HABER MERKEZİ- Analiz: Mihraç Urul’un kaleminden – Yeni özgür Politika
Seçimlere Beş Kala
“21 Mart Newroz bayramı kutlu olsun. Bugün tüm insanlık için yeni bir gün olsun. Doğanın bugün gösterdiği evrim, yeni yıl başlangıcıdır. Bugün hepimiz birleşik bir tutum takınmamız gerekmektedir. Bu anlamlı günün etkisiyle yaklaşan seçimlerde tutum geliştirmemiz gerekir. 21 Mart’ın anlamıyla ve doğanın bizlere öğrettiği şekilde yeniden ve güçlü olarak tavrımızı koymamız gerekmektedir. Seçimlere de bu açıdan adım atmalıyız.
Seçimler önümüzdeki hafta. Siyasal sahne oldukça renkli ve oldukça sert tartışmalar eşliğinde devam ediyor. Türkiye çapında süren bu tartışmaların en önemlisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri odağında olmaktadır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ülkenin geleceğiyle ilgili önemli bir yapıya sahiptir, bu açıdan bu belediyenin seçimleri her şeyden öncelikli olarak gündemde durmaktadır. Bizlerin tercihinde bu belediye başkanlığının seçimi öncelik almaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde hareketimin tercihi Ekrem İmamoğlu’dur. Gösterdiği yeni çalışma metoduyla birlikte haklı bir paye kazanan İmamoğlu bizim de oylarımızı kazanmıştır. İstanbul’da devrimci demokrat direnişçi tüm oy kullanan insanların bu alana taşınması gerekmektedir. Bu adımla temel hedef AKP diktatörlüğünün geriletilmesi, siyasal İslam faşizminin ve Erdoğan sultasının pervasızca tasallutunu pekiştirmesine karşı set çekecektir. Gericilerin, faşist ve dincilerin bir biçimde İstanbul emellerine geçit verilmeyecektir. Bu tüm Türkiye halklarının haklı kazanımı olacaktır. Oylarımız Ekrem İmamoğlu’na akıtılacaktır.
Diğer illere gelince; Ankara, İzmir, Adana ve diğer büyük kentlerde durum oldukça belirgindir. CHP bu illerde ipi göğüsleyecek partidir. Diğer alanlarda ise DEM Parti’nin adayları öncelik kazanıyor; Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Hakkari, Kars, Adıyaman, Ağrı, Bitlis, Elazığ, Kahramanmaraş, Malatya, Siirt, Şırnak, Van, Tunceli, vd. Kurdistan bölgesinde oylar DEM Parti’nin adaylarına akıtılacaktır. Kürt halkı kendi partisine, kendi adaylarına onay verecektir. Mersin ve Adana’da oylar CHP’ye akıtılacaktır. Bu dönemde toparlayıcı olmak hayati önem kazanmıştır. Sadece İstanbul’da değil aynı zamanda tüm ülke çapında AKP karşısında kazanma ihtimali yüksek olan muhalif adayların desteklenmesi önem taşımaktadır. Bu açıdan bakınca özellikle kritik alanlarda oylarımızı bütünleştirici biçimde kullanmamız gerekir. Kazanmayacağı belli olan adaylarla oy bölücülüğüne kalkışmak doğru bir politika değildir. Kazanma ihtimali olan devrimci, demokrat ve ilerici adayları desteklemek ve bunlar için fedakarca çalışmak gerekir. Ancak kazanma ihtimali olmadığı halde nesnel sonucu AKP’ye hizmet edecek olan tavırlardan kesinlikle kaçınılmalıdır. Öznel niyet farklı olsa da nesnel sonucu AKP’ye hizmet edecek olan tavırlar gerici bir tavır olacaktır ve bundan kaçınmak elzemdir.
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde oylar AKP’nin karşısında kazanma ihtimali olan adaya akmalıdır. Ama şunu unutmamak gerek; Lütfü Savaş milliyetçi birisidir. CHP’ye sonradan katılma ve özü itibariyle bir sosyal demokrat değildir. Lütfü Savaş, adımı (Mihrac Ural) anarak CHP’deki muhaliflerine karşı suçlamalara girişmiştir. Benim “Mukaveme Suriyyi” örgüt lideri olmam dolayısıyla ahlak dışı eleştiriler yapmış ve kendisine muhalif olanları bu örgüt elamanı olarak suçlamıştır. Bu ahlak dışı eleştirilere bizler aynı düzeyde cevap vermeyeceğiz. Bu seçimlerin tarihsel bir siyasi seçim olması itibariyle Hatay Büyükşehir seçimlerinde oylarımızı CHP’ye akıtacağız. Lütfü Savaş veya CHP için değil, AKP’nin Hatay Büyükşehir Belediyesi’ni almaması için, AKP’nin karşısındaki adayı destekleyeceğiz. Bu bir bakıma büyük şeytana karşı küçük şeytanı kerhen de olsa tercih etmektir.
Bizler CHP’yi mevcut sistemin temel güçlerinden biri olarak görüyor ve asla halkımıza bir alternatif olarak görmüyoruz. Tam tersine halkımızı diğer sistem partileri gibi CHP’nin de vesayetinden kurtarmamız ve devrim hedefine kanalize etmemiz gerekir. Mücadele tarihimiz boyunca bu hedefle mücadele yürüttük. Ancak mevcut koşullarda ve seçimlerde AKP siyasal İslam faşizminin, güçlerini daha fazla pekiştirmesinin önüne set çekmek taktiğiyle kimi kritik kentlerde AKP’ye karşı CHP adaylarını destekliyoruz.
Bu seçimler Erdoğan’ın halklarımıza ve bölge halklarına karşı haksızca ve ahlaksızca sürdürdüğü saldırganlıklara ve ülke içinde geliştirdiği siyasal İslam faşizmine darbe vuracak bir adım olmalıdır. AKP ve Erdoğan’ın geliştirdiği siyasal İslam faşizmi, -o da faşist olmasına rağmen- Cumhuriyet’in temel değerlerini bile ortadan kaldırarak ülkemizi çok daha gerilere itmiş, bundan sonraki birçok neslin geleceğini bile siyasal İslam taassubunun egemenliğine sokmuştur. Bu anlamıyla bu sistemin güçlerini daha fazla pekiştirmesinin önüne geçmek, mevcut gücüne darbeler vurmak ve yeni kazanımlar elde etmesinin önüne set çekmek için ortak bir siyasal karşı duruş hattı perspektifiyle hareket edilmelidir.”