İSTANBUL – Dev-Güç, DÖB, HDP Gençlik Meclisleri ve YDG’den oluşan Gençlik Örgütleri İstanbul Kadıyöy’de gerçekleştirmek istedikleri açıklamya faşist devletin polisleri saldırarak 40 genci gözaltına aldı.
Sasldırıya uğrayan Gençlik Örgütlerinin yaptıkları açıklama şöyle;
Bu Düzenden Bıkmış Durumdayız
Faşizmin tüm araçlarıyla özgürlüklerimiz elimizden almak, özgürlük adına atılan her adımı zorla bastırmaya, tüm toplum yanlızlaştırmaya, tecrit etmeye çalıştığı günlerden geçiyoruz. Her yanımızı geleceksizlik, açlık, işsizlik, intiharlar, emek sömürüsü, baskılar, kadınlara yönelik saldırılar, gerici savaşlar sarmış durumda. Daha dün aynı okula birlikte gittiğimiz, birlikte aynı sırayı paylaşıp yan yana geldiğimiz arkadaşlarımız yaşam enerjilerini sömüren, geleceksizlikten, ekonomik zorluklardan kaynaklı yaşamlarına son verdiler. Gençlik olarak gerici, paralı, niteliksiz, ırkçı şovenist eğitim sisteminin sarmalında sıkışmış, hayatımızı iki saatte belirlemeye, bizleri umutsuzluğa mahkum etmeye çalışan, pandemi döneminde eğitim öğretimin düzenli işlemesini sağlayacak altyapıyı ve planlamayı bile yapamayan bu düzenden bıkmış durumdayız.
Toplumun en geniş kesimleri yaşadığımız bu ablukadan, sorunlardan hiç de azade durumda değil. En başta genç işçi arkadaşlarımız olmak üzere işçi sınıfının çok geniş bir kısmı ay sonunu getiremiyor, kendisini ve ailesini geçindiremiyor, iş cinayetleri ve borçlar, sürekli derinleşen ekonomik ve sosyal sorunlar ile hayatımız çalınıyor. Toplumsal çelişkilerin bu kadar derinleştiği, sorunların bu kadar katmerleştiği, Kürt halkının, işçilerin, kadınların, gençlerin özgürlük çığlığının bir soluk aradığı bugünlerde egemenler iktidarını sürdürebilmek için şiddeti ve baskıyı alenileştiriyor, toplumsal öfkenin patlamasına karşı hazırlıklar yapıyor.
AKP-MHP İktidarı Faşizmin Tetikçisidir
Devlet tüm kurumlarıyla erkekliği körükleyerek kadınların, genç kadınların yaşamlarını hedef olan toplumsal cinsiyet rollerini topluma özelde gençliğe dayatarak iktidarını sürdürmeye hedefliyor. Kadınların kazanımlarını hedef alan, cinsel suçlardan yargılanan suçluları serbest bırakan tacizi, tecavüzü cezasızlıkla ödüllendiren AKP-MHP iktidarı bugün faşizmin saldırılarının tetikçiliğini üstleniyor.
12 Eylül Askeri Faşist Cuntasının ürünü olarak karşımıza çıkarılan YÖK devletin neo-liberal eğitim politikalarıyla eğitim niteliksizliğini her geçen gün büyütürken, özelde gençliği genelde ise tüm toplumu anti-bilimsel bir çizgiye çekiyor. Eğitime ayrılmayan bütçe Libya’da, Ermenistan’da Kuzey ve Doğu Suriye’de cihatçı çeteleri silahlandırmaya ayrılıyor. Başta Kürt ulusu olmak üzere ezilen ulus ve milliyetleri hedef alan Ortadoğu halklarına katliam ve göç yollarını gösteren bir savaş politikası esasa alınıyor.
Doğa Talanına Karşı Direneceğiz
AKP-MHP iktidarı tarafından ülkenin her karış toprağı emperyalist tekellere peşkeş çekiliyor, HES’lerle dereler kurutulup ormanlar, maden ocakları ve oteller için yakılıyor. Filitresi olmayan fabrikalara ruhsatlar veriliyor. Emperyalist şirketlere verilen madenlerin kirli atıklarıyla toprağımız, suyumuz doğamız zehirleniyor. Talanın her türlü biçimini tüm canlıların yaşamı hedefe alınarak gerçekleştiriliyor. Kazdağları’ndan Hasankeyf’e, Amanos’lardan Cudi’ye, Cerattepe’den Salihli’ye doğanın talanına karşı direnme geleceğimiz için ekoloji mücadelesini büyütmekten başka seçeneğimiz bulunmuyor.
Faşizm toplumsal sorunların sistem içi çözüm yollarının tamamen tükendiği bir koşulda toplumun nefes alan bütün hücrelerini, mücadele eden tüm kesimlerini baskı altına almaya, korku duvarları yaratarak bizleri susturmaya çalışıyor. İşçilerin, emekçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, gençliğin sesi olmaya çalışanları tutuklayarak, işkence ederek yıldırmak istiyor. Dış savaşlarla şovenizmin körüklendiği, ezilen uluslara yönelik nefret saldırılarının yoğunlaştığı günlerden geçiyoruz. Saldırıların bu kadar yoğun olması ne bir ilktir, ne de son olacaktır, çünkü egemenler dünya genelinde emperyalist-kapitalist sistemi derinden sarsan, çöküşü hızlandıran büyük bir ekonomik ve siyasi krizle karşı karşıyalar. Ve bu krizin yarattığı ekonomik, sosyal, psikolojik yıkıma, ırkçılığa, baskılara karşı dünya halkları Latin Amerika’dan ABD’ye Fransa’dan Lübnan’a, kadar ayağa kalkıyor. Bu eylemlerin en önünde dövüşenler yine toplumun en dinamik ve en enerjik kesimi olan gençlik. Çünkü ABD’den Avrupa’ya oradan Ortadoğu’ya kadar biz gençlerin yaşamını hedef alan, geleceksizleşmeyi dayatıp, bizleri ucuz işgücü olarak gören, yeteneklerimizi yok sayıp hepimizi aynılaştıran, burjuva kültürü ve anlayışı ile bilincimizi körelten sistemin ta kendisidir.
Gençlik Olarak Yüzümüzü Sokaklara Çeviriyoruz
Kapitalizm dünyanın her yerinde sorunlarımızı aynılaştırırken, çözüm yollarımızı da ortaklaşıyor ve gençlik olarak yüzümüzü her yerde sokağa çeviriyoruz. Dayanışmayı yükseltmenin, harekete geçmenin, örgütlenmenin ve mücadele etmenin kendini zorunluluk olarak dayattığı böylesi bir dönemde gençliğin bu çözüm arayışına yanıt olacak, gençlik hareketine yön verecek, üniversitelerde, liselerde, fabrikalarda, sokaklarda siyasal bir odak haline gelecek, güçlerin dağınıklığını giderecek ilkeli ve kararlı bir birlikteliğin yakıcılığını hepimiz duyuyoruz.
Bugün imkan ve olanaklarımızla birbirini besleyen ve güçlendiren bir hattın inşasının, omuz omuza yürüttüğümüz birleşik mücadeleyi yükseltmenin bu sorumluluğa yanıt olacağını görerek önümüzdeki dönemde gençliğin birleşik mücadelesini büyütmek imkan ve olanaklar yaratmak, gençliğin yaşadığı sorunlara karşı birlikte mücadele yürütmeyi önümüze hedef olarak koyuyoruz. Sorunlarımız ortak, kurtuluşumuz da ortak. Özgürlüğümüz için faşizme karşı mücadeleyi büyütmek üzere önümüzdeki süreçte emekçi semtlerde, liselerde, kampüslerde, sokaklarda birleşik mücadeleyi “Birlikte Yürüyoruz “şiarıyla örgütleyeceğimizi ifade ediyoruz. Buradan yaşadığı sorunlar karşısında çaresiz ve yalnız olduğunu düşünen tüm genç arkadaşlarımıza çağrımızdır. Gelin hep birlikte omuz omuza verelim, yeni bir dünya kurma kavgasını büyütelim, özgürlük mücadelemizi her yere ulaştıralım. “Birlikte yürüyoruz” şiarıyla örgütlediğimiz kampanyamıza katılalım. Gençliğin birlikteliğinden aldığımız güçle yürüyelim.
Çaresiz ve yalnız değiliz çözüm harekete geçmekte, çözüm devrime omuz vermekte!