HABER MERKEZİ
14 Temmuz direnişi hakkında birçok değerlendirme yapıldı. Ne kadar değerlendirme yapılsa, hakkında yazı yazılsa bu direnişin hakkı verilmez; tam anlatılamaz. Bu direnişi en fazla da sanatçılar ve edebiyatçılar ortaya koyabilir. Bu konuda birçok romanın yazılması, filmin yapılması gerekir. Yakın zamanda Avrupa’da gösterime giren 14 Temmuz filmi önemli bir başlangıç olmuştur. 14 Temmuz filminin başka projeleri teşvik edeceğini, Kürt özgürlük mücadelesinin bu çalışmalarla daha da güçleneceğine inanıyorum.
14 Temmuz’un yıldönümü vesilesiyle bu yazımızda PKK’nin Stêrka Sor’u olan Ali Çiçek’i bazı yönleriyle anlatmak istiyorum. Ali Çiçek tüm mücadele yaşamındaki militanlığı ve büyük direnişçiliğiyle Kürt gençliğinin sembolü olmaya hak kazanmıştır. Zaten bu karakterleri nedeniyle büyük devrimci, zindan direnişinin bilgesi M.Hayri Durmuş, Ali Çiçek için “O, bizim Stêrka Sorumuz” yani kızıl yıldızımızdır demiştir. 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucunda Kemal Pir, Mehmet Hayri Durmuş ve Akif Yılmaz’la birlikte şehit düşen Ali Çiçek’i bugün daha iyi anlamak gerekmektedir. Özellikle soykırımcı sömürgeciliğin kök kazıma saldırısı yürüttüğü günümüzde Kürt gençlerinin Ali Çiçek kişiliğini ve pratiğini tanıması çok önemli hale gelmiştir.
14 Temmuz Büyük Ölüm Orucunun gerçekleştiği dönemde 12 Eylül askeri faşist cuntası ve onun zindandaki işkenceci başı Esat Oktay, PKK’nin kökünü kazımaktan söz ediyordu. PKK’nin ismi bir daha ağızlara alınmayacak diyordu. 5 nolu zindandaki tutsaklar şahsında PKK ve Kürt halkının özgürlük umudu zindanların betonlarına gömülmek isteniyordu. Kürt halkına ve özgürlük mücadelesine böyle bir saldırının olduğu dönemde Kürt halkının acısını ve özlemlerini yüreğinde ve beyninde taşıyan Ali Çiçek, Kürt halkının bir genci olarak diğer üç yoldaşıyla birlikte fedai bir direniş ortaya koydu. Halkın tüm acılarını ve özlemlerini yüreğinde ve omuzunda taşıyan; halka yapılan zulme öfkesini militan kişiliğinde ortaya koyan Ali Çiçek’in duruşu, bugün tüm Kürt gençlerine yol göstermektedir. Halkın özlemlerini genç omuzunda taşıyan ve bu özlemleri gerçekleştirme sorumluluğu duyan Ali Çiçek’in halka bağlılığı, tüm yaşamını halk için adaması, bugün Kürt gençliğinin neler yapması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Ali Çiçek, bir Kürt genci olarak Kürt halkını özgürleştirmeyi kendi sorumluluğu olarak görmüştür. Kürt halkının yaşadığı acıları ve zulmü büyük bir devrimci öfkeye ve eyleme dönüştürmüştür. Ali Çiçek’te var olan öfke anlaşılmadan hiçbir genç kendine bu halkın evladıyım diyemez. Bu halkın evladı olmak, Ali Çiçek gibi düşmanın beyninde, düşmanın merkezine bir balyoz gibi inmektir. Kürt genci olup da halkın yaşadığı acıyı beyninde, yüreğinde hissedip militan bir kişiliğe kavuşmamak, soykırımcı sömürgeciliğe karşı fedaice bir savaş vermemek olmaz. Bu halkı Kürt gençleri özgürlüğe kavuşturmayacak da kimler kavuşturacak? Bu halkın özgürlük mücadelesine Kürt gençleri öncülük etmeyecek de kim edecek? Kürt halkına yönelik ağır saldırılar karşısında Kürt gençleri üzerlerine düşen görevleri yerine getirmek zorundadırlar. Tüm Kürt gençleri Ali Çiçek’leşmek zorundadırlar. Yoksa kendilerine Kürt genci diyemezler.
Ali Çiçek, Hilvan’da ve Urfa’da soykırımcı güçlerin korkulu rüyası olmuştur. Düşmanın halka yaptığı zulmün yarattığı öfkeyle etkili eylemler yapmıştır. Polisin eline düştüğünde, ağır işkencelere uğradığında hep kendisine örnek aldığı Büyük Devrimci Kemal Pir gibi polise tek bir kelime konuşmamıştır. Kemal Pir gibi işkencecilerle alay etmiştir. Cezaevinde tüm direnişlerin en ön saflarında yer almıştır. O, Kürt genci olarak soykırımcı sömürgecilere karşı halkın öfkesi, kılıcı ve balyozu olmuştur. Halkın acısı da özlemi de onun sırtında öyle birer yüktür ki, bu sorumluluğun gereği genç yaşının her nefesini bu halkın özgürlük mücadelesi için vermiştir. Bugün Kürt gençliği Ali Çiçek’in izinde gitmeyecek de ne yapacak? Ali Çiçek’in izinde gitmeyen, onun gibi yaşamını Kürt özgürlüğüne adamayan bir gençlik için yaşam anlamsız demektir. Ali Çiçek ise duruşuyla anlamsız genç yaşamlara son vermiştir. Gençliğe anlamlı yaşamın yolunu göstermiştir.
Bugün de Kürt halkının özgürlük mücadelesi o günkü gibi ağır baskı altındadır. Bugünkü soykırımcılar da Kürt’ün kökünü kazımaktan söz ediyorlar. Bu kök kazımayı sadece Bakurê Kurdîstan’da değil, Rojava’da, Başur’da ve tüm Ortadoğu’da ve tüm dünyada yapmak istiyorlar. Nerede Kürt’e ait bir değer varsa ezmek ve ortadan kaldırmak istiyorlar. İşte şimdi Tayyip Erdoğan-Devlet Bahçeli faşizminin kök kazımasına karşı, onların Esat Oktay’ı olan Süleyman Soylu’ya karşı 14 Temmuz direnişçileri gibi direnişe geçme zamanıdır. Nasıl ki 14 Temmuz direnişçileri şahsında zindan direnişi 12 Eylül faşizmini yenilgiye uğrattıysa, Kürt gençleri de en ön saflara atılarak Erdoğan ve Bahçeli faşizmini yenilgiye uğratmada rollünü oynamalıdırlar. Özellikle Bakurê Kurdîstan ve Türkiye’de her sokağı bir eylem alanı haline getirmelidirler. Her yerde faşist güçlere karşı devrimci gençliğin balyozunu indirmelidirler.
Yüz binlerce, milyonlarca Kürt genci vardır. Kürt gençleri gerillaya binlerle katılarak bu soykırımcı faşist kök kazıcılara gereken cevabı vermelidir. Kürt gençliğinin en büyük örgütü gerilladır. Gerilla safları gençliğin, halkın özgürlük mücadelesini yükseltme ortamında kendini özgürleştirme mücadelesidir.
Kürt gençliği gerilla mücadelesiyle onur kazandı, irade kazandı; bugün de gerilla mücadelesini yükseltmesiyle önderliği ve halkıyla birlikte kendini de özgürleştirecektir. Kürt gençliği bu direnişi ve mücadelesiyle tüm dünya gençliğinin de öncü gücü olacaktır.
KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA-HÜSEYİN ALİ