HABER MERKEZİ
30-03-2016
Direnişin 17. Günü
Geceyi Cumhuriyet’te Helena’nın sıcak yüreğinin yanında geçirdim. Sonra Tolhıldan’ın hala olduğu yere gittik. Cansız bedeni daha bir uzamıştı, uzatmıştı bedenini. Yerini kazdık ve gömdük. Sonra cihaza gittik, arkadaşlar Dicle’de bir tim bırakıp çıkmamızı önerdiler. Bende cihazda “arkadaşlara söyleyin” dedim çünkü benim içimden cihazda konuşmak gelmedi.
Cumhuriyet mahallesi gençleri çok iyi, kimi kadrolardan bile daha aktifler. Ama Dicle mahallesi gençleri çok zorlayıcı kadronun duruşundan kaynağını alıyor.
Aktif olanlar Zerdeşt, Helena ve Boran. Onlardan güç alıyorum. Hava kararmaya doğru bir grup yaralı olan Cudi arkadaşı getirmek için toplanmıştı, görüntü verdiklerinden direk yönelim oraya oldu. Ben ve Helena yetiştik, bir eve getirdik saatlerce evi vurdular. Üzerimize duvar yıkılacak gibi oldu. Çok öfkelendim çünkü dikkatsiz ve disiplinsizlikler diz boyu. Eğer darbe alırsak da bu tarzımızdan alırız. Akşam Dicle’den silah sesleri yükseldi. Aklım orada, umarım bir şey olmamıştır.
31-03-2016
Direnişin 18. Günü
Sabah gözlerimi açar açmaz yaralı haberi var. Heval Agır yaralanmış, gidip getirdik. İki defadır yaralanıyor. Bu defa biraz daha ağır. Ama dirençli bir yoldaş, direk tedavisi yapıldı. Dün gece Çakır söğütü vurmuşlar denildi.
Besta’dan herhalde vurmuşlar, herkes moral almış. Valinin konvoyunu da vurmuşlar ama sonuçlarını bilmiyoruz.
Tüm Cumhuriyeti denetledik, mevzilenmeyi gözden geçirdik. Kimi yerler zayıf kalmış, düşman yönelirse çabuk kırılır. Bunun için tartışma yürüttük, bir hat var Dicle tarafında bu süreçte üzerinde durmalıyız.
Akşama doğru Dicle’ye geçmeye çalıştım. Caddeyi geçemedik, suikastçiler yoğun vurdu. Arkadaşlar geçmeme izin vermediler. Sonra düşman kepçe ve zırhlılarla arkadaşların bulunduğu yerin etrafını sardılar. Üst üste aralıksız vurdular. Arkadaşların bulunduğu ev alev aldı. Ben karşıda durmuş hiçbir şey yapamıyordum. Seslendim kimse cevap vermedi. Sinir krizi geçirecektim, sinirimden ağladım. Başımı duvara vurdum. Yanımdakiler engelledi, sonra heval Sefkan’ın sesi geldi, yüreğim ferahladı. Neredeyse kalpten gidecektim biraz sakinleştim ve kaldığımız yerde mevzilenmemizi güçlendirdik. Bu şekilde kalmak beni öldürüyor. Aramızda bir cadde var ama bir şey yapamıyoruz lanet olası düşmana.
01-04-2016
Direnişin 19. Günü
Bugün Nisanın ilk günü. Yine yağmur yağıyor. Dumandan boğulacak gibi oluyorum. Basınç içimi yerle bir ediyor, yine de iyiyim. Bu defa tanklar karşıya geçti. Cesur çocuk Demhat B-7 ile vurdu. Tank geriye çekildi, herkese moral oldu. Düşman kalkanlarla ilerlemek istedi, bir polis öldü. Dicle düştü düşecek, kaldığımız yerlerden püskürtmeye çalışıyoruz. Kaldığımız yerler enkaz ve yanık, yine de ısrarlıyız.
Bugün ara yeri güçlendirdik, buradaki gençlerde ciddi disiplin sorunu var. Akşama doğru her şeyi göze alarak caddenin karşısına geçtim. Basınçtan herkes baygın, Kurtay zor ayakta duruyor, Sefkan yine de dirençli. Duman kokusundan içerde duramıyorsun. Arkadaşları moralli görünce iyi oldum. Demhat hafif
yaralanmış hiç söz etmiyor bile. Pansuman bile yaptırmamış, çok değerli bir genç, savaş üzerine hep yoğunlaşıyor. Konumlanma konusunu tartıştık yüksek bir binayı patlattık ama yıkılmadı. Yerler deşifre olduğundan dolayı yoğun yöneliyorlar, sayıyı azaltmayı tartıştık. Galiba yavaş yavaş Dicle’yi bırakmamız lazım. Bu şekilde kalmakta bize kaybettiriyor. Ev ev çatışarak geriliyoruz. Bu tarz düşmanı zorluyor ama darbelemiyor. Gidip düşman hedeflerini keşfettim hiç hareket yok. Yeni bir şeyler yapmak lazım.. Yoksa bu tarz bize kaybettirir.
02-04-2016
Direnişin 20. Günü
Sabah caddenin diğer tarafına geçtim. Suikastçiler fark etti, bize bir şey olmadı. Ben ve Hogır geçtik ama Demhat yerinde kaldı, geçemedi. Sonra Dron (keşif uçağı) dolaştı. Birkaç mermi attım değmedi, Rozerin tek mermiyle düşürdü.
Bugün tüm gücümü toparlayıp cihaza çıktım, tekmil verdim. Son çatışma durumlarını aktardım. İsmet paşanın tekmilini verdim. Botan arkadaş şehit düşmüş. Suikastle vurmuşlar.
Cihazdan sonra arkadaşlar sırf düşmanı tahrik etmek için caddeye perde astılar. Yoğun bombardıman başladı. Ev üzerimize yıkılacak sandım. Küçük bir perdeden korkacak kadar zavallı bir düşman var.
Bütün mevzileri gezip arkadaşları görüyorum. Şimdiden halsizlik ve yılgın duruşlar öne çıkıyor. Yorgunluk öne sürülüyor. Bu durumu onlara kavratmaya çalışıyorum bazen sert ve kırıcı da oluyorum. Çünkü nöbette uyumalar da çok oluyor.
Geceyi Soro, Xoşmer ve Serhıldan’ın yanında geçiriyorum. Serhıldan henüz küçük, kıyamıyorum öne sürmeye, Soro ise Emine ananın bana emaneti.
Ailesinden şehit ve katılım fazla, savaşta kimseyi koruyamıyorsun ama yine de dikkat etmek lazım. Bunun için Soro’yu hep geride tutmaya çalışıyorum. Bir de çok seviyorum, çünkü gözü pek ve cesaretli..
03-04-2016Direnişin 21. Günü
Bugün cihazda Arjin’le konuştum. Bana Dicle’yi güçlendirmek lazım denildi. Acaba benden ne isteniyor? Bu kadar soyutluk olur mu? Sonra Cumhuriyete geçtim. Gulan’ı şimdiye kadar gömmemiştik, mezarını kazdık ve gömdük.
Ayakları battaniyeden dışarı çıkmıştı , başka battaniyeyle örttüm. Sert ve buz gibiydi, boyu uzamıştı. Yüreğim el vermedi açıp bakmaya, yerini yapıp gömdük. Dün cumhuriyet- görenler hattında yoğun çatışma yaşanmış. Arkadaşlar iyi vurmuş, birkaç zayıf nokta vardı onları gözden geçirdik. Heval Kamuran’ı gördüm bana Şoreş Goyi’nin şehit düştüğünü söyledi. İçim yandı, Şoreş ve Reşo şehit düşmüş, cenazesi yerde kalmış. Düşman üst üste vurmuş, tıpkı Jiyan’ınki gibi. Dılsoz’da yaralanmış. Şimdi Gazipaşa’da boşluk var. En güçlü kadrolarımız yaralanıyor. Bu durum zorlayıcı. Her mahallede boşluk var. Zerdeşt’le bir mayın bırakmaya gittik. Düşman fark etti yoğun vurdu.. kaldığımız yerden zor çıktık. Helena’yı gördüm içim rahatladı. Galiba Gazipaşa’da Devrim yaralanmış. Ayrıntıları bilmiyorum. İsmetpaşa’da bir zırhlı kobra imha olmuş. Öğleden sonra düşman kudurmuşcasına vuruyor her yer toz duman içinde, çatışma sesi geliyor. Ama ayrıntıları bilmiyorum. Bu bilinmezlikle günü geride bırakıyoruz.
Şirnex Direnişi – Ölümsüz komutan, Zeryan’ın kaleminden: Kleşlerle direniyoruz-VI