HABER MERKEZİ
04-04-2016
Direnişin 22. Günü
Bugün Reber Apo’nun doğum günü. Bugün doğum günümüz. Hepimiz, insanlık bugün doğdu. Fakat kutlayamıyoruz. Fidan dikme koşullarımız yok, yüreğimden Önderliğe özlem, umut diliyorum, mavide yeşersin. Arkadaşlar birçok noktada lastik yaktılar, kara dumanlar mahalleden yükseldi.
Cihazdan Amara’nın yaralandığını duydum. Devrimin yarası da ağırmış. Dılsoz ve Amara’nın yaralanması boşluk yaratır. Artık boşluğu kendi imkanlarımızla dolduracağız. Aklım Gazipaşa mahallesinde kaldı, acaba durumları nasıl? Bugün Zilan Rojava ve Hizan’la konuştum. Aklıma bizim takım geldi. Raperin, Rojbin, Gulan’la anılarım tazelendi. Ah Aryen, güzelim beni nasıl bıraktın. Ya Jiyan,
Rengin. Bu kadar erken nasıl şehit düştüler. Raperin’in sağ olduğunu duydum. Zilan Rojhılatı da çok merak ediyorum. Ne yapıyor şimdi. Gözlerinden öpüyorum. Ya Diren.. o gün cihazdan sesini duydum. Onların özlemi beni avutuyor. Beni büyütüyor, hep onlarla olacağım.
Bugün çok şiddetli vurdular. Öğleden sonra hiç durmadan vurdular. Kimi yerler dümdüz. Heval Eriş’le tartıştım, biraz daralmıştı. Yanıma düzenledim. Birlikte Dicle hattına geçtik. Arkadaşlar çok moralli, çünkü eylem yapmışlar. Dün kepçeyi vurmuşlar. Rozerin ve Avareş suikast yapmış. Avareş’te kendini toparlamış, buna sevindim. Bugün iki tank darbelemişler, herkes gülüyor.
Akşama doğru Sefkan ve Erdal bizim tarafa geçtiler. Erdal’la düzenlemesi için konuştum, olgun karşıladı. Artık Gazipaşa ve İsmet arasında konumlanır. Herkes daha iyi ve güçlü görünüyor. Yine de inatla 4 Nisan kutlu olsun….
05-04-2016
Direnişin 23. Günü
Dün rüyamda çok karışık şeyler gördüm. Kendimi şehit arkadaşlarla aynı karede gördüm. Heval Evindar’la birlikteydim. Bazı şeyler yakınlaşıyor. Bu konuda hiçbir kaygım yok. Ama ucuz ve düşmanı sevindirmemeli. Düşman bir binayı daha almak için uğraştı. Kalkanlarla bir grup düşman inmiş ve zırhlıların arkasına sığınmışlardı. Vurmak için görebilecek bütün binaları, evleri dolaştık adım attıkça vuruyorlardı. Küçük bir fırsat bulduk, Rozerin bir roket kirpiye vurdu, bu sadece oyaladı, resmen zırhlılarla köşe kapmaca oynadık. Başarılı olan bizlerdik.
Cihazda Berçem’le (helena) konuştum, sesi iyi gelmedi. Kendimi tutamadım, gidip gördüm. Rızgar şehit düşmüş. Arkadaşlar çok etkilenmişlerdi. Onu da suikast etmişler. Cenazesini yerden kaldıramamışlar. Bawer’de hafif yaralanmış. Rızgar, Rengin’in şehit düştüğü yeri ısrarla görmek istemiş öyle vurmuşlar.
Kadro arkadaşlar kendine sıradan yaklaşıyor, bunun için erken şehit düşüyorlar. Sürekli duygularıyla hareket ediyorlar. Bende de bu var. Bu durum bizlerin savaşmamızı zorluyor.
Ağırlıkta savaş Dicle, Cumhuriyet İsmet ve Gazipaşa’da yoğunlaşmış. Diğer mahalleler suskun. Nicel ve nitel açıdan zorlanıyoruz. Bu durumları baştan beri dillendirdik ama yine de Bahçelievler mahallesi esas alındı. Şimdi de telafisi zor. En nitelikli kadrolar şehit düştü. Reşo, Berivan, Hekim, Diyar, Tolhıldan.
Bu arkadaşların yeri asla doldurulamaz. Halen Reşo’nun silüeti aklımdan çıkmamış. Bu yiğitleri kim anlatacak? Kim haklarını iade edecek? Ve bu güzel yoldaşların yokluklarına nasıl dayanacağız?
06-04-2016
Direnişin 24. Günü
Her şey o kadar üst üste geliyor ki güne güzel başlamıştık. Birden Sefkan’ın nidasıyla ayaklandık. Gidip seslendik. Demhat vurulmuş ve ağır yaralı. Ara mesafe çok az ama geçemiyoruz. Rozerin’le koşa koşa Cumhuriyet tarafına ulaşmaya çalıştık. Ancak 20 dakika geçmişti ki ulaştık. Ve Demhat şehit düşmüş. O da suikastçiler tarafından kalbinin alt tarafından vurulmuş.
Demhat’ın şehadeti bana çok ağır geldi. Duyar duymaz yere çömeldim. İçimden hıçkıra hıçkıra ağlamak geldi ama bunun fırsatı da değildi.
Sonra arkadaşların yanına gittik. Yüz ifademizden zaten anlaşıldı. Herkes etkilendi, ben bir türlü Demhat’ı unutamadım, o fedai genç aklımdan bir türlü çıkmadı. Bir uzvumu, ya da canımı kaybetmiştim. Bizi en fazla destekleyen ve aktif olan Demhat’tı. Keşif tuttu, saatlerce bekledik, kaldığımız yerde kala kaldık. Çok yoğun vuruyordular. Bugün cihazdan genç zınar’ın da şehadetini duydum. İsmetpaşa mahallesinde şehit düşmüş. Zınar’da halen küçüktü. Ama çok cesaretli olduğunu söylediler. Son gittiğimde görememiştim. Akşam aklım hep Dicle mahallesindeydi. Orayı yoğun vuruyorlar. Bir an cihazlar hareketlendi yine bir şey olmuştu, yüreğim ağzıma geldi. Sonra Adıl keşif altında yanımıza geldi, Rezan başından yaralanmış, sağlıkçı istiyorlar. Zor gönderdik hem keşif geziyordu hem de yoğun vuruyorlardı. Gecenin, ya da bugünün bitmesini istiyorum. Bugün sanki sadece acı veriyordu.
07-04-2016
Direnişin 25.günü
Keşif sesinin kesilmesiyle Rozerin, Sefkan ve ben hızla arkadaşların yanına geçtik. Herkes yorgun, Eriş ve Yunus arkadaşların elbiselerinde Rezan’ın kan izi var. Kan kokusu sinmiş her yere. Hemen başımı sersem gibi yapıyor. Rezan’a baktım, yarası ağır. Dengesi yerinde değil. başka bir yere geçirdim, ara ara kriz geçiriyor. Durumu cerrahi müdahale istiyor ama hiç imkan yok. Bir tane onurlu doktor bulamadık. Şimdi ise birçoğumuz böyle şehit düşüyor. Yaralı halde şehit düşüyorlar. Rezan şimdi yaşam mücadelesi veriyor.
Bu durumlar arkadaşları dağıtıyor. Biraz ilgilenince kısa da olsa aşılıyor. Son süreçte herkes iyidir. Demhat ve Rezan’ın durumları ve yarattıkları boşluklar yine etkiledi. Hele Demhat, halen kabullenemiyorum. Onun boşluğu çok belli. B-7 silahına baktıkça kötü oluyorum. Onu kardeşimden öte seviyordum. Yiğit, cesur ve bir o kadar da olgundu. Hiçbir yetkisi yoktu ama doğal komutandı.
Genç komutan. Gün boyu ağırlıkta havan ve obüsler kullanıldı, bomba atar çok atıyorlar.
Akşama doğru Eriş, Yunus ve Hogır’ı karşı tarafa aktardık. Bu caddeyi aşana kadar yüreğim ağzıma geliyor. Sonunda başardık ve karşı tarafa geçirdik. Bugün günlerden sonra tozlu saçlarımı yıkama fırsatı buldum. Temizlendi. Fakat sünüzitim tuttu, baş ağrım fena. Yetmezmiş gibi Xoşmer beni rahat bırakmıyor.
Çok konuşmayı seviyor. Ah bu gençler. Ne disipline edebiliyorsun ne de kavratabiliyorsun. Bir türlü biçim alamadılar. Bu durum sinirlerimi de çok geriyor. Bunlara bir şey olsa kendi yetersizliklerinden olacak.
Şirnex Direnişi – Ölümsüz komutan, Zeryan’ın kaleminden: Direniş devam ediyor -VII