HABER MERKEZİ – Serxwebûn gazetesinin 512’nci sayısı ‘Gerilla 15 Ağustos Ruhuyla Tarih Yazıyor’ manşetiyle çıktı.
Serxwebûn’un bu sayısında Önder APO’nun savunmalarından alınan “Ortadoğu’da Yaşamı Doğru Tanımlamak” başlıklı yazıda, toplumsal yaşamın tüm bilimlerin temel kavramı olarak açıklanması gereken bir kavram olduğu ancak sanıldığının aksine anlamına erişilmemiş bir kavram olduğu vurgusu yapılıyor. Yazıda yaşamda bilgeliğin de cehaletin de egemen olduğu, hegemonik sistemlerin toplumsal yaşamların üzerine cehalet perdeleri gererek kendisini sürdürdüğü belirlemesi yapılıyor.
PKK Yürütme Komitesi’nin “15 Ağustos Atılım ve Zafer Ruhuyla Savaşarak 41. Yıl Görevlerini Başaralım” başlıklı yazısında ise, “15 Ağustos Atılımı’nın gerillanın Dihê ve Şemzînan’da gerçekleştirdiği eylemlerle başlamış olsa da bütünlüklü bir devrimci hamle olduğu ve Kürt özgürlük mücadelesini ideolojik, siyasi, örgütsel, toplumsal ve askeri tüm boyutlarıyla birlikte temsil ettiği” ifade ediliyor. Yazıda, 15 Ağustos Hamlesinin bir başka rolüne de vurgu yapılarak “1982 Büyük Zindan Direnişinin verdiği tarihi Direnme Kararının ideolojik, siyasi ve askeri mücadeleye taşınarak toplumsal bir bilinçlenme, örgütlenme ve eylem haline geldiği” tespitinin altı çiziliyor.
PKK Yürütme Komite Üyesi Duran Kalkan “15 Ağustos Atılım Ruhunu, Çizgisini, Fedailiğini Doğru Anlayalım 41. Yılında Zaferle Taçlandıralım” başlığıyla kaleme aldığı yazıda, “15 Ağustos Atılımı’nın bir aydınlanma hareketi olduğu ve hamlenin herkesin önüne devrimci çizgi temelinde görevler koyduğu, atılımdan önce muğlaklık ve umutsuzluk yaşayanlara hem anlayış hem de eylem olarak doğru çizginin nasıl olması gerektiğinin gösterildiği” değerlendirmesinde bulunuyor.
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok ise, “Egîd Ruhuyla 15 Ağustos” başlıklı yazısında, komutan Egîd’i “Mahsum Korkmaz’da gelişmenin diyalektiği vardı, Egîd yoldaş her yetmezliği başarmanın gerekçesi olarak ele alırdı, her başarıdan yeni başarılara koşmak onun tarzıydı” cümleleri ile değerlendiriyor. Sabri Ok, “Önder APO’nun Egîd yoldaş için “O dağlarda beliren yaşam umudunun söndürülmesine karşı soylu bir cevaptır” sözlerine yer veriyor.
KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta “Kurdistan’da Êzidî Toplumunun Geleceği Ancak Önder APO’nun Fikirleri İle Olur” başlığıyla yazdığı yazıda, Özgürlük Hareketi’nin 3 Ağustos’ta Şengal özelinde Ortadoğu’ya gerçekleşen saldırılara karşı başlattığı hamlenin, 15 Ağustos 1984 Atılımı kadar onurlu bir hamle olduğu tespitini yapıyor ve tarihin bunu bu şekilde göreceğini ve bu şekilde okuyacağını belirtiyor. Yazıda, 3 Ağustos Fermanı’na karşı geliştirilen hamlenin de 15 Ağustos Atılımı kadar tarihi, bir o kadar değerli ve bir o kadar da saygı duyulması gereken fedaice bir hamle olduğu vurgulanıyor.
Xelîl Poyraz’ın kaleme aldığı yazı Serxwebûn’un bu sayısında “Ekonomi Gerçekte Komünal ve Toplumsaldır” başlığı ile yer almakta. Yazıda Komünlerin, insanların özgür iradeleriyle ve demokratik biçimde oluşturdukları niteliksel ve işlevsel örgütlenme biçimleri olduğu, komün topluluğu birlikte ortak yaşamayı, üretmeyi, sorunlarını çözmeyi, ihtiyaçlarını temin etmeyi, yaşamı doğru örgütlemeyi esas aldığı, belirlemeleri bulunmakta.
PKK Merkez Komitesi Üyesi Cemal Şerik de “APOCU Hareket İçerisinde Eleştiri-Özeleştiri” başlıklı yazısında, Önder APO’nun sosyalizme yaklaşımını, Mahir Çayan’ın önderlik ettiği siyasal ve ideolojik eğilime yakınlığını değerlendirmekte. Cemal Şerik yazısında ayrıca dayanışmanın, ortaklaşmanın, paylaşımın, hoşgörünün yerine erkek egemen zihniyetiyle iktidar, çıkar ve menfaate dayalı maddiyatçı özelliklerin kutsandığı ahlaksal çöküntüleri de değerlendirmekte.
Bozan Tekin, ‘İkinci Yüzyılda Sömürgeci-Soykırımcı Türk Devletinin Kendini Tekrarı’ yazısının üçüncü bölümünde AKP-MHP hükümetinin yeni anayasa tartışmaları ile Takrir-I Sükûn ve Şark Islahat Planı’nı güncellemek istediğini, etki ajanlığı yasası ile de toplumu sindirmeyi ve ajanlaştırmayı sistemleştirmeye çalıştıkları tespitini yapmakta.
Gazetenin arka kapağında Ağustos ayında Şehit düşen devrimci gazeteciler Rosîda Mêrdin, Gulîstan Tara ve Hêro Bahadîn “Şehitler Halkın Yüreğinin Sembolüdür” sözleriyle anılmakta.