HABER MERKEZİ –
Kürdistan’ın kültür ve sanat kenti olarak bilinen ve “Özgür topraklarda” yer alan Süleymaniye’de üç Kürt kadın devrimcinin Paris’te katledilmesini kınayan etkinliğe YNK polisi izin vermemiş ve saldırmıştı. Süleymaniye’de Sakine Cansız belgeselinin gösterilmesi yasaklanmış, Sakine Cansız’ın kitap ve resimlerinin dağıtılmasına ve bulundurulmasına izin verilmemişti! Paris katliamını protesto eden kadınlara polis saldırmış ve onlarcasını tutuklayıp baskı uygulamış! Süleymaniye çevresinde yurtseverlere “PKK ile ilişki kurmayın” diye baskı uygulanıyormuş!
YNK Yönetiminin, KNK Genel Kuruluna gönderdiği mesajı bahane ederek Tevgera Azadî hareketine baskı uyguladığını ve bazı bürolarını kapattığını biliyorduk da, işleri Sakine Cansız’a saldıracak düzeye vardırdığını doğrusu bilmiyorduk. Yine YNK Yönetiminin, AKP-MHP faşist iktidarıyla bazı görüşmeler ve anlaşmalar yaptığını biliyorduk da, bunun düzeyini Sakine Cansız’a düşman ve TC Devleti ile Paris katliamcılarına dost olma düzeyine kadar vardırdığını bilmiyorduk!
Peki YNK Yönetiminin bu denli düşmanlık yaptığı Sakine Cansız kimdir? Kürdistan’ın kadim toprakları Dersim’den doğup, Besê ve Zarife’lerin izinden yürüyerek çağdaş Kürdistan özgürlük hareketi olan PKK’ye kurucu düzeyde katılan yiğit bir Kürt kızıdır. Kürt düşmanı 12 Eylül faşist-askeri darbe rejimine karşı Çağdaş Kawa Mazlum Doğan, Kemal Pir, Ferhat Kurtay ve Mehmet Hayri Durmuş ile birlikte Diyarbakır zindanında kahramanca direnerek sömürgeci-soykırımcı rejimi yenilgiye uğratan yiğit bir kadın devrimcidir. Zindandan çıktıktan sonra Botan’da, Behdinan’da işgalci Türk ordusuna karşı kahramanca savaşan bir gerillacı, Avrupa ve Rusya’da her türlü faaliyeti yürüten bir kadro, KNK dahil Kürdistan Özgürlük Hareketinin her düzeyinde görev yürüten bir yönetici, mücadelesiyle kadın özgürlük hareketini var eden yılmaz bir özgürlük savaşçısıdır. Sakine Cansız mücadeleci ve direngen bir devrimci ve yurtseverdir. Kürt gençliğinin, Kürt kadınının, Kürt halkının onuru ve gururudur. Özgür Kürt direnişçiliğinin ruhu, öncüsü ve sembolüdür. Dolayısıyla Sakine Cansız’a sahip çıkamayan, Sakine Cansız’la gurur duyamayan Kürt olamaz. Böylelerinin Kürtlüğünden ancak şüphe duyulur. Böyleleri olsa olsa ancak Kürtlüğü pazarlayan bir tüccar olabilir.
Peki Sakine Cansız’a düşmanlık yapanlar, bunu neyin karşılığında yapmaktadır? Kendileri açıkça söylüyorlar ki, bütün bunları Süleymaniye hava alanının Türkiye’ye açılması karşılığında yapıyorlarmış. Oradan kazandıkları paraya ihtiyaçları varmış. TC Devleti kendilerine baskı uyguluyormuş!
Peki ama sözü edilen bu TC Devleti ruhuyla, duygusuyla, zihniyetiyle, politikasıyla zaten Kürt düşmanıdır, Kürt soykırımcısıdır. Ulaşabildiği her yerde bulunan her Kürde baskı uygulamakta, saldırmakta ve katletmektedir. Bu TC Devleti daha dün Cizre’yi, Sur’u, Nusaybin’i, Gever’i, Şırnak’ı yakıp yıkandır. Bir yıl önce Afrin’e saldırarak, yıl boyunca Afrin’de soykırım uygulayandır. Her gün Rojava Kürdistan’a saldırıp tehdit eden, uçaklarıyla Maxmur ve Şengal’i vuran, yirmi dört saat Kandil başta olmak üzere Güney Kürdistan’ın dağlık alanlarını bombalayandır. Bu AKP ve Tayyip Erdoğan ki, Güney Kürdistan’ın mevcut statüsünü kabul etmekle hata yaptıklarını, fırsat buldukları en kısa zamanda bu statüyü ortadan kaldıracaklarını söyleyendir. Irak Devletinin Kerkük alanına saldırısına en önde ve en fazla destek verendir. Türkmenleri örgütleyerek Güney Kürdistan işgaline hazırlanandır.
Peki bunları yapan, bu zihniyet ve siyasette olan TC Devleti ve AKP-MHP faşist iktidarı ile dost olunur mu? Bu devletten biraz para alacağım diye Sakine Cansız ve arkadaşlarına düşmanlık yapılır mı? Böyle yapanların Kürt yurtseverliği tartışmalı hale gelmez mi? Ne diyelim, besbelli ki paraya tapanların kimliği de, yurtseverliği de kalmıyor. Onlar biraz para ve maddi çıkar için her türlü değeri pazara sürebiliyor. Böyleleri için tavsiyemiz, Süleymaniye sokaklarındaki Demirci Kawa heykelini indirerek, evlerinin önüne Alpaslan Türkeş’in heykellerini dikmeleridir! Söz konusu siyasete ancak bu yakışır.
YNK Yönetiminin yaptıklarının kabul ve tahammül edilir hiçbir yanı yoktur. Tüm Kürdistan yurtseverlerinin bu tutuma kesin bir tavırla karşı çıkmaları gerekir. Biz inanıyoruz, tüm yurtseverler, en başta da Süleymaniye halkı bu tutuma karşı çıkacak ve Kürtlük ticareti yapanlara gereken dersi verecektir. Böyle tarihi bir süreçte Başurê Kürdistan’daki imkânları Bakur ve Rojava’da yürütülen direnişle birleştirerek, günümüzün Besê’si ve Leyla Kasım’ı olan Leyla Güven öncülüğündeki onur ve özgürlük direnişine destek verip katılarak Kürt özgürlük mücadelesinin zafer kazanmasını sağlayacaktır.
Kaynak: Atakan ÇETİN/Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi