HABER MERKEZİ- SELAHATTİN ERDEM yazdı:
“Bundan tam 26 yıl önce 9 Ekim 1998 tarihinde ABD öncülüğündeki devletçi sistem bir bütün olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a niçin saldırdı? Bir uluslararası komplo saldırısıyla Önder Apo’yu neden yok etmek istedi?
Belli ki söz konusu soruların cevabı son derece net ve açıktır. Çünkü Önder Abdullah Öcalan, küresel devletçi sistemin yok sayıp yok etmek istediği Kürt ve Kürdistan gerçeğini açığa çıkartarak tüm yalanları mahkûm edip karanlıkları aydınlattı da onun için. BM adıyla örgütlenen küresel devletçi sistemin tüm ‘demokrasi’ yalanlarına karşın aslında faşist, sömürgeci ve soykırımcı bir diktatörlük olduğunu herkese gösterdi de onun için! Bu sistemin Türkiye kolu olan TC devletinin Kürt, kadın ve halk düşmanı ırkçı-faşist bir sistem olduğunu ortaya koydu da onun için.
İşte 9 Ekim 1998 uluslararası komplo saldırısıyla Önder Apo’dan tüm bunların intikamını almak istediler. Kürdistan’dan yakılan ışığı söndürerek küresel düzeyde ortaya çıkartılan aydınlığı yeniden karartmaya çalıştılar. Oluşturacakları karanlık ortamda bin bir türlü yalan söyleyerek, insanlık üzerindeki kapitalist baskı, sömürü ve yağma düzenlerini daha uzun süre devam ettirmeyi arzu ettiler. Bunlar temelinde 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması ile başlattıkları Kürt soykırımını başarıya ulaştırmayı hesapladılar.
Uluslararası komplocu güçler, 25 yıl 7 aydır Önder Abdullah Öcalan’ı İmralı tecrit, işkence ve soykırım sistemi altında niçin tutuyorlar? Tam 42 aydır Önder Apo’dan hiçbir bilginin ailesine ve halka ulaşmaması için neden bu kadar çaba harcıyorlar? Önder Apo’yu İmralı tabutluğunda çürütebilmek için hiçbir hukuk ve ahlak kuralı dinlemeden mevcut baskı ve işkenceyi neden uyguluyorlar?
Belli ki söz konusu bu soruların cevapları da son derece açık ve nettir. Çünkü Önder Apo, İmralı mücadelesinde beş bin yıllık erkek egemen iktidar ve devlet sistemi ile beş yüz yıllık kapitalist modernite sistemini yargılayıp mahkûm etmeyi başardı da onun için. Demokratik uygarlık tarihini yazarak ve demokratik modernite sistemini geliştirerek, tarihsel toplum hakikatini yeniden tanımlayıp iktidar ve devlet sistemine karşı alternatif özgür yaşam ve demokratik yönetim sistemini formüle etti de onun için. Hiyerarşiden bu yana oluşan ataerkil sistemi ve erkek egemen zihniyet ve siyaseti yargılayarak Kadın Özgürlük Devrimi’ni başlattı ve kadın özgürlüğüne ve toplumsal ekolojiye dayalı özgür ve demokratik toplumu tanımladı da onun için. Bütün bunlarla Kürdistan’da başlattığı aydınlanmayı Ortadoğu’ya ve tüm dünyaya yayarak, başta Kürtler, kadınlar ve gençler olmak üzere tüm işçi ve emekçileri, Türkiye ve Ortadoğu halklarını ve tüm insanlığı aydınlattı da onun için. Bir zihniyet ve yaşam tarzı devrimi olan Hakikat Devrimi’ni başlattı da onun için.
Uluslararası komplocu güçler, 26 yıldır İmralı işkence, tecrit ve soykırım sistemi altında Önder Apo’dan işte bunların intikamını almaya çalışıyorlar. Önder Apo’nun bir kelimesinin bile İmralı’dan dışarı çıkmasına izin vermeyerek, bu düşüncelerin hayata geçmesini engellemek istiyorlar. Önder Apo’yu İmralı tabutluğunda çürüterek Demokratik Uygarlık Kuramı’nı yok edebileceklerini sanıyorlar. Oluşan aydınlanmayı karartabileceklerini, başlayan Hakikat Devrimi’ni durdurabileceklerini hesap ediyorlar.
Özgür basın emekçileri Gulistan Tara ile Hêro Bahadîn, 23 Ağustos 2024 günü Süleymaniye’nin Seyidsadık kasabasında TC uçakları tarafından vurularak niçin katledildi?
Çok açık ki, hakikatin ve aydınlığın savaşçıları oldukları için. Önder Apo’nun başlattığı Hakikat Devrimi’ne katıldıkları ve yaptıkları özgür basın çalışmasıyla tüm karanlıkları yok edip Apocu Aydınlanmayı tüm dünyaya yaymaya çalıştıkları için. Güney Kürdistan’a yönelik TC işgal ve ilhakı ile buna ABD, NATO, KDP ve Irak yönetimleri tarafından verilen desteği açığa çıkartıp teşhir ettikleri için. Kürdistan’da yaşanan soykırım konusunda tüm insanlığı aydınlattıkları için.
Yine çok açık ki, 26 yıl önce komplocu saldırı ile Önder Apo’yu yok etmek isteyenlerle 23 Ağustos 2024 günü Gulistan Tara ile Hêro Bahadîn’i alçakça katledenler aynı güçlerdir. Yine meydanda sömürgeci-soykırımcı TC faşizmi ile Barzani ihaneti var. Yine ABD, İsrail ve İngiltere’nin öncülük ettiği küresel devletçi güçler var.
Kendilerini ne kadar gizlemeye çalışırlarsa çalışsınlar, ortamı karartmak için ne kadar çaba harcarlarsa harcasınlar, gazeteciler Gulistan Tara ile Hêro Bahadîn’in AKP-MHP-Barzani ittifakıyla katledildiğinin üstünü hiçbir zaman kapatamayacaklar. İşgalci-soykırımcı Türk faşizmiyle Barzani ihanetinin bu kirli işbirliğinin ve alçakça katliamının üstünü örtemeyecekler. Kahraman gerilla öncülüğünde yürütülen özgürlük savaşı ve özgür basın geleneği buna asla izin vermeyecek.
Açık ki faşizm ve ihanet, hakikatten ve aydınlıktan korkuyor, yarasalar gibi hep karanlıkta yaşamayı ve iş yapmayı esas alıyor. Çünkü yaptıkları işler kirli, söyledikleri sözler yalan ve göbeklerini şişirircesine yediklerinin hepsi haramdır. Bunun için hakikate ve aydınlığa düşmandırlar. Yaptıkları kirli ve insanlık düşmanı işlerin açığa çıkmasından ve hesabının sorulmasından korkmaktadırlar. Onun için elleri ve yüzleri DAİŞ bayrağı gibi kapkaradır.
Bu kara yüzlü ve kara bayraklı karanlık sevicileri, Önder Apo’yu İmralı tabutluğunda tam bir iletişimsizlik altında tutarak aydınlığın kararacağını ve Hakikat Devrimi’nin duracağını sanmaktadırlar. Hakikat ve aydınlık savaşçıları Gulistan Tara ve Hêro Bahadîn gibi özgürlük aşığı yürekli kadınları katlederek, Özgürlük Devrimi’nin akışını kesebileceklerini ve tarihi geriye döndürebileceklerini hesap etmektedirler. Bunun için alçakça ve korkakça gazetecileri, sivil insanları, çocuk ve kadınları katletmektedirler.
Ama hesapları da çabaları da boştur. Hakikat bulunmuş, Kürdistan ve dünya aydınlanmıştır. Apocu özgür yaşam hakikati tüm kadınlar ve gençlerle, tüm insanlıkla buluşmuştur. Demokratik Modernite Kuramı yayılmakta, Jin Jiyan Azadi sloganıyla yürüyen Kadın Özgürlük Devrimi bütün ezilenlere umut olmaktadır. Bunları durdurmanın, zayıflatmanın, engellemenin ve yok etmenin artık imkânı yoktur. Bu nedenle, faşist-soykırımcı ve hain katiller döktükleri kanda boğulacaklardır.
Özgür basın şehitleri Gulistan Tara ve Hêro Bahadîn Kürtlerin, kadınların ve tüm ezilen insanlığın özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşayacaktır. Onlar AKP-MHP-KDP-Irak işgaline karşı özgürlük bayrağı oldular ve hep yükseklerde dalgalanacaklar. Sömürgeci-soykırımcı Türk faşizmi ve Barzani ihaneti kaybedecek, Gulistan ve Hêro’nun özgürlük tutkusu ve umudu kazanacaktır.
Bunlar temelinde özgür basın şehitleri Gulistan Tara ve Hêro Bahadîn’i saygı ve sevgiyle anıyor, özgürlük ve demokrasi tutkusu olan herkesin bu şehitlerine sahip çıkarak AKP-KDP-DAİŞ işgaline karşı ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen tarihi hamleyi zafere taşıyacaklarına inanıyoruz.”