ŞIRNEX – İnsan Hakları Derneği (İHD) Şırnak Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Cizre Referans Merkezi, Şırnak Tabip Odası (ŞTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şırnak Şubesi, Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 3’ü kadın 22 tutsak tarafından tecride karşı sürdürülen açlık grevi ve hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları tespit raporunu açıkladı.
‘CİDDİ BOYUTLARA ULAŞTI!’
Raporda, “Açlık grevi eylemleri, eylemciler açısından fiziksek ve ruhsal yıkıcılığın ciddi boyutlara ulaştığı seviyeye gelmiştir” uyarısında bulunulurken, 13 tutsak adına İHD’ye gönderilen mektuba yer verildi.
TUTSAKLARDAN MEKTUP
Tutsaklar tarafından gönderilen mektupta şunlar yer aldı:
“* Haftada 10 saat olması gereken sosyal aktivite haklarımız idarece kısıtlanmıştır. Diğer koğuşlardaki arkadaşlarımızla bir dakika bile görüşememekteyiz. Bu şekilde odalarımızda tecrit altındayız.
* Ağır ve hasta arkadaşlarımızın tedavilerinde ihmaller söz konusu.
* İdare kantininden aldığımız el radyosu, çarşaf, ip, leğen vb. eşyalarımıza idarece el konulmuştur.
* Hobi, spor, atölye, el işi vb. aktivitelere ortak çıkamamakta ve bu haklarımız kısıtlanmaktadır.
* Koridor ve maltada personelin üst araması onur kırıcı olmaktadır.
* Cezası bir yılın altına düşen arkadaşlarımıza taraflı-tarafsız ayrımcılığı yapılarak, gözlem kurulu eşitlik ilkesine aykırı davranmaktadır.
* Daha önce aktivitelerle ilgili olarak Adalet Bakanlığı’na yazmış olduğumuz ve lehimize sonuçlanan 04/02/2019 tarih ve 66708689-204.0800-E 324/18980 sayı numaralı bakanlık talimatı uygulanmamaktadır.” Raporun devamında savcılık, müdür ve tutuklularla yapılan görüşmelerin ayrıntılarına yer verildi.
SAVCILIK VE CEZAEVİ MÜDÜRÜYLE GÖRÜŞÜLDÜ
Raporda, 9 Mayıs tarihinde savcılık ile yapılan görüşmede cezaevinde yaşanan hak ihlallerinin konuşulduğu ifade edildi. Eylemcilerin tıbbi durumunu izlemekle sorumlu olan personelin görevini en iyi şekilde sürdürmesi gerektiği noktasında uyarılarda bulunulduğunun belirtildiği raporda, şöyle devam edildi:
“Eylemcilerin kendi iradeleri ile eylemlerini sonlandırması durumunda; açlık grevi eylemcilerine yönelik uygulanması gerekilen tedavi protokolünün en küçük bir sapma gerçekleşmeksizin uygulanmasının hayati önem taşıdığına dikkat çekilmiştir. Açlık grevlerinin sonlandırılması karşısında yeterli önlemlerin önceden alınması gerektiği, heyetin bu konuda her türlü bilgi ve deneyim paylaşımında bulunmaya hazır olduğu ifade edilmiştir.”
Raporda, cezaevi müdürü ile yapılan görüşmede de yaşanan hak ihlallerinin konuşulduğu kaydedildi. Cezaevi koşullarının tedavi hizmetini sağlayabilecek yeterli tıbbi donanıma ve kapasiteye sahip olmadığının cezaevi müdürüne aktarıldığı ifade edildi.
EYLEMCİLERDE KANAMA VE GÖZ KARARMASI
Raporun son bölümünde ise heyet içerisinde yer alan avukatın tutsaklarla yaptığı görüşmelere yer verildi. Görüşmede, açlık grevindeki eylemcilerde kilo kaybı, uyku sorunu, baş dönmesi, tansiyon düşüklüğü, mide bulantısı ve kramplar, bağırsak kanaması ve gözlerde kararmalar gibi semptomların görülmeye başlandığı bilgilerine yer verildi.
Raporda, açlık grevine 16 ve 31 Ocak tarihlerinde başlayan tutsaklardan Agit Bilik, Ebubekir Neng, Salih Kutluk ve Hakan Petekkaya’nın sağlık durumlarının kötüye gittiğine dikkat çekildi.
Ayrıca, tutsakların görüşme sırasında, 1 Mayıs tarihinde yaptıkları etkinlikten kaynaklı gardiyanların provokasyonuna maruz kaldıkları ve 8 kişi hakkında disiplin soruşturması başlatıldığını aktardığı ifade edildi. Söz konusu durumdan kaynaklı da 1 Mayıs tarihinden bu yana eylemcilerin kilo, tansiyon ve şeker ölçümlerinin yapılmadığı kaydedildi.
Raporun devamında, “Mahpuslar koğuş değiştirmenin kabul edilmediğini, siyasi mahpusların başka hapishanelere sevkinin kabul edilmediğini ve hapishaneden hastaneye sevklerde sorun yaşandığını dile getirmişlerdir” denildi.
‘HER AN ÖLÜM GELEBİLİR; TALEP DEĞERLENDİRİLMELİ’
Raporun sonuç bölümü ise şöyle:
“Mahpusların sağlıklarının tehlikeye girmemeleri konusunda gerekli tıbbi bakım ilkelerine uyulması sağlanmalıdır. Ayrıca mevzuata aykırı uygulama içerisinde bulunan hapishane yetkililerinin uyarılması ve bu konuda gerekli adli ve idari soruşturmaların açılması gerekmektedir. Her an ölüm haberlerinin gelebileceği bir durumun söz konusu olduğu gerçeğinden hareketle, mevcut taleplerin ertelenmeksizin değerlendirilmesi hususunda yetkililerin sorumluluklarını yerine getirmesi hayati önem taşımaktadır.”