HABER MERKEZİ –
“Heval Hejar, ileri bir düzeyde halkın sevgisini kazanmıştı. Halkın dilinden anlayan, ikna edici ve saygın bir yeri vardı. Bu karakterinden ötürü gittiği her yerden ve tanıdığı herkesten adeta bir sempatizan ordusu oluşturmuştu. Bu belirgin becerileri ve yetenekleri nedeniyle uzun bir süre cephe, özsavunma gibi faaliyetlerde kaldı. Hejar arkadaş, gittiği her alanı, mekânı, çalışmayı, faaliyeti bir ilgi odağına dönüştürebiliyordu. Daima bir önder, öncü, doğal bir otorite konumundaydı”
Kod Adı: Hejar Zagros
Adı Soyadı: Adnan Tekin
Anne – Baba Adı: Güllü – Ziyacan
Doğum Yeri: Colemêrg-Gever
Şehadet Tarihi ve Yeri: 2 Temmuz 2012/ Gümüşhane-Şiran
Heval Hejar, yüreğim boşluğuna takıldıkça, bir burkulmayı en derinden yaşarım. Seni tarif etmek çok zor, sen ancak yaşanabilirsin. Tıpkı senin, senden öncekileri, Tolhildan Şêhmus, Bahoz, Sefkan, Celal, Agir ve daha nicelerini yaşadığın her an gibi. Elbette bizde her şehadet yürek burkucudur. Lakin bazı şehadetlerin olma biçimleri ve zamanı asla insanın içine sinmiyor. Izdırabından kurtulamıyorsun. Zaman geçtikçe, yaşandıkça özlemler, acılar ve sevgilerde nasıl da büyüyor. Bundan dolayı artık zamanın geçmesini hiç ama hiç istemiyorum.
2012’nin kavurucu Haziran sıcağında Karadeniz’in soğuk dalgalarından gelen şehadet haberin bir şimşek gibi yüreğimizde patladı. Aman tanrım! Nasıl bir acı, nasıl bir dayanılmazlık? Nasıl bir çekilmezlik? Ama bilesiniz ki, kesin bir şey varsa, o da yüreğimi hiçbir zaman yüreğinizden ayırmadığımdır.
Hejar arkadaş, çok sayıda çarpıcı ve belirgin özellikleri bağrında taşıyordu. Ortamda mütevazı, fedakâr ve güler yüzlü duruşuyla bir sevgi ırmağına dönüşmüştü. Çoğu zaman koşulların dezavantajına, dar geçitlerin boğucu zorluklarına rağmen ortamı hep neşe, moral ve büyük canlılık içinde tutma ustalığına sahipti. Heval Hejar’ın bir ortamdan ayrılmasıyla birlikte ortama bir sessizlik, bir hüzün çöküyordu. Eksikliği en derinden fark ediliyordu. Kendisini özletir, hep bir an evvel buluşma hasreti yaşatırdı. Bir kişinin ne kadar ortamın havasını değiştirebileceğini en derinden hissettiriyordu. Yaşama hep kendinden bir şeyleri katan bir akış halindeydi. Yaratıcı ve üretken yapısı ile kendisine karşı muazzam bir sevgiye yol açmıştı. Bu, emeğe yaklaşımıyla da bağlantılıdı.
Heval Hejar’dan hafızalarda kalan en silinmez izlerden biri de, kolektif, herkesle uyumlu olması ve paylaşımcılığıydı. Bizim olan sakladığımız değil, paylaştığımızdır ilkesinin derin farkındalığını yaşıyordu. Bunu hep de söylerdi.
İnsan sevgisi maratonunda hep en önde olmayı başarmanın bir militanı ve savaşçısı olma onurunu yaşadı kendi yaşam pratiğinde.
Heval Hejar, ileri bir düzeyde halkın sevgisini kazanmıştı. Halkın dilinden anlayan, ikna edici ve saygın bir yeri vardı. Bu karakterinden ötürü gittiği her yerden ve tanıdığı herkesten adeta bir sempatizan ordusu oluşturmuştu. Bu belirgin becerileri ve yetenekleri nedeniyle uzun bir süre cephe, özsavunma gibi faaliyetlerde kaldı.
Hejar arkadaş, gittiği her alanı, mekânı, çalışmayı, faaliyeti bir ilgi odağına dönüştürebiliyordu. Daima bir önder, öncü, doğal bir otorite konumundaydı. Resmi olarak görevli olup olmaması bu gerçekliği değiştirmiyordu. İçine girdiği çalışmaya çok ileri düzeyde titiz bir yaklaşımla sahiplenir, görevlerini özene-bezene yapardı. Arkadaşlar bu kişilik yapısını bildikleri için Heval Hejar’ın plan ve projelerine peşinen katılıyorlardı. Buna rağmen Hejar arkadaş mutlaka herkesin düşüncesi ve görüşlerini alır, ortak noktalarda buluşturmaya özen gösterirdi. Karar kılma yetkinliği de hayranlık yaratır boyutlardaydı.
Heval Hejar hiçbir zaman beklemedi, aramadı; bekleneni kendisinde aramaya yöneldi, kendisinde yarattı. Beklenen her çağrıya bir yanıt, her soruya bir cevap, her sese bir kulak, her bakışa bir göz oldu. Hejar arkadaş bu kişilik özellikleriyle yüzlerce arkadaşın gönlünde yer etmiştir. Yaşamlarında hiçbir zaman silinmemecesine derin izler bırakmıştır. Yoldaşlık bağlarının en güçlü şekilde yeniden örülerek büyük hasretler içinde geçmiş günlerin, tüm zamanların yeniden yaşanması en derin arzusuydu.
Niceleri gibi Heval Hejar da bu mertebeye varmış olmanın arkasında büyük umutların, büyük hayallerin, büyük hedef ve amaçların yattığını biliyordu. Dolayısıyla yüce çaba ve ısrarın sonucunda hakikate erdiği dördüncü kelebek misali hakikatle birleştiği inkara gelmez. O hep aşk yolunun sarsılmaz istikrarlı yolucusu olma gururuyla Munzur’un çağlayan suları misali koşarak yol aldı, ilerledi. Zaten ancak büyük sevgileri, sevdaları ve tutkuları olanların büyük iddiaları olur. Direnişleri, kahramanlıkları olur. Seversen katlanırsın, karşı koyarsın, çekersin… Her türlü zorlukta harekete geçiren, yaptıran ve yaşatan o sözcüktür. En zor koşullarda açlığa, susuzluğa her türlü acımasızlıklara sevgisi ile karşı koydu, üstesinden geldi.
En son ağzından çıkanlar, bu kavganın isyan alevleri oldu. Hayallerimize, umutlarımıza, insana, özleme dönük olan ne varsa ona seslendi.
Tıpkı binlercesi gibi Heval Hejar da bu küçük gezegenimizden yükseklere, gökyüzüne uçup gitti; yıldız olup dünyamızın alacakaranlığına aynen yüzlercesi, binlercesi gibi ışık saçtı. Yansımalarıyla sonsuz uzaklıktaki ufukları önümüze açtılar.
Gever’in, serhildanların, baş eğmezlerin diyarının yangın yürekli çocuğu! Her mevsimi bahar ikliminde tutan, her tükenmişliğe bir umut, bir çare olan; sadece yaşamı değil ölümü dahi bir şölen, tilili havasıyla ve zılgıtlarla karşıladın.
Sen şimdi binlerce yoldaşın, milyonlarca halkın yürek okyanusunda yaşamaktasın. Yüreğimiz sizlerle atmakta, sizlerle yaşamı solumaktayız. Binlerce selam olsun can yoldaş, sizler rahat uyuyun.
Mazlum Volkan
13 Ekim 2014/Garê
Devrimci Selam ve Saygılar