HABER MERKEZİ- Rojava Devriminin Öz savunma Gücü: YPJ
“Kadın devrimi olan Rojava Devrimi 19 Temmuz 2012 de gerçekleşti” demek, bu destansı devrimi tanımlamamız ve kavramamız açısından yanlış bir başlangıç olacaktır. Peki kara çarşaflara, güdülere, anlamsızlığa, dilsizliğe ve kimliksizliğe; aslında hiçliğe mahkûm edilmek istenmiş kadınlardan; nasıl dünyanın hayranlıkla baktığı, adeta tüm dünya halklarının başta da kadınlarının savunma gücü olarak kabul edilen, tüm ulus devletlerin faşizan ordularına başkaldıran bir kahramanlar ordusu ‘YPJ Kadın Savunma Birlikleri’ oluştu?
Bu destansı devrimin asıl başlangıcı hiç şüphesiz Önder APO’nun doğuşu ve fikirlerinin bu topraklar ile bütünleşmesine dayanmaktadır. Önder APO 2 Temmuz 1979’da Urfa-Suruç sınırından Kobanê’nin El Pelurî köyüne geçerek o gün Rojava devriminin ya da Ortadoğu Kadın devriminin adımlarını da atmıştır.
‘Önemli olan hayal kurmak daha da önemlisi hayallerinin peşini bırakmamak’ diye bir söz vardır.Bir anlamda da Önderliğimiz çocukluk hayallerine bağlı kalmanın bir gerekçesi olarak YPJ’nin hiç solmayacak ve kurumayacak tohumlarını filizlendirmiştir. 20 yıl boyunca hiç durmadan büyük bir sabırla, Rojava ve Suriye halkları başta olmak üzere tüm Ortadoğu ve Dünya halklarına bu değerli toprakların kendisinde büyük bir emek vermiştir. Adeta köy köy mahalle mahalle, sokak sokak tüm insanları; müthiş insan büyüten ve eğiten hakikat dergahı Önderlik Sahalarına çekip bizzat kendisi Rojava Devrimini ve onun öncü öz savunma ordusunu, kadınları ve gençleri öncülüğünde örgütlemiştir. Tüm kadınların hayallerini gerçekleştiren Önder APO, 21. yüz yılda da başta Kürdistan kadınlarına ve tüm dünya kadınlarına: Kadının öz savunma ordusu YPJ’yi armağan etmiştir.
Çocukluğunda egemen erkekliğin bin bir türlü kurnazlıklarıyla, evlilik aldatmacaları ile oyunlarından çaldığı kız çocuklarını, tekrar bu birliktelik, güzellik oyununa katmak için onlara yani biz genç kadınlara kendini bilmeyi ve savunmayı öğretmiştir. Rojava devriminin öz savunma gücü YPJ, böylesine derinlikli ve köklü bir Önderlik tarihinin, çalışmanın, savaşımının, emeğin ve bedellerin sonucunda günümüzdeki anlamına kavuşmuştur. Artık kadınların oyunlardan çıkarılması bir kenara; Kadınlar ovaların, dağların ve meydanların öncüleri olmuşturlar. Kadınlar, Önder APO’nun geliştirdiği Kadın Özgürlük İdeolojisi ile kadının sadece ve sadece kendisi olmak (xwebûn) ile özgürleşebileceğine inanarak, onları kendi olmaktan alıkoyan tüm güçlere karşı öz savunma sistemlerini oluşturmuşlardır. Kendini ve halkını savunma sistemlerini başka bir güce devretmeden, bizzat kendi özgürlük görevleri olarak görerek, ideolojik ve askeri anlamda yetkin bir ordulaşma açığa çıkarmışlardır. YPJ savaşçılarının destansı direnişçiliği, savaşçılığı sonucunda ‘kadın savaşamaz, kendini koruyamaz, hep başka birine muhtaçtır’ algılarını yerle bir edilmiştir. ‘Kadın hep başkasının olmalıdır!’ Bu öyle sıradan bir algı değildir. Ataerkil sistem, şiddet, faşizim kendini bu düşünce üzerinden var etmiştir. Böylesi örgütlü ve kadını yok sayan bir zihniyete karşı; kadınların tarihsel direniş mirasları üzerinden tekrardan bir araya gelmeleri, örgütlenmeleri, bilinçlenmeleri ve iradelerine sahip çıkmaları devrimin ta kendisi olmaktadır.
4 Nisan 2013’te Kürt, Arap, Süryan, Keldani, Ermeni kadınlarının güçlü birliktelikleri ile ilan edilen YPJ; dünyaya dehşet saçan, adeta karşı konulamaz olarak görülen DAİŞ ‘e, El Nusra’ya karşı destansı bir savaş vererek tüm kadınları ve halkları savunmuşlardır. Bir anlamda tüm insanlık bu erkek egemen aklın bir ürünü olan DAİŞ çetelerine karşı verilen mücadelede yaşamlarını, yarınlarını YPJ’ye borçlu bilmelidir. Bugün hala YPJ, ilk kurulduğu günden bu yana aralıksız olarak faşist AKP-MHP rejimine, nato ordusuna ve onların çeteleri olan DAİŞ’e karşı destansı bir mücadele yürütmektedir. Bu temelde tüm kadın haklarını ve yaşamlarını korumakla kendini görevli bilen YPJ, her gün geçtikçe giderek büyüyen bir enternasyonalist kadın cephesine, gücüne dönüşmüş bulunmaktadır. YPJ’nin öncü kurucularından Ş.Nalin Muş “Dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara dönük bir saldırı geliştiğinde hiçbir bir erkeğin ve devletin sınırını tanımayacağız ve onları savunmaya gideceğiz” sözü ile de bu gerçekliği bir kez daha ortaya koymuştur.
Özellikle Kobanê direnişi ile adını tüm dünya ya duyuran YPJ’li kadınlar Arin Mirxanların, Revan Kobanelerin, Zehra Penaberlerin, Viyan Peymanların fedai komutanlığında kadının öz gücüne dayalı bir öz savunma savaşının, ne denli sonuç alıcı olduğunu ıspatlamışlardır. Bugün öz savunma gücüne dayalı olarak başta YJA-Star Gerillaları, YPJ, YPS-Jin, HPJ tüm dünya kadınlarına umut olmaya devam etmektedir. Kadınlar öz savunma görevlerine sahip çıkarak özgürlüklerine ve iradelerine sahip çıkmaktadırlar. Bu anlamda YPJ, özgürlükte karar kılmış kadınların birlikteliğinin sembolü olmaktadır.”
Kaynak: Yurtsever Genç Kadın Dergisi