AMED – Halklar Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridi kırmak amacıyla Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in açlık grevi direnişi 155 gündür devam ederken, Kürdistan ve Türkiye cezaevlerinde 7 binden fazla tutuklunun da direnişi sürüyor. Geçen süreçte 7 tutuklu fedai eylemi gerçekleştirerek şehit düştü. Bu fedailerden biri de Zülküf Gezen’di.
Halklar Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı Tekirdağ F-2 Tipi cezaevinde fedai eylem gerçekleştirerek şehit düşen Zülküf Gezen ardından mücadele ile dolu bir yaşam hikayesi kaldı. Amed’in Sur ilçesinde dünyaya gelen Gezen, siyasi çalışmalarından dolayı sürekli işgalci Türk devleti onun peşinde olmuştur. Ağır işkencelerle yüzleşti. Özgürlük mücadelesinin bir militanı olarak işgalci Türk devletine esir düşmüş 104 yıllık bir cezaya çarptırıldı.
Gezen 17 Mart tarihinde Tekirdağ F-2 Tipi nolu cezaevinde Halklar Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı fedai eylem gerçekleştirerek şehit düştü. Zülküf Gezen’i anne ve babası anlattı.
Gezen’in annesi Havva Gezen ve Şehmus Gezen, Zülküf’ün çocukluğundan tutuklandığı güne kadar geçen hayat hikayesini anlattı. 70-80 yıl önce Gezen Ailesi Amed’in Eğil ilçesinden merkezine göç edip Sur’a yerleşti. Zülküf de 28 Temmuz 1987 yılında Sur’un Fatihpaşa Mahallesi’nde dünyaya geldi. Tutuklandığı güne kadar da Sur’da yaşadı. İlk-orta okul ve liseyi başarılı bir şekilde burada tamamladı. Fakirlik içinde büyüyen Zülküf, her zaman güzel kıyafetler giyip güzel bir çift ayakkabıya sahip olacağı günü hayal eder, balık tutmayı çok sevdiğinden her zaman Dicle Nehri’nin kıyısına giderdi. Liseyi bitirdikten sonra balık tutmayı bırakıp aileye yardım etmek amacıyla çalışmaya başladı.
Eczane işiyle birlikte müzikle de uğraşıyordu. Müzik öğretmeni olabilmek için uğraştı. Bu nedenle Antep’te müzik sınavına girdi. Sınavları geçtiği halde konservatuara alınmadı. Zülküf, müzik kurslarına katılarak tambur (saz) ve gitar çalmayı öğrendi. Sonrasında Sur’da gençlik hareketlerine katıldı. İlkin ailesindeki gençler sonrasında ise Mahallesi’ndeki gençlerle toplantılar düzenleyerek onları örgütlemek istedi.
Gençlik hareketlerini sürdürürken 28 Mart 2006’da yapılan ve 14 sivilin polis tarafından öldürülmesine neden olan baskaldırıya katıldı. Bu gibi siyasi faaliyetlerinden dolayı 2005 ve 2007 yıllarında 2 defa tutuklandı ve her ikisinde de 40 gün tutuklu kaldı. Ağır işkencelere maruz kaldı. Son olarak 2007 yazında kendisine yapılan işkencelerin intikamını almak adına bir grup polise karşı bombalı eylemde bulundu. Eylemi sonrasında bir ihbar üzerine yakalandı. Tutuklanması sonrasında 3 yıl cezalandırılmasının ardından 104 yıllık bir cezaya çarptırıldı.
2012 yılında Amed D Tipi cezaevinde açlık grevi eylemine dahil oldu ve 65 gün grevini sürdürdü. Son olarak ısrarla üzerinde durduğu eyleminde Leyla Güven’e destek amacıyla 10 günlük bir açlık grevine girdi fakat sağlık problemleri nedeniyle arkadaşları buna müsaade etmedi.
TECRİDE KARŞI FEDAYİ BİR EYLEM GERÇEKLEŞTİRDİ
17 Mart’ta Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki ağrılaştırılmış tecride karşı eylemde gerçekleştirerek, ölümsüzleşti. Eylemi gerçekleştirdiği gün cezaevi müdürlüğü sert bir şekilde, ailenin hassasiyetini göz önünde bulundurmadan ailesini arayarak: “Oğulunuz hayatına son verdi gelip cenazesini alın” dedi. Zülküf, her zaman mektup yazar, gönderirdi. Eyleminin gerçekleşmesinden sonra da arkadaşları tarafından aileye bir çok başsağlığı mektubu geldi. Zülküf Gezen’in babası mektupların halen de gelmeye devam ettiğini söyleyerek bunları toplayıp kitap haline getireceğini belirtti.