Cizre’de şiddetli çatışmalar yaşanıp, ilçe sakinlerinin hafızasına “Diz çökmedik” sözleriyle kazınan sokağa çıkma yasağı 3 yılı geride bıraktı. Bu süre zarfında özel politikalar uygulanan ilçede özellikle çocuklar, Osmanlıca ve Arapça kurslarında asimile edilmek istenirken, gençler ise uyuşturucu ve bahis bataklığına sürüklenmeye çalışılıyor.
ŞIRNAK – Şırnak’ın Cizre ilçe merkezinde şiddetli çatışmalara sahne olan sokağa çıkma yasağının üzerinden 3 yıl geçti. 14 Aralık 2015’da başlayıp, 2 Mart 2016’ya kadar devam eden yasak boyunca yaşanan çatışmalarda aralarında Sivil Savunma Birlikleri (YPS) üyelerinin de bulunduğu 300’e yakın kişi şehit düştü, yüzlercesi yaralandı. Operasyonda sırasında kullanılan ağır silahlardan kaynaklı ise Yafes, Sur, Cudi ve Nuh mahallelerinde yer alan 3 bin dolayında ev kullanılmaz hale geldi.
Öyle ki, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ilçede yaşananlara dair “Kıyamet benzeri bir tablo” tanımlamasında bulunacaktı.
BODRUMLAR HAFIZLARDAKİ CANLILIĞINI KORUYOR
Binlerce insanın göç etmek zorunda kaldığı yasak sırasında Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanları Mehmet Tunç ve Asya Yüksel ile birlikte aralarında yine siyasetçi, gazeteci ve öğrencilerin de bulunduğu onlarca insan, mahsur kaldıkları evlerin bodrum katında ambulans beklerken yakılarak öldürüldü.
İlçe sakinlerinin Mehmet Tunç’un öldürülmeden önce sarf ettiği “Biz diz çökmedik. Kalan insanların bizimle gurur duyması lazım” sözlerini dillerinden düşürmeyerek andığı yasak sırasında yaşananlar hale hafızalarda taze.
CENAZELERİN BULUNDUĞU ALANA KONUT YAPILDI
Yaşanan çatışmalar ve ölümler sonrası yasağın kaldırılması ile birlikte çok sayıda insanın bodrumlarında can verdiği binalar yıkılıp, yerlerine Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından yeni konutlar yapılmaya başlandı. İlçe halkı etrafı bariyerlerle çevrilip, kimsenin yaklaştırılmadığı inşaat alanında halen cenazelerin bulunduğu düşüncesinde. Bu yüzden bu alandaki evleri yıkılan aileler, yapımı süren konutlardan almayı reddediyor.
DOSYALAR TEK TEK KAPATILIYOR
Yasak sırasında hayatını kaybeden sivillere ilişkin açılan soruşturma dosyaları da bir bir kapatılıyor. Bugüne kadar 70’i aşkın dosya hakkında “takipsizlik”, diğer birçoğu için ise “daimi arama kararı” verildi. “Örgüt üyesi” iddiasıyla verilen kararların birçoğunda ise, ölümler “hukuka uygun” kabul edildi.
KÜRTÇE KURUMLAR AKP VE MÜFTÜLÜĞÜ DEVREDİLDİ
Bu durumun yanı sıra yasak sonrası inşa edilen karakol ve kalekollarla, örülen duvarlarla ablukanın sürdürülüp, halkın nefes alamaz hale getirildiği ilçede özellikle gençler ve çocuklar asimilasyon kıskacına alındı. Yasak öncesi kentte Kürtçe eğitimin verildiği Nûbihara Biçûkan Çocuk Kreşi, Berîvan ve Melayê Cizîrî gibi eğitim kurumları belediyeye atanan kayyum eliyle bir bir kapatıldı. Bu kurum binaları ise, İlçe Müftülüğü, AKP Kadın Kolları ve Hür Dava Partisi üyelerine teslim edildi. Yine yasak sonrası Müftülük tarafından 4-5 yaşlarındaki çocuklar için Kuran kursu ve dini eğitimi veren 20’yi aşkın kurum açıldı.
KÜRTÇE GİTTİ, OSMANLICA VE ARAPÇA GELDİ
Dışarıdan “gönüllü” adı altında getirilen kişiler tarafından yönetilen bu merkezlerde çocuklara Kürtçe yerine Osmanlıca ve Arapça eğitimi verilmeye başlandı. Birçok çocuk ise yatılı yurtlara yerleştirildi. AKP Kadın Kolları Başkanı Hatice Atan tarafından kurulan “AK Kadınlar” isimli kuruluşça organize edilen resmi programlara çıkarılan bu çocukların ailelerine her ay “masraf” adı altında belli bir miktar para verildi.
UYUŞTURUCU KULLANIMI ARTTI
Kentte uygulanan sıkı güvenlik önlemlerine takılmayan uyuşturucu satışı ve kullanımı da yasaktan sonra kaygı verici boyutlara ulaştı. Özellikle yasaktan sonra mevcut okulların birçoğu karakola dönüştürüldüğü için ilçe merkezi dışında eğitim gören liseli gençler arasında her geçen gün artış gösteren uyuşturucu bağımlılığına karşı önlem alınmaması dikkat çekiyor. Mobese kameraları ile neredeyse her sokağı gözlenen kentte uyuşturucu kullanım yaşının 15’e düştüğü belirtiliyor. Uyuşturucu satışı ve kullanımının özellikle yasak sırasında çatışmalara sahne olan politik ve örgütlü gençlerin yaşadığı Nur, Cudi ve Yafes mahallelerinde görülmesi de “bilinçli bir politikanın ürünü” olarak yorumlanıyor.
YASADIŞI BAHİSE ÖZENDİRME
Yasaktan sonra kentte özellikle gençlerin çekilmek istendiği bir başka alan ise yasadışı bahis oyunları. Bu iş daha önce gizli gizli yapılırken, bugün neredeyse ilçenin en işlek caddelerinde açık açık yapılmaya başlandı. İlçede şimdiye kadar 4 kişinin intiharına neden olan bu bahis oyunları, görünürde başka işler için açılan 80’i aşkın işyerinde oynatıldığı biliniyor.
MANTAR GİBİ BİTEN KAFELER
Kentte dikkat çeken bir diğer değişim ise, adeta mantar gibi biten kafeler. Daha önce gençlerin bir araya gelip farklı kültürel etkinlik çalışmaları yürüttüğü merkezlerin yerine neredeyse her adım başı açılan bu kafeler, polisler ve devlet memurlarının mekan tuttuğu adreslerin başında geliyor. Çalınan Türkçe ve İngilizce müziklerle cezbedip, kültürel ve toplumsal yozlaştırma işlevi gören bu kafelere çekilen gençlerle sohbetler geliştirilip, onların dünyadan, toplumdan ve politikadan uzak kalmaları amaçlanıyor.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı