HABER MERKEZİ- Selim Ferat’ın Kaleminden: Eğer askeriniz olmasaydı…
Kemalizmden kopmamış, sömürge Kurdistan’dan feragat etmeyen bir Türk Komünistinin milli maskesi, Kurdistan duruşunda düşer. Tesadüf değil, Şeyh Said’e bakarken, TKP komünistleriyle, faşist Bahçeli’nin duruşu aynı resim karesinde.
Gerilla saflarına katılan 20 Kürt gencin “Kurdistan’ın tüm genç kız ve erkeklerine çağrımız; gelip gerilla saflarına katılmalıdırlar“ çağrısından sonra gelen cümlelerden birinde duraklıyorum: “Çünkü Kurdistan bir sömürgedir, askeri sömürgedir“.
Bahçeli’nin, Şeyh Said’e ve Kürt diline çok kudurgan bir üslupla saldırısı beni hiç şaşırtmadı.
Hipotezler:
Birincisi: TKP’nin Şeyh Said’e saldırısı ile Devlet Bahçeli’nin bu saldırının devamını getirmesi, “Kolonizatörler Cumhuriyeti/Sistemi“nin iki radikal temsilcisinin müşterek duruşuna işaret ediyor.
Kemalizmden kopmamış, sömürge Kurdistan’dan feragat etmeyen bir Türk Komünistinin milli maskesi, Kurdistan duruşunda düşer.
Tesadüf değil, Şeyh Said’e bakarken, TKP komünistleriyle, faşist Bahçeli’nin duruşu aynı resim karesinde.
Diyarbekir’deki TKP Şeyh Said’i Cumhuriyete karşı, Bahçeli Vatan’a karşı “ihanet“ etmekle suçladılar.
İkincisi: Leyla Zana’nın mecliste ilk kez Kürtçe konuşmasından (yemin töreninde) 32 yıl sonra, Bakırhan’ın mecliste birkaç cümleyle Kürtçe konuşması, sistem için deyim yerindeyse bir ay tutulmasıydı.
Sistem unutmadı; Silvan’lı Leyla Zana o konuşmasından üç yıl sonra tutuklandı ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Bakırhan dönemi yeni bir dönem mi?
Hep birlikte göreceğiz ama, sistem yeniden ırkçı bir duruş sergileyecek ve Kurdistan dünyasına dair gündemleşecek her miras, kolonizatör dünyada sert bir çıkışa yol açacak.
Ve sonuçta tanıdığımız bu ırkçı tansiyonun yeniden yükselmesi haber değeri olmasına rağmen, sürpriz değil/olmamalı.
Sadece kısa bir not:
Sömürgeci sistem, Kurdistan’da bir zamanlar baldırı çıplak, birkaç jandarmanın korku kapanına aldığı milyonlarca Kurdistan’lı köylüyü, günümüzde yüzbinlere varan askerle frenleyebiliyor; ama nereye kadar?
Gerçekten ordunuzu oluşturan o askeriniz olmazsa, Kurdistan’da varlığınızın ömrü birkaç saati, bir günü geçer miydi?
Asker derken?
Onlarca yıl sonra yeniden gerilladan öğreniyorum:
Son günlerde eğitildikten sonra gerilla saflarına katılan 20 Kürt genci kamuoyuna çağrıda bulundular.
Çağrı metninin Türkçesini okudum:
“Kurdistan’ın tüm genç kız ve erkeklerine çağrımız; gelip gerilla saflarına katılmalıdırlar“ çağrısından sonra gelen cümlelerden birinde duraklıyorum:
“Çünkü Kurdistan bir sömürgedir, askeri sömürgedir“.
Burada duraklamamın nedeni, cümlenin ikinci yarısı: “….askeri sömürgedir“ oldu.
Bana göre hepimizin bildiği, anladığı ama adını öyle koymadığı bir sömürge.
Biraz da bir çocuk gibi heyecanlandığımı gözlemliyor ve o ifadenin konuşanın dilinden nasıl ifade edildiğini merak ediyorum.
Ve haberin devamında, kaydedilen bir video filmine odaklanıyorum.
Gerilla elbiseleriyle yüzleri kapalı, gördüğüm kadarıyla 17 gerillanın önünde mikrofonu elinde erkek sesli, yüzü örtülü bir gerilla, düzgün bir Kurmanci ile elinde bulunan kağıt levhadan okuyor.
“…Kurdistan metingehe, metingehê leşkerî ye“ (Kurdistan bir sömürgedir, askeri sömürgedir).
Kurdistan’ı sömürge edinenler askerler oldu.
Kurdistan bir sömürgedir tanımının içeriğini dolduran askerdi ve devamında Kurdistan’ın bir sömürge olarak kalmasını sağlayan güç de askerdir.
Bundan dolayı da dağlarda adı konan Kurdistan: “Askeri sömürgedir“.
Sözü yeniden gerilla konuşmacıya bırakıyorum:
“İşgalcilik, her şeyden önce gerilla saflarındaki güçlü bir mücadele ile sonlandırılabilir…“.
Ve devamını hepimiz izliyoruz….
Kaynak: Yeni Özgür Politika