçükte olsa ülke yolunda çok dürüst adımların sahibi olun. Bunun dışında iflah olmanız mümkün değil, bir saygınlığınızın olması mümkün değil. Belki biraz zorluk olur. Siz de görüyorsunuz ki bütün yükü ben taşıyorum, fakat bugüne kadar büyük bir çoşkuyla istekle getirdim. Ülke amacı, ülke de yaşamın amacı, insanda ne kadar büyük bir aşkla gelişirse insan o kadar sağlam yürüyüşün sahibi olur, coşkuyla yürür. Ülkesiz, aşksız insan kurudur, beş para değeri olmaz. Şimdi siz bu kadar zayıfsınız, bu şekilde giderseniz yaşama da sahip çıkamazsınız. Bunun nedeni; ülkenizin yolunda değilsiniz de o yüzden.
İkincisi tabii insan askeri olarak ülke yoluna girer, militan bir kişilikle. Bunun içinde her yönlü eğitim hazırlık gerekiyor. İdeolojik yönden, siyasi yönden, askeri yönden bazı şeyleri öğreneceksiniz. İnanıyorum ki Partimiz büyük dersler veriyor. Bunlar size de ulaşıyor. Siz askeri yaşamı bundan sonra yemek-içmek gibi kendinizde farz bileceksiniz. Yaşınız gençtir, eğer üzerinde durursanız siz çok güçlü birer gerilla, birer asker olabilirsiniz. Bunun dışında da başka çareniz yok. Ben kendim de 40 yıldır askerim, bugüne kadar hiç izinde yapmadım. Bir gün bile demedim eve gideyim, bir tatil yapayım. Başlangıçta ben yalnız askerdim. Halk ordusunda ben yalnızdım.
Şimdi görüyorsunuz milyonlar olduk. Başlangıçta beş kuruş paramız yoktu, bir tek kurşunumuz yoktu. Şimdi görüyorsunuz ki, biz halk ordusu olduk. Bütün bunları biz iğne ucuyla kazıdık, halkın önüne çıkardık, ben yalnızdım. Yoktan vazedildi, yaratıldı bunlar. Şimdi size bakıyorum, hazır olanı değerlendiremiyorsunuz, kendinizi büyütemiyorsunuz. Tabii bu büyük bir kusurdur, eksikliktir. Böyleleri fazla büyüyemezler. Eğer siz güçlenmek istiyorsanız; askeri militan yaşamda önderlik nedir, ne değildir, önderlik insana hangi imkanı sağlar, hangi güçtür, ben kendimi nasıl yaptım, sizin için gerekli olan ilk derste bunları öğrenmektir. Öğrenemezseniz düşersiniz, Kürdistan da mümkün değil yürüyemezsiniz. Bir şansa sahipsiniz, bu şans gerçekten çok değerlidir. Ben yine de bunca yıldır bir gün de olsa ülke dağlarına ulaşmak için sabrediyorum. Ülke dışında on sekiz yılım doldu. Ülke içinde de onbeş yıldan fazla ülke dağlarına ulaşmak için kendimi hazırladım. Bazı arkadaşlarımız gidiyor değerini bilmiyor. Tabii bu onların gafletinden kaynaklanıyor. Bakışlarında hayırlı bir şey kalmamış. Güçlü bir yurtseverliğe sahip değiller. Tabii böyleleri içimizde bir şey yapamıyorlar. Neden yapamıyorlar? İnanç yok, sizden bu şekilde bir şey çıkmaz. Ne zaman sizden iyi bir askeri kişilik çıkar? Ülke yolunda sabırla yürüdüğünüz zaman. Böyle olursa belki sizden güçlü bir Kürt çıkar. Böyle olmazsa bu dünyada bir sesin sahibi olmanız mümkün değil. Yaşamınızın kanunu böyledir.
Yaşamınızın başından bugüne kadar, her zaman nasıl bir sesin sahibi olabiliriz, bunun için ne yapabiliriz? Düşmüş toplumdan uzaklaşacağız, hatta aileden, elden bir şey gelmezse bir güç oluşturacağız dedik. Sizin oluşumunuz bu temeldedir. Neden? Eskiden bir iki kişi bir araya gelemiyordu. Şimdi görüyorsunuz yüzlerce insan toplanabiliyor. Neden? Önderliğe inanç var. İnsan fesat yaşama imkan vermemeli, iddiasız, amaçsız yaşama imkan vermemeli.
Şimdi bakıyorum, hepiniz gençsiniz, size yüzde yüz adınızdan önce gerilla yaşamı gerekiyor. Ne yapıyorsanız yapın. Bunun için kendinizi hazırlamanız gerekiyor. Eğer bir insanın ülkesinden, özgür yaşamından bir şey almasını istiyorsanız siz yaşamınızı bu yola adayacaksınız.
Tecrübeniz var tabii. Bugüne kadar bizi getiren bu yoldan başkası değil. Ben de sizin gibiyim. Bazıları diyor bu mucizedir. Zayıf bir köylüden mümkün değil bir önder çıksın. Bu doğrudur, tarihte örnekleri yoktur, ama Kürtler için bir şey var ki, zengin biri Kürt davasını kabul etmez. Bu bir çerçevedir. Hiçbir zengin Kürt davasını üstlenmez, kabullenmez, hatta küçük bir memur dahi kabul etmez. Kim kabul eder. Ancak çok fakir biri, çok çaresiz bir ortamda bir köyde yaşamış biri kabul eder. Bunlarda çok azdır, olmuyor. Zengin kendi menfaatinde, fakir de bana bir şey olmasın diyor. Fakat biz kendimizi yaptık, görüyorsunuz ki önderliğimizi yaptık. Bu bir mucizedir. Sizin için de büyük bir güçtür. Başka bir biçimde birinin sizi silah sahibi yapması mümkün değil. Hatta size bir iş bile vermezler, bir hammallık bile vermezler. Artık bilmi-yorum yaşamı tanımıyorsanız, tanımayın, kimse size merhaba bile demez. Bunun için ne kadar zor da olsa siz bu yolda çoşkulu ve askeri yaşamda da istenildiği gibi bir disiplinle kabulleneceksiniz. Neden? Bu sizin için bir doğrultudur. Bundan başka yaşam bize kapalıdır, olamaz. Biz önce de çok konuşma yaptık, tekrarlamak istemiyorum, okumanız gerekiyor.
Yine söyleyeyim, siz şimdi ülke hazırlığı yaparken buna çok değer verin, benim de bunca hazırlığım bir an önce ülkeye ulaşmak içindir. Tabii üzerimizde dünya duruyor, keyfime göre değil, benim keyfime göre olsaydı durmaz ülkeye giderdim. Ama bu imkanlar sizin için var ve sizin için çok büyüktür de. Bunun için sonuna kadar bu çizgiyi tutacaksınız. İnsan Kürdistan’da yüzeysel, keyfine göre bir şey yaratamaz. İşte bu önderliğe bir şey gereklidir ki, çok sabırlı ve anlama düzeyi çok yüksek olacak. Tabii insan her zaman düşmanına karşı büyük bir kin de beslemeli, özgür yaşamı çok istemeli, ancak o zaman insandan birşey çıkması mümkündür. Bunun dışında nereye bakarsan bak, çıkış yolu yoktur. Siz şimdi çevrenize bakıp özgür olduğunuzu sanıyorsunuz, fakat özgür değilsiniz.
Siz ülkesinden çıkmış lanetli bir kavim olmakla beraber, düşmanınıza yem olmuşsunuz, siz busunuz. İçinde olduğunuz imkanlar bunu kırıyor, kırmaya çalışıyor, yeni bir şey önünüze koydu. Ben bunun için söylüyorum, sizin gibi kızlara, erkekelere insan ne yapsın ne yapmasın? Ülke yolundan, ülke içi savaştan başka imkan olamaz. Bunun dışında başımıza bela ederiz. Yine tekrarlayayım; zorluğu ne kadar çok olsa da çoşkulu olmak gerekiyor. Neden? Düşmanın verdiği yaşam namussuz bir yaşamdır, kabul edilemez. Eğer kabul ederseniz namussuzsunuz ve sizden hiçbir hayır gelmez. Eskiden söylerlerdi müslümanlığın şartı, işte islamın şartı beştir, kabul eden müslümandır, etmeyen kafirdir. Bizde de böyle olmuş. PKK’nin bazı şartları var. Bunlar yaşamın şartalırıdr. İnsan bunları kabul etmezse kafir gibi olur, cehenneme gider. PKK’nin şartları yaşamın şartlarıdır. Bunun için çok dürüst bir şekilde PKK’nin şartlarıyla yaşamanız gerekiyor. İnsan parayla doymaz, rahatlıkta da rahat olmaz. Düşmanıyla başa çıkamayan, ülkesinde yaşamın yolunu açamayan milyoner de olsa, çok zengin de olsa yine de beş para etmez. Yani getire-lim böyle birini ülke yolu üzerine, görecek ki bundan başka hiçbir işi istemek bizim için haramdır. Bizim için helal olan devrim işidir. Birçok konuşma kitaplarda size verilmiş. Bir çok devrede büyük konuşmalar yaptık. Bunlardan sonuç çıkarmanız gerekiyor. Parti’nin verdiği savaş çok büyüktür. Bundan sonuç çıkarabilirsiniz. Gün be gün savaştır, tecrübeli arkadaşlar yanınızda var. Ülkeye giderseniz kendinizi de güç-lendirirsiniz. Ama yine inancınız başlangıçla bağlantılıdır. Kendinizi askerileştireceksiniz, dağda insan iyi askerileşebilir. Dağlar insanı korur, güçlendirir, bilinçlendirir, ama bunlar çalışmayla, savaşla olur. Dağda kendimi yere atayım dersen, sen ölürsün. Sen bireysel bir yaşama tenezzül edersen ölürsün. Kendini ihmal edersen, dağda sana birşey yapamaz. Bu-nun için size ne gerekiyor, söylediklerimi kendinizde hakim kılacaksınız. Bu şekilde yanınızdan bir çok arkadaş gitti. Biliyorsunuz kimisi kaçtı, kimisi de şehit düştü. Bunun nedeni ar-kadaşlarımız ülkeye gidişte çok hayali yaklaştılar. Gidip gördüler ki, hayal ettikleri gibi değil, açlık var, susuzluk var, kendilerini yapamadılar, daraldılar, bunlar sizin kusurlarınızdır. Bana bakın, yalnız başıma bunca işi nasıl yapıyorum. İmkânsızlıklarla, inançla, amaca bağlılıkla buraya kadar geldim. Bence yaşamın adı budur.
Sizde de bunların hakim olması gerekiyor. Geçmişte giden arkadaşlar gibi yapmayın. O arkadaşların yanlışlığı hayallerinde ülkeyi cennet olarak görmeleridir. Hayır, ülke harabeye çevrilmiş, fakat insan bu harabenin içine girip cenneti yaratmalı. Bu savaşla olur. Düşman bütün ülkeyi kendisi için almış, fakat diğerini harabeye çevirmiş. Biz de kendimiz için ülkemize bakalım. Düşmanın yıktığını biz yapacağız. Bizi kaldıran şeyleri kabulleneceğiz. Bizi yekeden şeylere karşı duracağız.
Halklar Önderi Abdullah Öcalan