HABER MERKEZİ –
Amara Serhat Yazdı
Hafıza kaybı nasıl yaşanır? Sorusuna karşı birçok cevap verilmiştir belki ama “bilinçli hafıza kaybı” cevabı verilen bir cevap olmamıştır sanırım. Peki bu bilinçli hafıza kaybı nedir ? Gerçeği yansıtan örneklerle daha kolay anlaşılabilir. En yakınındakini görmeyip , eğer çıkarların varsa , aynı zihniyetteysen ve iş birliği içindeysen, ne kadar uzak bile olsa bilincin en saydam olduğu haldir. Bu örnek, bizlere sömürgeci devletlerin birliği ve ezilen halkların görülmeyen gerçekliğini hatırlatmıştır muhakkak. Sömüren, ”sömürdüğünü” görmez ama onun gibi sömürenin her zaman yanındadır. Bu en yakın zamanda yaşadığımız ve hala bitmeyen Rusya-Ukrayna savaşı ve İşgalci Türk devleti’nin ne tarafı tutacağını bilmeden iki tarafada boncuk dağıtması gibi birşey oldu. Sarpa sardı belki ama biz görüneni görenlerden olduğumuz için, arka planda olan biteni anlamamız zorlaşır,onlar zorladıkça…
Rusya, Ukranya’ya saldırdı, dünya bu olaya duyar kasmaya başladı .Sanki tarih hiçbir zaman sömüren ile sömürülene şahit olmamış gibi… Kürdistan yıllardır sömürge altındayken , köyleri talan edilip , halkı sürgüne zorlayıp, yerinden yurdundan edilirken, toprağına sahip çıkan katledilirken, kültürü, dili, özü, sözü yok edilmeye çalışılırken, giydiği kıyafetinden, içtiği suya kadar , inşa ettiği tarihine kadar hepsinde gözü olan bir düşmanı varken, ne varki, Ukranya işgal edildi dünya ilk defa talanı gördü, işgali gördü… Peki bu diğer ezilen, katledilen halkların “devletsiz” olma durumundan mı kaynaklandı? devletsiz olmak, kimsesiz olmak mıdır? yani bizim yerimizden yurdumuzdan edilmemek için bir devlete mi sahip olmamız gerek? Bizim devletimiz onlarla iş birliği kursun, silahından tut, esrarına kadar, yakıp yıkmak adına olan herşeyi yapıp, öyle görünür mü olacağız?
Ukranya’ da tarihi binalar yok edilirken, buna sahip çıkmak isteyenler, Sur,Cizre,Hasankeyf ve daha bir çoğunu görmedi.Savaş başlayınca,orduya gönüllü katılıp savaşanlar kahraman olarak nitelendirilirken, Kobanê direnişine katılan halkı terorist ilan etti.Orduya katılan kadınlar gurur tablosuna alınırken, halkının,toprağının,bir kadın olarak kendi varlığının sömürülmesine karşı,yok edilmeye karşı direnen Kürdistan kadın gerillalarını görmediler, şehid ettikleri bedenlerini teşhir edip, tecavüz edip, alçakça bununla gurur duyanların yanında oldular. Rusya’nın bütün ağır silahlarına rağmen, Ukranya’nın direnmekten vazgeçmediğini söyleyip, edebiyat yapanlar, Sur direnişini görmedi. Aylarca direnen halkı görmedi. Sur’u yıkarak işgal edenleri haklı buldu.Ukranya’da bodrumlarda kalanları hergün yazıp çizdiler ama Cizre’de direnen halkı kimse yazmadı, bodrumlarda diri diri yakılan halkı kimse gündeme getirmedi. Haklı yaşam herkes için değil midir? Bu hak Kürdistan halkı için de geçerli değil midir? Neden yapılan haksızlığa kör,sağır,dilsiz kesiliyor bu “Dünya devletleri”? Kürt tarih boyunca yok edilmek istendi, tek başına direnip, uğrunda binlerce bedel verip, varlığını sonuna kadar korudu ve hala korumaya devam ediyor. Bu gerçekliği neden kimse görmüyorki? İşgalci ruhun, işgalci kardeşliği…
Birde Rusya-Ukranya savaşında, Ukranya’ya hayran olan ve kendini “Türk” diye tanımlayan,aslen Kürt ama “Kürt” ruhundan yoksun olanlar var tabi. “Ukranya müthiş direniyor,kadınlarına bakar mısınız nasıl da yürekli, nasıl da cesaretli, toprakları için canını ortaya koyuyor hepsi ,Helal olsun! “ bu sözleri söyleyen “öküz” olma tabiriyle “Trene” bakma misali..Böyle gelip öyle de gideceklerinin farkına bile değiller. Çok yazık değil mi? yanı başında müthiş direnen bir halkın evladı olmayı reddetmek… tarih bunları ne yapsın?
Buradaki amaç Ukranya-Rusya savaşını haklı bulup,Rusya’nın işgalini,Ukranya’nın direnişini görmemek değil. Direnişin yanı başında, Türk’ün katliamını görüp,katledilen Kürdü görmeyenleri yazmak.Çok farklı bir bakış açısına, büyük bir açıyla görmeye bile gerek kalmayan, apaçık ortada olan “Kürdün Direnişi”…