BEHDİNAN
Şehit Haydar Zap’ın kaleminden günlüğüne dökülenlerin II. bölümünü sizlerle paylaşıyoruz.
Gabar’a gitmeme sayılı günler kaldı. Bu gün ne zaman yola çıkacağım netleşecek. Can sıkıntısında ot toplamaya çıktım. Sürekli yazmak ve dolaşmak istiyorum. Farklı şeyler görmek geliyor içimden. Bir yere bağlanmak ve kalmak istemiyorum. Burada gezerken arazinin her yeri bana heyecan veriyor. Aynı uçurumlar gibi sonra yüksek uçurumlara gidiyorum. Açıyorum kollarımı bırakıyorum kendimi bulutlara. Yağmur damlası olarak düşüyorum akarsulara, derelere denizlere…
Dolaşıyorum tüm dünyayı kimliksiz, soysuz, kılıksız, dilsiz. Ayıplı değilim artık. Bunlar yok. Balıklar ve diğer canlılarla dost oluyorum yalansız ve sonra buharlaşıp uçuyorum gökyüzüne kuşlarla denizdeki dalgalar gibi yüksek dağların eteklerinde yukarıdan aşağıya koşturuyoruz. Bu sabah kalktığımda aklımda bir şarkı vardı. Onun radyoda çıkmasını istiyordum. Şansa bir arkadaş radyoyu açınca o parça çıktı. Çok mutlu oldum. Hislerim genelde beni yanıltmıyor. Bu yüzden hislerime güveniyorum .
Geçen gün yağmurun altında erzak görevine gittik. Her tarafımızı ıslanmış felaket bir durumdaydık. Ama bu rezaleti seviyorum. Sırılsıklam çamur içinde patikada yürürken etrafıma bakıyorum dağların, doğanın rengi ne kadar güzel. Bir kere Xakurkê’de araziyi tanımak için gece gezmeye çıkmıştık. Sağ olsun kuryemiz yolu şaşırdığı için gideceğimiz yerin etrafında dolanıp durduk. Öyle bir yağmur yağdı ki bir de şimşekler üst üste çakıyordu. Hepimiz o zifiri karanlıkta körler gibi yürüyoruz. Bir kaç arkadaş gruptan kopmuştu. Herkesin morali bozulmuştu ama benim o kadar hoşuma gitmişti ki. Ben kahkaha atmaya başladım. Herkes garip garip bana bakıyordu.
Şimdi Gabar yolundayım. Cudi-Besta arası bol yağmur yedik. Ve perişan bir şekilde Cudi’ye vardık. Bu yazıyı şimdi bir uçurumun başında yazıyorum. Sonsuzluğu düşünüyorum, uçuyorum mavilikler alıyor götürüyor beni. Ruhumla uçuyorum bazen müzik kaplıyor bütün sonsuzluğu. Bekliyorum. Cudi’nin derin vadilerinde ilerliyorum. Cudi arazisi güzel Dersimi hatılatıyor bana. Kendimi Munzur’un doruklarında hissediyorum buralarda. Çok güzel bir müzik çalıyor Radyodan Vival’dinin “Dört Mevsimini” dinliyorum.
Dersimi ve seni hatırladım Kemal Zap. Dağları ve mücadeleyi bırakmadık, bırakmaycağız. Şimdi senin soyadın olan Zap’ı taşıyorum. Eğer Dersime’e ulaşırsam adımı Kemal yapacağım. Ne olursa olsun ulaşamaya çalışacağım. Eğer ulaşamazsam ve şehit düşersem benim için “Emma Shapplin Carmine Meo” kaseti çalsın. Sadece bunu istiyorum.
SON…
NC/Arhat BA
https://www.nuceciwan45.com/2020/04/14/sehit-haydar-zapin-guuncesinden-i/