HABER MERKEZİ
1956 yılında Ardahan’ın Beşiktaş köyünde dünyaya gelen Akif Yılmaz, daha küçük yaşlardayken babası ile birlikte ailesinin geçim sorumluluğunu üstlenerek, ortaokul çağlarında her yaz metropollere gidip en zor işlerde çalışarak, okul masraflarını çıkarmak için uğraştı. Yılmaz, 1976’da memleketi Kars’a döndükten sonra burada da devrimci mücadelesini sürdürmekten vazgeçmedi. Devrimci faaliyetler kapsamında görevlendirilerek gönderildiği Diyarbakır’da, Mazlum Doğan’ın cezaevinden kaçırılmasına dönük görev ona verilmişti ancak kimi girişimlerde bulunsa da sonuç alamadı ve bir süre sonra 1980 yılında tutuklandı.
‘Devrimci kişilik’
14 Temmuz 1982 günü gidilen mahkemede M. Hayri Durmuş’un öncülüğünde ölüm orucu eylemi başlatıldığında duruşmada değil, cezaevinde hücresinde olan Yılmaz, mahkemeye giden arkadaşları cezaevine döndüklerinde ona ölüm orucu eylemine başlandığını aktardıklarında, kendisiyle birlikte hücresindeki bir arkadaşıyla birlikte ölüm orucu eylemine girmekte hiçbir tereddüt göstermedi. Ölüm orucunda yaşamını yitirmesinden birkaç gün önce kaldırıldığı hastanede, o da arkadaşları gibi tıbbi müdahaleyi kabul etmemesi dolayısıyla Kemal Pir gibi gözlerini yitirecekti. Ölüm orucu eyleminin 63. gününde hayatını kaybeden Yılmaz’ın cenazesi doğduğu Ardahan’ın Beşiktaş (Mücüc) köyünde defnedildi.
Akif Yılmaz’ın Serhad’da ektiği devrimci direniş kültürünün tohumları Amed Zindanındaki duruşu ile daha da heybetli hal almış ve şehadetinin ardından adı Kurdistan da doğan bir çok çocuğa verilerek devam ettirilmeye devam etmektedir . Sadece Akif adını verilen binlerce genç varken bu direniş mirasına sahip çıkıp adını Akif yapan yüzlerce genç vardır. Akif Yılmaz’ın etkisi yakın çevresinde de kendisi gibi devrimci kişiler öncü komutanlar yaratmıştır. Yeğeni olan ve AKİF YILMAZ kodunu alan bir yeğeni 2007 yılında Botan’ın Mawa Alanında şehid düşmüş. Bu şehadet aile çevresinde daha etki yaratmış ve yine 2016 yılının başında 3 arkadaşı ile Qendil de şehit düşen Adar Barem ve yine 2016 yılının Ekim ayında Botan da Ezda Baran şehit düştükleri en son an’a kadar da bu direniş çizgisini daha da ileriye taşımayı bilmişlerdir.
Bugün onbinleri aşan sayıda özgürlük ordusunun oluşmasında ve bugünlere gelmesinde kuşkusuz ilk öncülerin duruşları önemli bir etki sahibi olmuştur.
“Zindanlarda arkadaşlar direndikçe direnişler halk içinde de gelişti ve geleneksel bir boyut kazandı.” Sözleri ile 12 dönemindeki durum anlatılırken , yakın zamanda “Tecridi Kıralım, Faşizmi Parçalayalım, Kurdistanı Özgürleştirelim” hamlesinde tekrardan herkesçe görülen bu hakikat çizgisi olmuştur. Direnen zindanlarla beraber halk direnişi daha da büyümüş ve düşmana geri adımlar attırmıştır. Mücadele daha da büyümüştür.
Akif Yılmaz ın genç yaşında serhad’da tohumunu ettiği direniş , yılmazlık , yoldaşa ve partiye bağlılık bugün serhed’in her zozanın da her tepesinde işgalcilere tarihi hezimeti yaşatan özgürlük gerillasının da karekteristik özelliği olmaktadır. Olmaz , yapılamaz , zordur söylemlerine karşı pratik adımlarla karşılık verilmesi Akif Yılmaz dan devralınan bir direniş mevziidir ve bugün daha da ileriye taşınmaktadır. Bu direniş karşısında nasıl ki Amed Zindanlarında Faşistler kaybetmiş ve direniş kazanmışsa bugün serhed başta olmak üzere de özgürlük gerillasının olduğu her yerde işgalcilik kaybetmeye mahkumdur.
Harun XWEZA