HABER MERKEZİ- Hüseyin Gedik’in Sanallaşma ve Dijital Gerçeklik Kitabından
Savaşların Dijital Ayağı ve Öz Savunma- Birinci Kısım
“Sivil alanlarda bilgisayar tabanlı çalışmaların her geçen gün arttığı ve oldukça yaygınlık kazandığı bilinen bir gerçektir. Neredeyse yaşamın her alanında kullanılan bilgisayar, insanların çalışmalarında önemli kolaylıklar sağlamakta, çalışma temposunu hızlandırmakta, iş görme kapasitesini arttırmaktadır. Bilgisayarın rahat, kullanışlı ve kapasite artırıcı özellikleriyle vaz geçilmez bir teknik araç haline gelmiştir. Sivil alanda olduğu kadar ve belki de daha fazlasıyla ve etkin bir biçimde askeri alanlarda kullanılmakta, savaşların seyrini değiştirmektedir.
Gelişen yeni nesil teknolojiler hemen her alanda olduğu gibi askeri alanda da bir yenilenmeyi yaşamış ve modernizasyonu yaratmıştır. İleri teknik ve dijital teknoloji kullanımı orduların vazgeçilmezi haline gelmiştir. Gelişen yeni teknolojinin askeri güçler tarafından kullanılmaya başlanması, savaş doktrinlerinde de yenilenmeleri, köklü değişimleri beraberinde getirmektedir. Bilgisayar kontrollü dijital teknoloji, savaşların yürütülüş biçimlerinde köklü değişikliklere gidilmesine neden olmuş, adeta savaş sanatının yeniden yazılmasını gerektirecek kadar etkili olmuştur. Siber-fiziksel sistemlerin gelişmesiyle birlikte, kumanda kontrol merkezlerinde mesai harcayan uzmanlar, bilgisayar ekranlarından çatışma ortamlarına ve operasyonlara komuta eder hale gelmişlerdir.
Dijital teknolojiler askeri alanda yoğun bir biçimde kullanılmakta ve savaşların vazgeçilmezi olarak devrededir. Silahların hedefe odaklanması, ateşlenmesi, güdümlü olarak yönlendirilmesi, ileri alarm sistemleri ve savunma bataryalarına bilgisayar ortamında kumanda edilmektedir. Askeri alanda yaşanan sorunların çözümü, ileri düzeyde savaş teknolojileri üretilerek giderilir hale gelmiştir. En basitinden askeri denetim, kumanda-kontrol mekanizmaları, izleme-gözetleme sistemleri, ‘akıllı’ olarak tanımlanan teknik araç-gereç ve silahların üretimi yüksek bir kapasiteye ulaşmıştır.
Savaşlar görünmez bir düşman tarafından yürütülür hale gelmiştir. Kıtalararası balistik füze sistemlerinden tutalım, radar savunma sistemlerine kadar, silah teknolojisi akıl almaz derecede geliştirilmiştir. Ordular yeni teknoloji ürünü modern silahları envanterlerine katma, kendilerini dijital teknolojik sistemlerle donatma yarışına girmiş durumdalar. Kuşkusuz savaşta üstünlük kuşkusuz salt teknolojiye indirgenemez, ama rolü de asla küçümsenemez. Teknik-teknolojik alandaki gelişim kadar, bu teknolojiyi kullanacak eğitimli, donanımlı, deneyimli, becerikli, kalifiye insanlara da ihtiyaç vardır. Cepheden savaşlar yerine dijital teknolojiyi kullanan, kumanda eden elamanlar, savaşın önemli bir unsuru haline gelmiştir. Dolayısıyla ordular sahip oldukları dijital teknolojik sistemleri kullanabilecek personel yetiştirmeyi eğitimlerinin omurgası haline getirmiş, personel eğitimlerinde yeni branşlar oluşturmuşlardır.
Dijital teknoloji ürünü insansız silahlı araçlara her geçen gün, kapasiteleri ve etki güçleri daha yüksek yeni modelleri veya yeni nesilleri eklenmektedir. İnsansız araçların sadece havada değil, karada ve denizde de kullanılır hale gelmiştir. Bu araçlara yeni teknolojiler monte edilmiş olup, çok işlevli yazılım programlarıyla donatılmıştır. Ateşli silahların görüş ve atış kabiliyetleri son derece arttırılmıştır. Kuşkusuz tüm askeri alanlarda kullanılmakla birlikte, en gelişmiş teknoloji hava saldırı ve savunma alanlarında yaşanmaktadır. Hava sahasında sağlanan denetim, kontrol ve saldırı üstünlüğü elde etmede ve savaşın kaderini belirleyen en önemli unsurdur. Bu nedenle insansız hava araçları, savaşlarda önemli bir rol oynamaktadır. İHA ve SİHA tekniği gelişim aşamasında olup, yeni özellikleriyle yeni nesilleri geliştirilmektedir. Benzer sistemlerle çalışan savaş uçaklarının tasarlandığı bir aşamaya gelinmiştir.
Askeri alanda geliştirilen dijital sistemlerle birlikte genel gidişat, yeni savaş kombinasyonlarına ve koordinasyonlarına doğru yol almaktadır. Yani fiziksel öğelerle, matematik hesaplamaların iç içe geçtiği dijital ortamda, bilgisayar ekranında hesaplama unsurlarıyla egemenlik kuruluyor. En büyük teknik olan insan, geliştirdiği teknolojik sistemle, dijital teknolojinin egemenliğini kurmuştur. Gözetleyen, dinleyen, imha eden, ileri teknolojilerle yönlendirilen kitle imha silahlarının varlığı, yerküremiz için hayati bir tehlike oluşturmaktadır.
Lazer noktalayıcılar, termal sistemler, sese ve ısıya güdümlü füzeler savaş kapasitesini arttıran teknikler olarak ön plana çıkmaktadır. Ferdi silahlara monte edilebilen lazer noktalayıcılar, tank gibi daha ağır silahlara da monte edilebilmekte, silah atışlarında hedefe isabet oranında neredeyse yüzde yüze ulaşılmaktadır. Lazer noktalama tekniğiyle çalışan silah sistemlerinin hedefe odaklanan namluların hata yapma payı neredeyse sıfıra yakındır. İleri görüş mesafelere uzanan, atış kabiliyeti yüksek silahlarla sahip olan askeri güç, avantajlı duruma geçmiş, atış üstünlüğü yakalanmış demektir.
Termal kameralarla, gece görüşlü dürbün benzeri teknik araçlarla hedef tespiti olağan hale gelmiştir. Yine, CPS (Cyber-physical-system-buna akıllı sistem de denilmektedir) sistemi aracılığıyla yer kontrol ve denetimi yapılabilmekte, takip ve izleme istihbarat çalışmaları yürütülebilmekte, yüzlerce kilometre uzaklıktaki ve görünmeyen hedeflerin tespiti ve isabetli nokta atışı yapılabilmektedir. Yine farklı sensörlerin yüklü olduğu iletişim tekniğiyle en karmaşık bilgi sistemlerini çözme mümkün olmaktadır. CPS, askeri güçlere çok önemli avantajlar sunmaktadır. Basit, küçük ve rahatlıkla saklanabilen ya da yerleştirilebilen, çok amaçlı kullanılabilen, topladığı verileri bağlı bulunduğu sisteme aktaran CPS çipi, silah sistemlerinin öldürme kapasitesini arttırmakta, askeri güçlerin operasyon ve arazide harekât düzeyini muazzam seviyede yükseltmektedir. Savaş aygıtlarına yerleştirilen dijital sistemlerin, kullanılan akılı mühimmatların, lazer tekniğinin ve CPS’lerin, savaş stratejilerinde önemli değişimlere yol açtığı muhakkaktır.”