HABER MERKEZİ – Kürtler 30 Haziran Fedailik Günü’nü ve Haziran Fedailik Ayını yaşıyor. 30 Haziran, Büyük Özgürlük Fedaisi Zeynep Kınacı(Zilan)’nın eylem günü ve yirmi altıncı şehadet yıldönümü oluyor. Yirmi altı yıldır Kürt gerillası ve halkı Zilan Fedai Çizgisinde yaşıyor ve savaşıyor. Bugün de Zap, Avaşin ve Metina başta olmak üzere Kürdistan’ın dört bir yanında ve yurtdışında Zilan komutasında özgürlük mücadelesini fedaice yürütüyor. Kürt halkını ve özgürlük gerillasını yenilmez kılan ve bütün devrimci kazanımları yaratan işte bu fedai çizgisindeki yaşam ve mücadele oluyor.
Hiç kuşkusuz Zilan fedai çizgisi en yüksek düzeydeki bir bilinci ve inancı ifade ediyor. Apocu çizgiye, Özgür Kürdistan’a, kadın özgürlük mücadelesine ve özgür yaşama tutku düzeyindeki bağlılığı içeriyor. İnsanlığın tanıdığı en yüksek düzeydeki cesaret ve fedakârlık oluyor. Bir de başarıya kilitlenmeyi ve mutlak zaferi ifade ediyor. 30 Haziran 1996 günü Dersim meydanında Fedai Zilan’ın bir bölük TC askerini tasfiye ettiği biliniyor. Tıpkı şimdi Zap’ta, Avaşin’de ve Metina’da yaşananlar gibi.
Özgürlük Tanrıçası Zilan’ın 30 Haziran 1996 günü Dersim’de gerçekleştirdiği fedai eylemi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 6 Mayıs 1996 günü Şam’da yöneltilen imha amaçlı saldırıya karşı Kürt gerillasının ve kadınının verdiği tarihi cevap oluyor. Yani Kürt varlık ve özgürlük iradesini temsil eden Önder Apo’yu savunmayı ve sahiplenmeyi ifade ediyor. Bu yönüyle de Önder Abdullah Öcalan’ı ve şahsında Kürt varlığını ve özgürlüğünü savunmanın çizgisini oluşturuyor. Demek ki şimdi İmralı işkence, tecrit ve soykırım sistemine karşı Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için yürütülen Dem Dema Azadîyê hamlesi işte bu çizgide geliştiriliyor.
Çok açık ki, fedailik Apocu Önderliksel Çıkışın ve PKK örgütlenmesinin mayasında bulunuyor. Önder Apo’nun tarihi görev ve sorumluluğu üslenmesi Mahir’lerin, Deniz’lerin ve İbrahim’lerin anılarının yaşatılması ve amaçlarının başarılması temelinde oluyor. PKK ise, büyük devrimci Haki Karer’in anısının örgütlenmesini ve eylemli kılınmasını ifade ediyor. 12 Mart 1971 faşist-askeri darbesine karşı şehadet çizgisinde direnen devrimcilerin Önder Abdullah Öcalan üzerindeki büyük etkisi Apocu Önderliksel Çıkışı yaratırken, ilk Apocu Haki Karer’in Apocular üzerindeki büyük etkisi de fedaileşen PKK’yi yaratıyor.
Kürdistan’da ve PKK’de fedai çizgisinin gelişmesinde 1982 Büyük Zindan Direnişinin belirleyici etkisini unutmamamız gerekiyor. 1982 Newrozunda Mazlum Doğan’ın direnişiyle başlayan, Haki Karer’in beşinci şehadet yıldönümünde Ferhat Kurtay öncülüğündeki Dörtlerin direnişiyle gelişen ve 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişiyle zafere ulaşan Büyük Zindan Direnişi, Kürdistan Özgürlük Devriminin zafer kazanan fedai tarzını ve çizgisini ortaya çıkartıyor. Bu temelde Mahsum Korkmaz komutasında 15 Ağustos 1984 tarihinde başlayan gerilla savaşı ise, baştan itibaren bu fedai çizgisini esas alıyor ve kesinleştiriyor. İşte bunun özgün tarzını ortaya çıkartan da Tanrıça Zilan oluyor.
Hiç kuşkusuz 24 yıldır uluslararası komploya karşı direnişin tümü işte bu fedai çizgisindedir. “Güneşimizi Karartamazsınız” şiarı temelinde Önder Apo etrafında ateşten çember oluşturarak direnen fedailik, 24 yıldır uluslararası komployu başarısız kılmış ve kendi yenilmezliğini defalarca ortaya koymuştur. Dahası tıpkı 1982 Büyük Zindan Direnişi gibi birçok zaferi yaratarak, nihai zafere iyice yaklaşıldığını herkese göstermiştir. Elli yıldır onlarca hükümeti düşürerek, TC ordusunu birçok kez yenilgiye uğratarak, küresel düzeyde tüm ezilenlerin kurtuluş umudu haline gelerek, kendisini 21. Yüzyılın Önderliği ve Hareketi kılmıştır.
Bugün Zap, Avaşin ve Metina başta olmak üzere tüm Kürdistan’da ırkçı, şoven, kafatasçı, turancı, kızıl elmacı, Kürt düşmanı, işgalci, soykırımcı AKP-MHP faşizmine karşı zafer çizgisinde direnen de işte bu fedai ruh ve bilinçtir. Çok açık ki Zap, Avaşin ve Metina’daki direniş Zilan fedai çizgisinde olmaktadır. Yeni Zilanlar ve Zilan komutasında savaşanlar bu tarihi direnişi yürütmektedir. Zap, Avaşin ve Metina’da Mazlum Doğan’ın ruhu, Dörtlerin cesaret ve fedakârlığı, 14 Temmuz’un bilinç ve iradesi direnmektedir. Werxelê’de, Şehit Şahin’de, Şikefta Birindara’da, Çiyayê Reş’te, Kurêjahro’da, Tepe Cudi’de, FM’de ve Tepe Hakkari’de yaşanan gerçek budur. Hem de bu direniş NATO’nun ikinci büyük ordusuna karşı ve de kimyasal silah, taktik nükleer silah kullanımına karşı olmaktadır.
Örneğin Şehit Şahin direniş alanındaki Şehit Berxwedan savaş mevzilerinde yürütülen direnişi ele alalım. Bir avuç özgürlük gerillası, tam 48 gün boyunca NATO’nun ikinci büyük ordusuna karşı bu mevzilerde kahramanca direniyor. Faşist-soykırımcı ordu her an uçakla, helikopterle, keşif uçağıyla, tank ve obüsle bombalıyor; her gün onlarca ton bomba yağdırıyor; bunlar yetmeyince yaygın bir biçimde kimyasal silah ve taktik nükleer silah kullanıyor; ancak bir avuç gerillayı teslim alamadığı gibi, imha da edemiyor. Tersine mevzilerdeki gerillalar her fırsatta suikast ve sabotaj eylemleriyle faşist orduya darbe vuruyor, fırsat buldukça mevziden çıkıp saldırı eylemi düzenleyerek onlarca faşist çeteyi cezalandırıyor. Bu süreçte mevzilere girmeye çalışan faşist ordu güçleriyle tünel içinde etkili çatışma yürüterek defalarca geri püskürtüyor.
NATO’dan ve KDP’den her türlü desteği alan faşist TC ordusu, elli gün boyunca her türlü savaş suçu işlemesine rağmen, sadece bir gerilla mevzisini ele geçiremiyor. Fedaileşen gerillanın etkili ve yaratıcı tarzı ve taktikleri karşısında bir türlü sonuç alamıyor. Fedailiğin yenilmez gücü ve işgalciliğin çıkmazı işte böyle bir kez daha netleşmiş oluyor.
Sonuçta öngörülen direniş rolünü oynayan ve direnme imkânları tükenen savaş mevzisindeki gerilla grubu dört kişilik fedai timi bırakarak mevziden ayrılıyor. Mevzide kalan ve Bager Gever, Avzem Çiya, Arin Kobanê ve Şerzan Hıngırvan isimli gerillalardan oluşan fedai timi, 2 Haziran günü iki saat boyunca mevzi içinde işgalci ordu güçleriyle göğüs göğüse çarpışarak onlarcasını öldürüp yaralıyor ve sonuçta da kendilerini işgalci askerler içinde patlatıyor. Böylece işgalci çetelere son öldürücü darbeyi de vuruyorlar. Şehit Berxwedan savaş mevzileri gerçekten de geçilmez direniş kalesi haline geliyor.
Dikkat edilirse, dört kişilik bir fedai timi, bir buçuk aydan fazla NATO’nun en büyük ikinci ordusu olmakla övünen işgalci-faşist TC çetelerine karşı kahramanca direniyor. İşgalci ordu ne yaparsa yapsın dört kişilik fedai timini yenemiyor. Zap, Avaşin ve Metina’da işte böyle savaşılıyor. HPG ve YJA-Star gerillaları Kürdistan’ın dört bir yanında faşist-soykırımcı işgal ordusuna karşı böyle bir cesaret ve fedakârlıkla, yiğitlik ve kahramanlıkla direniyor. Kürdistan toprakları işgale, soykırıma ve ihanete karşı işte böyle savunuluyor. Zilan çizgisinde fedaileşen gerilla ve halk yenilmez oluyor. Diyarbakır zindanında düşman iradesini kıran Dörtler gibi, dört kişilik bir fedai timi de Zap’ta düşman iradesini kırıyor.
Bu temelde, şehadetinin yirmi altıncı yıldönümünde büyük fedai Zeynep Kınacı’yı ve şahsında tüm özgürlük mücadelesi şehitlerini saygı ve minnetle anıyoruz. Yine Şehit Berxwedan Savaş Mevzisinin fedai kahramanları Bager Gever, Avzem Çiya, Arin Kobanê ve Şerzan Hıngırvan’ı ve şahıslarında Zap, Avaşin ve Metina direnişlerinin tüm kahraman şehitlerini saygı ve minnetle anıyoruz. Bu temelde fedaileşen gerilla ve halkın mutlaka zafer kazanacağını belirtiyoruz. Herkesi söz konusu direnişi ve onu geliştiren fedailik gerçeğini doğru anlamaya ve her zaman bu çizgide yaşayıp mücadele etmeye davet ediyoruz.
Selahattin Erdem