21-03-2016
Direnişin 8. Günü
Bugün yeniden düşman saldırdı. İskender, Şehr-i nuh ve … şiddetli çatışmalar yaşandı. Berivan yaralandı. Çatışmalar sürüyor. Hekim arkadaş not yazmış, iki şehit vermişler. Baz ve Mazlum şehit düşmüş… İşte bizim Newroz’umuz..
22-03-2016
Direnişin 9. Günü
Saldırılar devam ediyor. Ev ve binalar üzerimize yıkılıyor. Her yer enkaz, basınçtan ağzım, burnum, kulaklarım kanadı. Sırf kimse etkilenmesin diye ayaktayım ama iyiyim. Düşman hergün biraz daha ilerliyor. Hekim arkadaş dün şehit düşmüş. Gençler etkileniyor. Ama ben Dicle’yi bırakmayacağım ne olursa olsun. Çatışmalar yoğun sürüyor. Ama hep tank ve havanlarla vuruyorlar.
Bugün daha şiddetliydi sanki obüs kullandılar.
23-03-2016
Direnişin 10. Günü
Bugün yaralıları geçirdik. Biraz rahatladım. Çünkü tedavi koşulları yok. Genç ve zorlanan arkadaşları göndereceğim eğer imkan olursa. Bundan sonra aktif saldırıya geçeceğiz. Kalan grup biraz daha yatkın. Soğuk bir bodrumdayım, üşüyorum. Soğuktan değil,….
24-03-2016
Direnişin 11. Günü
Şırnak tamamen karanlık. Geceleri tank ve havan atışlarının ateşi aydınlatıyor. Tek tek bütün evler vuruluyor. Şırnak tam bir harabeye döndü. Bu savaş göğüs göğüse değil, TSK’nın yüksek tekniğine karşı kleşlerleyiz. Tank, kirpi, kobra ve tamamen zırhlı araçlarla geliyorlar. Tek tük inenler ise mermi sesleriyle
yerlerine kaçıyorlar. Düşman gücünü tekniğinden alıyor. Bu durum bile düşmanın bittiğini gösteriyor. Bu şekilde ölsek bile kazanan ve başaran bizleriz.
Suikastçiler evlere yerleşmişler. Evlerde küçük mazgallar açıp ateş ediyorlar. Zırhlıların denetiminde evleri yıka yıka ilerliyorlar. ….korkaklar.
Dünden beri sadece ağır silahlarla vuruyorlar. Cihazda Gulan ve grubunun şehadetini duydum. Yaralı halde şehit düşürmüşler. Füze kullanıldığı belirtildi. Ayrıntılarını bilmiyorum. Şehadetler de yaşanan boşluktan kaynaklı. Tekrardan düzenlemeye gittik, Dicle düşse de kolay düşmeyecek.
Dün küçük yaralı bir kedi gördüm. Parça almış ve nereye kaçacağını bilmiyordu, tuhaf sesler çıkartıyordu.
Şimdi şehit arkadaşların cenazeleri yerde. Bizim saklayacak koşullarımız yok. Kimse de gelip kaldırmıyor. Baz, Hekim, Jiyan öylece yerdeler.
Bugün Gule’nin şehadet yıl dönümü. (Yerivan’ın) şehitlerin kutsallığına sığınıyorum.
Başarıyla ve hep kazanarak…
27-03-2016
Direnişin 14. Günü
Bugün bir hattı daha bırakmak zorunda kaldık. Düşman ilerliyor. Tam mayınların üzerine tanklar ve zırhlı araçlar geldi, mayınlar yine patlamadı. Bir grup arkadaşı düşman fark etti ve yoğun vurmaya başladı. Grubu zor çıkardık. Cudi’nin ayağı çok ağırdı, suikastçiler ayağından vurdu. Ayak kemiği kırıldı. Çatışmanın içinde arkadaşlar sırtlayarak çıkardı. Cumhuriyete aktardık ama sadece yük olur. Eksikliğimizden kaynaklı yaralandı hem ürkek, hem de keyfi.
Şimdi, Dicle’de kalıyoruz.
Buradaki arkadaşları zor tutuyorum. Herkes Dicleyi bırakmak istiyor. Tuhaf bir psikoloji var. Bende karşı olunca bana karşı tepkileniyorlar. Ama Demhat cesur bir genç. Birde Sefkan moral veriyor. Sefkan gerilla değil ama bir cepheyi teslim edebilirsin. Babası şehit ve çocuk sahibi. Ama savaşkan bir ruhu var.
28-03-2016
Direnişin 15. Günü
Bugün tanklar artık mahallenin ortasına geldi. Barikatları yıktılar. Agır B-7 kullandı ama isabetli vuramadı. Tersine yer deşifre oldu ve tüm roketler
üzerimize geldi. Vuracak yer arıyoruz ama çemberdeyiz. Rezan hafif kulağından yaralandı. Bunun dışında iyiyiz. Her arkadaş hareket ettiğinden kurşunlara hedef oluyoruz. Her saat bir sorun yaşanabiliyor. Mahalle çok dağınık. Nasıl başta fark edemedik. En güçlü mahallenin Dicle olduğunu söyleyerek yanılmışız.
Zaten cephaneler ulu ortada, şimdiden erzaksız kaldık.
Yalnız bugün ilk defa düşman geldi ve ne yapalım diye haber gönderdiler. Gerçek militan bunu sorar mı? Kaç kezdir tek başıma gidip vurmak için bırakıyorum.
Kendimi burada yalnız hissediyorum. Dicle’de şehit düşen yoldaşlarımın yüreğine sığınıyorum. Onların kocaman yüreği bana güç veriyor. Demhat’ın grubunu da çektik. Yerleri çok riskliydi, geldiğinde eylem tekmili verdi, bir evi vurmuşlar, herkese moral oldu. Zaten düşman üzerine biraz kafa yoranlardan biri Demhat’tır.
29-03-2016
Direnişin 16.günü
Artık arkadaşlara sert tavır koydum. Ölsek bile Dicle’yi bırakmayacağız dedim. Kaçtır haber gönderiyor. Ben tavrımı koydum. Elimizde zaten birkaç bina kalmış düşman bunu bildiğinden yoğun vuruyor.
Son saldırılarla beraber durumumuz tekrardan gözden geçirmek lazım. Dicle ve Cumhuriyet arasını güçlendirmeliyiz. Manevra alanı ve mevzilendirmeyi
güçlendirmek için ara hata bakmak için çıktım. Birkaç yere baktıktan sonra Cumhuriyete geldim. Helena’yı gördüm. Çanta ve cihazımı gönderdikten sonra kaygılanmış. Görünce rahatladı. Heval Tolhıldan ve Aziz’de yaralanmış. Gidip Tolhıldan’ı gördüm. Ben hafif sanıyordum. Ayağı kopma noktasında. Cemal soruyor,” ayağını kesmeliyiz” gidip baktım. Tolhıldan’ın yüzü bembeyaz.
Sadece titreyen dudaklarıyla zorla “Zeryan” diyebildi. Sonra yanından ayrıldım. Helena’yla bazı mevzileri dolaştık. Saat 20.00 civarında Tolhıldan şehit düştü. Tolhıldan’ın bu şekilde şehit düşeceğine asla inanamazdım. O kör cesareti ve korkusuzluğuyla göze çarpıyordu. Eksiklikleri olsa da olduğu yerde savaş yoğunlaşması yaratıyordu. Boşluğu zor doldurulacak bir komutandı, yeri, yüreği büyük insan, Tolhıldan yoldaş.
Şehit Zeryan Deniz Amed
Şirnex Direnişi – Ölümsüz komutan, Zeryan’ın kaleminden: Dağlar onurdur-V