HABER MERKEZİ
Kitle iletişimi siyasetin en etkili araçlarındandır. İktidar çevrelerinin yanı sıra tüm muhalif gruplar da kitle iletişim araçlarını etkin bir şekilde kullanmışlardır. (İktidar çevreleri ve medya konusunda okuma yapmak isteyenler Chomsky’e bakabilirler.) Matbaanın icadı kitle iletişim araçları açısından ilk dönüm noktasıdır. Daha sonra radyo ve televizyon yayınlarının başlaması ve sonunda sosyal medyanın ortaya çıkması bu alandaki başlıca teknik gelişmelerdir. Tüm teknik ve teknolojik gelişmeler aynı zamanda sosyolojik değişim/gelişimlere de yol açar. Öncekiler bilinen ve aydınlanma tarihinde önemli yer tutan gelişmelerdir. Sosyal medya ve yol açtığı gelişmeler ise görece yeni olması dolayısıyla henüz çok fazla irdelenmemiş bir başlıktır.
Sosyal medya diğer kitle medyasının gerektirdiği masraflı altyapı ve muhabir ağına ihtiyaç duymamaktadır. Böylelikle muhalifler büyük basın tekellerinin merhametine mecbur değildir. (Örneğin Roboski katliamını 15-16 saat boyunca hiçbir basın kuruluşu duyurmamış ancak haber Facebook üzerinden yayılmıştı.) Herhangi bir kişi her hangi bir konuda görüş belirtebilmekte ya da şahit olduğu bir olayı diğer kullanıcılarla paylaşabilmektedir. Sosyal medyanın güvenilirliği görece az olmasına rağmen akıllı telefonların ve diğer teknolojilerin ve kayıt teknolojisinin ilerlemesiyle beraber sosyal medyada yayınlanan haberlerin doğrulanabilirliği artmaktadır. Böylelikle mücadele ettikleri iktidara göre çok kısıtlı imkanlara sahip olan muhalif gruplar sosyal medyada örgütlenmekte ve basın çalışmalarını buradan yürütmektedirler.
2011’de Tunus’ta başlayan olaylarda kullanıcıların Twitter’dan örgütlenmesi bu anlamda dönüm noktasıdır. Aynı durum Mısır ve Wall Street olaylarında da kendisini göstermiştir. Türkiye’de gezi eylemleri süresince sosyal medya çok yaratıcı kullanılmış ve eylemlerin yayılması ve duyurulmasında oldukça efektif bir yöntem olmuştur. (konuyla ilgilenen kişiler tekil vakaları inceleyen yüzlerce akademik çalışma bulabilirler) 2014 sonlarında DAİŞ’in Rojava’ya yönelik saldırılarının şiddetlenmesi ile beraber Kürtler ve dostları sosyal medyada oldukça örgütlü bir tavır almıştır. Bu tarihlerde henüz ,işgalci Türk devletinin bu konuda bir önlem almamış olması şüphesiz etkilidir, ancak tek bir Tag altında yüzbinlerce insanın Twit yağdırması Kobanî kuşatmasını Avrupa-Amerika gündemine sokan önemli bir gelişmeydi. (En önemli gelişme Kuzey Kürdistan’daki serhildandı.) Şüphesiz ABD Kobanî’de Twit atıldığı için savaşa dahil olmamıştı ancak kendi kamuoyuna karşı hesap veremeyecek duruma getirilmesi hava saldırıları ve havadan silah indirmeye başlamasında itici bir güçtü.
Çözüm sürecinin çökmesiyle beraber sosyal medya konusunda zaten çok büyük korku yaşamış olan işgalci Türk devleti ciddi önlemler aldı. Binlerce insan sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alındı ya da tutuklandı. Kobanî’den ağzı yanan işgalci işgalci Türk devleti, Efrîn, işgali sırasında sosyal medyaya büyük bir ambargo uyguladı. Bu baskılar Kürtlerin sosyal medyadaki gücünün geriye itilmesinde birinci sebeptir. Ancak açık ki tek sebep değildir. Örneğin bugün halkın bu konuda duyarlılığı olmasına rağmen Leyla Güven konusunda yeterince duyarlılık oluşturamıyoruz, sıkıntı yaşıyoruz.
Kürt kullanıcılar (anonim dahi olsalar) bazı Twitleri paylaşmaktan çekiniyorlar. Güvenlik kaygıları meşrudur, bu konuda kimseyi eleştirmiyoruz. Ancak her şeyde olduğu gibi doğru teknik ile sonuç almak mümkündür. Bugün AKP devleti sosyal medya trollerine çok çok büyük bir bütçe ayırıyor, sonsuz imkanlar sunuyor. Kayyum atanan belediyelerin her birisinde, her bir il başkanlığında troll ekipleri oluşturuluyor. Tüm TVlerde ve gazetelerde sansür var. Tüm muhalif internet siteleri sayısız kez engellendiler ve cezalar aldılar. Eskisi gibi halkı kitlesel olarak sosyal medyada paylaşım yapmaya yönlendirme gibi bir strateji doğru değil. Bunun yerine iyi örgütlenmiş küçük-ekiplerle bilgilendirici ve gerek duyulduğunda tag çalışmasına odaklanmış paylaşımlar daha yerinde olacaktır.
Kimi legal alan siyasetçileri on binlerce takipçiye sahiptirler, onların gerekli konularda tag kullanarak atacağı tek bir Twit az sayıda takipçisi olan hesapların atacağı onlarca Twitterden çok daha etkili olacaktır. Diğer taraftan yerli-yabancı gazetecilerden oluşacak bir ağ, sosyal medyada kamuoyu oluşturulmasına ciddi katkı sunabilir. Her birinin atacağı birer Twit bile çok çok etkili olabilir. Bu teknik detaylar arttırılabilir-tartışılabilir, ancak bu alanda profesyonelleşmenin yakıcı bir ihtiyaç olduğuna hiçbir şüphe yoktur.
Sosyal medya aktivizmi herkesin katılabileceği bir eylem çeşididir. Kürt sosyal medyası sansürü delebilir, diplomatik çalışmalarda Kürt güçlerinin elini güçlendirebilir. Belki böyle bir gücün kalmadığı düşünülüyor olabilir ancak bu potansiyel doğru örgütlenme ile, çok daha büyük bir güç açığa çıkarabilir.
Nurhak Amanos