HABER MERKEZİ- Hüseyin Gedik’in Sanallaşma ve Dijital Gerçeklik Kitabından
Savaşların Dijital Ayağı ve Öz Savunma- İkinci Kısım
“Taktik, teknik ve istihbarata dayanan günümüz savaşlarında, dijital teknolojiler çok önemli bir yer tutmaktadır. Denilebilir ki, klasik-mekanik silah sistemlerin tümü dijital sistemlerle yer değiştirmiştir. İstihbarat toplamak, bilgi havuzu oluşturmak, dijital teknolojik cihazlar aracılığıyla daha kolay hale gelmiştir. Bilgisayarlar üzerindeki algoritmalar (bir problemi çözmek için tasarlanan yol) vasıtasıyla çok çeşitli ve karmaşık problemleri çözmeye odaklanmıştır. İzleme, veri aktarma çok ileri düzeydedir. İstihbarat temin etmek de bu ileri dijital teknolojik sistemlere dayanmıştır. Rahatlıkla taşınabilen, veri depolayıp ve aktarabilen birçok kablosuz cihaz üretilmiş ve askeri güçler tarafından da kullanılmaktadır. Yine mevcut akıllı telefon gibi cihazlara yüklenen çeşitli özelliklere sahip programlarla hedef tespiti, koordinat belirleme, konum bildirme mümkün hale gelmiştir. Küresel kapitalist sistemin çelişkilerinden kaynaklanan savaşlar kesintisiz sürmektedir. İnsanlık kapitalist-emperyalist güçler arasında paylaşımdan kaynaklı Birinci ve İkinci Dünya savaşlarını yaşadı. Yine kışkırtıp geliştirdikleri onlarca yerel savaş da bunların marifeti sonucu geliştiler ve günümüzde de yer yer bu savaşlar sürdürülmektedir. Ancak günümüzde yaşanan savaşları daha geniş bir çerçevede değerlendirmek gerekmektedir ve yaşananlar her ne kadar yerel gibi görünseler de Üçüncü Dünya Savaşı olarak tanımlanmaktadır. Bunun yeni türden savaş olduğu söylenebilir. Halklara dayatılan özel-kirli savaşların boyutları da bu eksende sürdürülmektedir. Hâkim ulus devletlerin, halklara karşı yürüttükleri özel savaş yöntemleri, dijital teknolojilerle daha fazla etkili hale getirilmiştir. Kara propaganda yöntemleri sanal medya üzerinden daha yaygın ve etkili bir şekilde yürütülmektedir.
Savaş ve istihbarat faaliyetleri gelişen dijital tekniğin yardımıyla daha rahat eşgüdümlü ve koordineli bir hale getirilmektedir ve bu da özel savaş aygıtı için kilit önemdedir. Fiziki takipten dijital-sinyal takibine kadar toplanan bütün veriler özel savaşın hizmetine sunulmaktadır. Bilgi kirliliği için malzeme üretmek ve yaymak, insan düşüncesini etkilemek ve yönlendirmek, eldeki teknik imkanlarla çok rahat, kolay ve olağan hale gelmiştir.
Egemen sistemler, gelişen dijital teknolojik silahlarla, halklara dayattıkları özel savaş yöntemleriyle daha fazla sonuç alır hale gelmişler. Bunun nedeni, teknolojik üstünlüğe karşı savunma sistemlerini geliştirmeme ve gizlilik kurallarına gereken önemin verilmeyişidir. Kimi yaşam alışkanlıklarından kaynaklanan özeliklerin gizliliği zayıflattığına dair örnek göstermek mümkündür. Genel anlamda özel savaş yöntemlerini boşa çıkarmak için, dijital iletişim ağlarının açıklarından kaynaklanan ve özel savaş güçlerinin istihbarat elde etmesinin önüne geçmek gerekir. Dijital iletişim tekniğini kullanırken zarar verecek konumdan çıkarmak için azami dikkat ve duyarlılık gösterilmesi şarttır. Karmaşık dijital iletişim araçlarının tehlikelerinin bilincinde olmak ve şayet kullanılacaksa da bu bilinerek ve tedbirleri alınarak kullanılmalıdır. Sadece kullanmak değil, taşımanın kendisi de tehlikeleri barındırmaktadır. Taşınan her elektronik cihazın bir istihbarat kaynağı olduğunu asla akıllardan çıkarmamak gerekir. İktidarların istihbarat kaynakları olan dijital iletişim araçlarını bilinçli kullanarak boşa çıkarmak mümkündür. Sinyal takibinden kurtulmanın tedbirlerini geliştirmek gereklidir ve almak mümkündür. Dijital teknik araçlarını otokontrollü kullanarak zarar verecek bir araç olmaktan çıkarmak imkân dahilindedir. Bunun yol ve yöntemi mutlaka bulunmalıdır. Aksi takdirde denetimden kurtulmanın mümkün olmadığını bilmek gerekir.
Siber savaş, yeni bir savaş tarzı ve yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Siber saldırılar dijital ortamda ve bilgi merkezlerine yönelik gerçekleştirilen saldırılardır ve görünmezdir. Yıkılmaz gibi görünen güvenlik sistemlerini aşarak, bilgisayar sistemlerini çökerterek mekanizmayı işlemez hale getirerek sonuç elde etmeye çalışan bir tekniktir. Bu tekniklerin kullanımı uzmanlık gerektirir ve birimlere ihtiyaç gösterir. Bu işi en iyi bilgisayar korsanları yapmakla birlikte, devletlerin de hem kendi güvenlik zafiyetlerini tespit etmek ve hem de diğer devletlerin, rakiplerin, karşı güçlerin bilgi merkezleri sızabilmek ve çökertebilmek amacıyla kadrolu devlet hackerleri tarafından yapılmaktadır. Her sistemin mutlaka bir zaafı, bir açığı vardır. Siber güvenlik duvarı ne kadar sağlam olursa olsun, mükemmel düzeyde de oluşturulmuş olsa, hackerlerin hacklemelerinden kurtulamadıkları da bir gerçektir. Devletlerin bilgi işlemleri, istihbarat örgütlerince elde edilen bütün verileri ‘kozmik odalarda’ muhafaza edilmelerine rağmen, Wikileaks olayında olduğu gibi hacklenmekten kurtulamamışlardır.
Siber sistemler sadece askeri alan da değil, hemen her kurum ve örgütleme alanında kullanılmaktadır. Devlet ve özel sektör kurumlarının tümü teknolojinin bu imkanlarından yararlanmaktadır. Bankacılıkta, eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, sanayide, otomotiv ve eğlence sektöründe, tüketici aletlerinde, endüstriyel kontrol sistemlerine, kısacası bütün üretim sahalarında dijital sisteme geçiş yapılmış, robotik sistemler, otomatik pilotlar devreye girmiştir.
İktidarlar, teknoloji alanında edindikleri üstünlükle kendilerini güvenceye aldıklarını düşünmektedirler. Savaş stratejilerini bu güç üstünlüğüne dayandırmaktadırlar. Politika oluştururken de yine ellerindeki teknik ve teknolojik donanıma bel bağlamaktadırlar. Egemenlerin silahlı güçlerini dijital teknolojilerle donattıkları, birbirlerine üstünlük sağlamaya çalıştıkları, bunun için rekabet ettikleri de bir gerçektir.
Savunma ve güvenlik stratejileri-doktrinleri sadece orduların sayısal çoğunluğuna bakılarak oluşturulmamakta, sahip oldukları teknik ve teknolojik imkanlar göz önünde bulundurularak oluşturulmaktadır.”