Cizre’de ölümsüzleşen YPS-JIN üyesi Mevlüde Bozkurt (Raperin Rojin), ardında kocaman direngen yüreğini ve ‘Hayat bazen yaşarken ölmektir, bazen de direnmektir’ sözlerini bırakırken, ailesi Raperin’in yarım kalmış mücadelesini sahipleneceğini belirtiyor.
WAN -Cizre’deki özyönetim direnişinde ölüsüzleşen YPS-JIN üyesi Mevlüde Bozkurt’un (Raperin Rojin) hayatının özeti ardında bıraktığı “Hayat bazen yaşarken ölmektir, bazen de direnmektir” satırlarında saklı. Bu satırlar hem Cizre direniş ruhunu hem de Mevlüde’nin kendi mücadele hayatındaki kararlığını gösteriyor. 1989 yılında Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Sıcak Su (Tüzek) köyünde dünyaya gelen Mevlüde, coğrafyanın bir getirisi olan yaylalarda çocukluğunu yaşar. Aile içinde duygusallığı, uysallığı ve barış elçiliği ile bilinen Mevlüde, çocuk yaşına rağmen Kürt Özgürlük Mücadelesine bağlılığı çevresindeki herkesçe bilinir. Anne Narınç Bozkurt, “Kızım bu davaya çocuk yaşından beri çok bağlıydı. Gittiği güne kadar Kürt özgürlük mücadelesini savundu ve bağlılığını yitirmedi” diyor.
Narınç, Mevlüde ile olan bir anısını şöyle anlatıyor: “Köyümüze gittiğimiz bir gün arkadaşı gelip bana ‘Mevlüde gitmeyi düşünüyor. Haberiniz olsun’ dedi. Ben de Mevlüde’ye dönerek ‘sen gidene kadar Kürdistan kurulacak’ dedim gülerek. Mevlüde arkadaşına dönerek, ‘Senle sır paylaşılmıyor’ dedi. Yaşı küçük olduğundan ondan böyle bir şey beklemiyordum. Ona bağlı olduğumuzu bildiği için bize hiç yansıtmadı.”
‘Gitmeden önce babasına sıkıca sarıldı’
Narınç, Mevlüde’nin PKK’ye katılım yapmadan önceki günü ise şu sözler ile dile getiriyor: “Babası Van’a gelecekti. Babasına sıkıca sarıldı. Babası da onu çok sever şımartırdı. ‘Mevlüde sana ne getireyim’ diye sordu. Mevlüde de terlik istedi. Neden spor ayakkabı istemedin diye sorduğumda ‘Babamın parası yok olduğunda isterim’ dedi. Babasının arkasından bakıp bakıp ağladı. Sebebini anlayamadım. Benle beraber ev işi yaptı o gün. Kıyafetlerini yıkadı benden gizli ve o gece gitti.”
‘Ailemin başı dik olsun’
Mevlüde’nin gittiğinde arkasında kendilerine mektup bıraktığını kaydeden Narınç, Mevlüde’nin mektubunda ” Anne sakın kızım küçüktü deme. Ben irademle gittim. İki yıldı gitmeye niyetim vardı. Benim yaşım küçük olabilir ama yüreğim büyük. Bende bu dava için bir şeyler yapmak istedim. Verdiğim karardan da pişman değilim. Ailem benden yana başları dik olsun” sözlerine yer verdiğini belirtiyor. Mevlüde’den yana başlarının her zaman dik olduğunu ifade eden Narınç, Mevlüde’nin doğru bildiği yolda yaşamını yitirdiğini sözlerine ekliyor.
‘Mevlüde’nin mücadelesini devam ettireceğiz’
Narınç, Mevlüde’nin Cizre’de mücadele edip direnerek yaşamını yitirdiğinin altını çizerek, “Kızım Kürdistan topraklarında şehit düştü. En azından kızımın cenazesini sağ salim alıp defnettik. Cizre’de birçok evladımız bodrumlarda yakılarak katledildi. Aileler cenazelerine dahi ulaşamadı. Benim üzüntüm o aileler içindir. Tüm onurlu Kürt halkının başı sağ olsun” diye belirtiyor. Narınç, Cizre ve Nusaybin’de halkın mücadelesini selamlayarak, akan kanın son bulmasını istedi. Narıç son olarak da kanının son damlasına kadar Mevlüde’nin mücadelesini devam ettireceğini söylüyor.
‘Haksızlığa boyun eğmeyeceğim’
Ablası Semra Bozkurt da Mevlüde’nin anne ve babasına duyduğu sevgiyi dile getirerek anlatmaya başlıyor kardeşini. Semra, Mevlüde’yi derinden etkileyen bir olayı şöyle ifade ediyor: “Bir gün polisler evimizde sığınak var gerekçesi ile evimizi bastı. Annemde hamileydi o dönem. Polisler annemi arama esnasında darp etti. Raperin o gün çok etkilendi. ‘Hamile bir kadını nasıl döversiniz’ diyerek tepki gösterdi. Raperin o günden ant içti ‘Haksızlıklara karşı asla boyun eğmeyeceğim’ dedi. Gidişine bir nevi bu olay sebep oldu.”
‘Kadınlara yapılan zulmü unutmayacağım’
Ailecek yaylalara gittikleri bir günde asker ve gerillalar arasında çatışma çıktığını hatırlatan Semra, çatışmada Raperin adında bir kadın gerillanın parçalanarak öldüğünü ve Mevlüde’nin de onun adını aldığını kaydetti. Semra, “Bunu yolladığı mektupta öğrendik. Mektubunda benle gurur duyun. Beni sevenler bana layık olsun’ demişti. Sonuna kadar kadınlar için mücadele edeceğini, arkasından ağlanmamasını ve kadınlara yapılan zulmü unutmayacağını yazmıştı” şeklinde belirtti.
Mevlüde’nin yaşamını yitirmesinin ailelerinde büyük bir üzüntü yarattığını dile getiren Semra, “Kardeşimin ölümü acı olsa da onun arkadaşlarının çoğunun bedeni eksikti. Ama onun bedeninin bize sapa sağlam gelmesi bizi mutlu etti. Ailece biz söz verdik. Onun mücadelesine direnişine layık olacağız. Gurur duyuyoruz kardeşimizle” dedi.
Mevlüde, ardında kocaman direngen yüreğini ve gitmeden önce hayatını özetleyen şu sözleri bıraktı:
“Yaşam bazen mutluluk bazen üzüntüdür
Hayat bazen yaşarken ölmektir, bazen de direnmektir
Yaşamak güzel dert içinde olmasa yaşamak güzel sadece mutluluk olsa
Yaşamak güzel barış ve kardeşlik olsa
yaşamak güzel mutluluk olsa
Yaşamda özgürlükler de olsa
Yaşamda ayrımcılık olmasa işte o zaman yaşamı tadarız
İşte o zaman mutluluk ve barış içinde yaşarız
Bütün bunlar olmazsa yaşarız ölmek bile istemeyiz.”