HABER MERKEZİ –
Önder Apo’nun çözümlemelerinden …..
– Partileşmeye söz veriyorsunuz, ama PKK’nin yüce özgürlük yaklaşımlarını, ölçülerini kendi basit ölçülerimize indirgemeyelim, kurban ettirmeyelim. PKK olgusu, kişiliğin üstündedir. Niyetlerimizin, öznelliğimizin çok üstünde olmalı ve tabii olmaya güç getirebilmelisiniz. Güç getirmek demek, tutkularınızı yenmek demektir, sübjektif niyetleri esas almamak demektir. Ortaya çıkan gerçek ölçülerimizi, objektif ölçülerimizi zor da olsa kendine yedirmek ve özümsemektir. Bu konuda doğru bir PKK’lilik gelişebilir. Burada temelde de bu ders veriliyor. Doğru Partileşme, PKK’lileşme dersi veriliyor.
Unutmayın ki, zifiri karanlık ve küfür dünyasından geliyorsunuz. Orada insanlığımızla, yurtseverliğimizle, hele insan haklarıyla, halk özgürlüğüyle ilgili hiçbir şey yoktur. Hep kaybettiren, düşüren o lanetli ve utanılası yaşama bizi zorlayan kuralların etkisi altındayız. İğrenç bir yaşamın kurbanıyız. Bundan kurtuluyorsunuz. PKK, bunu lanetleyen, bunu reddeden, bunu silip-süpürmek isteyen ve bunun için her şeyini ortaya koymak isteyen hareketin adıdır. Dikkat edilirse, tamamen bir alternatif veya bir karşı koyma hareketidir. Karşı koymayla birlikte, yeniyi mükemmel yaratma, reddedilecek, savaşla atılacak olanın yerine her alanda en iyisini, en doğrusunu, en güzelini inşa edebilecek kuvveti, düşünce gücünü, ruh büyüklüğünü de içerir. Bunu da esas alır. Bütün bunlar doğru PKK’lileşmek için kendinize sormanız, ulaşmanız gereken, bunun için son derece tutarlı olmanız gereken hususlardır. Çocukça söz vermeyeceksiniz. Özellikle de bizim toplumumuzda yaygınca yaşanan, kendi kendini ve çevresini kandırır gibi söz veremeyeceksiniz. Böyle alışkanlıklı bir yaşam, sizi son derece kararsız kılar, sözüne güvenilmez kılar. Sözüne sadık olmayan, sözünü değiştiren kişiye de güven olmaz.
Hayatta en itibar edilen kişilikler, sözüne sonuna kadar bağlı kalabilen ve onu hayata geçirmede sürekli çaba içinde olabilen kişiliklerdir. Bu kişilikler her zaman toplumda saygı görür. Bunlar hayatı değiştirirler. Bizim toplumumuzun bireylerini biliyoruz; en zıt, en içi kof yaklaşımların sahibidir. Her gün kırk türlü fikir değiştirir, tavır değiştirir. Bunlar bir yere varamaz. Biz bunu aşmaya da çalışıyoruz. PKK’deki kararlılık, PKK’deki azim, PKK’deki uygulama gücü doğru ölçülerin sahibi olmak için büyük olanaklar veriyor. Biz bazı yaklaşımları gösterdik, kırk defa üzerinde düşünüp taşınacaksınız, özümseyeceksiniz ve daha da fazlası uygulama gücü haline geleceksiniz.
Genelde kadının özgürleşme derecesi, toplumun özgürleşme derecesidir. Bu alana uygulayacağımız özgürleşme derecesi, yarın kuracağımız toplumun özgürleşme derecesini belirleyecektir. Kadını ne kadar özgürleştirirsek, yarınki toplumu o kadar da özgürleştirmiş olacağız. Bu konuyu ne kadar özgürlük yaklaşımı dışında tutarsak, yarın kuracağımız toplumda o kadar özgürlük dışı ve her türlü özgürlüğe aykırı, eşitsiz, sömürülü, baskılı bir düzenin kuruluşuna temel teşkil edecektir. Bu açıdan özen göstermek durumundayız. Parti bu konuda son derece ilkeli, kararlı bir mücadelenin sahibi olmak zorundadır.
Konu, çoğunuzun yüzeysel yaklaşımıyla yetinmekle halledilecek bir konu olmadığı gibi, bu tip yaklaşımların tehlikeleri de çok açıktır. Konuya her türlü sübjektif niyetlerin üstünde yaklaşmalı ve buna cesaret edilmelidir. Eski kalıpsal, geleneksel yaklaşımlar ne kadar doğal gibi gözükürse gözüksün, hiç ciddiye almamak gerekir. Geleneksel namus anlayışından tutalım duygusal anlayışlara kadar, evlilik anlayışından tutalım her türlü dostluk ve yarenlik anlayışlarına kadar hepsi beş para etmez yaklaşımlardır. Daha doğru, daha gerçekçi, özlü ve saygıyla da bu alanın sorunlarına eğilmek gerekir. Çünkü bu alan, en çok geliştirilmesi gereken bir alandır. Cüceleşmeden de öteye yitirilme olayı vardır. Burada beş paralık olma vardır. Burada her türlü soysuzluk, her türlü iki yüzlülük, her türlü entrikacılık vardır; zeminin ilişkilerinde yalancılık ve kandırma vardır. İnsanın birbirine müthiş saygısızlığı vardır. İnsanın sevgi karakterini çok kötüye kullanması vardır. Son tahlilde bütün yaşamın çarpıtılması ve yaşamın kaybedilmesi vardır.
O halde, kesinlikle adı geçen yaklaşımların dışında kalmaya büyük önem göstermeliyiz. Bu konudaki mücadele görevlerimizin önemini asla göz ardı etmemeliyiz. Yaşamda buna sürekli dikkat ediyoruz. Yalnız bu konularda anlayamadığımız nokta; güçlü bir mücadele verilmesi gerektiği halde kendinizi bütünüyle vermediğiniz gibi, önemli çarpıklıkları da yaşama cesaretini göstermenizdir? Halen de bu konuda özlü yaklaşmama, mücadeleci yaklaşmama, çözümleyici olamama, sanki hep başkaları bize bazı şeyleri verecekmiş gibi davranma durumları oldukça çarpıcı olarak ortaya çıkıyor. Bu devrimci ölçülerinizdeki ciddi bir eksikliği gösteriyor. Bu eksikliğinizi nasıl gidermeyi düşünüyorsunuz? Bu konuda eğitiminiz ve mücadelenizi nasıl halletmeyi düşünüyorsunuz? Bir programınız, bir dönüşüm olayını yaşamanız gerektiğini şimdiye kadar olduğu gibi inkar etmekle nereye varacaksınız? Bu konuda kendinizi son derece çarpık bir hale getirmişsiniz. Bunun sorumlusu da en çok siz olmayacak mısınız?
İki cinsin de olayı tamamen böyledir. Çok tehlikeli ve affedilmez yaklaşımlar vardır. Devrimci dönüşümü mutlaka yaratmanız gerekir. Girdiğiniz toplumun içinde her kesimine özgürlüğü götüreceğiniz gibi, bu kesime de ilke uygulamanızı, ikircikliğe düşmeden ve nazik bir konu olduğunu göz önüne getirerek; sekterizme, laçkalığa girmeden gözü pek bir çalışmanın içinde olacaksınız. Büyük kölelik vardır, bu köleleri ayağa kaldırmada çok yiğitçe bir mücadelenizin olması gerekecek. Bugüne kadar incir çekirdeğini dolduramayacak yaklaşımlarınız ve çabalarınız vardır. Bu da boyunuzun ölçüsünü belirliyor. Gerçekten alana hakimiyet, alana verilen değer devrimciliğinizin değerini belirlemede bir kıstastır.
Zozan: Başkanım, daha önce çarpık düşüncelere sahiptim. Özellikle gelmiş olduğum toplum, Kürdistan’ın içerisinde bulunduğu durumdan daha ağır bir durum yaşamaktaydı.
– Yaklaşımımızı kavradınız mı?
Zo.: Kavradım Başkanım.
– Pratik uygulamada da düzeltmeyi yapabileceğinize inanıyor musunuz?
Zo.: Evet Başkanım.
– Kaldığınız alanda son derece düşmüş bir feodalizm geçerlidir. Sizi oldukça zorladığını tahmin ediyorum. Bir bütün olarak, en azından teorik düzeyde çözüm yakalanmıştır. Halen pratikte de doğru yaklaşma şansınız var. Bir de din konusunun temel noktalarına çözüm getirdiğimizde senin oldukça güçlenmen söz konusu olur.
Zo.: Zaten önemli derecede etki yapan din konusudur.
– Demek sorun dinden kaynaklanıyor. Soruna yaklaşımın, yani her iki sorun bir yerde sende çözümsüzlüğün önemli bir nedenidir. İki önemli çözümsüzlük söz konusudur. Bunlar oldukça etkili olmuştur; yurtseverlik ve devrimcileşme üzerinde dayatıcı olmuş, bakıcı olmuştur. Sen, bunun bütün sonuçlarını yaşadın. Ama unutmamak gerekir ki; devrimcileşme, eski biçimlere, geleneklere, gericiliğe, sömürgeciliğe hizmet eden konumlara devrimci yaklaşım gösterebilmedir. Devrimci bir tarzda yaklaşmayı, devrimcileşmenin önemli bir aşaması olarak kabul edip halletmeye çalışmalısınız. Buna öz verilir. Daha gençsiniz, oldukça devrimci pratiğe hizmet edebilecek, onun sahibi olabilecek durumdasınız.