HABER MERKEZİ – Ermeni Soykırımı’nın 104. yıl dönümünde kurulan Ş. Nubar Ozanyan Ermeni Taburu, kuruluşuna ilişkin yazılı açıklama yaptı.
‘SADECE ANMA DEĞİL, SAVAŞ DA GEREKİYOR’
Tabur tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bugün Ermeni Soykırımı’nın 104. yıl dönümünde soykırım çocuklarının kendi öz savunması için kurdukları Ş. Nubar Ozanyan Ermeni Taburu’nun kuruluşunu açıklamaktan gurur duyuyoruz.
Soykırım sürecinde katliama, sürgüne uğrayan Ermeni halkının çocukları olarak bugün Rojava topraklarında devrimi güçlendirmek ve DAİŞ başta olmak üzere Türk devletinin faşist saldırılarına karşı Rojava’yı savunmak için bir araya geldik. Bir halkın ordusu yoksa hiçbir şeyi yoktur fikrini esas alarak, Ermeni halkı ve tüm Rojava halklarının savunmasının mütevazı bir bölüğünü oluşturduk.
Bu 24 Nisan’ı yalnızca bir soykırımı hatırlama günü olarak değil, soykırımı gerçekleştiren faşist İttihat Terakki’nin bugünkü temsilcilerine karşı bir isyan ve direniş günü olmasının adımını atmak istedik. Ermeni halkı yalnızca lanet etmeyecek, soykırıma uğrayan insanlarını anmayacak, aynı zamanda onlar için savaşacak umudunu bu topraklara yaymak istiyoruz. 104 yıl önce yapılan soykırımın günümüzde de başka tonlarda sürdüğü gerçeğinin taşıyıcıları olarak, yapılan ve sürmekte olan tüm baskı, zulüm, katliam ve asimilasyon saldırılarına karşı kendi öz gücümüzü oluşturduk.
‘ÇOK BOYUTLU ÖRGÜTLENMEYİ ESAS ALDIK’
Ş. Nubar Ozanyan Ermeni Taburu, katledilen halkımızın yaralarını sarmak, hesap sormak, kendi dilini, tarihini bilmeyen, unutturulan bir halkın kendi gerçeğiyle buluşması için kuruldu.
Taburumuzun kuruluşunu, Ermeni Soykırımı’nın hiç konuşulmadığı zamanlarda bunu söyleyen ve soykırım gününe denk gelen kıvılcımı yakan İbrahim Kaypakkaya yoldaşın bugün fikirlerinin ve mücadelesinin yaşatıldığının kanıtı olarak görmek gerekir. Taburumuzun kuruluşu, aynı zamanda dünya halklarının düşmanı olan emperyalistlerine ve besleyip büyüttükleri DAİŞ faşizmine karşı savaşta şehit düşen komutan Nubar Ozanyan’ın hayallerini gerçekleştirmenin adımıdır. Rojava’da var olan Ermeni halkının taşıdığı gücü, örgütsüz olanı örgütlemeye hem kendilerini hem de Rojava devrimini savunmaya yönelik bir adımdır.
Rojava devrimi içerisinde var olan Kürt, Arap, Süryani, Asuri halkları, kendi öz örgütlenmelerini, taburlarını, alaylarını kurmuşken, Ermeni halkı içerisinde böylesi bir örgütlenmenin olmayışı büyük bir eksiklik ve ihtiyaçtı. Bu ihtiyacı yakıcı bir şekilde hissederek, sadece askeri boyutuyla değil, ideolojik, kültürel, sosyal ve anadilini öğrenme gibi çok boyutlu bir örgütlenmeyi esas alan Ş. Nubar Ozanyan Ermeni Taburu olarak, soykırımı yeniden yaşamayacağız. Bunun için kendimizi daha çok örgütleyerek, öz örgütlenmelerimizi daha da çoğaltarak devrimimizi büyüteceğiz.”