REQA- Özel Dosya: 1924’te inşa edilen ve bugüne kadar her türlü saldırılara karşı ayakta durmayı başarabilen Raqa Müzesi’ni Raqa Kültür ve Miras Danışmanı Mihemed Ezzo’dan tanıyalım.
“Her şehirde, Avrupa’da ve Orta Doğu’da veya başka herhangi bir yerde, müze her zaman o şehirlerin yüzü olmuştur. Müze, sivil meclisin ardından gelir. Şehre giren herkes önce müzeyi, sonra sivil meclisi veya belediyeyi sorar. Rakka Müzesi, yani şu anda içinde bulunduğumuz bu bina, Fransa’nın Suriye’ye girmesi ve Rakka’yı işgal etmesinden sonra 1924’te inşa edildi.
1922 yılında iki yıl sonra eski binayı yıkmaya başladılar ve 1924 yılında bu müzeyi inşa ettiler. Bu bina Fransa’yı işgal eden Fransız valisinin karargahıydı, alt katında Hıristiyan eserleri basıyorduk. Tarih öncesi ve hatta tarihi eserler, genel depoda tutuluyordu.
Alt kat, mezra, üst kat diye üç bölüme ayrılıyor. Üst katta ise Rakka kentinin tanıklık ettiği tarih öncesi döneme ait eserlerin yer aldığı koleksiyon bulunuyor. Tell el-Mia’da bulunan eserlerin Kur’an-ı Kerim’de bildirildiğine göre bir kilise olduğu anlaşılıyor. İç kesimlerde İslam bölgelerindeki arkeolojik keşiflere yer verilmiş. Şehir adeta eski bir camiyi andırıyor. Çünkü içerisinde tarih öncesi çağlardan başlayarak Arap-İslam dönemine kadar uzanan tarihi bir döneme ait eserler yer alıyor. Müzeyi dünyanın dört bir yanından gelen arkeologların yanı sıra Avrupa ve Amerika’dan gelen turistler de ziyaret etti.
Ama ne yazık ki silahlı gruplar Raqa savaşı başlamadan önce eserleri çalmıştı ve müzede 8 bin veya daha az fazla bulunuyordu. Ama şu anda müzede 6 bin 500 eser var, bunların nerede olduğunu bilmiyoruz ama özellikle Türkiye’de olduklarını düşünüyoruz.”