HABER MERKEZİ – Serxwebûn gazetesi Nisan sayısında 14 Mayıs tarihinde Türkiye’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi, AKP’nin Hüda Par veya nam-ı değer Hizbul Kontra ile ittifakı, 4 Nisan Rêber Apo’nun doğum günü, Demokratik Modernitenin çekirdeği olarak komünler, Suudi Arabistan İran görüşmeleri ile Rêber Apo’nun İmralı’daki yaşamını kaleme aldığı yazılarına yer veridi.
İMRALI KAYALIKLARI
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, ‘İmralı Kayalıklarına Bağlanmak’ başlıklı yazısında; “İnsan ailesinden ve çocuklarından yoksun kalmaya hiç dayanamazken, ben ölümüne birleşmiş milyonların iradesinden bir daha hiç kavuşmamacasına ayrılmaya nasıl uzun süre dayanabilecektim! Halktan insanların birkaç satırlık mektupları bile verilmiyordu. Şimdiye kadar zindandaki yoldaşların büyük kısmı verilmeyen ve sıkı denetimden geçmiş az sayıdaki mektupları dışında ve birkaç istisna haricinde, dışarıdan hiç mektup almadım. Mektup gönderemedim. Bütün bu hususlar tecridin yol açtığı durumu kısmen anlaşılır kılabilir. Fakat benim konumumun özgün yönleri vardı. Kürtlere ilişkin birçok ilke çıkış yaptıran kişi konumundaydım. Yarım kalan bu çıkışların hepsi özgür yaşamın olmazsa olmazlarıydı” diyor Ayrıca Rêber Apo, Zindanda tahammül gücünün tek ilacı hakikat algısını geliştirmektir” tespitinde buluyor.
AKP-MHP FAŞİZMİ İÇ SAVAŞIN YOLLARINI DÖŞÜYOR
14 Mayıs tarihinde Türkiye’de yapılacak olan Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne ilişkin olarak KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, “Bu seçimlerde bu faşist iktidar kazanırsa bu
soykırımcı faşist politikalar meşrulaşmış olur. Artık bu faşist rejim, kurumsallaşır, kalıcılaşır. Türkiye toplumuna kan kusturmaya devam eder. MHP bu soykırım politikalarını derinleştirerek sürdürür. Bu anlamda bu faşist rejimin bu seçimleri kazanmaması gerekiyor. Ancak AKP-MHP faşist iktidarı kazanmak için her şeyi yapıyor. Elinde yıllardır yürüttüğü tek şey savaş ve topyekun soykırım savaşı kalmıştır. Her yerde bunu yürütüyor.
Savaştan medet umuyor. Başka bir rezervi kalmamıştır” tespitinde bulunurken,
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan ise, “14 Mayıs seçim sonrası yeni durumlar ortaya çıkabilir. Yepyeni bir siyasi süreç gündeme gelebilir. Bunların hepsi olasılık dahilindedir. Buna hazır olmalıyız. Hepsini değerlendirmeliyiz. Değişmeyecek bir şey var. O da özgürlük ve demokrasi mücadelesi bitmeyecek, durmayacak ve mücadeleyi bırakmayacağız. Örgütlülüğümüzü dağıtmayacağız. Her gelişme ve kazanım daha yeni, büyük, anlamlı gelişme sağlayacak ve mücadeleler yürütmek için bir imkan ve fırsatlar ortaya çıkaracaktır” diyor.
PKK Zindan Komitesi Üyesi Piro Dersim, “AKP-MHP Hizbul Kontra İttifakı Bir Soykırım İttifakıdır” başlıklı yazısında “Hizbul-Kontra şimdiki adıyla Hüda Par ve AKP’nin uluslararası güçler ve derin devlet güçleri tarafından ortaya çıkarılma amaçları aynıdır. Hizbul-Kontra 90’lı yıllarda Özgürlük mücadelesine karşı yürütülen kirli savaşın en önemli aparatı olarak Özel Harp Dairesi tarafından ortaya çıkarılırken, AKP ise uluslararası komplo sonrası mücadelemizin tasfiye edilmesi temelinde uluslararası güçlerin onayı ve ortam hazırlamasıyla ve derin güçlerin istemiyle oluşturulup iktidara getirilmiştir. Yani her iki yapıyı ortaya çıkaran iç ve dış odaklar da, her iki yapının ortaya çıkarılma amacı da aynıdır” diye belirtiyor.
KENT DİRENİŞLERİ VE KOMÜN DENEYİMLERİ
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Rotinda Engin, “Demokratik Modernitenin Çekirdeği Komünler” başlıklı yazısında Özerk komünlerin bir ağ şeklinde mahalle meclislerine, mahalleler kent meclislerine, kent meclisleri bölge meclislerine en üstte de halk kongresine bağlı yatay ve dikey örgütlenmelerin iç içe geliştiği bir sistemin geliştirilmesini ve yine halkın kendi kendini yönettiği tüm sivil toplum örgütlerin de içinde yer aldığı; sağlıktan, ekonomiye, eğitime kadar mesleki uzmanlık isteyen tüm işlerinin kolektif, dayanışma temelinde yapıldığı demokratik bir sistem inşa edilebileceğini belirtiyor.
Ayrıca Ronî Serdem son süreçte, Çin arabuluculuğunda İran-Suudi arasında varılan anlaşmanın yansımalarını, Komalên Ciwan Koordinasyonu, 30 Mart Kızıldere’de Mahir Çayan ve 9 arkadaşının katledilmesini ve yine Dijwar Norşîn ise Şehîd Mazlûm Duran (Xebat Basret) üzerine anı yazısına Serxwebun’un bu sayısında yer verildi.