AMED- Amed’in Sur ilçesinde sokağa çıkma yasakları sırasında mahsur kalan ve tahliyeleri ardından gözaltına alınan çoğunluğu çocuk 19’u tutuklu 40 yurttaşın yargılandığı Sur Ana Davası’nın duruşması Amed 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Çatışmaların sona ermesiyle mahsur kaldıkları Sur’dan çıkarken gözaltına alınan ve haklarında ayrı ayrı “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” ve “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla açılan davanın duruşmasında, salonda yer olmadığı öne sürülerek tek bir yakınlarının duruşmaya izlenmesine izin verileceği söylenmesi gerginliğe neden oldu.
Duruşma salonuna getirilen tutuklu 12 yurttaş, yarım saat kelepçeli bekletildikten ve mahkeme heyetinin duruşmadaki yerini almasıyla kelepçeleri çıkartıldı.
İŞGALCİ SAVCININ YERİNDE OLMADIĞINI MÜTALAA İSTEYİNCE FARKINA VARDI
Duruşmaya geç gelen iddia makamının yokluğu, ancak mahkeme başkanının tutukluların geçmiş bayramını kutladıktan sonra mütalaa için iddia makamına döndüğünde fark edildi.
Savunma yapmak için söz alan Yunus Özak, Kürtçe savunma için talepte bulunduklarını ancak tercüman hazır edilmemesi nedeniyle savunma yapmayacaklarını ve duruşma salonundan çıkmak istediklerini belirtti. Diğer tutuklular da aynı talebe katılınca zapta geçirilen talepten sonra tutuklular, salonun dışına alındı. Tutuklu sanıklardan Mesut Aygül ile tutuksuz sanıkların katılımıyla duruşmaya devam edildi.
İşgalci Cumhuriyet Savcısı, yurttaşların üzerine atılı suçun nitelliği ve kuvvetli şüphesi nedeniyle sanıkların tutukluk hallerinin devamına karar verilmesi yönünde görüş bildirdi.
Tutuklu sanık Ümit Özak’ın avukatı Barış Yavuz, “Birçok görüntü ve fotoğrafın hiçbirinde Ümit yok. Ümit sadece orada fotoğraf çekmiştir. Örgüt propagandasına dönüşebilecek faaliyeti 302 kapsamında değerlendirmenin karşılığı yoktur. Tanıklardan biri Ümit’i Ümit olarak tanıdığını beyan ediyor. Ümit gerçek ismidir zaten. Sırf 302’ye delil olsun diye pil bloğu üzerinde parmak izi tespit edildiği söyleniyor. Bir bomba patlamışsa o pil nasıl sağlam çıkabiliyor ve parmak izi ve diğer incelemeler yapılabiliyor. Ümit Tıp Fakültesi 4’üncü sınıf öğrencisiyken tutuklandı. Tutuklu kaldığı süre içerisinde hem okulunu hem stajını bitirmiş olacaktı. Ümit’in tahliye edilmesi gerekiyor” dedi.
AİLESİYLE MAHSUR KALDI 3 YILDIR TUTUKLU
Sanık Sinem Ateş’in avukatı Habibe Danışman Deyar, birlikte tutuklandıkları baba ve kardeşinin tahliye edilmelerine rağmen Sinem Ateş’in 3 yıl 3 aydır tutuklu olduğuna dikkat çekerek, operasyonların sürdüğü dönemde Ateş ailesinin sivil olduğunu ve mahsur kaldıklarına ilişkin sivil toplum örgütlerince yetkililere bildirilmiş olduğunu söyledi. Deyar, Ateş’in örgütle ilişkisinin dosya açısından ispat edilmediğini ifade etmesi üzerine mahkeme başkanı araya girerek, davaya artık başkanlık etmeyeceği için söyledi. Mahkeme başkanı devamla, “Belge görüntü yok, diyorsunuz, var. 470 klasör var. Azad Farqîn dosyası belgelerinde Sur’da çatışıp sağ çıkan kişilerin ismi var” ifadesini kullandı.
Yargılamanın hukukiliği dışında ahlakiliği ve meşruluğunun da tartışılması gerektiğini vurgulayan Deyar, Sinem’in babası ve kardeşinden farklı hiçbir durumunun olmadığını belirterek tahliye edilmesini istedi.
‘ADLİ KONTOROL CEZAYA DÖNÜŞTÜ’
Tutuksuz yargılanan Seda Arslan’ın avukatı Semra Baylan, hiç tutuklanmayan müvekkili Seda’nın 3 yıl 3 aydır süren adli kontrol tedbirinin cezaya dönüştüğünü belirterek uygulamanın kaldırılmasını talebinde bulundu.
ARA KARARA 2 GÜN SONRA ULAŞILABİLDİ
Tutuksuz yargılananlar, kendilerine uygulanan adli kontrol talebinin kaldırılmasını talep etti.
Duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, arar kararının tüm sanık ve avukatlarının gıyabında verdi. Duruşmadan 2 gün sonra ara kararını yazarak avukatlara bildiren mahkeme heyeti, tüm talepleri reddederek bir sonraki duruşmayı, 8 Ekim’e erteledi.