BEHDÎNAN- Mücadele arkadaşlarından Şehit Eylem Mazlum Anısına
MÊRDÎN’İN YÜREĞİ TUFAN, GÖZLERİ SEVDA DOLU KIZI; ŞEHİT EYLEM MAZLUM
Toprağa düşen her bir şehit yüreğe ekilen yeni bir çiçektir, faşizmin kalbinde bir bomba, evrende yeni bir yıldızdır. Tüm karanlıklara inat, dağlara vuran ay ışığı ve yeni doğuşların sancılarını, zafer müjdeleriyle dindiren umut abideleridir. Onlar toprağa can, doğaya uyum, halka özgürlük ve düşmana hak ettiği cezayı verenlerdir.
Mêrdîn’in yüreği tufan, gözleri sevda dolu kızı Evîndar Kavak, Stewrê de gözlerini açtı dünyaya. Gözlerini açtığı dünya, cennetin içinde cehennemin yaşatıldığı bir dünyaydı. Asıl güzelliklerin ve gerçeklerin hapsedildiği, sahteliklerin hüküm sürdüğü bu dünyaya her adımında bir arayış ile baktı Evîndar. Her gün, başka bir şiddet yönelimiyle karşısında gördüğü, robot suratlı, taş yüreklilere kanı ısınmamıştı oldu olası. Zaten o daha bebekken her ağlayışında annesi “sus bak yoksa Rom askerleri gelecek” diye onu susturmaya çalışmıştı. Kulağına fısıldanan bu söz, bir korku hissi olarak, tiksinti duyduğu en eski anılarından olmuştu.
Kendi ayakları üzerinde yürüdüğü ilk an, onun için özgürlüğün başladığı andı. Bu duyguyu kendisiyle büyüterek büyüyordu Evîndar. Büyüdükçe ve koskocaman yaşam aşkını daracık bir yaşam alanına sığdırmaya çalışanlarla karşılaştıkça, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayırmaya başladı. Ayırıyordu artık, haklıyı haksızdan, gerçeği sahtesinden, dostu düşmandan. Sevmeyi ve nefreti de derinlerden yaşıyordu git gide. Adı Evîndar’dı, sevdalıydı o, hem de yaşamı anlamaya başladığı ilk andan itibaren. O, sadece sevdasının adını bilmiyordu daha. Ama içinde en güzelin, en gerçeğin, en sadenin, en cana yakın ve dost olanın, en iftihar duyulan ve en cesur ve yürekli olanın sevdalısıydı o. Gel zaman git zaman Evîndar gizemli bir hareketten haberdar oldu, adına PKK denilen bu gizemli hareket Evîndar’ın moral merkezi oluvermişti hemen.
PKK onun için en yüce, en gizemli, en gururlu, en cesur ve özgürlükçü bir olgu olarak onu heyecanlandıran en büyük varlık olacaktı bundan sonra. Sevdasını bulmuş gibiydi Evîndar, şimdi yaşamın büyük bir anlamı vardı onun için, yaşamı daha çok sevmeye başlamıştı. Bir de dayısının onlara katıldığını duymuştu, dayısı katılmış ve bu yüce yolda şehadete ulaşmıştı. Bu demek oluyordu ki o da ulaşabilirdi gizemli harekete. Bunun hayali günden güne Evîndar’i sarıp sarmaladı. Gençlik yaşlarına varır varmaz devrimci gençlik çalışmalarına dahil oldu ilkin, halkının özgürlük sorununu kavramaya başladıkça intikam ve özgürleşme hırsı belirdi bu sefer de. 2014 yılında Kobanê ve Şengal halkı üzerine yapılan çete saldırıları ve buna karşı Özgürlük savaşçılarının destansı direnişi Evîndar’daki sorumluluk duygusunu üst bir aşamaya çıkardı. Sorumluluk, vicdan sahibi insanın kaldırabileceği ve özgürlüğün en büyük gerekliliklerinden olan bir duygudur. Evîndar, karar verdi ve büyük sorumluluk duygusunun emri olarak sevdasına doğru yol aldı. 2014 yılında gerilla saflarına katılan Evîndar adını Eylem koydu. İlk büyük eylemi PKK saflarına katılmak olan Eylem’in, daha yapacak çok büyük eylemleri olacaktı.
İlk gerilla eğitimini adını sıkça duyduğu gerilla alanı Qendîl de almıştı. Eylem için Qendîl demek, gerilla demekti. Burada hızla gerçek bir gerilla olabilmek için büyük bir hırsla, askeri ve ideolojik eğitimlerden geçer ve kısa sürede aktif bir savaşçı olarak devrim görevlerini omuzlamaya başlar. Mêrdîn kadınının kültüründen gelen özgüveninin üzerine gerillada aldığı eğitimlerle YJA Star savaşçı özelliklerini ekler ve kendini en zor sahalarda savaşmak için önerir. Eylem, önerisi üzerine Zagros alanına düzenlenir.
Parti eğitimindeki tarih derslerinden aşina olduğu Zagros dağları, tanrıçaların taht kurduğu dağlar olarak bir resim bırakmıştır Eylem’in hafızasında. Şimdi Zagroslar’da bulunmak, Tanrıçaların hüküm sürdüğü özgür toplum ütopyasında yaşamak gibi efsanevidir onun için. Bir de böylesi bir mekânda Tanrıça kültürüne yapılan ataerkil ihanetten hesap sormak, anlama anlam katmaktadır. Eylem Zagroslar’ın Zap Alanında amansızca yaşanan Kürt’ün kurtuluş savaşına, kendini fedaice katmaya başlar. Zamanla nerdeyse Zap’ın her alanını, avucunun içi gibi bilir. İçindeki doğal kadın özü Zap’ta Tanrıçaların mekânında kendini yeniden bulmuş gibi asaletli bir duruşa dönüşür. Girdiği her ortama canlılık ve moral katar, en çok da doğal özellikleri, içten samimi yoldaşlığı ve girişkenliğiyle gördüğü her yoldaşın yüreğinde çabucak yer edinir. Zap’ta uzun yıllar emek verdiğinden Zap’ın bir parçasıymışçasına Zap’a gelen her arkadaş onu görmek, tanımak ister. Zap’ta savaşın içinde kendini hem ideolojik hem de askeri olarak eğitir. Bu tarz, Önder Apo felsefesinin bir parçasıydı, yürürken düşünmek, düşünürken yürümek. Heval Eylem de bir yandan savaşın içinde “her türlü görev, devrime hizmettir” anlayışıyla yürürken öte yandan daha güçlü bir duruşla, daha yetkin bir militan olabilmek için kendini sürekli eğitir. Zap’ta aldığı ağır silah eğitiminden başarıyla çıkar ve eğitimi tamamlanır tamamlanmaz düşman üzerine yürümek, düşmana intikam darbesini indirmek için hazırlıklara başlar. Karşılaştığı hiçbir zorluk ve engel onu yıldırmaz, hedefinden şaşırmaz. Büyük mücadeleler sonucunda hazırlıklarını ve eylem ihtiyaçlarını tamamlar ve gider eylemini başarıyla gerçekleştirir.
Heval Eylem, yanındaki kadın yoldaşlarının da muazzam çabalarına, emeklerine büyük değer biçtiğinden onlara, tecrübelerine dayanarak öncülük eder. Yanındaki kadın yoldaşları için de sürekli bir mücadele verir. Eril egemen sistem içerisinde kadın demek, tüm kapıların yüzüne kapatıldığı ve önüne dağ yığınları misali engel konulan kişi demektir. Önder Apo’nun PKK saflarında kadına açtığı kapı ise bir sonsuz gelişme kapısıdır. Yeter ki kadın mücadeleye dört elle sarılsın ve kendini sürekli eğitip aydınlatsın. Eylem yoldaş bu bilinçle dört elle mücadeleye sarılan YJA Star öncülerinden biri haline gelmişti. O kızgın savaş ateşinde pişmiş yetkin bir komutan olarak şimdi kendini ideolojik alanda daha çok derinleştirmek için bir ideolojik eğitimin yolcusuydu.
PKK’deki eğitim, dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir tarzla, çok kısa bir zaman diliminde insanda müthiş değişim dönüşümler yaratan bir eğitimdir. Heval Eylem, Zap pratiğinde aldığı tüm yaşam ve savaş tecrübelerini Önder Apo felsefesi ışığında değerlendirip, eksik kalan taraflarını tamamlamak ve önüne bir perspektif olarak koymak için bu akademi ortamını, bir yoğunlaşma süreci olarak ele alır. Düşüncesi ve eylemiyle dünya hegemonlarına meydan okuyan Önder Apo’nun, uluslararası bir komplo sonucuyla girdiği İmralı cezaevinde, dünya gericiliğine karşı Özgür insanı savunmanın savunması olarak yazdığı 5 ciltlik Demokratik Toplum Manifestosunu, ilk defa burada sistematik olarak okur. Bu manifesto, bin yıllardır ezilen halklara en büyük umut olurken, özgürlük savaşçılarına da daha büyük bir inanç ve ciddiyetle görevlerini yerine getirmenin manifestosu gibidir. Savunmalardan derinlemesine etkilenen Heval Eylem, kişiliğinde gözle görülür değişim ve dönüşümler yaşar. İdeolojik boyutta yetkin bir aşamaya ulaşan Heval Eylem, şimdi her türlü devrim görevine daha güçlü bir şekilde hazırdır.
Eğitimden sonra yoğun ısrarları üzerine, düzenlemesi Bakur alanlarından Botan’a olur. Botan her bir gerilla için büyük anlamlar taşıyan ve merak edilen bir savaş alanıdır. Halkıyla, toprağıyla Botan daima gerillaya kol kanat germiştir. İlk kurşundan bu yana Mawa, Cûdî, Gabar, Herekol, Kato, Besta kısacası tüm Botan kırsalı gerilla ile dolup taşmıştır. Düşmanın her defasında özel savaş politikalarıyla yaydığı Kuzey alanlarında gerilla kalmadı haberlerinden sonra, tekrar tekrar eylemleriyle, çatışmalarıyla buradayım diyen gerilla halkın umut ve cesaret kaynağı olmayı sürdürmüştür. Heval Eylem, bu zorlu süreçte Botan’a yolcu olmaktan büyük bir iftihar duymaktadır. Gerçek bir halk fedaisi olan Komutan Eylem her zaman zorluklara doğru koşan yaman bir YJA STAR komutanıdır. Hem ilk kurşunun patladığı yer hem de kadın ordulaşmasının zirvesini yaşadığı yerdir Botan. Heval Eylem, Botan da 15 Ağustos zafer ruhuyla siper tutar, Komutan Egîd ve Bêrîtan’ın izinden giderek savaşır ve savaştırır. En son Kato Jîrka alanında bölge komutanlığı göreviyle özgürlük savaşı yürüten Heval Eylem, 4 Temmuz 2022 tarihinde gerçekleştirilen düşman saldırısında kahramanca savaşarak şehadete ulaşmıştır.
Onun gözlerindeki inanç parlaklığı, samimi ve dost canlısı yoldaşlığı, PKK ruhuyla birleşen asi duruşu ve YJA Star ordulaşması içinde gelişen yaman savaşçılığı bizleri her zaman güçlendirdi, güçlendirmeye devam edecek. Hiçbir sınır ve engel tanımayan başarı kişiliği, kendini her daim zora öneren kararlı ve emin duruşu, bizlere öncülük etmeyi sürdürecek. Yüreğimize ekilen bir çiçek misali, yüreğimizde güzelliğin ve yeni yaşamın müjdecisi olarak kök salacak. Onun yürüdüğü yolda ısrarla yürüme ve zafere ulaşma sözümüzü yineliyoruz.
Kaynak: YJA-STAR