HABER MERKEZİ –“Yurtsever halkım!
Bu eylemle yüreklerinizin dili olmaya çalışacağım. Bizler dağlarda binlerce evladınız sizlerin özgür yarınları için bir kez değil, binlerce kez canımızı feda etmeye hazırız. Savaşımızın bu en kızgın günlerinde sizler de saflarınızı netleştirmelisiniz artık. Savaşımımızın adı halk savaşıdır, öyleyse halk savaşının gereklerini yerine getirelim. Özgürlük ağacı kanla sulanır diye bir deyim vardır. Özgürlüğünüzü ucuz terk etmemelisiniz. Şunu çok iyi bilince çıkarmak gerekiyor ki, ülkemiz çok değerli. Bunun için düşman bu kadar ısrarlı. Biz neden ısrarlı olmayalım ki? Canımızdan başka kaybedecek neyimiz var? Onurluca ölmeyi, onursuzca yaşamaya tercih edelim. Özgürlüğe çok yakınlaştığımız bu süreçte halkımızın şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da PKK’nin başlattığı direniş mirasına sahip çıkacağına, ödediği bunca bedelden sonra bir o kadar da ödeyeceğine ve özgür yarınları kendi elleriyle yaratarak dünya toplumları içerisinde şereflice yerini alacağına olan inancımla selamlıyorum!…”
Şehîd Zîlan
Apocu fedailik tarihinin tanrıça kültürünün mihenk taşlarından olan Şehit Zilan’ın ölümsüzlük yıl dönümünde Zap tarih yazan direnişçilik klasik siyaset anlayışını da kökünden değiştirmeye aday bir fırsatı topluma sunuyor. Zilan adanmışlığıyla direnen Zap fedaileri Türkiye faşist rejimini kitlemiş durumdalar. Şimdilerde 2023 emperyal hayallerinin yerinde yeller esiyor. TC faşizmi için Zap’ta Kürt Özgürlük Gerillaları’nın yarattığı risk sanılandan da büyük. NATO içindeki tartışmalarda bile artık Zap direnişi TC’nin geleceğini doğrudan belirleyecek önemli bir faktöre dönüşüyor. Finlandiya ve İsveç’in de NATO üyeliklerinin yolunu açacak imaj yıkımı ve pazarlıktan düşürmeye yol açan gelişmeleri tetikleyen yine Zap direnişidir. Avrupa devletleri er yada geç bu DAİŞ fatihi Ortadoğu demokrasi havarilerinden özür dilemek için kapılarını çalacaklardır. Bu nedenle TC faşizminin can havliyle başka yerlere toslaması da yüksek bir olasılıktır. Zap fedai direnişi TC faşizminin pratikleştirmek istenen ulusal stratejisini boşa çıkarmakla kalmıyor tüm dengeleri de bozuyor. Hasar sanılandan da büyük, içte ve dışta prestij diplerde. Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve Mısır arasındaki üçlü savunma ve askeri işbirliği antlaşmasının zamanlaması da TC faşizmini bekleyen yeni tehlikelere işaret ediyor. Yunan adalarının egemenliğini perçinleyen ve Doğu Akdeniz’deki Türk egemenlik tezlerini mezara gömen bu yeni gelişmeler gerginlikleri oldukça tırmandıracak bir seyir izleyeceğini tahmin etmek için kahin olmak gerekmiyor. Faşist diktatör Erdoğan’ı yaratan derin efendilerinin ipini çekmelerine ramak kalmış durumda. HDP’yi kapatmak için durmaksızın salyalarını akıtan faşist MHP bile tabela kapatmaya doğru gidiyor. Türk faşist siyaset inşası APOCU fedai direniş karşısında eridikçe eriyor!
Herkes Zap’ı bekliyor ve ona göre pozisyon belirliyor. Zap’tan sonra Önderliğin İmralı’da tutulması ve PKK’nin illegalize edilmesi de imkansız hale gelecek. Hiç kimse popülizm hayalleri kurmasın. Kuşatmaya alınan HDP’nin tekrar ittifaklarda etkin bir muhatap olabilmesi de Zap zaferine bağlıdır. CHP-AKP gibi ulusal faşizm proje partileri bile HDP’nin kapısında kuyruğa girecekler. Klasik siyaset yapma anlayışı da tümden aşılacak. APOCU Paradigma temsilini doğrudan yapacak adanmış inşacı bir siyasi öncülük halk temsilinde görünürlük kazanacak. Paradigmasal süreçten ruhen düşmüş olanlar artık fiziki olarak da siyaset sahnesinde tutunamayacaklar. Halk temsilinin temel kriterlerinin mücadelesini APOCU paradigma somut inşacılığı açığa çıkarmıştır. Ne sistem içileşen ve kendisini tekrarlayan sekter sol pratik nede Kürt tasfiye projesine kendisini yatırmış KDP endeksli ideolojik sapma yaşayan klasik işbirlikçi Kürtlük anlayışı siyasette artık yer bulabilecek!
“Kürdistanı savunma ve kazanımlarımızı korumak” adına bu hayati süreci kavrama ve kavratma noktasında sorumluluklarımız vardır! Özellikle siyasal ve sosyal alanda güncelde kora kor süren Zap mücadele gerçekliliğine denk düşmeyen ve atılım yapılmasını sınırlayan edilgen duruşun yerini mücadele tabanının gerçek gücünü açığa çıkaracak bir temsil öncülüğünün önünde sonuna kadar açılacak. APOCU kolektif ruhsal bütünlük ve yoldaşlık sevgi ölçüleri yeniden görünür kılınacak. Rant, koltuk sevdası, dıştalıyan monarşik üstenci pratikler yerine katışıksız halk sevgisi ve bağlılığı tekrar başat değerlere dönüşecek.
Kürt soykırım konseptine onay veren uluslararası küresel güçler tarafından PKK’ye yapılan mesnetsiz “terör” suçlamasına gelince; Bu suçlama Kürt özgürlük mücadelesi ve Kürt halkına dönük yürürlükteki aktif soykırımı meşrulaştırmayı amaçlamaktadır. PKK, Kürt halkını soykırımdan koruduğu için ve varoluşsal yaşam hakkının teminatı olduğu için bu alçakça mesnetsiz iftiralarla “terör” listelerine konulmaktadır. Kürt halkının ulusal onuru PKK, kirli pazarlıklar ve çıkarlar temelinde oluşturulmuş bu listelerde bulunduğu müddetçe hiçbir Kürt bireyinin özgür ve onurlu yaşama şansı olmayacaktır. PKK Kürt halkının özgürlük bilinci ve kimliğidir. Bu kimliğe “terör” damgası vurmaya çalışan küresel güçler Kürt halkına karşı yürütülen soykırım suçunun ortaklardırlar. Bu katliam ve soykırım listesi Kürt’ün meşru öz savunmaya dayalı varoluşsal yaşam hakkını ortadan kaldırmayı ve bunu meşru bir statü olarak kalıcılaştırmayı amaçlamaktadırlar. Kürt halkının özgür yaşam iradesi bu uyduruk ve karanlık dehlizlerde yapılan pazarlıklar sonucu oluşturulan listelerle ortadan kaldırılmak isteniyor. İşte Zap fedailiği bu inkarı ve imhayı dayatan liste sahiplerinden ve işbirlikçilerinden Kürt halkı adına hesap soruyor. Şimdi sıra artık Kürt halkınındır. Milyonlarca Kürt’ün bu haksızlığı ortadan kaldırmak için başlatılan imza kampanyasına seferberlik ruhuyla katılması gerekiyor. Milyonlar hep birlikte “Bende PKK’liyim” irade beyanında bulunmalıdırlar. Bu suçlamayı Kürt halkı sahiplerinin gözüne soka soka hükümsüz bırakma tarihi sorumluluğuyla yüz yüzedir!
APOCU fedailik ruhunun yarattığı Zap nihai zaferiyle birlikte çağı karşılayacak temelde APOCU paradigmaya dayalı etkin bir örgütlenme zenginliği başta Avrupa olmak üzere dünyanın her yerinde somut inşacılıkla kendisini kurumlaştıracaktır. Dört taraftan geliştirilen imha amaçlı kuşatmayı yaran Zap fedailiği içte el freni işlevi gören kimi teoride paradigmaya giren ama pratikte somut inşacılığa girmeyen tüm sorunlu ve tıkayıcı anlayışlarıda bertaraf edecektir. Somut APOCU paradigma inşacılığı başat kriter olacak.
Kürt halkının kaderi ve Ortadoğu halklarının geleceği üzerinde Zap direnişi belirleyici bir etkiye sahip olacak. Zap’ta birçok iç ve dış dengeyi değiştirecek bir takvim işliyor. Zap’tan önce ve Zap’tan sonra diye tarihi adlandırmalar olacak. Zap devrimsel gelişmelerin zirvesi olacak. Her türlü devrimsel sürecin gerisinde kalan parçalı, dar, dogmatik ve liberal anlayışı devre dışı bırakacak. Bu hayati devrimsel süreçte beklenen görkemli çıkışın da vesilesi olacak bu pratik arınma. Kapitalist modernite kanser yaşam alışkanlıklarına inat yüzümüzde, gönlümüzde ve vicdanımızda yönünü Özgür Önderlikle Özgür Ülkeye yeniden dönecek!
Çağı karşılayan APOCU fedai ruhun yön verdiği faal yeni askeri strateji, siyasi politik hat ve ideolojik-örgütsel planlamalar tüm tasfiye konseptlerini parçalayacak bir kararlaşma içeriyor. Kapitalist hegemonik güçlerin küresel saldırı dalgasına karşı APOCU direniş karargahlarının tümü tarihi bir direniş sergiliyor. Bu korkusuz direniş öncülüğü sayesinde Önder Öcalan’ın özgür Kürt’üne yönelmiş küresel ihanetçilik projesi can çekişiyor. Zap destanı iradesi kılınmış köle Kürt’ü arzulayanların heveslerini ve emellerini de bir kere daha kursaklarında bırakmıştır. Bu mücadele aslına iradesiz köle Kürt’le Önder Öcalan’ın özgür Kürt’ü arasında kıyasıya süren bir mücadeledir. “Teslimiyete hayır, direnişe davet var.” Şiyarına vicdanlarını yatıranların ve canını katık yapan adanmışlığın başkaldırısıdır bu fedai direniş çizgisi!
Serdem Amed