BEHDÎNAN- HPG Basın İrtibat Merkezi açıklaması şöyle:
“Devrim ve Ebû Leyla yoldaşlarımız 30 Nisan 2024 günü Medya Savunma Alanları’nda gerçekleşen bir düşman saldırısında şehadete ulaştı.
Sömürgeci Tük devletinin Bakurê Kurdistan’da halkımıza yönelik soykırım saldırılarına karşı onurlu bir Kürt genci olarak mücadele saflarında yer alarak cevap veren Devrim yoldaşımız, 8 yıllık kesintisiz mücadelesinde her zaman yüksek tempoda ve en önde savaşmayı tercih etti. İşgalci Türk devletine karşı etkili mücadelenin ancak Kurdistan dağlarında mümkün olacağını başarılı pratiğiyle kanıtlayan yoldaşımız, bu yönüyle tüm Kürt gençliğine örnek oldu. Botan’ın yiğit evladı Devrim yoldaşımızın kararlılıkla sürdürdüğü mücadelesi biz yoldaşlarına ve tüm Kurdistan gençliğine ilham kaynağı olacak ve zaferin temeli olacaktır.
Arap halkımızın bağrından çıkan bir militan olan Ebû Leyla yoldaşımız, genç yaşta Apocu hareketin hakikatini fark edip mücadele saflarına katıldı. Tutku düzeyinde sürdürdüğü mücadelesini şehadetle taçlandırarak partimiz PKK’nin enternasyonal gerçekliğine katılan son halkalardan oldu. Böylece tüm Ortadoğu halklarının birlikte ve özgürce yaşamasının mayası haline gelen Ebû Leyla yoldaşımız, aynı zamanda biz yoldaşları için de özgürlük mücadelesini büyütmenin talimatı oldu. Yoldaşları olarak Ebû Leyla yoldaşımızın haylini kurduğu ve özlem duyduğu Demokratik Ortadoğu Konfederasyonu’nu gerçekleştirinceye kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Ebû Leyla gibi yiğit kahramanlar Kürt ve Arap halkının demokratik ulus birlikteliğini perçinleyecek, gönül bağlarını ve ortak yaşam idealini güçlendirecektir. Kürt ve Arap gençlerinin canları ve kanlarıyla sulanan Özgürlük Mücadelesi, Ortadoğu’da boy veren yeni özgür yaşamın garantisi olacaktır.
Yoldaşları olarak Devrim ve Ebû Leyla yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere yurtsever Kürt ve Arap halklarına başsağlığı diliyoruz. Devrim ve Ebû Leyla yoldaşlar şahsında bir kez daha tüm kahraman şehitlerimize verdiğimiz zafer sözümüzü yineliyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:
Kod Adı: Devrim Botan Adı Soyadı: Yahya Tunç Doğum Yeri: Şirnex Anne – Baba Adı: Asya – Sait Şehadet Tarihi ve Yeri: 30 Nisan 2024 / Medya Savunma Alanları |
Kod Adı: Ebû Leyla Şehîd Adı Soyadı: Ahmed Adnan Berhawa Doğum Yeri: Minbic Anne – Baba Adı: Hêlê – Adnan Şehadet Tarihi ve Yeri: 30 Nisan 2024 / Medya Savunma Alanları |
DEVRİM BOTAN
Devrim yoldaşımız, yurtseverliği ve soykırımcı Türk devletine karşı net duruşuyla tüm Kurdistan halkına örnek olan Cizîra Botan’da Kürt kültür ve geleneklerine bağlı bir ailede dünyaya geldi. Ailesinin bu niteliklerinden ötürü Devrim yoldaşımız öz kimliğine bağlı bir şekilde yetişti. Yakın akrabalarından gerilla saflarına katılımların ve şehitlerin olması Devrim yoldaşımızın küçük yaştan itibaren partimiz PKK’yi tanımasını sağladı. Gerillanın direniş destanları ile büyüyen yoldaşımız, küçük yaşta gerillaya hayranlık duydu. Yurtsever bir bilinçle büyümesi ve Cizîra Botan’da yaşaması dolayısıyla Devrim yoldaşımız da diğer arkadaşları gibi devrimci, yurtsever gençlik çalışmalarında yerini aldı. Cizîra Botan’da devrimci bir kültürün oluşturulmasında emek sahibi olan yoldaşımız, çalışmalardaki başarıları nedeniyle düşmanın da dikkatini çekti. Bu nedenle bir defa gözaltına alınan yoldaşımız, gözaltı sürecinde devrimci duruşundan taviz vermedi. Düşmanın yönelimlerini daha fazla mücadele gerekçesi haline getiren yoldaşımız, günden güne düşmana olan öfkesini büyüttü. Düşmanın halkımıza yönelik baskı ve işkencelerine karşı her Kürt gencinin mutlaka tavır sahibi olması ve mücadeledeki yerini alması gerektiğini düşünen Devrim yoldaşımız, bu temelde 2015 yılında mücadelesini büyüme kararlılığına ulaştı. Cizîra Botan’da gelişen Özyönetim Direnişi sırasında tanıdığı Apocu militanların yaşam duruşundan ve işgalcilere karşı sergiledikleri fedaice mücadeleden etkilenen Devrim yoldaşımız, mücadelesini Kurdistan dağlarında sürdürme kararı aldı. Bu temelde 2015 yılında Botan dağlarına geçen yoldaşımız, böylece çocukken direniş destanlarını dinlediği gerillalardan biri oldu.
Medya Savunma Alanları’nda gördüğü yeni savaşçılar eğitimi ile dağ ve gerilla yaşamını tanıyan Devrim yoldaşımız, gençliğinin de verdiği enerjiyle hesapsızca bir katılımın sahibi oldu. Ailesinden aldığı Kürt kültürü ve terbiyesini Apocu militanlık ölçüleriyle bütünleştiren yoldaşımız, yetkin bir Apocu militan oldu. Bu eğitim sürecinde askeri eğitimlerine de önem veren yoldaşımız, düşman saldırılarına güçlü cevap verebilmesi için kendisini gerilla savaş sanatında geliştirdi. Bunun için yoldaşlarının tecrübelerinden ve gerillacılığa dair perspektiflerinden yararlanan yoldaşımız, kendisini askeri anlamda da yetkinleştirmeyi başardı. Soykırımcı Türk devletinin halkımızın kazanımlarına ve Özgürlük Gerillasına yönelik saldırılarına cevap vermek isteyen Devrim yoldaşımız, bu amaçla savaşın yoğun olduğu bölgelere gitmek istedi. Yaşamdaki duruşu ve gerillacılıktaki iddiasıyla yoldaşlarına güven veren yoldaşımız, bu isteğini gerçekleştirdi. Zagroslar’ın muhteşem doğasına hayran kalan yoldaşımız, Kurdistan’ın cennetten bir köşesi olan bu bölgesinde gerillacılık yapmaktan dolayı kendisini şanslı hissetti. Bu nedenle bu doğa harikası bölgenin savunulması için elinden gelenden fazlasını yapması gerektiğini düşündü. Zagroslar’da düşmana karşı geliştirilen birçok eylemde yer alan yoldaşımız, düşmana ağır darbelerin vurulmasında emek sahibi oldu. Yer aldığı her bir eylemden sonra askeri tecrübelerini artıran yoldaşımız, kısa sürede tüm yoldaşlarının aradığı, birlikte çalışmak istediği bir militan oldu. Başta Şehîd Alî Piling yoldaşımız olmak üzere birçok değerli komutanımızın komutası altında çalışma ve savaşma imkanı bulan Devrim yoldaşımız, bu komutanlarımızın yoldaşlarına verdiği değerden, mütevazı yaşamlarından ve Rêber Apo’ya olan bağlılıklarından derinden etkilendi. Bu yoldaşların kendisi için verdiği emeğe layık olabilmek için mücadelesini büyütmesi gerektiğinin bilinciyle derin yoğunlaşmalar yaşadı. Zagroslar’da önemli bir askeri birikim edinen yoldaşımız, aynı zamanda kendisini ideolojik olarak da geliştirdi. Rêber Apo’nun çözümlemeleri ve perspektifleri temelinde kendisini eğiten yoldaşımız, Apocu militanlık ölçülerini kişiliğinde temsil etmek için büyük bir çabanın sahibi oldu. Şehadete ulaşan yoldaşlarının ve Önderliğimizin verdiği emeğe mücadelesini büyüterek cevap veren Devrim yoldaşımız, bu duruşuyla örnek bir pratik sergiledi. Zagroslar’da birçok farklı çalışmada yer alan yoldaşımız, bu çalışmalardaki disiplini ve başarıya ulaşmadaki azmi ile yoldaşlarının saygısını kazandı.
Düşmanın Medya Savunma Alanları’na yönelik 2021 yılından itibaren başlattığı işgal saldırılarını direniş tünellerinde karşılayan Devrim yoldaşımız, bu tünellerde direnişin örülmesinde emek sahibi oldu. Tünellerin birer kaleye dönüştürülmesi için yapılan çalışmaların tümüne katılan yoldaşımız, bu süreçteki hesapsız ve durmak bilmeyen katılım tarzıyla yeni dönem gerillacılığının ulaştığı fedai ruhu yansıttı. 2023 yılına kadar Zagroslar’da mücadele eden Devrim yoldaşımız, 8 yıllık pratiğine sayısız başarılar sığdırdı. Aynı zamanda onlarca yoldaşının şehadetine de tanıklık eden Devrim yoldaşımız, bu yoldaşlarının anısı yüreğinde taşıyarak her anında onlara layık olmanın çaba ve isteminde oldu. 30 Nisan 2024 günü şehadete ulaşarak ölümsüzler kervanına katılan Devrim yoldaşımızın anısına bağlı kalacağımızın sözünü veriyoruz.
EBÛ LEYLA ŞEHİD
Ebû Leyla yoldaşımız, Kuzey ve Doğu Suriye’nin Minbic kentinde yurtsever bir ailede dünyaya geldi. Arap halkımızdan bir ailenin ferdi olarak doğan yoldaşımız, ailesinden Arap halkının kadim ve köklü kültürünü edinerek büyüdü. Rejim okullarında okumayan yoldaşımız, sistemin yaratmak istediği bir birey olmadığı için beraber yaşadıkları diğer halklar ve inançlara saygılı bir şekilde yetişti. Küçük yaşta ailesinin geçimine katkıda bulunmak için birçok farklı işte çalıştı. Bu nedenle küçük yaşta emek olgusuyla tanışan yoldaşımız, tüm yaşamında kendi emeğiyle büyümeyi esas aldı. DAİŞ çetelerinin Minbic’ı işgal ettiği süreçlerde gençlik dönemlerinin başında olan Ebû Leyla yoldaşımız, daha işgalin ilk günlerinde bu çetelerin gerçekliğini anladı. DAİŞ çetelerinin Selefilik ideolojisi ile hakiki İslam’ın hiçbir alakası olmadığını erkenden fark eden yoldaşımız, o süreçten itibaren çetelere mesafeli durdu. Çetelerin Minbic halkından birçok kişiyi katletmesi Ebû Leyla yoldaşımızda büyük bir öfke yarattı. Bu nedenle çetelere karşı çıkmaya başlayan yoldaşımız, DAİŞ çeteleri tarafından 4 ay boyunca esir alındı. Esareti süresince çetelerin yoğun baskı ve işkencesine maruz kalması, çetelere olan öfkesini daha da biledi.
Başta Minbic halkımız olmak üzere çetelerin işgali altında yaşamak zorunda kalan tüm halkların özgürlüklerine kavuşması için elinden geleni yapması gerektiğine inanan yoldaşımız, bu temelde 2015 yılında Rojava’daki özgürlük güçlerine katıldı. Yoğun bir savaş sürecinde direniş birliklerine katılan yoldaşımız, kısa bir süre askeri eğitim aldıktan sonra büyük bir iddia ile direniş mevzilerindeki yerini aldı. Savaş tecrübesini bizzat savaşın içerisinde kazanan Ebû Leyla yoldaşımız, cesareti ile tüm yoldaşlarının saygısını kazandı. DAİŞ çetelerine karşı başlatılan Minbic Özgürlük Hamlesine katılan yoldaşımız, doğup büyüdüğü kentin özgürleştirilmesi için fedaice bir katılımın sahibi oldu. Yoğun ve sert bir savaşın yaşandığı Minbic’de onlarca yoldaşının şehadetine tanıklık eden Ebû Leyla yoldaşımız, bu süreçte birbirinden değerli Apocu militanları tanıma imkanı buldu. Bunlardan biri olan Feysel Ebû Leyla’nın çetelere karşı direnişe öncülük etmesi ve son nefesine kadar fedaice savaşarak şehadete ulaşmasından derinden etkilendi. Bu nedenle o süreçte Şervan olan ismini Ebû Leyla Şehîd koyarak değerli komutan Feysel Ebû Leyla yoldaşın adını ve silahını kuşandı. Tüm mücadele yaşamı boyunca Feysel Ebû Leyla yoldaş şahsında özgürlük şehitlerine layık olmak için fedakarca savaşan yoldaşımız, her anında mücadelesini büyütmenin çabasında oldu.
Kuzey ve Doğu Suriye bölgesine yönelik çete saldırılarının büyük oranda kırıldığı sürece kadar bu alanda mücadele eden Ebû Leyla yoldaşımız, birçok eylem ve hamlede yer alarak halkımıza karşı olan görev ve sorumluluklarını başarıyla yerine getirdi. Ebû Leyla yoldaşımız, DAİŞ çete tehdidinin büyük oranda sonlandırılmasından sonra işgalci Türk devletinin halklarımızın kazanımlarını ortadan kaldırmak için bizzat saldırıya geçmesine karşı yine direniş mevzilerindeki yerini aldı. Türk devletine karşı birçok alanda savaşan yoldaşımız, önemli bir savaş tecrübesi edindi. Yaşanan yoğun savaş süreci içerisinde Apocu militanları daha yakından tanıma imkanı bulan yoldaşımız, bu yoldaşlarından Rêber Apo gerçekliğini öğrenerek bilince çıkardı. Bunun üzerine kendisini Apocu felsefede geliştirmek isteyen yoldaşımız, bunu Kurdistan dağlarında gerçekleştirebileceğine inandı. Bu temelde yüzünü Kurdistan dağlarına dönen yoldaşımız, gerilla saflarına katıldı.
Gerilladaki ilk eğitimlerini almaya başlayan Ebû Leyla yoldaşımız, istekli ve öğrenmeye olan merakı ile dağ yaşamının tüm ayrıntılarını kısa sürede öğrendi. Daha öncesinde savaş tecrübeleri olan yoldaşımız, bu tecrübelerini işgalci Türk ordusuna karşı etkili bir şekilde değerlendirmek için gerilla savaş sanatında da yetkinleşmesi gerektiğine inandı. Bu amaçla hem eğitim sürecinde hem de yoldaşlarıyla yaptığı tartışmalarda büyük bir dikkat ve disiplinle yeni dönem gerillacılığının esaslarını öğrendi. Artık yetkin bir gerilla olan Ebû Leyla yoldaşımız, büyük bir iddia ve kararlılıkla direnişin yaşandığı alanlara gitmek için önerilerde bulundu. Bu temelde direnişin sürdüğü alanlara giden yoldaşımız, burada büyük bir fedakarlık ve çaba ile süren direnişe katıldı. Direniş alanlarına ulaşır ulaşmaz büyük bir coşku ve heyecanla yaşama katılan yoldaşımız, kısa sürede tüm yoldaşlarının örnek aldığı bir militan haline geldi. Sahip olduğu savaş tecrübesi sayesinde büyük bir soğukkanlılık ve cesaretle düşman üzerine gitmekten çekinmedi, bu özelliğiyle yoldaşlarına büyük bir moral kaynağı olup direnişin büyütülmesinde önemli bir emek verdi.
Buradaki görevini tamamladıktan sonra Medya Savunma Alanları’nın farklı bölgelerinde mücadelesini sürdüren yoldaşımız, her geçen gün kendisini Apocu ideolojide geliştirdi. Arap halkımıza mensup bir militan olarak üstlendiği tarihi sorumluluğun farkında olan Ebû Leyla yoldaşımız, her anında bu sorumluluğun bilinciyle yoğunlaştı, mücadele etti. Halklarımızın çeşitli gerekçelerle birbirine düşmanlaştırılmasına karşı Rêber Apo’nun Demokratik Ulus paradigmasının yegâne çözüm ve birlikte yaşam perspektifi olduğuna tüm benliği ile inanan yoldaşımız, bu özgürlük paradigmasını kişiliğinde temsil etmek için büyük bir çaba gösterdi. Tüm devrimci yaşamı boyunca durmak bilmeyen bir yürüyüşün sahibi olan, dürüst ve samimi kişiliği ile birlikte mücadele ettiği tüm yoldaşlarında derin izler bırakmayı başaran Ebû Leyla yoldaşımız, 30 Nisan 2024 günü Devrim Botan yoldaşımızla birlikte gerçekleşen bir düşman saldırısında şehadete ulaşarak özgürlük savaşını zirvede tamamladı. Yoldaşları olarak bir kez daha Ebû Leyla yoldaşımız şahsında tüm enternasyonal şehitlerimizin özlem ve hayallerini gerçekleştireceğimizin sözünü yineliyoruz.”