HABER MERKEZİ- Rodî Baz: ONLARLA BERABER YAŞAMAK! ONLARDAN KOPMAMAK!
Tarihsel değerlerin hakikatle bağı, ucu kesik sivri bir bıçak gibidir. Kan akıtır ama her damlası tohum görevi de görür. Günler, aylar ve yıllar geçse dahi tarihin en derinliklerinde hep yeşeren bir yaşam öncüsü misyonundadır. İktidarlar kanlı mezbaha haline bürünürken, karşısında yaşamın yaratıcıları da kendini görünür kılar. Yıllar geçse dahi hep savaşçılıklarını, kahramanlıklarını ve yenilmezliğini hakikatin vazgeçilmez doruğunda kendilerini misafir kılarlar. Toprağıyla, vatanıyla ve halkıyla da bağı güçlü arayışları, hep ileri taşır. İleride bir yerde karşımızda büyük dağ yamaçlarında zehir akan bir kılıç darbesini açığa çıkarsa da tüm zehri toprağa düşerken bunu öğütleyecek bir çok gücü karşısında bulur. İnanç iradesinin perdesini aralar ve güneşin heybetli doğuşu ile mest olur.
Heval Abbas’ın bir kitabını okurken Önderliğin, Suriye’de Lazkiye kentinde arkadaşları tarihi bir yere götürüyor. Orda dikkatimi çeken husus; Önderlik bu yeri tanıtırken o toplumun ölülerini kendi evlerine gömdüklerini belirtiyor. Bu olayı değerlendirirken de “ölüsüyle beraber yaşamak.” diye belirtiyor. “Ölüsünü götürüp başka yere koymuyor, ondan kopmuyor, yanında tutarak kendi geçmişine ne kadar bağlı olduğunu gösteriyor” diye belirtiyor. Bu değerlendirmeye bağdaş kurduğum olay örgüleri beni tarihin bağlarıyla sıkı sıkı bağlıyor. Hakikatin ve direnişin adı konulduğu o ana götürüyor. Çığlıkların, silahların ve bombaların bir kaskatı karanlık kıskaca karşı inancın, umudun, iradenin ve cesaretin arayışı olduğu zamana geçip gidiyorum…
Öz yönetim direnişlerinde, heval Harun’a bir anne kuru üzüm veriyor. Harun arkadaş ise kuru üzümleri alarak cebine koyuyor. Anne heval Harun’a, ‘soğuk havalara bire birdir. Vücudu sıcak tutar’ diye belirtiyor. Harun arkadaş ise heval Cesur hariç tüm arkadaşlara bu kuru üzümlerden dağıtıyor. Heval Cesur ağır yaralıdır ve bundan dolayı o gece şahadete ulaşıyor. Kuru üzümleri veren anne ‘kuru üzüm sizi sıcak tutar’ demiştir heval Harun’a. Bu sözler üzerine heval Harun ve arkadaşları şehadete ulaşan yoldaşları Cesur’un gömleğinin cebine, bedenini sıcak tutması inancıyla 3 kuru üzüm bırakıyor… Heval Harun ve arkadaşları Cesur’un cenazesini düşmana vermemek için evin bir bahçesine gömüyorlar. Kürekle, buzlu ve karlı toprağı eşelerken arkadaşlar, bu küreğin sesi hiç bitmeyecek diyor.
Üzerine bir battaniye serildi, o ses hiç bitmedi ve hep kulaklarımızda yankılandı. Üzerine konulan battaniye, tüm karları eritecek. Açacak o güzel havalarda. Kuşların cıvıltılarıyla özgürlüğü hep onlarla yaşayacak. Onlardan kopmayacak, sıcak tutacak bizi Heval Cesur!
Son zamanlarda karşılaştığım anılardan bir diğeri ise Gerilla İsyan Argêş’in, Werxele savaş tünellerinde 5 bölümlük anılar dizisiydi. Gerilla İsyan Argêş heval Baz Mordem’in ve heval Fedai’nin şehadete ulaştıktan sonra naaşını mağaraya sakladıklarını dile getiriyordu. “Kürdistan’dasınız ama o kadar zorluktan dolayı arkadaşınızı çıkarıp bu kutsal topraklarda bile saklayamıyorsunuz. Şehit Fedai ve şehit Baz’ın cenazelerini de direniş tünellerinde sakladık. İyi bir yerde saklamak istiyorsunuz ama savaşın çetin, amansız ve zamansız koşulları nedeniyle defnetme şansınız olmuyor. Şehit Fedai arkadaşımızın naaşını kendi imkanlarımızla mağaranın içine sakladık” diye belirtiyordu. Werxele direnişçileri arkadaşlarının naaşını düşmana teslim etmiyor, onlarla yaşıyor ve yaşam buluyorlar. Varlık ve yokluk savaşının yürütüldüğü direniş tünlerinde beraber biriktirdikleri tüm anılarla beraber yaşıyorlar. Şehit Baz’ın bir gün Werxele’yi tekrar alacaklarını ve PKK bayrağını asacaklarını söylediğini belirtiyordu heval İsyan konuşmasında. Şehit Baz ve Şehit Fedai, tarihin varlığının yazıldığı o savaş tünellerinde bir can, bir tohum, bir yaşam olmuştu. O direniş tünellerini yazan arkadaşları için belki çok zordu bunları kaleme almak. Ama Kürdistan’da olup da bir mağaraya arkadaşını saklamak, bunu yoldaş oldukları topraklara ve ülkesine bağlılıklarına böyle atfetmişlerdi.
Yazarken bile insanın nutku tutuluyor fakat biliyoruz ki o topraklar özgürleşecek ve o topraklarda gömülen her bir Baz ve Fedai, tarihin en derinlerinde hakikatle bağı kesilemeyecek, yılların kökü olup daha da büyüyecek. Her karış toprakta yaşam amaçları, iradeleri hep bizlerle yaşayacak ve mirasları bizlere güç olacaktır. Tarihin tozlu sayfalarını sileli çok oldu. Kahramanlıklarını bizlerle bağını yazalı da çok oldu. Özgürlüğün naraları atılırken o direniş tünellerinde, kahramanlar hep tarihe daha da ileri yürümenin inancıyla hakikat vurgusu yapacak…!
Onlarla beraber yaşamak!
Onlardan kopmamak!